0

“O geceye kıskançlık ve öfkenin sentezinde bir isim verilseydi eğer bu kuşkusuz “mukavemet” olurdu.

Yazarlığını ve yönetmenliğini Soner Caner’in yaptığı film, ilk olarak 41. İstanbul Film Festivali’nde izleyicisi ile buluştu. Başrollerini Selahattin Paşalı ve Ece Çeşmioğlu’nun paylaştığı Mukavemet 2022 yapımı bir suç-gerilim filmi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sinefillerin ve özellikle Selahattin Paşalı sevenlerin heyecanla beklediği film mubi.com aracılığı ile izleyicisiyle buluştu. Film Türk sinema tarihinin tamamı tek plan çekilen ilk filmi olması ayrıca güçlü oyuncu Selahattin Paşalı‘nın ilk sinema projesi olması nedeniyle de dikkat çekmektedir.

Çünkü; “İlkler biz sinema severler için her zaman dikkat çekici olmuştur.” Neden çekmesin ki? 1 saat 44 dakikalık zaman diliminde hiç kesme yapmadan çekim yapmak hem yönetmen hem oyuncular açısından çok da kolay olmasa gerek -ki biz izleyiciler açısından da sürece dahil olmak kolay değildi-. Teknik olarak bu zorluklar ile oluşturulmuş 104 dakika nefessiz izleyeceğiniz bir yapımın dikkat çekememesi söz konusu olamaz. Bunun sinema tarihimizde bir ilk olması ise filme olan teknik ilgiyi daha da artırmaktadır.

Mukavemet Arakat Mag Kısaca Film

Ecem ve Rahmi İstanbul’da bir apartmanın bodrum katında aynı evi paylaşan herhangi genç çiftten biridir.  Onları diğer herhangi genç çiftlerden ayıran ise; Ecem’in eski sevgilisi Kazım’ın son gece kapıya dayanması ile gelişen korkunç olaylardır. Kazım’ın saplantılı fevriliği ile kapıya dayanması Rahmi’nin toy kıskançlığı, kontrolsüz öfkesi, Ecem’in çaresizliği ve son olarak Rahmi’nin pişmanlığı ile harmanlanmış o korku dolu gece filmin konusunu temellendirmektedir. O gece yaşanan ürkütücü bir cinayetin tek plan çekimiyle gerilim yaratan yönetmen izleyicisinin psikolojik dirayetini ve vicdan sorgusunu teraziye çekmektedir. Ayrıca filmin ilgi çeken bir diğer noktası ise adının ironik şekilde izleyicinin filmi izleme dayanıklılığı ile ilişkilendirilmesi.

Başlangıç

Yönetmen filmin gerilim yüksekliğini bizlere ilk olarak siyah perdeye kırmızı puntolar ile yansıttığı filmin adıyla hissettirmektedir. Film, ekrana görüntü gelmeden karanlık fonda “Aradığınız kişi şuanda başkasıyla görüşüyor.” anonsuyla başlar. Rahmi karakterini ilk olarak diz çekim kadraja girerken burada görmekteyiz. Loş ışıkta sokakta arka plan çekimde yürüyen Rahmi,  Ecem’ in telefonu açması ile “Meşguldün yine, arkada aradığımı görmedin mi?” hesap tonlu cümleleri ile devam ederken filmin kıskançlık oranının ne kadar olacağını da bu sahneden ölçmekteyiz. Rahmi arka plan çekimde yürürken ikinci telefon görüşmesini ise ailesi ile yapar. Filmin sonunda korkunç bir katile dönüşen Rahmi’yi burada küçük yeğeni ile yumuşak ve merhametli şekilde konuşurken izlemekteyiz.

Yönetmen, insanın mevcut şartlar uygun olduğunda ne kadar kötü olabileceğinin aydınlanmasını ise izleyicisine bu sahne bağlamında filmin sonunda yaşatacaktır. Uzun yürüyüş sonrası Rahmi’yi hala arka plan çekimde bodrum kata inerken görüyoruz. Yürüyüş sahnesinin uzun olması burada izleyiciyi sıkan ilk sekans olmuştur. Aslında tek plan ve kesintisiz çekimlerde izleyiciyi filme uzun süre dahil etmek zorken yönetmen ses öğeleri ile izleyiciyi dingin tutabilmiştir. Daire girişindeki keser sesleri gibi… Yürüyüş sahnesinin uzunluğu için yönetmeni hepimiz eleştirsek de kendimizi Rahmi’nin nereye gideceğini merak ederken bulmaktayız ve hepimiz birden kamera ile birlikte Rahmi’nin dairesine giriveririz. Bu da yönetmenin başarısı olsa gerek. İkinci karakter Ecem’i ise daireye girdikten sonra koltukta yatarken görüyoruz. Loş ışıkta Rahmi’in eve girişi beyaz ayakkabılarını ve montunu belli bir düzen ile yerleştirmesi ise birazdan çıkacak fırtınanın sakinliği olarak adlandırılabilir.

Mukavemet Arakat Mag Yönetmen yakın plan çekimde Rahmi ile beraber seyirciyi de evin içinde dolaştırmaktadır. O kadar ki; Rahmi ile beraber buzdolabının önünde bizde bir şeyler ararız. Dolabın kapağının açılması ile sahneye hafif ürpertici bir tonda dolap sesi hakim olur. Tıpkı daire girişindeki keser sesi gibi… Rahmi’nin tezgaha bıraktığı süt şişesi ise film için önemli bir metafor konumundadır. Saflığın temizliğin simgesi olan süt birazdan kan gölüne dönecek gecenin habercisi olmaktadır. Ben de sütün sahneye ilk geldiği anda içimde hafif bir ürperti hissetmedi değilim. Süt ve gevreği ile salona gelen Rahmi yarı açık bir iletişim hali ile masaya oturur. İkili ilk bu sahnede birlikte karşımıza çıkar. Çiftin arasında sağlıksız ve toksik bir ilişki olduğunu masada gergin bir şekilde sütlü gevreğini kaşıklayan Rahmi’nin Ecem’e verdiği tepkilerden ve Ecem’in ise tavır cümlelerinden anlamaktayız.

Tam da buradan filmi iki bölüme ayırdım. İlki karakterleri ve ilişkilerini anlamlandırdığımız bu diyalog sahnelerinden oluşan ilk kısım diğeri saplantılı eski sevgili Kazım’ın kapıya dayandıktan sonraki ikinci kısımdan oluşmaktadır. Filmin kırılma noktası da bu ikinci kısımdır.

Gecenin zaten olmayan huzuru Ecem’ in telefonun çalması ile birlikte daha da bozulur. İkili arasındaki huzursuzluk ise Ecem’in telefonu sürekli saklaması ve Rahmi’nin gereksiz gergin halleri ile de tepe noktaya ulaşır. Rahmi’nin kıskançlığı artarak tetiklenirken biz izleyicilerinin de merakı arttırmaktadır.

Yönetmen dehşet bir cinayet öncesi ikili arasındaki yılbaşı bilet muhabbeti ile de yaşamın akışında bizi nelerin beklediğinden habersiz oluşumuzu suratımıza tokat gibi çapmaktadır. Ecem ne kadar konuyu değiştirmek istese de sürekli çalan telefonun kasveti tüm geceye artık hakim oluştur. Rahmi’yi gecenin finalinde devirecek olan kontrolsüz öfke hafiften yumruğunu sıkmaya başlamıştır bile. Bu sahnede sürekli aynı yayını yapan televizyonun sesi ise biz izleyiciler için rahatsız edici noktaya ulaşmış hatta belki de çoğumuza kumanda aratmıştır.

Tabi ulaşması normal sonuçta yönetmen yapımı ile biz izleyicisinin mukavemetini sınamakta değil mi? Hem televizyon sesi hem de ikili arasındaki “benden önceki” tartışmasında kendimizi neden sorgusunda bulmaktayız. Rahmi’nin suçlama ve yargılamalarına Ecem’in ikna çabaları galebe çalar mı acabası yaşarken Ecem’in “arkamdan sakın gelme” tribi ile nakavt olmaktayız. Çoğumuz da biliyoruz ki Rahmi arkadan gidecek ve kavga yatak odasında devam edecektir. Öyle de oluyor. Hatta salonda psikolojik olarak başlayan eril şiddeti yatak odasında fiziksel ve cinsel şiddette dönüşüyor. Yönetmenin bilinçli olarak bizi yatak odasına çekmesi ise takdire şayandır. Çünkü erkeğin kadına psikolojik şiddeti salonda, fiziksel ve cinsel şiddeti ise yatak odasında olur. Bu gizli bir eril normdur.

Mukavemet Arakat Mag Kapı Zili: Cinayet

Rahmi’nin öfkesi Ecem’in rencide cümleleri ile artık kınından çıkmış bir kılıçtı. Kapı çalmalı Kazım kapıya dayanmalı ve o gece yaşanmalıydı. Kapı ısrarla çalar, Kazım kapıya dayanır, bilenmiş öfke ise kesecek damar arar. Filmin ikinci kısmı da burada başlar. Okun yaydan çıktığı ve akacak kanın artık Kazım’ın damarlarında durmadığı kısımdır.

Filmin finalinde ve de ertesinde bende en çok keşke şoku yaratan kısım da bu olmuştur. Keşke Rahmi kapıyı açmamış olsaydı, keşke Rahmi her şeye rağmen Ecem’e sımsıkı sarılıp uyusaydı, ya da keşke Ecem tüm gerçeği Rahmi’ ye anlatsaydı, keşke, keşke keşke…

Kazım’ın kapıya dayanması ile Rahmi’ in tetiklenen öfkesi bir sopa aracılığıyla Kazım’ın kafatasında birleşir. Tıpkı ilk cinayeti işleyen Kabil’in aynı öfke ve kıskançlık ile Habil’i öldürmesi gibi. O gün cinayet araçları farklı olsa da bugün cinayet sebepleri aynıydı; öfke ve kıskançlık. Kazım’ ın yerde yatan hareketsiz bedeninin çaresizliğine Ecem ve Rahmi’nin korkusu eklenir. Ecem’in telaşı ve Rahmi’nin ben ne yaptım çıkmazını yönetmen ikilinin karşı plan çekimde duvar dibine çökmesi ile verir. O gece korku, kıskançlık, çaresizlik, öfke, pişmanlık duygularının temelinde gelişir. Kazım’ın küvete taşınması sürecinde yönetmen izleyicinin dirayetini sınar. Konuşmaların net olarak anlaşılmaması ile de tabi ki sabrımızı sınamaktadır. Neden alt yazı eklenmemiş ki sorgusunu da yaptım.

Kanlı ve öfke dolu bir gecenin bir an önce bitmesini bekleyen sadece çaresizlik ile kanları temizleyen Ecem değildi biz izleyiciler olarak bir an önce gecenin bir şekilde bitmesini bekledik. Üstelik Rahmi Kazım’ın tüm cesedini değil tek kolunu kesmişken. Kesik tek kolu koridorda dolaştırdığı yerde belki birçoğumuz sahneyi ileri bile sardık. Kazım’ı parçalamaya başlamasıyla henüz ölmediğini anlamış olması ve boğarak Kazım’ı öldürdüğü noktada ben “Yeter artık Rahmi.” deyip pes edecekken Paşalı’nın sergilediği oyunculuk ile sahneyi en ince ayrıntısına kadar izlemekten kendimi alamadım.

