0

1994 yılında çıkan oyunu hiç görmedim ama Gamer dergisi sayesinde Warcraft II: Tide of Darkness’ın demosunu görmeyi başardım fakat oyunla tanışmam, herkesle beraber 2002’de çıkan Reign of Chaos sayesinde oldu. Age of Empires’ın kol gezdiği dönemlerde Warcraft nimet gibiydi ve herkesin oynadığı gibi ben de oynamaya başlamıştım. Oyunun hikayesini belkide 10 defa bitirmişimdir. O zamanlar hikayeyi ezbere biliyorduk. 2003’deki Frozen Throne ek paketi ise çığır açan nitelikteydi. Özellikle Ilidan ve Lich King karakterleri büyük sükse yapmasına sebep olmuştu. Keza oyunun çıkan custom maplari oyunun aşırı tutulmasına sebep oldu. D-Day, Footman Frenzy, Tower Defence’ler, Enfos’lar, X-Hero Siege’ler oyunun daha çok sevilmesine sebep oldu. Hayatımın bir senesini Footman Frenzy oynayarak geçirdim. O zamanlar Dota daha bilinmiyordu. Haritasını açıp boş boş gezdiğim günleri hatırlarım. Sonralarda en ünlü haritaya dönüştü. Ardından Blizzard 2004’te oyunun mmorpg’ye çevirmeye karar vererek büyük bir değişime gitti fakat bu değişim -paralı olmasına rağmen- tarihin en çok oynanan online oyunlarından birine dönüşmesine sebep oldu. Şahsen ben World of Warcraft’ın 2004’teki ilk oyuncularından biriyim. Ücretsiz olduğu dönemde oyunla tanıştım. 

14 senelik sıkı bir Warcraft oyuncusu olarak filmi herkes gibi ben de yıllarca bekledim. Blizzard’ın bekletme huyunu hepimiz iyi biliriz; Diablo 3 için tam 12 sene beklettiler. Gerçi ben hala Diablo 2 oynarım. Yıllarca ortalarda dolaşan boş dedikodular ile heyecanlanıp durduk. İnternete düşen Lich King’in kılıcının fotoğrafı, Sam Raimi’nin filmin yönetmenlik koltuğuna oturması gibi dedikodular harici hiçbir icraat olmadı. Filmin bu kadar bekletilmesi iyi mi kötü mü oldu tartışılabilir. Şayet daha önce yapılsaydı büyük ihtimal Yüzüklerin Efendisi gibi Orklar makyaj olacaktı. Makyaj ile de bir sorunum yok tabii ki. Günümüze kadar bekletilmesi CGI’dan yararlanmalarına sebep olmuş. Film, koca bir CGI şöleni. Orklar o kadar muazzam tasarlanmışlar ki oyundakiler ile birebir aynılar. 14 Senelik büyük bekleyişten sonra sonunda sevdiğimiz bu evrene kavuşmayı başardık.

Warcraft the Beginning, 1994’teki Orcs & Humans’ı anlatıyor. Orkların gezegeni Dreanor ölme aşamasında. Gul’dan bütün Orklara yeni bir diyar vaadinde bulunuyor ama bunun karşılığında herkes ona itaat edecek ve kendini Fel’e adayacak. Klan liderleri Blackhand, Orgrim ve Duraton harici neredeyse herkes kendini Fel’e adıyor. Gul’dan da sözünü tutuyor ve yaptırdığı Portal ile Orkların büyük bir bölümünü Azeroth’a geçiriyor. Fel’in etkisindeki Orklar da Azeroth’da önüne gelen her şeyi yok etmeye başlıyor. Tabii ki insanlar yeni misafirlerinden memnun kalmıyor ve Orklar ile insanlar arasındaki savaş başlamış oluyor.

Filmin bu kadar bekletilmesinin sebebi, Blizzard’ın filmi doğru ekibe ve doğru kişiye emanet etmek istemesi. Filmin yönetmenlik koltuğunda Source Code ve Moon gibi başarılı filmlere sahip olan Duncan Jones var. Taze ve gelişmekte olan bir yönetmen olmasının yanında sıkı bir Wow oyuncusu olması da koltuğu almasındaki sebeplerden biri. Fakat şunu belirtmem gerek, Duncan Jones 3. uzun metrajı için boynundan büyük bir işe kalkışmış. İşini iyi yapmış olsa da bir Peter Jackson olduğun söyleyemem. Yer yer harika kadrajlar çıkarsa da biraz Warcraft’ın büyüklüğü altında ezilmiş. Ki o da bunun farkında. Hatta “bir hatam varsa söyleyin, düzelteyim” diyerek 2. film için umut veriyor. Duncan Jones çekim adına muazzam bir iş çıkaramamış olsa da oyuncusu olmasından ötürü görüntüyü ve nostaljiyi harika yansıtmış.

Film tam bir CGI şöleni. Filmde gerçek insanlar olmasa animasyon film gibi olacakmış. Ama bu, Warcraft severler için bir şikayet değil. Warcraft’ı sinematiklerini yüzlerce kez izlemiş biri olarak film tamamen sinematikler gibi olsa bile kafi olurdu benim için. Büyük ihtimal sizin için de. Warcraft, belki de oyun tarihinin en iyi sinematiklerine sahip oyun diyebiliriz. Filmin görüntüleri, Orkların tasarımı, mekanlar harika tasarlanmış. Duncan Jones ve ekibi oyuna saygısından ötürü her şeyi ince eleyip sık dokuyarak birebir yansıtmaya çalışmış. Elwynn Forest’tan, Stormwind’e; Footmen’den Gryphon’a kadar her şey birebir yapılmış. Wow evrenini bilenlerin duygulanmaması içten değil. Tahmin ediyorum ki Warcraft, 2017 Akademi ödüllerinde birçok adaylık alacak; özellikle sanat yönetmenliği ve CGI dalında. Fakat senaryo için aynı övgüleri söylemem mümkün değil.

Film 2 saat. Bu denli büyük bir hikayenin 2 saatte anlatılmaya çalışmasından ötürü de film biraz aceleye gelmiş gibi duruyor. Şayet Yüzüklerin Efendisi gibi 4 bilemedin 3 saat olsaydı senaryoda hiçbir aksama olmayacaktı. Zaten yönetmen Duncan Jones filmden 40 dakika kesmiş ve hangi sahneleri kestiği bilinmiyor. Bu kesilen 40 dakika da büyük ihtimal senaryonun bütünlüğünü bozmuş. Hikayede aslında olmaması gereken Lothar ile Garona’nın aşkı oldu bittiye gelmiş. Duraton’un Gul’dan’a karşı isyanına giden motivasyonu çok zayıf işlenmiş, Fel’in zararlı olduğu kanaatine bir anda varıyor. Warcraft, bir mücadele hikayesidir. Irkların acımasız bir dünyada hayatta kalma hikayesi. Maalesef film, iki tarafında temellerini güzel kursa da bunu genele yaymakta sorun yaşıyor.

Bunlar maalesef filmin eksileri. Ve bu eksiler de filme ciddi bir şekilde zarar veriyor. Hepsi de tamamen filmin 2 saat olmasından ötürü. Salondan ayrıldığımda maalesef çok üzgündüm. Filme doyamadım. Warcraft evreni, 2 saatlik herhangi bir film olmamalıydı. Doyamadığım için de bir nevi hayal kırıklığına uğradım. Yalan yok. Çok daha iyi olabilirdi. Ama maalesef, olamamış. Bunu, tamamen Blizzard ve Duncan Jones’un acemiliğine veriyorum. 

Peki filmde iyi şeyler yok mu? Duncan Jones’un başardığı bir şey yok mu? Tabii ki var. Mesela Thrall’ın neden yeşil olduğu başarılı bir şekilde işlenmiş. Ve Garona ile Lothar’ın aksine orkların aşkı vıcık vıcık bir romantizm ile işlenmemiş. Hatta bu kısımlar, orklara sempati duymak adına filmin en güzel sahnelerinden. Yönetmen, evreni tanıdığı için orkların hikayesini başarılı bir şekilde işlemiş. Duncan Jones yönetmenlik koltuğunu oturmadan önce senaryo zaten hazırdı ama daha çok insanların gözünden anlatılıyordu. Duncan Jones bunu eşitleyerek istediğini elde etmiş diyebiliriz. Orkları sevdirmek isteyen yönetmen 14 senelik oyuncusu olan beni bile şaşırttı. Oyunu bilmeyen izleyicini ise büyük ihtimal durumu garipseyecektir. Orklar da insanlar gibi gülen, eğlenen, çocuk yapan, şakalaşan varlıklar olmuş. Bunda da bir hata yok. Fel olmadığı zaman Orkların uysal olduğu hikayede geçer zaten. 

Duncan Jones, Duraton’un üzerinden Orkları çok başarılı bir şekilde anlatmış. Keza Mak’Gora dövüşleri ile de Orkların esasında ne kadar onurlu yaratıklar olduğunu göstermiş. Bu, Orklar hakkındaki bütün bilinenleri alaşağı eden bir durum. Evreni bilmeyen seyirci için şaşırtıcı olacaktır. Duncan Jones’un bir diğer iyi yaptığı şey ise savaşlar olmuş. Savaşlar harika işlenmiş. Orkların dev, adonisli yaratıklar olması; insanların onlar karşısındaki acizliği iyi işlenmiş. Filmin müziklerini yapan Ramin Djawadi, Game of Thrones’un müthiş müzisyeni, harika bir iş çıkarmış. Filmin müziklerine 10 üzerinden 10 verdim. Spotify listeme ekledim.

Peki filmde neler görüyoruz?

