Godzilla’nın var olduğu günden bu yana popüler kültürün önemli bir parçası olduğunu söylemek abartı olmaz. Japonya’nın nükleer silah korkusunun vücut bulmuş hali Godzilla, 70 yıldır farklı tasvirleriyle dünyanın dört bir yanındaki izleyicileri ekran karşısına kitlemeyi başarıyor. Bu aşırı büyük kertenkele, memleketindeki daimi popülerliğine rağmen Hollywood’da kendine ancak 1998’de yer bulabilmişti. Roland Emmerich’in 2 saat 20 dakikalık filmi, eleştirel anlamda büyük bir başarı yakalayamasa da dünya çapında 379 milyon dolarlık gişesiyle bütçesini üçe katlamayı başarmıştı. Ne var ki bu başarı, Godzilla’nın ana akım sinemada kendine bir yer bulabilmesini sağlayamamıştı, ta ki Gareth Edwards’ın 2014’teki Godzilla’sına kadar.
98’deki öncülünden daha olumlu yorumlar alıp gişede de 529 milyon dolarla tatmin edici bir sonuç veren film, yapımcısı Legendary Studios’u bir canavarlar sinematik evreni yaratmaya ikna etti. 2019’da Godzilla: King of Monsters, 2021’de Godzilla vs Kong ve son olarak 2024’te Godzilla x Kong: the New Empire, ana akım sinema izleyicisinin Godzilla açlığını alabildiğine sömürdü. Anlık seyir zevki sunmalarına rağmen derinlikten yoksun bu filmlerin arasında Godzilla’nın memleketinden öyle bir iş çıktı ki, sadece iyi bir Godzilla filmi değil, yılın en iyi sanat eserlerinden biri olarak adını tarihe yazdırmayı başardı.
Godzilla’yı Yerinde İzlemek Lazım
Takashi Yamazaki’nin yönetmenliğini yaptığı Godzilla: Minus One, 2023’ün en çok merak edilen filmlerinden biriydi. Amerika’daki vizyon süresi dışında uluslararası izleyicilerine ulaşamayan film, 15 milyonluk küçük bütçesine rağmen dünya çapında 116 milyon dolarlık bir gişe yapmayı başardı. Bunun yanına bir de en iyi görsel efekt Oscar’ı eklenince, filmin dijital olarak yayınlanmasını bekleyen hayranların sayısı da uçuk sayılara ulaştı. Haliyle filmin Japonya’da dijital olarak yayınlanışından birkaç gün sonra yılın en çok korsan olarak erişilen filmi haline gelmesi pek de şaşırtıcı olmadı.
Tabii filmin bu başarısını yalnızca Godzilla hayranlarına indirgemek doğru olmaz. Zira içinden Godzilla’yı çıkarıp herhangi başka bir canavarı koyduğunuzda bile aynı etkiyle işleyecek bir yapısı var filmin. Yazımından oyunculuk performanslarına, görsel efektlerinden müziklerine her alanda üst düzey bir iş Minus One. Esinlendiği eserlerin güçlü yanlarını başarıyla uygulayıp bunları çarpıcı bir dönem hikayesi ve akılda kalıcı karakterlerle birleştiriyor. Hollywood yapımı Godzilla filmlerinin tamamında ekranda kaldıkları süreye rağmen derinliksiz kalan karakterlerin aksine, Minus One’ın karakterleri filmin duygusal temelini oluşturuyor.
Görev Önemli Ama Can Da Tatlı
İkinci dünya savaşının hemen sonrasında, görevini terk etmiş bir kamikaze pilotunu göstererek açılıyor Minus One. Filmin ana karakteri Shikishima’yı tanıdığımız ve etrafındakilerin kendisi hakkındaki gerçeği öğrendiğindeki tepkileriyle filmin ana temalarından suçluluk duygusunu birinci elden gözlemlediğimiz açılış sekansı, aynı zamanda slasher filmlerinden alışık olduğumuz “ilk cinayet” işlevi de görüyor. Henüz son formuna ulaşmamış Godzilla’nın adayı yerle bir ettiği bu sekans, Shikishima’yı kritik onlarda donup kalırken göstererek hem karakterin film boyunca sürecek çatışmasını tanıtıyor, hem de zaten onu yiyip bitiren suçluluk duygusunu daha da körüklüyor.
Ne var ki bu sekansın ardından gelen ilk perde, çoğunlukla savaş sonrası Japonya’sında bir dram hikayesi anlatmaya odaklanıyor. Shikishima’nın rastgele tanıştığı Noriko ve onun evlat edindiği bebek Akiko’yla kurduğu derme çatma aile, izleyiciye umursayacağı bir şeyler veriyor. Shikishima’nın suçluluk duygusunu, savaş sonrası travmalarını ve Japonya’nın yeniden inşaa sürecini izlediğimiz ilk perde, Godzilla’nın yeniden kendi göstermesiyle gerilim dozunu yükseltiyor.
