0

Üçüncü bölüm yazımda, şu ana kadar izlediğimiz her şeyin 6. bölüm itibariyle yaşanacaklara hazırlık olduğunu söylemiştim. Yeni karakterleri tanıyor, ileride karşımıza çıkacak detaylarla karşılaşıyoruz. Dördüncü bölüm itibariyle dizi, karakterlerin motivasyonlarını oturtmaya başladı. Artık tüm karakterleri tanımakla beraber birbirlerine karşı olan hislerini de biliyoruz. Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla herkes yavaştan karakterlere aşina oldu. Bu bölümün amacı, gelecekte patlayacak bombanın fitilini ateşlemekti. O fitil aşk ateşiyle ateşlendi. Karakter tasarımlarının son demlerindeyiz. Gelecek haftaki bölüm, Milly Alcock ve Emily Carey’nin son bölümü olacak. Geniş bir zaman atlaması öncesi karakterlerimizin son yüklemelerini yapacağız. Bu bölümü, en doğrusu olduğunu düşündüğüm 3 kategoriye ayırarak anlatacağım: Kıvılcım, yangın ve külleri.

BİRİNCİ BÖLÜM İNCELEMESİ İÇİN TIKLAYIN
İKİNCİ BÖLÜM İNCELEMESİ İÇİN TIKLAYIN
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İNCELEMESİ İÇİN TIKLAYIN

Kıvılcım

Geçen bölüm, kral Viserys’in kızı Rhaenyra’yı evlendirmekte ne kadar istekli olduğunu gördük. Bu bölüm Rhaenyra’yı, büyük ihtimal ilk defa gördüğümüz Storm’s End içerisinde ona talip olan adayları sıra sıra elerken görüyoruz. Saçma sapan bir sürü adayı elemek zorunda kalan Rhaenyra’nın aklı Daemon’dadır. Bölümün direkt kolye ile açılması bu sebepten ötürü. Damat konvoyunu heyecanlı kılan Blackwood veledinin Bracken tarafından rahatsız edilmesi. Samwell Blackwood, Rhaenyra’ya ben seni korurum dediğinde Amos Bracken onunla “kraliçenin ejderi var” diyerek dalga geçiyor. Özünde haklı olsa da bu cümle tamamen geleceğe bir gönderme içeriyor. Orijinal hikayede Samwell Blackwood, Amos Bracken’a karşı düellosunu kaybediyor. Lakin senaristlerin dövüşü tamamen değiştirmesini ileride Samwell yaşında Westeros’u birbirine katacak olan Targaryen çocuklarından sebepli olduğunu düşünüyorum.

Rhaenyra, özgür bir kadın olarak kalmak istiyor. Onun özgürlüğe olan düşkünlüğünün de özgüvenini Daemon kuruyor. Rhaenyra ile Daemon’un King’s Landing’in sokaklarında geçirdikleri zaman harikaydı. İlk defa King’s Landing’in gece hayatını böylesine yakın görme şansı yakaladık. Rhaenyra’nın şehirde gezerken ona çarpanlar tarafından “erkek çocuğu” olarak adlandırılması ise Arya’ya gönderme niteliğindeydi. Falcı kadının “nasıl öleceğini öğrenmek ister misin?” dediğinde arkada ejderlerin ağzından fırlayan alevler ise muhteşem bir detaydı. Ayrıntısına girmiyorum…

Ha keza Rhaenyra’nın gizlice kaçmasını sağlayan “geçit” de aklınızda tutmanız gereken detaylardan biri. Bu geçitlerle önümüzdeki sezonlarda sık sık karşılaşacağız. Bu geçitler vakti zamanında Zalim Maegor tarafından yaptırılmıştı. Maegor, geçitleri yapanları 3 gün tıka basa doyurmuş sonra da hepsini öldürtmüştü. Bu geçitler, birçokları için sır gibidir. Fakat Daemon için değil.

