İçinde Emma Stone olan bir filmin üzmesi mümkün değildir. Cruella da bir sinema filminin yapması gereken her şeyi yapan, eğlendiren, keyiflendiren, yer yer üzüp tekrar sevindiren başarılı bir film. Yönetmenliğini I, Tonya gibi şahane bir filme imza atan Craig Gillespie’nin yaptığı film, bu seneki bilmem kaçıncı “keşke sinemada izleyebilseydim” dediğim film oldu. Her film sinemada izlenmeyi hakediyor, tabii ki. Fakat bazı filmler daha çok hakediyor. Cruella da onlardan biri.
Kısaca konusuna değinelim… 101 Dalmaçyalı’nın çok şık kötüsü Cruella’nın gençlik yıllarına odaklandığımız film onun masum bir çocuktan nasıl kötü kalpli bir moda ikonuna dönüştüğünü anlatıyor. Annesini küçük yaşta kaybeden Estella, lükse ve özellikle kıyafetlere olan aşkını ancak Baroness’in yanında çalışmaya başladığında anlar. Fakat zamanla kendini keşfettikçe, Baroness’in bile önünde bir engel olduğunu düşünür ve onu devirmek için bir moda savaşı başlatır.
Yönetmen Craig Gillespie, özellikle Mad Max Fury Road’un kıyafet tasarımcısı Jenny Beavan ile çalışmayı isteyerek doğru bir karar almış. Toplamda 277 kıyafetin tasarlandığı filmde sadece Emma Stone için 47 kıyafet dikilmiş. Cruella’yı görsel olarak başarı kılan şeylerden biri tabii ki kıyafetler. Hikayenin teması giyim olduğunu düşünürsek film bu konuda enfes bir iş çıkarıyor. Bütün o kıyafetler Craig Gillespie’nin sunumuyla da birleşince ortaya harika bir görsel şölen çıkıyor. Özellikle Cruella’nın kıyafetini yakarak ortaya çıkardığı sahne izlemeye değer.
Emma Stone, gerçekten harika bir oyuncu. İçinde bulunduğu her filmi güzel ve özel kılmayı başarıyor. Kendisini birçok filmde izlemiş olsak da uzun süredir hikayeyi tek başına götürdüğü bir filmde yer almamıştı. Çift baş rollü filmlede kalbimizi kazanmakla meşgüldü. Ama görüyoruz ki Emma Stone, tek başına bir filmi sürükleyebilecek kadar yetenekli ve etkileyici biri. Sevimli biri gibi dursa da Cruella De Vil’in o kinli ve hırslı bakışlarını suratına harika bir şekilde yansıtmış. Emma Stone seçimini de ayrı kutlamak istiyorum çünkü Glenn Close’un gençliğine sanırım en yakın, en gerçekçi isim kendisi.
Gel gelelim filmin eleştirilecek kısımlarına. Filmin süresinin biraz daha kısa olmasını dilerdim. 2 saat 14 dakika içerisinde aksayan bölümler var. Film, Cruella ve Baroness’in kapışmasına kadar ağır aksak gelse de moda savaşının başlamasıyla hız kazanıyor ve o yaşamak istediğimiz aksiyona bürünüyor. Fakat Cruella’nın Dalmaçyalıya karşı sapkınlık derecesindeki aşkı bu filmde anlatılmamış. Söylemeye gerek yok, ikinci film tabii ki gelecek. Craig Gillsepie’nin yönetmenliğini ve kurgu anlayışını I, Tonya’da fazlasıyla takdir etmiştim. Eğer Cruella’yı izlerken keyif aldıysam, bunun en büyük sebeplerinden biri de yönetmenin dokunuşlarıdır.
Sözün özü… Cruella, Maleficent sonrası ekranda izlediğimiz ikinci live-action kötü karakter. Görüyüroz ki devamı da gelecek. Emma Stone’un Glenn Close’un efsanesini en iyi şekilde üstlendiği film özellikle modaya ilgi duyanların keyifle izleyeceği türden. Ben tabii ki filmi laptopumun küçük ekranından izledim, tadım hala kaçım ama sizler imkanınız varsa beyaz perdede izleyin. Craig Gillespie’nin oluşturduğu bu moda savaşını ve Emma Stone’un üstünde daha da etkileyici hale gelen güzelim kıyafetleri mutlaka büyük ekranda görmelisiniz.
Yorumlar