By 2021 yılını bitirdik. Geride bıraktığımız yıl birçok özel ve güzel sinema-televizyon olayına ev sahipliği yaptığı. Her sene, elimden geldiğince geri kalan yılın güzel olaylarını, senenin öne çıkan isimlerini, kazananlarını derlemeye çalışıyorum. Bu sene de bence birbirinden özel isim ve olay göze çarpıyor. Size birkaç, tabii ki de bence, yılın kazanından bahsetmek istiyorum.
Jodie Comer
Bu senenin kazananlarının başını Jodie Comer çekiyor. Yer aldığı 3 film de IMDB’de 7 üzerinden puan aldı. Free Guy, senenin başarılı popcorn filmlerinden biriydi. Hatta bana göre senenin en başarılı filmlerinden de biri. Ama onu öne çıkaran filmler tabii ki The Last Duel ve Help. Help, birçok seyircinin gözünden kaçmış olabilir ama senenin açık ara en iyi işlerinden biri olan filmde Jodie Comer, oyunculuğu ile ne kadar yetenekli biri olduğunu gösteriyor. Ne kadar The Last Duel gişede batmış olsa da, Jodie Comer, sergilediği şahane oyunculuk ile Oscar adaylığı kazanabilir. Yılın sonunu da Killing Eve’in yeni sezon görüntüleri ile kapatan aktris, senenin açık ara en büyük kazananlarından biri.
Zendaya
Disney Chanel’daki dizisinden beri takip ettiğim ve bir yıldız olacağına emin olduğum Zendaya, 2021 itibariyle yıldız olmanın ilk adımını attı. Daha önce de birçok özel projede yer alsa da bu sene yer aldığı projeler, geleceği adına büyük bir önizleme verdi. Seneye Euphoria’nın özel bölümleriyle başlayan Zendaya, ilk gerçek sınavını Malcolm and Marie’de verdi. Başrol olarak yer aldığı filmde geleceğe dair en azından benim için büyük bir umut verdi. Keza ne kadar başarısız bir proje olsa da Space Jam 2’de seslendirme yapması, Dune ve Spider-Man filmlerinde yer alması, onu senenin en büyük kazananlarından biri yaptı.
Marvel
Marvel, her sene bir şekilde kazanmayı başarıyor. Lakin bu senenin bir farkı vardı. Phase 4’e geçiş yapan Marvel, seneye yeni projeleri ve daha önce öne çıkarmadığı karakterleri ile başladı. Ve bu konuda da oldukça başarılı oldular. Wanda, Loki, Falcon, Black Widow ve Eternals, oldukça başarılı işlerdi. What If için ne kadar güzel şeyler söylemeyecek olsam da geri kalan her şey keyifliydi ve evrenin devamı için oldukça büyük bir heyecan yarattı. Zaten seneyi başarılı olarak tamamlayacak olan Marvel, Spider-Man ile beraber pastanın üstüne çileği koydu. Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama Marvel kesinlikle bu senenin en büyük kazananı.
Peter Parker
Hazır Marvel demişken. Henüz çok taze evet ama söylemem gerek: Peter Parker, 2021’in en büyük kazananlarından biri. Spider-Man No Way Home, belki de senenin en çok beklenen filmlerinden biriydi. Filmin ne anlatacağı gerçekten de hiç önemli değildi aslında. Herkesin tek bir merakı vardı: 3 Peter Parker’ı da görebilecek miyiz? 30 yaşında biri olarak Peter Parker’ların perdeye girdiği yerde gözlerim doldu. Aslında Spider-Man’i ve maskenin arkasındaki Peter Parker’ı ne kadar sevdiğimizi salonda daha iyi anladım. Bu kadar sevilen bir karakterin de senenin en büyük kazananı olmaması imkansızdı.
Malignant
Bu tercihim biraz kişisel. James Wan, uzun süredir korku filmi çekmiyordu. Yapımcılığını yaptığı korku projeleri de maalesef vasatı aşamayacak türdendi. Onun korkuya geri dönmesi özellikle benim gibi ona hayran olan biri için önemliydi. Görüyoruz ki James Wan, hala sinemanın en vizyoner isimlerinden biri. Yönetmenliğini yaptığı Malignant, bu senenin en başarılı işlerinden biri. Çok az insan tarafından izlense de zamanla izleyen herkesin beğendiği bir film oldu. Korkunun koca bir kaybeden olduğu senede Malignant, aradan sıyrılarak bir kazanan olmayı başarıyor.
Ryan Reynolds
Ryan Reynolds, Ryan Reynolds olmayı başararak kazananlar listesine girmeyi başardı. Yer aldığı Hitman’s Wife’s Bodyguard, Red Notice ve Free Guy senenin en çok konuşulan ve izlenen işlerinden. Tabii ki bu filmlerde onun gibi özel isimlerle beraber yer alsa da çoğumuz Ryan Reynolds izlemek için filmleri açıyoruz. Sadece bu bile onu bir kazanan yapmaya yeter.
Ada the Lamb
Valdimar Jóhannsson’un yönetmenliğini yaptığı Lamb, maalesef yanlış bir şekilde pazarlandı ve bizlere bir korku filmi olarak tanıtıldı. Halbuki filmin korku ile herhangi bir alakası yok. Tabii ki sinemaya şartlanmış olarak giden bizler korku filmi görmeyince ufak bir hayal kırıklığına uğradık. Filmi, kötülemememizin ise tek bir sebebi var: Ada. Koyun kafalı karakterimiz, uzun süredir sinemalarda izlediğimiz en enteresan ve en ponçik karakter oldu. Hepimiz onu çok sevdik ve keyifli bulduk. Ada, büyük ihtimal bundan 10 sene sonra hatırlanacak bir figür olacak. Pazarlama sebepli şanı yavaş büyüyecek ama elbet büyüyecektir.
Margaret Qualley
Ne alaka diyenleri görüyorum. Margaret Qualley, birkaç senedir gözüme çarpan bir aktris. Özellikle IO filmiyle ilgimi çeken oyuncu, bu sene ilk defa adından tam olarak söz ettirmeyi başardı. Netflix’in Maid dizisinde başrol olan Margaret, sergilediği oyunculuk ile koca bir takdiri hak ediyor. Ama onu kazanan yapan şey aslında, dizinin başarısı. Bu başarının arkasında tabii ki senaristler olsa da Margaret’ın rolü büyük. Sektörde bir türlü öne çıkamayan Margaret Qualley, Maid sayesinde kendini öne atmayı başardı. Şu anda yapım aşamasında olan 5 projesi var. Bu onu kendi açısında kazanan yaparken bence senenin kazananı da yapar.
Justice League
DC, maalesef film sektöründe büyük bir başarısızlık örneği. Dizileri ile hala ilgi çekmeyi başarsa da filmler istenilen noktaya hiç gelemedi. Justice League, DC’nin Avengers’ı olacaktı. Karanlık bir dünyanın karanlık kahramanları. Fakat kızının ölmesi sebebiyle Zack Snyder, filmi tamamlayamamış ve filmi tamamlama işi Joss Whedon’a kalmıştı. Joss ve WB, ortaya çıkardıkları film ile büyük bir başarısızlığa imza attılar. Aslında onların başarısızlığı da DC’nin kaybetmesine sebep oldu. Fakat görüyoruz ki, aslında sorun sadece Joss ve WB’daymış. Zack Snyder, bu sene yayınladığı “kendi kurgusu” ile aslında 2017’de bambaşka bir film izlediğimizi kanıtladı. Benim, hiç sevmediğim Justice League, meğersem ne güzel filmmiş. Bu da Zack Snyder ve Justice League’i senenin kazananlarından biri yapar. WB’yi de tabii ki senenin kaybedeni.
Comments