Mukavemet Arakat Mag Kan, şiddet, korku, delilik akan sekanslarda oyuncuların sergilediği müthiş performans gözbebeklerimi ekrana kilitlememe yetti de arttı. Rahmi’ in Kazım’ ı boğarak öldürdüğü sahnede filmin kurtarıcısı yine ses ögesi oldu. Boğulma sahnesindeki uğultu tonundaki sese oyuncunun inilti ve nefes sesi de eklenince cinayetin soğukluğunu artık ensemizde hissetmekteydik. Ne yapacağını bilmez halde sürekli bıçak arayan Rahmi zaman zaman Ecem’ e saldırmakta işlediği cinayetten onu sorumlu tutmaktadır. Filmin bu kısmına hakim olan küfürler ise cinayet paniğindeki realiteyi izleyiciye yansıtmaktadır.

Ecem’ in boğazına yapışıp “Senin yüzünden oldu.” dediği her yerde ben de sürekli “Hayır sen kendi iraden ile işledin.” tepkisi verdim.  Ecem üzerinden Kazım’ın cinsel performansını sorgulaması ve penis boyunu karşılaştırmış olmasından da anlaşıldığı gibi cinayetin sebebi Ecem gibi görülse de asıl sebep eril zihniyetin bilinçaltı dürtülerinden başka bir şey olmadığını anlamaktayız. Ecem’ in sürekli ağlaması ve polisi arayacağım deyip durması ne kadar yastık yumruklatsa da kapıya sıçramış kanı parmağıyla dağıtırken sergilediği deliliğin sınırında gezinen performansı ile tam beğenimi aldı. Rahmi’nin tamam bu delirdi denilen “sabaha bıçak almalıyım” sayıklamasıyla kahkaha attığı sahne öncesi Allah’a yalvarıp annesinden ve Allah’tan af dilemesi ve yönetmenin üst kamera çekimi ile oyuncuya yukardan odaklanması ise Tanrı’nın üstünlüğünü simgeleştirirken annenin kutsallığına da vurgu yapmaktadır.

Mukavemet Arakat Mag Olay Yeri İnceleme: Açık Uçlu Son

Polislerin olay yerine gelmesi izleyiciye ne kadar sığ ve duyarsız gibi gelse de aslında bu gerçek yaşamın yansımasından başka bir şey değildi. Bizi şoka sevk eden o gece, onların belki iki gün önce yaşadığı geceden farksız değildi. Yani bize standart dışı gelen bu psikopat gece onlar için sıradandı. Polisin sürekli ahlak sorgusu yapması da gayet normal çünkü realitede her polis bunu yapar.

Yönetmenin bir diğer vurucu sahnesi ise telefonda seks pazarlığı yapan polis memurunun sekansı idi. Yani ahlak bekçiliği yapan biri bir şekilde farklı yerde bir ahlaksızlığın içinde yer edinebiliyor. Yönetmenin filmi bu sahne ve olay yeri şeridi ile bitirmesi ise izleyiciye ben mesajı net vermedim ama lütfen siz düşünün demesinin şeklidir ki bence bu bir yönetmenin izleyiciye yapabileceği en büyük iyiliktir.

Tek gece ile bize Dostoyevski‘nin  ünlü romanı Suç ve Ceza’nın baş karakteri Rodion Romanoviç Raskolnikov’ un vicdan sorgusunu yaşatan yönetmene teşekkür ederiz.

Keşiflerle Dolu Bir Yolculuk: Başkalarının Çocukları

Kazananı Olmayan Aile: Succession 4. Sezon İncelemesi

 

Zehra Çelik
Radyo- TV- Sinema /scholl

    Kazananı Olmayan Aile: Succession 4. Sezon İncelemesi

    Previous article

    Ne Korkunç Ne Komik: Haunted Mansion

    Next article

    You may also like

    Comments

    Leave a reply