0

Türkiye’de korku filmleri yeterli seviyede değilken Can Evrenol çok zor bir işe kalkışarak ‘izlemesi zor filmler’ listesine girebilecek türden bir film yapmış. Korku filmi gibi ama değil. Gerilim; üstüne bol bol kan ve vahşet var. Peşinen söyleyeyim: Filmi beğendiğimi söyleyemem ama sizin bu yazıyı okuma sebebiniz filmin başarılı olup olmaması olmamalı. Baskın, en azından bence, kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim. Çünkü Türkiye’de böyle bir filmi bir daha kim bilir ne zaman görebiliriz. Yaşattığı gerilim, tansiyon arttıran sahneleri, Türk işi vahşeti için kesinlikle izlenmeli, denenmeli. Filmi beğenirsiniz, beğenmezsiniz; izleyin ve Can Evrenol’un bu muhteşem tansiyon festivaline katılın. Toronto Film Festivali’nde boşuna Midnight Madness kategorisinde gösterilmemiş.

Göz Atın: Housewife

5 polisin bir ihbar sonucu yola çıkması ve gittikleri yerde karşılaştıkları ‘şeyler’ üzerine odaklanan film senaryo bakımından -bana göre- sınıfta kalsa da oyunculuk, sanat yönetmenliği ve yaşattığı gerilim bakımından oldukça iyi. Polisler, hiç gitmedikleri ama hakkında hurafeler duydukları mekana doğru yola çıkarlar. Eski ama terk edilen mekan polislerimizin başına bela olur. Amerikan filmlerini aratmayan gore sahneleri ile bu bölüm cidden iyiydi. Keza film paralel kurgu ile ilerleyerek yer yer tansiyonu yükseltiyor, yer yer de gizem oluşturuyor. Daha fazla spoiler vermemek için filmin hikayesi paragrafını burada kapatıyorum.

Film hakkında üzerinde durmak istediğim 3 konu var:

Bir; senaryoyu pek beğendiğimi söyleyemem. Paralel kurgu fikri ne kadar iyi olsa da maalesef film ayin kısmında benim için bitti. Can Evrenol, kalkıştığı tarz için kesinlikle takdiri hak ediyor, ne ala. Yalnız, Türk korku yönetmenleri bir şeyi anlamıyorlar. Türk dil yapısı korku filmlerinde eğreti durabiliyor. Bilakis bazı hareketler de korku filmlerinde eğreti durabiliyor. Türk yönetmenlerin bunları düzeltmesi gerek açıkçası. Filmdeki Baba’nın kurduğu cümlelerden sonra filmden koptum ne yalan söyleyeyim. Oraya kadar filmi harika taşıyan yönetmen maalesef burada çuvallamış. Karakterler hakkında bir diğer nokta da senaristler polisleri anadolu-yurdum çocuğu olarak çizmiş olması. Bu -bence- zekice. Çünkü böyle garip bir durumda kalındığında Türk insanının nasıl davranacağını iyi analiz etmiş. Diğer korku filmlerindeki gibi yapay bir sohbet yok filmde. Lakin Baba… Ah o Baba’nın konuşması.

İkincisi; Can Evrenol’un sanat yönetmenlerini tebrik ediyorum. Harika bir iş çıkarmışlar. Sırf bunu görmek için filme gitmeniz gerektiğini düşünüyorum. Oluşturulan atmosfer gerçekten iyiydi. Kişi dizaynları, mekan atmosferleri, kanlı ve iğrenç şeylerin tasarımı başarılıydı. Polislerin mekana girdiğinden itibaren filmi pür dikkat izlediğimi itiraf etmem gerek. İç sahneler, gerçekten başarılıydı.

Göz Atın: Peri Ağzı Olmayan Kız

Üçüncüsü; Can Evrenol’u tebrik etmek istiyorum. İlk filmi için iyi bir iş çıkarmış. Şu var ki yönetmenlik konusunda biraz daha estetik çalışsaymış filmin seviyesini bir kat daha arttırabilirmiş. Mesela filmin başındaki kesintisiz çekimin filmle hiçbir alakası yok. O long take olmasa da olurdu. Contact filmine benzeyen bir çekim olmasına rağmen orada hiçbir işi yoktu. Yine de genel anlamda çekimler iyiydi. Keza kalkıştığı tarz için de tekrar tebrik ediyorum. Hem böyle bir tarza kalkıştığı hem de Türkiye’de istense neler yapılabileceğini kanıtladığı için. Demek ki neymiş? Türkiye’de istense böyle başarılı işler yapılabilirmiş. Can Evrenol bunu bana kanıtladı. Sadece eğreti konuşmalardan uzak durulması gerekiyor.

Açıkçası çok büyük ümitler ile gittim; senaryo bakımından harika bir iş beklerken görüntü konusunda başarılı bir iş buldum. Hikaye havada kaldı. Benim senaryosunu beğenmemiş olmam, dediğim gibi filmi kötü yapmıyor. Şu cümlenin de üstüne basa basa söylüyorum: Kesinlikle gidin ve izleyin. Çünkü Türk sinemasında böyle bir filmi bir daha göremeyebilirsiniz. O gerilimi yaşayın, o mekanları görün, karakterlerin başına gelenlere tanık olun. İzlediğinize değecektir.

6

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

Sırça Fanus İçinde 2 Kadın: Sylvia Plath ve Tezer Özlü

Previous article

Bekarlık, Hayvanlıktır: The Lobster

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply