0

Dune: Prophecy 4. bölümü ile 9 Aralık’ta BluTV’de yayınlandı. Geçen bölüm oldukça fazla flashback sahnesi görmüştük ve evren için bazı şeylerin yerine oturması adına bu sahneler önemliydi. Bu bölümde ise olaylar karışmaya ve gizem artmaya devam etti. Son iki bölümde olayları nasıl yetiştirecekler gerçekten bilmiyorum ancak bugünkü konumuz zaten 4. bölüm. Ufaktan dizimizin yeni bölümünün spoilerlı incelemesine geçelim.

Dune: Prophecy 4. Bölüm İncelemesi Arakat Mag

Rüyalar Derinlerden Gelen Mesajlardır

Başlıktaki bu sözü ilk Dune filminde görmüştük. Rüyaların Dune evreninde ne kadar önemli olduklarını biliyoruz. Özellikle Bene Gesseritler için oldukça önemli şeylerdir. Bölümün başında gümleyici sesleri duyuyoruz. Emeline’ın bir kabus gördüğünü ama aynı zamanda uyurgezerlik de yaptığını görüyoruz. Burada dikkatimi şu çekti. İlk bölümden beri yapılmaya çalışılan bir göz vurgusu var. Solucanın ağzı, Wallach IX’daki havuz ve çeşitli karakterlerin gözlerine yapılan zoomlar… İlk defa Emeline’ın rüyasında göz ile ilişkilendirilecek bir şey yok olmuştu. Kendisini gördüğünde gözleri zorla kapatılmış bir şekilde boğazını kesiyordu. Bunu nasıl yorumlamak gerek henüz bilmiyorum ancak önemli bir detay olduğunu düşünüyorum. Ayrıca dizinin bazı anlarda böyle gerilimi yüksek sahneler izletmesi hoşuma gidiyor. 

Jen de bu olaylar yaşanırken Emeline’ın çığlığına uyanır. Ancak tuhaf olan, Jen dışındaki herkesin kabus görüyor olması. Jen koşarak Emeline’ı boğazını kesecekken kurtarır ve bu sırada yine bir solucan ve bir çift mavi göz görürüz. Mavi gözlü şeyin ne olduğu hakkında hala bir fikrim yok ancak sesi oldukça robota benziyordu. Zaten bu, ancak 2 şey olabilir. Ya düşünen makinelerden Omnius için yapılan bir referans ki dizide gördüğümüz tüm makineler mavi ışıklar saçmakta. Ya da Tanrı İmparatoru Leto II’ye bir gönderme. Bölümün ilerleyen dakikalarında Emeline “Tanrı bizi izliyor” gibi bir ifade de kullanıyor zaten bu 2 mavi gözü çizdikten sonra. Bu da, Leto II olma ihtimalini düşündürtüyor insana. 

Dune: Prophecy 4. Bölüm İncelemesi Arakat Mag

Planlar İçinde Planlar

Geçen bölümün sonunda Valya’nın ailesinin yanına döndüğünü görmüştük. Bu bölümde de Harrow’un nasıl manipüle edilerek kullanıldığını görüyoruz. Theodosia’nın aynı zamanda Harrow’un zihninin de okuyabildiğini görmekteyiz. Harrow saygınlık görmek ve hor görülmemek isteyen bir baron olmak istiyor. Valya ise imparatorun güvenini tekrar kazanmak. İkisi ortak bir paydada buluşurlar ve Valya’nın Harrow’un gerçeği söyleteni olması fikrini kabul ederler. Aynı zamanda başka haneleri de etkileyerek, Harrow’u konsey sırasında desteklemeye yönlendirirler. Pruwet’in ölümünün sorgulanması gerektiği fikrini aşılarlar ve böylece kağıt üstünde başarılı bir senaryo ile iki taraf da istediğini alır.

Dizide başından beri imparatorluğa karşı bir isyan hazırlığı olduğunu zaten görmekteyiz. Buna artık prenses Ynez de dahil olur. Ynez, Desmond’ın bu kadar hızlı yükselmesinden hoşnut olmaz ve babasını eylemlerinden ve Desmond’dan rahatsız olur. Hatta bölümün ilerleyen dakikalarında, abisi Constantine’i de ikna edip kendi tarafına çekmeye çalışır. Ama Desmond, Javicco’nun güvenini ciddi derecede kazandığından bu imparatoru pek bağlamaz. 

Dune: Prophecy 4. Bölüm İncelemesi Arakat Mag

Garip Rüyalar

Emeline, Tula’ya Dorotea’nın ölümü hakkında sorular soruyordu gördüğü rüyadan sonra. Tula da tabi ki geçiştirmeye uğraştı şu ana kadar. Ancak hala Dorotea’nın vurgusu bu kadar yapılıyorsa ben bir şekilde intikamını alabileceğini düşünüyorum. Sonuçta bölümün ilerleyen kısımlarında Dorotea’nın fikirlerine inanan bir grup da gösterdiler bizlere.

Bölümün en güzel sahnelerinden birisi burasıydı bence. Aynı zamanda en ürpertici sahnesiydi. Tula, kardeşlik üyelerinin baharat alarak gözlerini kapatarak gördüklerini çizmesini istiyor. Burada çizimler arasında yakaladıklarımı şu şekilde sıralayacak olursam: Ağaç, uçurumdan düşen birisi, Emeline’ın gözleri kapanmış hali, 2 kişi, bir şey üzerinde yatan bir insan ya da kapı önünde duran insan, Dune kitaplarının kapağındaki kum tepeleri. Sonrasında çizilenler zaten çok net bir kum solucanı ve 2 mavi göz. Trans sırasında Tula’yı duyamadıklarını ve onları uyandıran şeyin korku olduğunu öğreniyoruz. Bu kum solucanı ve 2 mavi gözün vurgusu çok fazla yapılıyor ancak hala nereye varacağını tahmin etmek güç.

Travis Fimmel Desmond Hart rolünde.

Plan İşleyecek Mi?

Desmond’ın eline, isyandakilerin kimlikleri ulaşır ve Desmond hepsini bulması için bir ekip ayarlar. Natalya’nın buradaki davranışlarını oldukça beğeniyorum. Kocasının salak olduğunun farkında olacak ki Desmond’ı kocasını harekete geçirecek şeyler yaptırmaya zorluyor. Desmond da zaten bölüm başında Javicco’ya harekete geçilmesi gerektiğini söylemesine rağmen kendisi ağırdan almayı tercih etmişti. Kadınların, Dune evrenindeki hakimiyetini bu dizide oldukça net bir şekilde görüyoruz.

Harrow, Landsraad konseyi sırasında beklenen konuşmayı yapmak için öne çıkar ancak ona fırsat gelmeden prenses Ynez atlar ve imparatorluk hanesinin yargılanması gerektiğini söyler. Babası kendi kızı tarafından ihanete uğramanın şoku içerisindeyken yine Desmond sahneye çıkıp her şeyi kurtarır. Desmond tüm isyancıları yakalayıp (aynı zamanda Harkonnenler ile iş birliği yapan haneleri de) hepsini konsey sırasında yakar. Burada garip olan şey niye kimse Keiran’a bir şey yapmıyor. Adam konsey sırasında makineyi havalandırmaya sokmaya çalışıyor kimse fark etmiyor, üstüne bir de tüm isyancılar yakalanmasına rağmen burunlarının dibindeki yakalanmıyor. İleride bu isyanın başarısızlığı Keiran ile prensesin ilişkisi yüzünden oldu gibi bir iddia ortaya atılırsa pek şaşırmam açıkçası.

Desmond mahkumları yakarken bu sefer de onun geçmişine gideriz. Solucanın kendisini yediği sekansı canlı bir şekilde onun gözlerinden görürüz. Yerde yatan birkaç ceset, gümleyici ve baharat toplayıcı dışında hiçbir şey görünmüyordu o sekansta. Solucan gümleyicilere doğru gelip Desmond’ı yutuyor. Yine devamında o mavi gözleri de görüyoruz. Aynı zamanda ilk defa bu gücün sınırsız olmadığını ve bunun Desmond’a zarar verdiğini görüyoruz. Bunu yaptıktan sonra Valya’nın önüne kendi kanını bırakıyor ki bana bilerek yapmış gibi geldi bu hareketi. Valya da bunu kullanarak umarım sonraki bölümde Desmond’ın kimliğini çözer.

İki Kere Doğan

Tula, Lila’nın başında beklerken aşırı baharata maruz kaldığından dolayı rüya görür. Emeline’ı öldürdüğünü ve sonrasında bir kum solucanının kendisine geldiğini görür. Sonra diğer kardeşlik üyeleri gibi korkup uyanır. Sonrasında da Lila’nın uyandığını fark eder. Lila’nın gözleri masmavi olmuştur. Bunun aşırı baharattan kaynaklı mı olduğunu bilmiyoruz fakat baharatın öyle bir yan etkisi var bildiğiniz gibi. Ben Dorotea’nın Lila üzerinden geri geleceğini ve o çok istediği intikamı alacağını düşünüyorum. Yoksa hala bu kadar vurgulanması saçma olurdu bence.

Valya da bir yandan baştan beri uyuz olduğu amcasını ölüme terk ediyor ancak bu sahnedeki asıl önemli detay o değil. Hemen sonrasında Theodosia’nın bir yüz dansçısı olduğunu görüyoruz. Yüz dansçıları Tleilax’lıların bir ürünüdür. Oldukça tehlikeli varlıklardır ve casusluk için sıkça kullanılırlar. İstediklerini kişinin suretine bürünebilme özellikleri vardır. Aynı bölüm içerisinde hem Ix’li hem de Tleilax’lı birini görmek gerçekten güzel oldu evrenin ölçeğini büyüten güzel hareketler bunlar.

Üzerine fazla evren bilgisi verebileceğim materyal sunmayan, ama yine güzel bir bölüm izledik bence. Yüz dansçılarının ileride nasıl kullanılacaklarını ciddi derecede merak ediyorum açıkçası. Çünkü yüz dansçıları aslında bizim 3. Dune filmimiz için de oldukça önemli olacaklar. Bu yüzden burada anlatılan gulam, yüz dansçıları gibi kavramlar ve onları yaratan insanlara değinmeleri gelecek adına da oldukça önemli. Artık haftaya gizemlerin ve kimliklerin çözülmeye başlamasını diliyorum ve hepinize bir haftalığına daha hoşça kalın diyorum.


Poyraz Akyol‘un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Dune: Prophecy 3. Bölüm İncelemesi: Gerçek Bir Araçtır

Dune: Prophecy 2. Bölüm İncelemesi: Gölgeler De Güç Barındırır

Poyraz Akyol
Poyraz Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi. Film ve dizi izlemek onun en büyük tutkusu, oyun oynamak ise en büyük keyif kaynağı.

Final Fantasy VII Rebirth: Yeniden Yazılan Bir Destan

önceki yazı

Flow: Alışılmışın Dışında, Diyalogsuz Bir Animasyon

sonraki yazı

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

Bunlar da ilginizi çekebilir