0

İlk olarak 1994 yılında Warcraft: Orcs & Humans olarak piyasaya sürülen oyununun bu kadar tutacağını oyunun yapımcısı Blizzard bile düşünmemiştir. 1995’te Warcraft II: Tides of Darkness ile devam eden seri 1997’de durdu. 2002’de geri dönen oyun, dönemin teknolojisini çok iyi kullanmış ve ortaya harika bir oyun çıkarmıştı. Warcraft III: Reign of Chaos adı ile çıkan oyun, tarihin en önemli oyunlarından birine dönüşecekti. Dönemin oyunlarına nazaran başarılı görselleri ve birçok oyunun yapamadığını yapıp sunduğu muhteşem hikayesi ile kendine geniş bir kitle oluşturan Warcraft ardından Frozen Throne ek paketi ile büyük bir sükse yaptı. Blizzard ardından oyunun gidişatını değiştirip rts’den çıkıp mmoprg’ye döndü ve World of Warcraft’ı dünyaya sundu. 2004’te çıkan oyun bir zamanlar -paralı olmasına rağmen- en çok oynanan online oyun oldu. Oyunun başarısı ise tamamen sahip olduğu geniş harita ve detaylı hikayesinden geliyordu. Yüzüklerin Efendisi, şimdilerin Game of Thrones’u gibi kendi evreni ve kendi derin tarihi olan oyun günümüzde hala çılgınlar gibi oynanıyor ve her ek paketi ile tekrar adından söz ettiriyor. Keza oyunun birçok kitabı olduğunu da belirtmem gerek.

Tabii böyle olunca Warcraft’ın film olması kaçınılmazdı ama film olması için maalesef yıllarca beklemek zorunda kaldık. Kitlesini bekletmeyi seven Blizzard, bilenler bilir Diablo 3 için 12 sene bekledik, Warcraft filmi için de tam olarak 14 sene bekledik. Ortamlarda gezen dedikodular harici film adına yıllarca hiçbir şey yapılmadı. Lich King’in kılıcının fotoğrafı derken Sam Raimi’nin yönetmen olup bırakması dışında icraat yoktu. Bu kadar bekletilmesi iyi mi oldu kötü mü oldu tartışılır. Daha önce yapılsaydı Yüzüklerin Efendisi gibi bütün Orklar makyajlı olacaktı. Makyajlı orklarla bir sorunum yok tabii ki. Günümüze kadar bekletmeleri CGI teknolojisini çok iyi bir şekilde kullanabilmelerine ve karakterleri birebir yapabilmelerine imkan tanıdı. Anlayacağınız o ki, milyonlarca Warcraft oyuncusu, yıllardır bu filmi bekliyordu ve o film sonunda geldi.

Hikayeye değinmek gerekirse: Hikaye Warcraft I’i anlatıyor. Orkların gezegeni Dreanor ölmektedir ve Orklar kendilerine yepyeni bir yaşam alanı aramaktadır. Büyücü Ork Gul’dan yaptırdığı portal ile bütün Orkları insanların dünyası olan Azeroth’a götürme sözü verir ve bunu gerçekleştirir. Fakat bu sözünü tutması için bütün Orkların Fel denen güce kendilerini adaması gerekmektedir. Fel’e sadece klan liderleri olan Blackhand ve kuşkulanan Orgrim ile Duraton yanaşmaz. Diğer Orklar yepyeni bir hayat kurmak için Fel’e razı olur ve büyük bir heyecanla Azeroth’a geçer. Fakat Azeroth’da yaşayan insanlar yeni misafirlerinden memnun kalmazlar. Çünkü yeni misafirleri Fel sebebiyle vahşileşmiş yaratıklardır. Orklar Azeroth’a geçer geçmez çılgınlar gibi önlerine gelen her şeyi yok etmeye başlarlar. İnsanlar da birleşerek bu yaratıklara karşı mücadele verirler.

Filmin bu kadar uzamasının sebebi Blizzard’ın filmi en doğru ekibe ve kişiye yaptırmak istemesiydi. Filmin yönetmenliğine, bir Warcraft oyuncusu olan Duncan Jones seçildi. Duncan Jones, Source Code ve Moon ile adını duyurmayı başarmış taze bir yönetmen olmasına rağmen 3. film için Warcraft’ı seçerek büyük bir sorumluluk almış oldu; hatta haddini biraz da aştı. Duncan Jones bu sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmış fakat mükemmel bir iş çıkaramadığının kendi de farkında. Öyle ki “hatam varsa söyleyin, düzeltmeye çalışayım” diyerek seyircisinin gönlünü almaya bile çalıştı. Yönetmen muhteşem bir iş çıkarmamış olsa da gayet izlenebilir bir yönetmenlik sunmuş; yer yer muazzam çekimler yapmış. Kendisi 2. ve 3. filmin de yönetmenliğini yapacak. Ama 4. filmi -şayet olursa- başkasının yönetmesini istiyor.

