0

Battaniyesiyle koltuklarına gömülüp turuncu-siyah bir evrende Cadılar Bayramı havasına uygun filmler izleyerek bu zamanı geçirmek isteyenler için 8 filmlik bir animasyon listesi hazırladık.

Pumpkin Spice’larınız hazırsa, sizi rahatsız edici çizimlerine karşın konfor şelalesinde yüzdürecek listemize başlayalım!

1. Frankenweenie (Tim Burton, 2012)

Tim Burton‘ın aynı isimli kısa filminden uyarlanan animasyon, yönetmenin kendine has estetiğini her saniyesinde hissettiren siyah-beyaz ghotic havasıyla Cadılar Bayramı ruhunu hissetmek isteyenler için birebir.

Yağmurun, kasvetin ve rüzgarın eksik olmadığı New Hollond kasabasında geçen animasyon, Marry Shelly‘nin Frankestein‘ına selam çakarak bizi soyadları Frankestein olan bir aileye konuk ediyor. Sıradan bir okul gününde en yakın dostu olan köpeği Sparky’i kaybeden küçük karakterimiz, ona geri kavuşmak için bilime başvuruyor.

Fırtınanın eksik olmadığı kasabasındaki şimşeklerden gelen enerjiyi kullanarak köpeğini yeniden yaratmanın bir yolunu bulan küçük oğlanımız Victor, ne yazık ki bu durumun doğuracağı tehlikeli olayları ön göremiyor. Ölen canlıları şimşekten bol bir şeyin olmadığı kasabada şimşek enerjisiyle yeniden canlandırmanın bir yolunu bulmak mı? Bu buluşundan sonra Victor’u ziyaret eden insanların nelere yol açacağını tahmin dahi edemezsiniz!

2. Coraline (Henry Selick, 2009)

Gotik animasyon denince akla ilk gelen isim Coraline bu listede olmazsa olmazdı!

Mavi saçları ve sarı yağmurluğuyla Coraline, ilgisiz ve mutsuz olan ebeveynleriyle birlikte eski ve ürkütücü bir eve taşınır. Meraklı küçük karakterimiz ailesinin ilgisizliğinden bunalarak evin çevresini keşfetmeye çıktığında onu ilgi çekici ve şüphe uyandırıcı karakterler beklemektedir.

Bir şeylerin pek de yolunda gitmediğini hisseden Coraline bir gün evin içinde bir kapı keşfeder ve bu noktada sonu gelmeyen ürkütücü bir evrene adım atmış olur. Tam bir yağmurlu, gri gün filmi olan Coraline Cadılar Bayramı ruhunu tam anlamıyla yansıtmasının yanında derinlerde barınan hüzünlü hikayesiyle de kesinlikle ikonikleşmiş bir animasyon. Coraline sizin de en iyi arkadaşınız olacak!

3. The Nightmare Before Christmas (Henry Selick, 1993)

Coraline‘ın yönetmeni Henry Selick‘in yönettiği ve Tim Burton‘ın yapımcılığını yaptığı film, stop motion tekniğiyle yapılmış bir müzikal. Yine gotik animasyon türü denince akla gelen ilk isimlerden biri olan The Nightmare Before Christmas, aynı anda hem Cadılar Bayramı hem de Christmas ruhuna sahip olmasıyla adeta bir konfor şöleni.

Halloween kentinde Balkabağı Kralı olmaktaktan bıkmış usanmış karakterimiz Jack Skellington yeni arayışlar içindedir. Bu arayışı Christmas kentini keşfetmesiyle sonuçlanır. Artık yeni bir amacı vardır: Her Noel zamanı çocuklara hediyeler dağıtma görevini Noel Baba’dan devralmak! Her detayıyla ayrı ayrı ilgi çeken animasyon, müzikal sevenler için de ayrı bir zevk şöleni.

4. Monster House (Gil Kenan, 2006)

Yapımcılığını Steven Spielberg‘in üstlendiği Monster House, hemen hemen herkesin çocukluk döneminde denk geldiği, karanlık ve ürkütücü simalarla akıllarda yer etmesiyle bu listenin en ikonikleşmiş isimlerinden biri.

DJ Walters isimli çocuk karakterimiz, karşı caddesindeki ilgi çekici, karanlık ve korkutucu evi gözetlemekten kendisini alıkoyamaz. Bir süre sonra, bu evin bahçesine düşen her şeyi yuttuğunu fark eden karakterimiz ve arkadaşları bir gün evin onlardan birini yemeye çalışmasıyla bir şeyler yapmaya karar verseler de çevredeki kimseyi olanlara inandıramazlar. Durum böyle olunca Canavar Ev ismini taktıkları bu korkutucu evin sırlarını kendileri çözmeye karar verir. Netflix’ten izleyebileceğiniz animasyon, ürkütücü çizimleri ve karanlık ambiyansıyla kasvetli Cadılar Bayramı günleri için vazgeçilmez!

5. Corpse Bride (Tim Burton, 2005)

Yine bir Tim Burton klasiği olan Corpse Bride, gotik, ürkütücü olmasının yanında herkesin kalbini yumuşatıp, yüzlerinde tebessüm oluşturacak bir aşk hikayesi.

1800’lerin sonunda bir Victorian kasabasında geçen animasyon, Victor ve Victoria isimli gençlerin, maddi kaygılar sebebiyle nişanlamalarının gerekmesiyle başlıyor. Ancak olaylar pek de beklendiği gibi ilerlemez ve düğün provası sırasında Victor’un korulukta bulduğu bir yüzüğü yanlışlıkla parmağına geçirmesiyle her şey tepetaklak olur. Victor yanlış yüzüğü parmağına geçirmesiyle artık ölü gelin Emily ile nişanlanmıştır. Victor, nişanlandığı iki gelin arasında ne yapacağını bilemezken biz de hem hüzünlü hem de komik bir yolculuğa çıkmış oluruz.

6. Hotel Transylvania (Genndy Tartakovsky, 2012)

Seslendirme kadrosunda Adam Sandler, Andy Samberg ve Selena Gomez gibi ünlü isimleri barındıran animasyon, listenin şüphesiz en sevimli ismi!

Akla gelen bütün gotik canavarları karakteri yapan animasyon, aynı zamanda sevgi dolu bir baba olan Dracula ve kızının hikayesi. Kızının ergenliğe girmesiyle birlikte kendi gotik dünyalarını terk edip insanların evrenine gidecek olmasından korkan baba, kızını insanlardan uzak tutmak için elinden geleni yapsa da kızının bir insan olan Jonathan’a gönlünü kaptırmasıyla işler karışık bir hâl alır. İnanılmaz keyifli, sıcak ve komik olan bu animasyon Halloween’ı kasvet dolu ürkütücü hikayelerden uzak sıcak ve komik bir şekilde geçirmek isteyenlerin uğraması gereken bir adres.

7. Paranorman (Sam Fell, 2012)

Animasyon filmlerindeki creepy, gothic havayı en iyi verebilen filmler genelde stop-motion filmler olur. Paranorman da bu filmlerden biri. 2012 yılında çıkan film 3D yazıcı kullanılarak tasarlanan ilk stop-motion filmdir. Bu film için 3D yazıcıyla, 31 binden fazla ayrı yüz parçası üretilmiştir.

Paranorman bize 10 yaşlarında, sevimli mi sevimli Norman’ın paranormal olan özelliğini temel alan bir hikaye anlatır. Norman ölü insanların ruhlarını görebildiğini, onlarla konuşup iletişime geçebildiğini fark eder. Bir gün yaşadığı kasabayı zombiler basar. Kasaba halkının tek çaresi Norman’dır. Norman’ın o küçük aklıyla bu problemi çözebilmesi için sadece zombilerle değil hayaletler, cadılar ve en önemlisi hiçbir zaman çocukları anlayamayan geveze yetişkinlerle de uğraşması gerekecektir. 3 boyutlu çekilen ikinci animasyon filmi ünvanını taşıyan filmin yönetmenliğini Sam Fell ve Chris Butler yapmıştır.

8. The Suicide Shop (Patrice Leconte, 2012)

İntihar Dükkanı, Patrice Leconte’un uyarlayıp yönettiği bir Fransız animasyonu. Fransız yazar Jean Teule’nin aynı adlı kitabından uyarlanmış filmimiz, biraz komik, biraz kara ve de çoğunlukla müzikal.

Tuvanche ailesinin çok iyi işleyen bir dükkanları var. Ne mi satıyorlar? Rahat bir ölüm. Dükkanda sattıkları materyaller ölmenizi kolaylaştıracak her şey; zehirler, ipler, kılıçlar, tabancalar… Mağazada maddi durumlarına ve nasıl ölmek istediklerine göre müşteriler istedikleri her şeyi bulabilirler. Peki bu dükkan neden bu kadar iş yapıyor? Dünya berbat bir hal almış, her yapılan aktivite çok monoton. Kimse yaptığı hiçbir şeyden keyif almıyor. Böyle bir atmosferde bir “İntihar Dükkanı” iş yapmayacak da kim iş yapacak.

Tuvanche ailesi de işiyle çok bağlantılı bir şekilde bir kasvet yuvası ve mutlu ve güzel olan her şeyden nefret ediyorlar. Fakat bir gün hamile olan Lucrece Tuvanche dünya üzerindeki en mutlu, en sevimli çocuğu doğuruyor. Alan çevresindeki herkese ışık saçıyor. Hem de bunu filmin kasvetli çizimleri içerisinde görsel bir destekle de görebiliyoruz. Alan bu sisli dünyada en ufak şeyden mutlu olabilen, yüzünden gülücük eksik olmayan ve herkese iltifatlar saçan halleriyle ailesini çok sinir ediyor. Ama ailesinin beklemediği bir şey oluyor. Mutluluk bulaşıcıdır.

Daha fazlası için bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Cadılar Bayramı Havasını Buram Buram Hissedeceğiniz 10 Oyun!

No One Will Save You Sevenlerinin İzlemesi Gereken 12 Film!

arakatmag

The Continental: Senin Paran Burada Geçmez!

Previous article

Marvel’s Spider-Man 2: Karanlık ve Epik Bir Hikaye

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like

More in Sinema