0

Alexandra Daddario’nun içinde olduğu tüm projeleri izlemeye çalışıyorum. Harika bir aktris. Konu da cadılar olunca, çok sevgili alanımın bir parçası, izlemeden duramadım. Anne Rice’ın kitabından uyarlanan Mayfair Witches 8 bölümden oluşan bir AMC dizisi. Tematik yaklaşımı ile America Horror Story’i hatırlatan dizi, son zamanlarda izlediğim umut vaat eden birçok dizinin sahip olduğu bir hataya sahip: Finale giden yolu doğru kuramamak. İçerik, özellikle başta etkileyici olsa da yolunu ortalara doğru kaybediyor. Özellikle televizyonda hikayenin tansiyonunun bölümler ilerledikçe artması ve bir noktada tepeye ulaşmasına alışık olan seyirci için Anne Rice’s Mayfair Witches biraz sıkıcı kalabilir.

Kısaca konusuna değinelim… Rowan Fielding (Alexenadra Daddario)  açıklayamadığı farklı hislerinin sebebini araştırmaya başladığında geçmişinde cadılık olduğunu öğrenir. Bir taraftan yeni güçlerini öğrenmeye çalışan Rowan bir taraftan da hiç tanışmadığı annesi hakkında gerçekleri ve annesinin arkasında, aileye dadanmış olan bir varlığın da izine rastlar. Rowan, geçmişini keşfederken de bu aileye dadanmış olan varlık da yeni hedefi olarak Rowan’ı seçer.

Dizinin American Horror Story vari yaklaşımı oldukça başarılı. Dizinin mistik ve sorularla dolu havasa sezon sonuna kadar ilerliyor. Bu konuda dizi görsel anlamda ve yakalamak istediği tema ile etkileyici. Özellikle de ilk bölümlerde dizi Rowan Fielding’in kendini keşfetme hikayesinde merak kısmını iyi işliyor. Rowan’ın kendini keşfetme süreci, annesinin komadan hayata geri dönme hikayesi ve aileye dadanan Lasher (Jack Huston) karakterinin gizemli gölgesi ilk bölümlerde diziyi ilgi çekici kılıyor. Fakat dizi, sonlara doğru yolunu kaybediyor.

Hikayenin bir giriş, gelişme ve sonucu olur. Son zamanlarda dizilerde sonuç ve gelişme birbirine karışmış durumda. Aynı başarısız sonu, örnek vermem gerekirse The Peripheral dizisinde de görüyoruz. Güzel bir fikir maalesef doğru işlenmediği ve nereye bağlanacağı kesitirilemediği için dizi ilk sezonunda iptal oldu. Halbuki enteresan ve ilgi çekici bir fikre sahipti. Mayfair Witches da aynı sorunla yüzleşiyor. Hikayenin ne yöne gittiği, nereye bağlanacağı belli değil ve daha da kötüsü dizinin finalinde bizi neyin beklediğini de çözemiyoruz. İlk bölümden itibaren izlediğimiz bir dizinin nereye varacağını, finalde nelerle karşılaşacağımızı tahmin edebiliyor olmamız, gidişat için de heyecanlanıyor olmamız gerek. Fakat Mayfair Witches’ın finalini tahmin etmeyi bırakın, bir finali yok.

Sözün özü… Anne Rice’s Mayfair Witches, ilk bölümlerinde American Horror Story tarzıyla etkileyici gözükse de sonunu getirmeyi beceremiyor. Alexandra Daddario gibi başarılı bir oyuncu başrolü üstleniyor olmasına rağmen dizi hikaye anlatımı kosunuda sınıfta kalıyor. Çünkü dizi konuyu nereye bağlamak istediğini ve nasıl ilerleteceğini bilmiyor. Ya da asıl sorun, bazı kitapların uyarlanmaya uygun olmadığı. Çünkü okurken dramatik yapıyı doğru kuran ve okuyucusunu farklı kültürlerle tanıştıran kitaplar diziye ya da filme çevrildiğinde aynı etkiyi yaratmayabiliyor. Sebebi ise oldukça açık, dizilerin yapısında finale doğru yükselen bir tansiyon olması gerekirken kitaplar bazen sadece yeni bir kültürün kapısını aralıyor. Yeni bir bakış sunuyor. Fakat bu yapı maalesef, Mayfair Witches’da da gördüğümüz gibi dizilerde pek de işlemiyor.

Valerii Ege Deshevykh‘nin bütün yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Korsanların Kralı: One Piece

Hatıralara Tutunmak: The Summer I Turned Pretty 2. Sezon

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

Hatıralara Tutunmak: The Summer I Turned Pretty 2. Sezon

Previous article

Şeytanın Gözlerinden Kaçamazsın: The Nun 2

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply

More in Televizyon