Normalde 2014’te biten film 2015’te vizyona girecekti ama senenin Blockbuster filmi Star Wars ile aynı döneme gelmek istemediklerinden 2016’ya kadar beklediler. Film, tam bir CGI şovu. Warcraft büyük ihtimal 2017 Akademi ödüllerinde birçok adaylık alacaktır. Görsel efektler, CGI ve özellikle de Orkların tasarımı muazzam ötesi olmuş. Yönetmen ve ekip Warcraft evrenine saygısından ötürü haritadaki şehirleri ve oyundaki detayları birebir işlemişler. Oyunda yer alan kıyafetlerden kılıçlara kadar her şey tıpkısının aynısı ki bu son zamanlarda yapılmış en başarılı sanat yönetmenliği demek oluyor. Warcraft görüntü açısından muazzam bir şölen sunuyor. Fakat senaryo için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Film 2 saat olduğundan ötürü maalesef aceleye getirilmiş gibi duruyor. Bu denli büyük bir hikayenin 2 saatte anlatılması hikayede atlamalara sebep olmuş. Zaten gereksiz bir ekleme olan Lothar ve Garona’nın aşkı oldu bittiye gelmiş. Orkların isyan ve yurt bulma motivasyonu iyi işlenememiş. Şayet Yüzüklerin Efendisi gibi 4 hadi bilemedin 3 saat olsaydı büyük ihtimal film çok daha akıcı olacaktı. Yönetmen Duncan Jones, filmden 40 dakika kesmek zorunda kalmış ve hangi sahnelerin kesildiği belli değil. Büyük ihtimal kesilmiş olan eksik 40 dakika filmin bütünlüğünü biraz bozmuş. Warcraft, bir mücadele hikayesidir. Film, bu mücadele hikayesinin temelini kursa da maalesef genele yaymayı başaramıyor.

Filmin en başarılı tarafı ise yönetmen Duncan Jones’un Ork tercihleri olmuş. Duncan Jones yönetmenliğe seçilmeden önce senaryo hazırdı ama daha çok insan ırkı gözündendi. Yönetmen bunu eşitleyerek Horde sevenleri mutlu etmiş. Filmi hem insanların gözünden hem de Orkların gözünden izliyoruz. Bunu yapmaktaki sebebi ise Warcraft evrenindeki Orkların bilinen Orklardan farklı olması. Yönetmen, ilk Warcraft ile Orkları seyirciye sevdirmek istemiş. Bundan başarılı olduğunu da söyleyebilirim. Başarılı olamadığı bir diğer konu ise altyapıyı iyi kuramaması. Ya da kurmak istememesi. Eğer oyunu oynamamış, evrenin hikayesini bilmiyorsanız biraz olaylara balıklama dalmış olacaksınız. Çoğu şeyin sebebini bilmeden izleyeceksiniz.

Oyuncu tercihleri ise tartışılabilir. Vikings’te Ragnar olarak tanıdığımız Travis Fimmel, Anduin Lothar karakterine cuk oturmuş. Garona’yı oynayan Paula Patton karakteri ise biraz sırıtmış. Özellikle yarı-ork olması sebebiyle biraz yapmacık durmuş diyebiliriz. Medivh’i oynayan Ben Foster başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Ama filmde parantez açılması gereken isimler Orkları oynayan Robert Kazinsky(Orgrim), Clancy Brown(Blackhand), Daniel Wu(Gul’dan) ve Toby Kebbell(Duraton). Muazzam bir oyunculuk sergilemişler ve CGI sayesinde ortaya harika görüntüler çıkmış. Burada bir dipnot geçeyim: Robert Kazinsky, sıkı bir World of Warcraft oyuncusudur hatta bir ara sıralamada ilk 100’e bile girmiştir. Alışık olmadığımız bir dünya olmasından ötürü oyunculuklar biraz garip kaçmış, doğruya doğru. Esasında başarılı bir oyunculuk sergilemiş olmalarına rağmen eğreti duruyorlar. Aslında bu da filmin eksiklerinden biri. Karakterleri anlamakta zorlanıyoruz. Bu büyük ihtimal 2. filmde bu sorunu aşacağız. Keza alışık olunmadığından filmdeki cüceler ve elfler de büyük ihtimal izleyenlere garip gelecektir. Yine bu da bir eksik, diğer türleri tanıma şansını yakalayamıyoruz.

Sözün özü… 13 senelik bir Warcraft oyuncusu olarak filmi izlerken ufak bir hayal kırıklığına uğradım. Çok daha büyük ümitlerle gitmiştim. Sonunda rahatladım, ruhum huzura erdi ama çok daha iyi olabilirdi. Özellikle filmin kısa olması beni en çok rahatsız eden şey oldu. Film bittiğinde doyamadım diyebilirim. Zaten dediğim gibi kısa olması senaryo bütünlüğüne de zarar vermiş. Daha uzun ve biraz daha vahşi olabilirdi. Bunlar tamamen Blizzard’ın ve yönetmen Duncan Jones’un acemiliği. Yine de ortada izlenilesi harika bir film çıkmış. Şu ana kadar yapılmış fantastik evrenlerin en farklısı olmayı bittabii başarmış Warcraft. Sırf bu evren ile tanışmak için bile gidilebilir, izlenebilir. Keza filmin muhteşem bir görsel şölen olduğunu bir daha vurgulamam gerek. Warcraft senaryo bakımından iyi bir giriş yapamamış olsa da görüntüsü bakımından 2. film için çok büyük bir umut vaat ediyor.

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

Ben Deli Miyim: The House on Pine Street

Previous article

Lore Özel: Warcraft

Next article

You may also like

Comments

Comments are closed.