Başrollerinde Ryan Reynolds, John Krasinski, Cailey Fleming gibi isimlerin yer aldığı Imaginary Friends, ülkemizde Hayali Arkadaşlar ismiyle 17 Mayıs’ta vizyona giriyor.
Brief Interviews with Hideous Men ve The Hollars ile birlikte bağımsız sinemaya yönetmenlik adımları atan John Krasinski‘nin yükselişi A Quiet Place ile birlikte olmuştu. A Quiet Place ve A Quiet Place Part II, Krasinski‘nin kariyerine büyük seviye atlatmış ve artık sadece iyi bir oyuncu olarak değil, önemli bir yönetmen olarak da kendini kanıtlamıştı. A Quiet Place serisi kaldığı yerden devam ederken, Krasinski bu kez çok farklı bir proje ile karşımıza çıktı.
Imaginary Friends, Krasinski tarafından “live action Pixar filmi” olarak tarif ediliyor. Zengin oyuncu ve seslendirme kadrosuyla dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Imaginary Friends, daha çok çocuk kitleye hitap ediyor fakat bu hikayede yetişkinlerin de kendinden bir şeyler bulabileceği aşikar.
Yetişkinliğe Erken Adım Atanlar İçin
Krasinski bir röportajında Imaginary Friends‘in hazırlık aşamasını şöyle anlatıyor: “Bu fikir neredeyse 10 yıldır aklımdaydı. Fakat senaryoya hiç dökülmemişti. Pandemide eve kapandığımızda, çocuklarım için özel bir film yapabileceğimi düşündüm ve her şey böyle gelişmeye başladı.” Bir diğer ismiyle IF, gerçekten de çocuklara ithaf edilmiş ve resmen onlara ilham olabilecek türden bir yapım.
Film, insanların hayali arkadaşlarını keşfeden bir kızın hikayesini konu ediniyor. Genç bir kız olan Bea (Cailey Fleming), bir gün herkesin hayali arkadaşlarını görebildiğini keşfeder. Bu süper gücü ile Bea, büyürken herkesin geride bıraktığı, unutulmuş hayali arkadaşları yeniden bir araya getirmek için büyülü bir maceraya atılır. Yanında ise aynı görevi uzun zamandır yapan Cal (Ryan Reynolds) yer alır.
Filmin temeli bu noktalarda oluşurken, yetişkin izleyiciler için ilk yarım saat fazlasıyla “çocuksu” gelebilir. Fakat sonrasında duygusal yoğunluk arttıkça, IF‘in dünyası her kitleye ilgi çekici gelmeye başlıyor. Imaginary Friends, sadece çocuklara ithaf edilmiyor, zorlu yaşam şartlarında yetişkinliğe erkenden adım atmak zorunda kalan kişileri de içine alıyor. Bu film kısaca henüz çocuk yaştayken, bazı sebeplerden dolayı çocukluğunu bırakmak zorunda kalanlara ithaf ediliyor.
Zaman Akıp Giderken, Özel Olanları Unuturuz
Krasinski, IF‘in duygusal yoğunluğunu ilk olarak erken büyümek zorunda kalanlardan, sonra ise büyüdükçe kaybettiğimiz, herkese özel olan o ruhtan alıyor. Hayatımızda ailemizden biri ölebilir, farklı bir yere taşınmak zorunda kalır ve kendimizden büyük sorumlulukları üstlenebiliriz, hatta arkadaşlarımızdan da ayrı olabiliriz ve bunun gibi birçok kötü şey başımıza gelebilir. Eminim ki, bunları çocukken yaşayan çok insan da vardır. Tam olarak bu yüzden “büyüdüm” tavırları içerisinde oluruz. Krasinski, işte o ışığı kaybetmiş çocukları Bea karakteri ile gösteriyor.
Bea, bir anda görmeye başladığı “hayali arkadaşlar” ile birlikte maceraya atılıyor. Kaybettiğini düşündüğü çocukluğunu geri kazanmakla kalmıyor, onu benimsiyor ve hayatında olup biten trajedilerin o ruhu almasına, karanlığa hapsetmesine izin vermiyor. Bu hayali arkadaşlar ise çocukluğumuzda hayal ettiğimiz, en iyi arkadaşımız, hatta belki de koruyucumuz olduğunu düşündüğümüz varlıklardan oluşuyor. Bu varlıklar ise filmde zamanla “terk edilmiş” konumdadır.
Çünkü yetişkinlik öyle bir şey ki, zaman akıp giderken özel olanları unuturuz. Hayal gücümüz tükenir, gerçek dünya ile bir oluruz. Bahsettiğim ruh ise tam olarak burada devreye giriyor. O terk edilmiş hayali varlıklar, biz büyüdükçe, yaşlandıkça unuttuğumuz kahramanlardır. O kahramanları hatırlamazsak, çocukluğumuzda bizi yalnız hissettirmeyen varlıkları tekrar benimseyip özümüze dönmezsek, gerçek dünya bizi yutar. Imaginary Friends‘in ise bu durumları başarıyla gösterdiğini söylemek mümkün.
Ruh Eşin Sende Saklı
Herkesin bir arkadaşa ihtiyacı var, o arkadaş hayali olsa bile. Çünkü bu hayali arkadaş en zor zamanınızda yanınızda olur, sizi korur, sizinle konuşur ve sizi aydınlığa taşır. Film bu yönden, yani “hayali arkadaş” üzerinden çocukların zihin sağlığına parantez açsa da, bunu bir problem olarak değil, “güvenli alan” olarak gösteriyor. Imaginary Friends, o güvenli alanı kaybetmenin, karanlığa kapı açabileceğini ön görüyor. Çünkü ruh eşin sende saklı ve o bir hayal gücü olmasında hiçbir sorun yok.
Oyuncu kadrosundaki her ismin harika performansları, senaryonun samimiyeti ve içerdiği önemli mesajlar sayesinde IF, her çocuğun izlemesi gereken bir film haline geliyor. Aynı zamanda film, çocukluğumuzda izlediğimiz aile filmlerine olan özlemimizi gidermekle kalmıyor, içinizi ısıtacak, kalbinize dokunacak bir yolculuk da sunuyor.
Ferit Doğan‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Twitter, Instagram, Discord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar