Next Goal Wins (2023): Kaybedersek Hep Beraber Kaybedeceğiz

2022 yılında Thor: Love and Thunder ile seyirci bazında kariyerinin en çok eleştiri alan filmini yapan Taika Waititi, sadece birkaç sene önce Thor: Ragnarok ile yakaladığı başarı sayesinde Marvel’ın en tepede olan yönetmenlerinden biriydi. Love and Thunder ise onu hiç beklenmedik biçimde dibe çaktı. Öyle ki, Thor serisinin devam filmi de kendisinden alındı. 2023 yılında uzun zamandır beklenen filmi Next Goal Wins ile geri dönen Waititi, bu kez de eleştirmenler tarafından çokça eleştirilen kariyerinin en kötü yorumlarını alan filmine imza atmış oldu. What We Do in the Shadows, Hunt for the Wilderpeople, Thor: Ragnarok ve Jojo Rabbit ile popülerliğini arttıran Waititi, son dönemde beğeni toplamakta oldukça zorlanıyor.

Bazen Tek İhtiyacın Atılacak Bir Goldür

Next Goal Wins, 2001’de Avustralya’ya 31-0 yenilerek Dünya Kupası tarihindeki en kötü yenilgiyi yaşayan American Samoa futbol takımının, 2014 Dünya Kupası yaklaşırken takıma yardım etmesi için şansı yaver gitmeyen, başına buyruk bir antrenör olan Thomas Rongen’ı (Michael Fassbender) işe almasını konu alıyor. Gerçek olaylara dayanan filmin ilham kaynağı ise Mike Brett ve Steve Jamison yönetmenliğindeki, oldukça dokunaklı ve ilham verici olan Next Goal Wins belgeseli.

Belgesel kadar etkileyici olmasa da, en azından Next Goal Wins‘in eleştirmenlerin kötü yorumlarını hak etmediğini söyleyebilirim. Fakat Waititi filmografisi ele alındığında, üst basamaklarda olması da çok zor. Waititi‘nin kendine has üslubu ve mizahı zaman zaman işe yarasa da, bazen aşırıya kaçabiliyor. Hatta yersiz kalabiliyor. Bunun en iyi örneği Love and Thunder olmuştu. Fakat bu durumdan ders almadığı açıkça belli olan Waititi, Next Goal Wins filminde de aynı hatalara düşüyor. Next Goal Wins bu haliyle de iyi, fakat çok daha büyük potansiyel, Waititi‘nin kendi bacağına sıkmasıyla sona eriyor diyebilirim.

Fazlasıyla zor zamanlar geçiren ve kariyeri bitik olan Thomas Rongen’ın, dünyanın en kötü takımına futbol öğretme mücadelesi ise fazlasıyla zevkli. American Samoa takımının tek ihtiyacı ise bir gol atabilmek. Hedef sadece bundan ibaret. Ne kazanmak, ne de kaybetmek. Tek hedef, atılacak bir gol.

Her Şeyin Üstesinden Gelmek ve Ruhsal Bir İyileşme Süreci

Bazen travmalar, hayatımızın bir parçası olan kötü yaşanmışlıklardır, bazen de bir futbol maçı. Ne olursa olsun bunların üstesinden gelmek ise yan yana olmaya, destek almaya bakmaktır. Next Goal Wins, aslında dünyanın öbür ucundaki ufak bir adada yaşanan iyileşme süreci. American Samoa, “uzaklaşmaya ihtiyacım var” denilen yerin ta kendisi. Filmin en büyük başarısı da aslında karakterlerin sevimliliğini ve içtenliğini yansıtabilmesi. Uzak bir yerlerde iyileşme süreci terapi gibidir ve bunu “mutluluğun varlığını kanıtlama” üzerinden sunmak, hikayeyi bazen yapaylığa sürüklüyor. Neyse ki, Next Goal Wins, bunu samimiyetle verebiliyor. Bunda oyuncular arasındaki dinamik ve uyumun da etkisi var.

Next Goal Wins, tanıdık ve tahmin edilebilir bir hikayeyi tatlı-acı biçimde aktarırken, filmin izleyiciye geçmesindeki en büyük etken Michael Fassbender‘ın muhteşem performansını da öne çıkarmak gerekir. Kendisi, bu yıl içerisindeki hem The Killer, hem de bu filmdeki performansıyla, birbirinden farklı ve uzak karakterleri nasıl doğal şekilde canlandırdığını bir kez daha gözler önüne serdi. Onu ne kadar özlediğimizi de hatırlatmış oldu.

Zaman Acıya Merhem Olabilir Ama Hiçbir Şey Uzanan Bir Elden Daha Etkili Değildir

Next Goal Wins, olay örgüsünde ve hikaye aktarımında çok daha verimli olabilirdi, bu çok açık bir sorun fakat duygusal bir boşlukta izlendiğinde etkisi olacağını düşünüyorum. Özellikle hayatınızda sinir ve stresin hakim olduğu, çok kötü bir dönemden geçiyorsanız, Next Goal Wins ufak bir yara bandı işlevi görecektir. Çünkü bazen yara bandı en büyük işlevi görür.

Waititi‘nin acının zamana yayılması, yalnızlığın üstesinden gelmek ve mutluluğu aramak gibi temalara sahip olan bu filmi, filmografisinin en iyilerden biri olmaktan çok uzak olsa da, izleyeni pişman etmeyecektir.