  • Filmin başlarında Elwynn Forest’ta avlanan bir Murlock görüyoruz. Rahatsız edici sesi de cabası.
  • Khadgar, Hex büyüsü yapıyor. Bunu görmek bile ayrı bir duyguydu.
  • Stormwind muazzam bir şekilde işlenmiş. Sokaklarından, geniş açılı görüntüsüne kadar harika tasarlanmış. Keza Duncan Jones’un Stormwind’deki Gryphon durağını filme eklemesi harika bir detay olmuş. Oyunun belki de en işlek noktası orasıdır.
  • Filmde cüceler var. Detaylı olmasa da Ironforge’a uğruyoruz. Filmin eksikliklerinden biri de türlere çok fazla odaklanmıyor olmamız.
  • Blood Elf’lere de ufaktan merhaba diyoruz. Elfleri özellikle evreni bilmeyen izleyicilerin yadırgayacağını düşünüyorum. Yüzüklerin Efendisi elflerine alışan bünyeler Warcraft elfleri ile karşılaşınca büyük ihtimal dumura uğrayacaktır.
  • Dranei’leri de görüyoruz. Dreanor’un yok olması demek zaten Dranei’lerin soylarının tükeniyor olması demek ki bu filmde harika işlenmiş. Gul’dan bir nevi Hitler gibi soykırım yapıyor hepsine.
  • Fel magic ile bol bol karşılaşıyoruz ama Fel maalesef yüzeysel işlenmiş. Filmde ne Kil’jaiden ne Archimond ne Burning Legion ne de Sargeras adını duyuyoruz. Sargeras’ın imajını kulenin kuyusunda görsek de bu görüntü sıradan bir seyirci için kafa karıştırıcı olacaktır. Genel seyirci zaten hikayeye ortadan dalıyor. Dreanor neden yok oluyor? Fel nerden geldi? Medivh neden Orklara yardım etti bunu bilmiyorlar ve bu koca bir eksi. Ben filmin Fel ayini ile başlamasını ümit ediyordum açıkçası. Hikayeyi bilen için her şey iyi hoş da bilmeyen için sorun.
  • Duncan Jones yer yer kalelerin kulelerini görüntülere sıkıştırmış. Arkalara baktığınız zaman kuleler gözüküyor hep.
  • Karazhan, Blackrock Dağları, Westland, Kirin Tor, Hellfire Peninsula, Dun Morogh, Deadwing Pass, Stormwind, Red Ridge Dağları gibi yerleri görüyoruz ki hepsi birbirinden güzel tasarlanmış.

Açıkçası ufaktan bir hayal kırıklığına uğradım. Bu, benim çok büyük bir beklenti ile gitmemle de alakalı. Kısa olması zaten üzüyor. Çünkü filmin akışını da bozuyor. Koca bir evreni 2 saatte anlatılınca tabii ki olmuyor. Oyunculuklara gelirsek: Oyuncu tercihleri tartışılabilir. Vikings’te Ragnar olarak tanıdığımız Travis Fimmel, Anduin Lothar karakterine cuk oturmuş. Garona’yı oynayan Paula Patton karakteri ise biraz sırıtmış. Özellikle yarı-ork olması sebebiyle biraz yapmacık durmuş diyebiliriz. Medivh’i oynayan Ben Foster başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Ama filmde parantez açılması gereken isimler Orkları oynayan Robert Kazinsky(Orgrim), Clancy Brown(Blackhand), Daniel Wu(Gul’dan) ve Toby Kebbell(Duraton). Muazzam bir oyunculuk sergilemişler ve CGI sayesinde ortaya harika görüntüler çıkmış. Burada bir dipnot geçeyim: Robert Kazinsky, sıkı bir World of Warcraft oyuncusudur hatta bir ara sıralamada ilk 100’e bile girmiştir. Alışık olmadığımız bir dünya olmasından ötürü oyunculuklar biraz garip kaçmış, doğruya doğru. Esasında başarılı bir oyunculuk sergilemiş olmalarına rağmen eğreti duruyorlar.

Sözün özü… Warcraft, 22 sene sonra beyaz perdedeki yerini aldı. Muazzam değil ama kesinlikle izlenesi. Basın gösteriminde izlemiş olduğum için hafta sonunu sabırsızlıkla bekliyorum. Tekrar izleyeceğim. Warcraft evrenini kanlı canlı bir şekilde izleyebilmek bambaşka bir duyguydu. Duncan Jones’da bunu bildiği için sevebileceğimiz şeyleri bol bol ekrana sığdırmış. Nostaljiyi iyi yapmış. Senaryo ve oyunculuklar biraz sıkıntılı evet, ama bunlar 2. filmde bence atlatılacaktır. Zaten 2. filmde filme çok daha fazla isim dahil olacak. Bu isimlerin dahil olması demek filmin ciddiyetinin artıyor olması demek. Uther, Turalyon, Daelin Proudmoore, Hellscream gibi isimler -büyük ihtimal- filmle katılacak. Bunlarla beraber Troller, Ogreler, Blood Elfler de filme katılacak ve Alexstrasza da filme dahil olacak. Bu, 2. filmin çok daha büyük olacağını gösteriyor. İlk film çok sıkı girmemiş olsa da 2. film için çok ümitliyim. Tek kötü yanı. Film, 2-3 seneye anca gelir.

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

22 Yıllık Bir Efsane: Warcraft

Previous article

Koleksiyonluk Korku: The Conjuring 2

Next article

You may also like

Comments

Comments are closed.