Daemon, Rhaanyra’ya gerçek hayattan bir kuple gösteriyor. Lakin Rhaenyra, saray hayatına öyle alışmış ki sokak satıcısından aldığı yemeğin parasını vermesi gerektiğini bile bilmiyor. Daemon’ın gri bir karakter olduğunu biliyoruz. Sağı solu belli değil. Orijinal hikayede Daemon, Rhaenyra’yı King’s Landing’deki genelevlere götürerek “kadınsal yetenekleri” gözlemlemesini sağlıyor. Bunun da ötesinde Daemon, Rhaenyra ile birçok kez beraber olarak ona ilişki anında neler yapması gerektiğini öğretiyor ki Rhaenyra, Criston Cole’u tavlayabilsin. Fakat dizi burada bir ayrışmaya gitmiş. Daemon’ın Rhaenyra’yı bilerek tuzağa düşürmüş olma ihtimali de var ki ileride ona talip olabilsin. Fakat bölümün en önemli kısmı, Rhaenyra’ya söyledikleriydi: “Evlilik bir zorunluluk ama bu istediğini alman için engel değil”. Zaten özgürlüğüne düşkün olan Rhaenyra ileride bu “istediğini al” düşüncesi yüzünden birçok erkek ile ilişki yaşayacak.

Yangın

Karakterlerin neredeyse hepsi, bu bölümde aksiyon aldılar. Daemon, Dar Denizin kralı olarak karşımıza çıktı fakat ardından yine onu o yapan özelliklerine geri dönüp önce yiğeni Rhaenyra ile sevişmenin ucundan döndü, sonra da  geceyi Mysaria’nın otelinde kapattı. Rhaenyra kaçarken onu gören küçük çocuk Beyaz Solucan yani Mysaria’nın “kuşu”. Varys’ten hatırlasınız, çocuklara kuşlar diyordu. Mysaria, kendisinin de söylediği gibi genelev hayatını bırakıp başka bir işe yönelmiş durumda. Bu iş de şehrin ve sokakların nabzını tutmak. Bu sebeple de ileride önemli bir karaktere dönüşecek.

Odasına geri dönen Rhaenyra, sokakta gördüklerini ve Daemon ile ön hazırlığını yaptığı sevişme sanatını Criston Cole üzerinde denedi. Sevişme sahnesini güzel çekmiş olduklarını söylemekle beraber bölümde en dikkatimi çeken şey, Criston’ın kibarlığıydı. Rhaenyra’yı reddetmeye çalışsa da beceremedi. Kıyafetlerini katlayarak, düzenli bir şekilde koydu. Rhaenyra’yı istiyor ama aynı zamanda beyaz pelerinine de saygısı var, nereden geldiğini biliyor. Narin dokunuşları ise karakterini ortaya koyan detaylardı. Başka bir “lord” olsa Rhaenyra’nın tepesine çıkar, ata biniyor gibi sevişirdi. Lakin Criston, sadece savaş alanında değil yatakta da güçlü bir karakter olduğunu gösterdi.

Şimdiki paragrafım gelecekte yaşanacak her şeyin özeti aslında. Rhaenyra, kralın kızı. Özgürlüğü benimsiyor ve Daemon’ın gazıyla da istediğini almayı mantelite haline getiriyor. Üstüne Valyria kanı taşıyor, ejderha binicisi. Birçok kadının gıpta edeceği biri. Ne kadar şehirdeki tiyatroda gördüğümüz gibi halk “kadın” lider istemese de Rhaenyra’nın gücü ve namı yadsınamaz. Fakat Alicent, sadece kralın bölümde de gördüğümüz gibi tohumlarını ekmek için arada odasına çağırdığı ve tam da Rhaenyra’nın dediği gibi kale duvarları arasında sıkışmış bir bebek yapma makinesi. Aradan belli ki yine zaman geçmiş çünkü Alicent bu bölümde Helaena’yı elinde tutuyordu.

Geçen bölümde de yazdım; Alicent, her şeye rağmen hala Rhaenyra’ya iyi davranıyor. Targaryenelere karşı antipati beslemeye ve kıskançlığını bize hissettirmeye başlasa da, Rhaenyra’yı savunmaya devam ediyor. Şimdi düşünün, Otto ne kadar da tehlikeli bir adam. Her şeye rağmen hala Rhaenyra’nın elini tutmak isteyen kızını zamanla nefret dolu bir canavara çevirecek.

Ve Külleri

Bu bölüm aksiyon alan tüm karakterler, aldıkları aksiyonların da sonuçlarını çok hızlı bir şekilde aldılar. Rhaenyra şuan tüm diyara kralın altından kalkamayacağı bir dedikodu verdi. Ya Daemon’ın oyununa geldi ya da Otto’nun kurnazlığına kurban gitti. Her halükarda, kaçındığı evliliğin kucağına düştü. 3 bölümdür adını sürekli zikrettiğimiz ve aynı Rhaenyra gibi sürekli evlendirilmeye çalışılan Laena Velaryon, Bravos’tan bir deniz lordunun oğluyla evlenecek. Özgür şehirlerin en güçlüsü Bravos ile Dar Denizin lordu Velaryonların evlenmesi, Westeros ve Targaryenler adına iyi olmaz. Rhaenyra, tüm krallığa dedikodu malzemesi verince, kral Viserys’in elinde oynayacak koz kalmaz ve Laenor ile Rhaenyra’nın evlenmesine karar verir. Rhaenyra da bunu kabul etti. Fakat bir şartla…

Hightower ailesi, Westeros tarihinin en sinsi ve en kaypak ailesi olabilir. İleriki günlerde kendilerini anlatan bir yazı yazacağım. Her daim nerede duracaklarını iyi bilen, tehlikeli ve kurnaz bir aileler. Otto da bu kurnazlığın bedene dönüşmüş hali. Viserys’in de –sonunda- dile getirdiği gibi sırf torunu tahta geçebilsin diye Rhaenyra’nın hatalarını arıyor. Kuş çocuğun Mysaria’ya bir para verdiğini gördük. Bu para büyük ihtimal Otto Hightower’dan. Viserys, Otto ile yaptığı son konuşmada onun daha önceki kralları ve adaylarını da kurnazlıkları ile değiştirmiş olabileceğini ima ediyor. Ve onun kralın eli rozetini söküp gitmesini istiyor. Ama emin olun, Otto geri dönecek. Bu adamdan uzun bir süre kurtulamayacaksınız.

Viserys sadece Otto ile değil Daemon ile de yüzleşti. Bölümün başında eşiyle dalga geçecek kadar kardeşi ile eğlenen Viserys, bölüm sonunda kardeşini öldürecek noktaya geldi. Daemon ise Rhaenyra ile aralarında bir şey gerçekleşmediğini bilerek söylemedi. Kitaba tam olmasa da sadık kalan bu bölüm sonunda Daemon acaba Rhaenyra’yı tuzağa mı düşürdü demeden duramadım. Rhaenyra’ya, evli olmasına resmen talip oldu. Sebebi için de Fatih Aegon’u verdi. Aegon, 2 kardeşiyle de evlenmişti. Biri zorunluluktan, biri de aşk temelliydi. Daemon da “bronz orospusu” ile zorunluluktan evlendi ama Rhaenyra’yı gerçekten sevdiği için istiyor. Ve ileride daha detaylı bir şekilde göreceğiz, Viserys’in onu suçladığı gibi de tahtın peşinde değil. Kovulma pahasına Rhaenyra hakkında gerçeği söylemiyor, onun lekelenmesine izin veriyor. Daemon’ın gerçeği söylememiş olması, Rhaenyra ile Criston’ın da arasını açacaktır. Fakat dizi ikisinin arasındaki ilişkiyi hangi hikayeye göre anlatacak merak ediyorum. Rhaenyra mı açılacak? Yoksa Criston mı?

Bazı Güzel Detaylar

House of the Dragon’u çok beğenmemin sebebi, bölümlerin matematiğini harika dizayn ediyor olmalarıdır. Kadrajda gördüğümüz neredeyse her şey özenle seçilmiş. Viserys’in, Daemon gelmeden önce taktığı taç mesela özellikle gösterildi bize. Çünkü o taç ileride dönüp dolaşıp Rhaenyra’nın eline ulaşacak. Yine Daemon diz çöküp Viserys ona yaklaştığında, baston niyetine kullandığı kılıç Blackfyre da ileride dizinin önemli bir parçası olacak.

Rhaenyra ve Daemon’ın karşılaştığı tiyatroya Game of Thrones’dan aşinayız. Sokak aralarında böyle piyesler çok yapılıyor. Arya da Bravos’tayken bir tanesiyle karşılaşmıştı. Bu gibi tiyatrolar şehirler adına önemlidir çünkü çoğu politiktir. Sarayda ve savaşta yaşananları dedikodularla birleştirerek anlatırlar. Oyundan anlıyoruz ki halk, Rhaenyra’yı istemiyor. Bunun sonuçlarını da ileriki bölümlerde göreceğiz.

Emilia Clarke, Daenerys rolünde muazzam bir iş çıkarmıştı. Lakin Matt Smith ve Milly Alcock sonrası onun konuştuğu Valyria dilinin ne kadar kötü olduğunu anladım. İkili, Valyria dilini o kadar güzel konuşuyor ki hayran kalmamak elde değil. İkisinin yan yana kaldığında yabancı dil konuşmayı tercih ediyor olmasının 2 sebebi var. Bir, başkaları onları anlamasın. İki, aralarındaki romantizm. Birbirleri ile High Valyria dili konuşmaları büyük çoğunlukla birbirlerine karşı olan ateşli hisleri ile alakalı. Flörtleşme gibi düşünebilirsiniz.

Viserys’in bize ilk bölümde gösterdiği, Arya’nın Night King’i öldürmek için kullandığı bıçak hakkında daha fazla detay aldık. Bıçağı ateşe koyduğunuzda, Yüzüklerin Efendisi’ndeki Yüzük gibi üzerinde yazılar beliriyor. Viserys, üzerinde Ateş ve Buz’un Şarkısının yazdığını söylüyor, Rhaenyra da okuyor. Bu bıçağın Jon ve Daenerys’e kadar uzanmış olması da gerçekten hayret verici. Daha da güzeli, bıçak büyük ihtimal Valyria’dan geliyor. Viserys, bıçağı Aegon’a Aenar the Exile’ın verdiğini söylüyor. Aenar, Daenys’in babasıydı. Daenys, bir gün Valyria’nın yok olduğunu rüyasında görüyor. Aenar da kızına inanıp varığını yoğunu satarak Velaryonlar ile beraber oradan kaçıp Dragonstone’a yerleşiyor. Valyria da Daenys’in rüyasında gördüğü gibi yok oluyor. Ve bu bıçak, bu yaşananların hepsini görüyor. Bir amaçla elden ele dolaşıyor: Ateş ve Buz’u bulana kadar.

Viserys’in kızına gönderdiği çayın adı Moon Tea. Game of Thrones kitaplarında da karşımzıa çıkan, bilgeler ve orman cadıları tarafından hazırlanan bir doğum kontrol iksiri. Viserys, Daemon gerçeği söylemediği için kızının onunla beraber olduğunu düşünüyor ve ona çayı gönderiyor. Halbuki Rhaenyra, Criston ile beraber oldu. Buradaki karmaşa ileride çok daha enteresan bir noktaya varacak.

Son olarak sıradaki bölümün fragmanından bahsetmek istiyorum. Fragmanda 1 saniye de olsa bir cüce gözüküyor. Bu cüce büyük ihtimal Mushroom. Targaryen tarihini anlatan Fire and Blood aslında bir roman değildir. Birçok farklı ismin anlattıkları ile tarihin derlemesinden oluşan bir kitaptır. King’s Landing’de yer alan ve Targaryen tarihini anlatan bir tarih kitabı gibi düşünün. George R.R. Martin, Game of Thrones kitaplarında hikayeyi karakterlerin üzerinden anlatır. Fakat Fire and Blood’da tek bir anlatıcı vardır ve bu kişi de görgü tanıklarından yola çıkarak hikayeyi anlatır. 3 ana isim vardır: Septon Estace, Üstat Munkun ve Mushroom. Hepsi, dizide yaşanacak birçok olayın farklı versiyonlarını anlatırlar. Mushroom’un versiyonları ise her daim daha keskin ve serttir. Rhaenyra’nın Daemon ile seviştiğini o iddia etmektedir. Yukarıda Rhaenyra mı Criston Cole’a açılacak yoksa Criston Cole mu diye sorarken de aslında göndermem burayaydı. Çünkü Mushroom’a göre Rhaenyra, Criston Cole’a açılmıştır. Eğer ki gördüğümüz cüce, Mushroom ise, kendisini bundan sonra sürekli ortalarda göreceğiz demektir.

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

The Rings of Power – Third Episode Review

Previous article

House of the Dragon – Fourth Episode Review

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like