0

The Son’s Room ile 2001 yılında Cannes Film Festivali‘nde Altın Palmiye ödülünü kazanan Nanni Moretti bu kez bizlerle A Brighter Tomorrow (Güzel Günler) ile buluşuyor. Bu filmde 1950’lerde Sovyetlere karşı çıkan İtalyan Komünist Partisi hakkındaki tutkulu projesini çekmeye çalışan, başarısız bir evliliği olan, yüce fikirli bir film yönetmeni Giovanni (Nanni Moretti)’yi izliyoruz.

Giovanni, takıntılı denebilecek noktaya ulaşan, işine âşık bir yönetmen. O kadar kontrolcü biri ki, bir oyuncusunun okuma provasında terlik giymesinden rahatsız olabilir ya da bir başka yönetmenin çekim planına bile karışmayı kendine hak görür. Bu tavırları muhtemelen yüksek standartları ve kaotik orta yaş kaygısının yansımalarıdır.

Yenilikten ve değişimden memnun olmayan, güncel sinemadan keyif almayan, rutinlerine bağlı kendi çizgisinde devam etmeye çalışan, beklentiye hizmet etmeyen aynı zamanda doğru bildiğinden şaşmayan bir yönetmen. A Brighter Tomorrow aynı zamanda eve dönüş anlamına da gelen yeni bir başlangıç gibi geliyor. Filme “Her şey farklı olsaydı nasıl olurdu?” sorusuna cevap arayan bir yerden bakabiliriz. Sürekli kendi bildiğini okuyan, güvenli limanından uzaklaşacak hiçbir şey yapmayan yönetmenin, her şeyi kızını, ilişkisini, eşinin işini dahi kontrol etme çabasının da bir güvenlik arayışı olduğu da aşikar.

A Brighter Tomorrow

Ayrılığa Giden Yol

Giovanni’nin bu kontrolcülüğü Eşi Paola (Margherita Buy), ile evliliklerine de yansıyan bu takıntılı tavrı artık evliliklerini olumsuz etkilemeye başlamıştır. Paola bir başka yönetmenle çalıştığı zamanlarda resmen kıskançlık gösteren, her şeyin kendi merkezi etrafında dönmesini bekleyen bir eş oldukça zorlayıcı olmalı. Paola evliliklerinden mutsuz, ilişkisini bitirmek istese de bitiremiyor. İlişkinin bitirme kontrolünü bile eline alamayacak kadar güçsüz bırakılmış bu ilişki dinamiğinde. Bu nedenle eşinden gizli psikoterapi yardımı alarak bu süreci sağlıklı yönetme çabasını film boyunca görüyoruz.

Psikoterapistinin de seans sırasında telefonunu cevaplayarak onun sınırını ihlal ettiği bir sahneden sonra Paola eşi ile ayrılmak istediğini konuşur. Paola sınırlarına müdahale edilmesinden yorulmuştur. Bu evlilik onu yormuştur, daha ayrılık kararını açıklamadan bir ev tutup yavaşça oraya yerleşmesi de kendine ait bir alan oluşturma isteğinin, kontrolü eline almak, sınırlarını koruma istediğinin açık göstergesidir.

A Brighter Tomorrow

Komünist Ütopya

Moretti, İtalyan Komünist Partisi’nin Macaristan’a uyguladığı acımasız baskının ardından Sovyetler Birliği’nden ayrılmayı başaramamasına duyduğu hâlâ taze öfkeden ilham alan bir filmin yazarı ve yönetmeni Giovanni’yi (kendi doğum adı) canlandırıyor. Bu yönüyle film otobiyografik ve öz eleştirel bir katman kazandı. Moretti, bu politik olayı gerçek bir sirkin içine yerleştiriyor; bu sirk, Ekim 1956’da Roma’nın işçi sınıfının yaşadığı bir banliyöye, yerel şubenin daveti üzerine gelen bir Macar sirki.

Siyasi korkaklığı ile birlikte komünist ütopyanın güneşli günlere yol açtığı bir alternatif tarihin sonunu hayal etmek için yeniden yazılıyor. Tarihi değiştirmeye cesaret etmiş bir yönetmen ve bir repliğin, sahnenin farklı yorumlanmasına izin vermeyen aynı yönetmen. Gereksiz sinematik katılığın da bir eleştirisi aynı zamanda kendine de öfkeli gibi bu konuda.

Esra Nur Çalışkan’ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterbox aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Hiçbir Yer Güvenli Değil: Vincent Must Die

Otobiyografik Bir Komedi-Dram: The Book of Solutions

 

 

Hiçbir Yer Güvenli Değil: Vincent Must Die

Previous article

Romantizmin Gölgesinde Şiddetin Evreleri: Just the Two of Us

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply