Yazıya şöyle başlamak istiyorum: S. Craig Zahler ismini bir köşeye not edin. Çünkü, kendisini bundan sonra bol bol göreceğiz belli ki. Geçen sene yine bir festival kapsamında ikinci uzun metraj filmi Brawl in Cell Block 99 filmini izlemiş ve listelerimize not etmiştik. İlk olarak 2015’te Bone Tomahawk ile karşımıza çıkan yönetmen, yine ve yeniden aksiyonu, şiddeti, dövüşü, kurşunu bol bir film ile beyaz perdede. Filmlerini de kendisinin yazmasından ötürü, Craig Zahler’i ileride bol bol göreceğimizi, aksiyon sinemasının önemli bir ismi olacağını düşünüyorum.
Kısaca konusuna değinelim… Vince Vaughn ve Mel Gibson’ın canlandırdığı 2 polis, görevlerini usulsüz yapmaktan ötürü uzaklaştırma alır. Mel Gibson’ın canlandırdığı Brett Ridgeman, zaten düşük ücret alan, kızının mahallede sorunlar yaşamasından ötürü mutsuz bir polistir. Uzaklaştırma da son nokta olur. Madem legal yollarla olmuyor, illegal yöntemlere başvurup parayı bulma peşine düşer ve ortağını da yanına alarak, kafasına koyduğu bir adamı soymaya karar verir.
S. Craig Zahler’in filmlerinin kendine özel bir temposu var. İçeriği sağlam şiddet içeriyor olsa da kamerası ve akış ağır bir tempodadır. Kamerayı sağa sola sallayarak titretme işini sevmeyen yönetmen, geniş açıdan aksiyon izlettirmeyi seviyor. Brawl in Cell Block 99, izlemesi zor bir filmdi. İçindeki tüm şiddeti de geniş geniş gösteriyordu. Dragged Across Concrete de aynı görselliğe ve tempoya sahip. Film aslında oldukça yavaş ve durağan olmasına karşın “acaba ne olacak” sorusunu aklınıza yerleştirmeyi başarıyor. Hatta temponun, diğer 2 filmine göre çok daha yavaş olduğunu söyleyebiliriz.
Vince Vaughn’ın senaryosunu Mel Gibson’a daha Hacksaw Ridge çekimlerinde gösterdiği film, Mel Gibson’ın eski günlerindeki gibi oynadığı bir film olmuş. Vince Vaughn’ın için izlediğim filmde kendisi biraz geri planda kalıyor. Mel Gibson ve sonradan ortaya çıkan Jennifer Carpenter’ın ağırlıklı oyunculuk şöleni gösterdiği filmde bir de başarılı bir kötü karakter dizaynı var. Soyguncuları canlandıran manyakların görüldüğü her sahnede gerim gerim geriliyorsunuz.
Craig Zahler, sadece senaryo konusunda değil, karakter tasarımında da başarılı. Temposu ile konuşturduğu filmlerinin oyunculukları da ilgi çekici. Bu sebeple yukarıda dediklerimi tekrarlıyorum. Craig Zahler, ileride adını sıklıkla duyacağımız biri olacak. Özellikle aksiyon konusunda yaklaşım farkından ötürü ilgi çekici işlere imza atıyor. Michael Mann, Gareth Evans ve Paul Greengrass gibi kamerasını deliler gibi sallayan isimlerin yanında oldukça ağır filmlere imza atsa da içeriğinin güçlü olması ve başarılı ses dizaynı sayesinde ağır da olsa kendini izlettiren filmlere imza atıyor.
İstanbul Film Festivali kapsamında izleme şansına eriştiğimiz film, öyle yılın en iyileri arasında girecek türden bir film değil fakat izleyeni de üzmeyecek, akılda kalıcı, güçlü bir film. Ki bu tarz filmleri çok severim. Etkileyicidir, çıktığınızda mutlu ayrılmanıza sebep olurlar ve üzerine çok fazla tartışmak zorunda kalmazsınız. Tam bir patlamış mısır filmi demek isterdim ama yönetmenin filmlerinin durağan temposundan ötürü patlamış mısır yemek diğer seyircileri rahatsız edebilir, aman diyeyim.
Yorumlar