Köpekbalığı Gibi Kertenkele
Filmin hikaye örgüsüne dair yazılanlar, size başka bir filmi çağrıştırıyor olabilir. Zira hem hikaye örgüsü, hem de bazı görsel motifleriyle Spielberg’ün Jaws’ını bir hayli hatırlatıyor Minus One. Tıpkı Jaws’daki Brody gibi, Shikishima da film boyunca hikayenin merkezinde kalıyor. Shikishima’ya eklenen yan karakterler, karikatürize olma sınırının doğru tarafında kalarak izleyiciye zaten bildikleri stereotipleri özgün dokunuşlarla sunuyor. İkinci perdesini de Jaws’daki kumsal sekansına eş çarpıcılıkta bir sahneyle kapatan Minus One, izleyici Godzilla’nın tüm ihtişamıyla boy göstereceği finale hazırlıyor.
Yine tıpkı Jaws gibi, canavarını çok verimli kullanıyor film. Godzilla’yı gizlemek için özel bir çaba göstermiyorsa, her köşe başından çıkararak sıradanlaştırmıyor da. Godzilla’yı ekranda gördüğümüz, varlığını sezdiğimiz her an, her şeyin tehlikede olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Canavarın çoğunlukla aydınlık ortamlarda gösterilen etkileyici tasarımı da bu dehşete destek veriyor.
Duygusal Yatırımların Karşılığını Veriyor
Canavarı alt etme planının yapıldığı ve uygulamaya konduğu son perdeyse, tüm yatırımların karşılığını vererek filmi doruk noktasına ulaştırmayı başarıyor. Her karakter, kendinden beklenecek mantıksal çıkarımlar doğrultusunda hareket ederek kolaylıkla anlamsız gelebilecek bir alt etme planını pürüzsüzce satıyor izleyiciye. Film bu noktaya kadar ana karakterlerini merakla izletmeyi çoktan başardığından, izleyici olarak neyin tehlikede olduğunu net bir şekilde biliyor ve karakterlerin kaderini umursuyorsunuz. Finale giderken tanıttığı birkaç sürpriz, kolaylıkla tahmin edilebilir olsa da film sona erdiğinde sizde yarattığı etkiyi biraz olsun azaltmıyorlar. Baştan sona temasına sadık kalan, Godzilla’yı ana karakterinin iç çatışmaları için bir metafor olarak kullanan bir film Minus One. Bu yüzden canavarın alt edilmesiyle birlikte karakterin yolculuğu da sonlanıyor.
Tabii hikayenin bu kadar çarpıcı aktarılabilmesinde, görselliğin de payı büyük. Set tasarımlarından kostümlere, canavarın tasarımından görsel efektlere teknik her anlamda Minus One kusursuz bir iş çıkarıyor. Fakat izlediklerimizin bu kadar etkileyici olması, hareketlerin nasıl gösterildiğiyle de alakalı. Godzilla’nın hareketleriyle bu hareketlerin sonuçlarını dinamik bir şekilde takip eden kamera kullanımı, filmin aksiyon sahnelerinin çarpıcılığını kat kat arttırıyor. Yine canavarın göründüğü her sahnede boyutunu net bir şekilde ölçekleyen kamera, izleyiciyi dehşete düşüren bir numaralı etken.
Herkes İçin Bir Canavar Filmi
Godzilla: Minus One’ı izlediğinizde 15 milyon dolarlık bütçenin nereye gittiğini anlamanız mümkün değil. Zira her alanda kusursuz bir iş var elinizde. Filmin görsel efektleri, en yüksek bütçeli Hollywood filmlerine nal toplatacak kalitede. Benzer şekilde, bir hayli aktif kullanılan müzikler de, karakterlerin hissettikleri ya da sahnenin vermek istediği duyguyla doğrudan bir bağ kurmanızı sağlıyor.
Ustalıkla icra edilmiş onlarca kalemin bir araya gelmesiyle, eşsiz bir seyir zevki sunarak adını 2023’ün en iyi filmleri arasına yazdırmayı başarıyor Godzilla: Minus One. Canavar filmleri sizin için değilse bile etkileneceğiniz, gerçek olamayacak kadar başarılı bir sanat eseri var karşınızda.
Tuncer Haydarlar‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Twitter, Instagram, Discord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık filmi için 2 kişiye çift kişilik bilet hediye ediyoruz!
Yapmanız gerekenler ise çok basit;
📌 Bizi takip edin.
📌 Bu tweeti retweetleyin.Kazananlar 9 Mayıs Perşembe günü saat 20:00’da açıklanacaktır. pic.twitter.com/hJ9A1B68pB
— Arakat Mag (@ArakatMag) April 30, 2024
Yorumlar