Netflix Hatalarını Tekrarlamaya Devam Ediyor
Başrolünde Gal Gadot’un olduğu Netflix’in yeni blockbuster filmi Heart of Stone geçtiğimiz günlerde platformdaki yerini aldı. Extraction gibi istisnalar haricinde büyük bütçeli aksiyon filmlerinde iyi iş çıkaramayan Netflix önceki tarz ve hatalarını tekrarlamaya devam ediyor.
Bir silah satıcısını yakalamak için 4 ajanını göreve gönderen MI6, (İngiliz Gizli İstihbarat Servisi) planların sarpa sarması sonucu masa başı ajanı olan Rachel Stone’u (Gal Gadot) MI6 sahaya sürmek zorunda kalır. Masa başı çalışanı olan Stone, zorda olsa basit bir görevi yerine getirir. Aslında çifte ajan olan Stone, MI6’ın içine sızmış olan The Charter isimli organizasyonun ajanıdır. Tecrübeli, ölümcül ve tek kişilik ordu olan Stone bir yandan The Charter tarafından verilen görevleri yerine getirirken bir yandan da MI6’da kendini afişe etmemeye çalışacaktır. Aynı zamanda bir hacker’ın başına musallat olması ile Stone için işler daha da zorlanmaya başlar.
Hollywood’un Espiyonaj İşleri
Heart of Stone’u izleyince aklıma Hollywood’un son zamanlardaki espiyonaj işleri geldi. James Bond ve Mission Impossible gibi köklü serileri çıkarınca Hollywood’un bu alanda uzun süredir iyi film üretemediğini fark ettim. John Wick ve halefleri aksiyon sinemasına yeni bir çağ yaşatsa da bu filmlerin espiyonaj kategorisinde olmadığı malum. Heart of Stone’da Hollywood trendini takip ederek türün kötü örneklerinden biri olmayı başarıyor. Fakat Heart of Stone’un da bir diğer şansızlığı ise zaten kötü olan filmlerden de daha kötü olması.
Filmin en büyük günahlarından birisi de zayıf hikayesi. The Charter isimli gizli organizasyon The Heart isimli bilgisayar programı ile dünyayı kötülüklerden koruması üzerine bir hikaye izliyoruz. Kötü adamların motivasyonu bu silahı kaçırarak The Charter’dan intikam almak ve planlarını ele geçirmek üzerine kurulu. Heart isimli bilgisayar programı ise büyüden farksız bir durumda. Akla ve mantığa sığacak bir teknoloji olmamasının ötesinde aynı zamanda nasıl bulunduğu ve tam olarak nasıl çalıştığı da bir muamma. Holy Grail tarzı fantastik bir silah. Bu programın kullanımı da görsel açıdan pek etkileyici değil. Spielberg’in 2002 yapımı Minority Report filminden beri gördüğümüz elle kontrol edilen hologram teknolojisi etkileyici değil maalesef.
Her aksiyon filminin bir öncekinin çıtasını aşmaya çalıştığı şu günlerde Heart of Stone bu konuda bir fikre bile sahip değil. John Wick’in son filmindeki ‘’hotline miamı’’ tarzı ateşli pompalı tüfek sahnesi ya da Extraction 2’deki hapisten kaçıs sahnesi buna örnek olarak verilebilir. Filmi unutsanız bile aksiyon sahnelerini unutmanız zorlaşıyor. Heart of Stone’da ise bir adet iyi aksiyon sahnesinin olmasını geçtim iyi olmaya, farklı olmaya çalışan bir sekans bile mevcut değil. Aksiyon sekanslarını filmin geri kalan kısmından daha kötü olması ise film açısından bize çok fazla şey söylüyor.
Konuşulmaya Değer İki Kişi
Bu kadar eksinin ve hatanın üzerine oyucu kadrosu da pek iyi iş yapamıyor. Konuşulmaya değer iki kişi var Gal Gadot ve Jamie Dornan. Gadot, internette alay konusu olmaya başlayan oyunculuğu hiç beğenilmeyen bir isim. Mankenlik geçmişi de olan Gadot ise aşırı kötü olmasa da en iyi ihtimalle vasat denilebilecek bir aktris. Gadot’un aynı zamanda filmin yapımcısı olduğu da düşünülünce normal şartlarda bu filmin başrolü olmak için çok yetersiz olduğu görülüyor. Fast and Furious 5 ve Batman and Superman Dawn of Justice gibi yan rolde olduğu filmlerde eksiklikleri bir şekilde gizleyebiliyor. Hem başrol olduğu hemde aksiyon sekansları ile öne çıkan bir filmde aktris karizmasını hiç hissettiremiyor. Jamie Dornan ise filmde önemli bir yeri olsa da o da etkileyicilikten uzak.
Netflix projelerinin çoğunun iyi olmadığı herkesin malumu. Arada seçmece çok iyi filmler ve diziler denk gelse de Heart of Stone onlardan biri değil. Pazar akşamı eğlencesi olacak kaliteye bile sahip değil.
Batuhan Oğuz’un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Yorumlar