0

Filmler için at eğiten çiftlik sahibi Haywood kardeşler açıklayamadıkları garipliklere tanık olmaya başlarlar. Bir süre sonra bu olayların kaynağının bir UFO olduğunu öğrenince yolunda gitmeyen işlerini düzeltmek için bu UFO’yu görüntülemeye karar verirler. Ancak sonrasında kendilerini bunun bir UFO gözleminden fazlası olduğunu anlayacakları bir kâbusun içinde bulurlar.

Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini kariyerine komedyen olarak başlayan ve ilk uzun metraj korku-gerilim filmi Get Out (Kapan, 2017) ile En Orijinal Senaryo Oscar’ını kazanıp kendini kanıtlayan Jordan Peele üstleniyor. Get Out ve sonrasında yönettiği Us (Biz, 2019) filmlerinde korku-gerilim türlerini politik mesajlarla harmanlaması nedeniyle izleyicileri ikiye ayıran Peele, bu nedenle de yeni filmi Nope için heyecan yaratmayı başarıyor. Korku, gerilim, gizem ve bilim-kurgu türlerinde yer alan Nope, IMAX kameraları ile çekilen ilk korku filmi olma özelliğini taşıyor.

Nope, yönetmenin önceki filmleri nedeniyle senaryosunun temelinde politik bir mesaj beklentisi yaratıyor olsa da birkaç nokta dışında saf bir bilimkurgu korku hikayesi sunuyor. 2 saat 10 dakikalık süresinde hikayesini acele etmeden slow burning thriller tarzında sunuyor ve böylece uzun süresi boyunca gizemi diri tutuyor. Başlarda bilimkurgu ve uzaylı filmleri severlerin alışık olduğu türden bir UFO hikayesi anlatıyor gibi gözükse de ilerleyen dakikalarda sunduğu orijinal ve ürkütücü fikir ile bambaşka bir hikâye anlatıyor. Senaryo hem orijinal hikayesi hem yarattığı evrenin atmosferi hem de nitelikli karakterleri ile tatmin etmeyi başarıyor. Ancak ne yazık ki yan hikayesini yeterince iyi kullanamıyor ve son dakikalardaki kararları ile ürkütücü atmosferi zedeliyor, dengesi bozuluyor. Bunlara rağmen genelinde sunduğu deneyim ile bu zayıf yanları göz ardı edilebiliyor. Dikkatli bir izleyici için filmin akışında pek çok foreshadowing (önceden sezdirme) bulunuyor ve filmin ilerleyen dakikalarında olacakların bilgisi yer alıyor. Ayrıca Jordan Peele hikâyeyi oluştururken King Kong ve Jurassic Park gibi canavar filmlerini, Spielberg’ün 1977 yapımı kült bilimkurgu filmi Close Encounters of the Third Kind’ı (Üçüncü Türden Yakınlaşmalar), Shayamalan’ın 2002 yapımı kült bilim-kurgu korku filmi Signs’ı (İşaretler) ve sinema tarihinin mihenk taşlarından 1939 yapımı The Wizard of Oz’u örnek aldığını dile getiriyor. Filmi izlerken de bunları fark etmek mümkün oluyor.

Film gücünü orijinal hikayesinin yanı sıra sinematografisi ve ses tasarımından alıyor. IMAX kameraları ile çekilen ilk korku filmi olma özelliğini taşıyan Nope, görselliği ile farkını ortaya koyuyor. Etkileyici karelere ve gece sahnelerine sahip olan filmin tam bir deneyim için IMAX’te izlenilmesi öneriliyor. Ayrıca gece sahnelerinin bu derece net görülebilmesinin nedeni de filmin tamamen gün ışığında çekilip yönetmenin açıklamadığı bir yöntem ile geceye çevrilmiş olması oluyor. UFO tasarımı ise sade ancak fazlasıyla ürkütücü gözüküyor. Sinematografisinin en büyük destekçisi ve tamamlayıcısı ise filmin nitelikli ve öne çıkan ses tasarımı oluyor. Tıpkı 2018 yapımı korku-gerilim filmi A Quiet Place’de (Sessiz Bir Yer) olduğu gibi sessizliğin korkutucu yanı birçok sahnede başarılı bir şekilde kullanılıyor. Özellikle UFO’nun geliş ve gidişlerinde kullanılan sesler izleyicinin tüylerini diken diken ediyor. Ancak filmin sonlarındaki sahnelerdeki müzik tercihleri ne yazık ki ürkütücü atmosferi zedeliyor ve olayı biraz aksiyon filmine çeviriyor. Ancak buna rağmen sunduğu nitelikli ve etkileyici görsellik ile ses tasarımı filmin başından sonuna kadar bambaşka bir korku-bilimkurgu filmi deneyimi sunuyor.

Oyuncu kadrosunda başroldeki OJ rolünü Jordan Peele’nin ilk filmi Get Out ile yıldızı parlayan genç yetenek Daniel Kaluuya üstlenirken kardeşi Emerald’ı Keke Palmer ve Ricky’i başarılı oyuncu Steve Yeun canlandırıyor. İnandırıcı ve başarılı oyuncu performansları filmin artı yönlerinden birisi daha oluyor. Özellikle UFO’nun geldiği anlarda korku izleyiciye etkili bir biçimde yansıtılıyor.

Nope, yan hikayenin potansiyelinin biraz harcanmış olmasına ve son dakikalardaki denge bozucu tercihlerine rağmen yenilikçi hikayesi ve sunduğu güçlü atmosferik deneyimi ile öne çıkmayı başaran bir korku bilim-kurgu filmi olarak vizyonda yerini alıyor. Filmin hakkını verebilmek ve nitelikli görselliği ile ses tasarımını deneyimlemek için IMAX’te veya iyi donanımlı bir salonda izlenmesi tavsiye ediliyor. Bilinmeyenin veya uzaydan gelenin yaşattığı korkuyu severler için kaçırılmaması gereken bir ana akım filmi oluyor. Hayatınızın UFO deneyimine hazır olun…

8

Ms. Marvel – TV Review

Previous article

Prey – Movie Review

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply