0

Orion, birçok şeyden korkan bir ilkokul öğrencisidir. Korkularının başını çeken ise karanlıktır. Bir gece karanlığın ta kendisi ile tanışır ve karanlığın arkadaşlarıyla birlikte gecenin içinde bir yolculuğa çıkar. En azından Orion’ın kendi kızına anlattığı hikaye bu şekilde başlar.

Bir Dreamworks animasyonu olan Orion and the Dark, birçok ünlü animasyonun (Trolls, 2016; The Lego Movie 2, 2019; How to Train Your Dragon: The Hidden World, 2019) sanat departmanında çalışmış olan Sean Charmatz‘ın ilk uzun metraj yönetmenlik deneyimi olarak karşımıza çıkıyor. Aynı adlı çocuk kitabından uyarlama olan filmin senaryosu ise Being John Malkovic (1999) ve Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004) gibi kült filmlerin senaristi Charlie Kaufman‘a ait. Sinemalarda gösterime girmeyen film, 2 Şubat 2024’te direkt olarak Netflix platformunda yerini alıyor.

Çocuklar İçin Karanlık ve Var Oluş Üzerine

Orion and the Dark, çocukların ve hatta birçok insanın en temel korkularından birisi olan karanlık korkusunu hikayesinin temeline oturtuyor. Özellikle çocuklara hitap eden konusu hem karanlığın korkulacak bir şey olmadığını göstermeye çalışıyor hem de karanlığın da aydınlık kadar kendine özgü güzel yanları olduğunun altını çiziyor. Bazı anlarda adeta bir karanlık güzellemesi yapıyor. Bunu yaparken de yalnızca aydınlığın olduğu bir dünyanın da var olamayacağını ve yaşanabilecek zorlukları işlemeyi ihmal etmiyor. Bütün bunları ise hikaye içinde kendine has bir anlatımla gerçekleştiriyor.

Ana hikayenin ana karakterin kızına anlattığı bir hikaye olduğu ortaya çıkıyor ve bir süre sonra kızı da hikayeye dahil olunca filmin gerçeklik algısı ortadan kalkıyor ve tamamen masalsı bir havaya bürünüyor. Karanlığı ve karanlıkta yer alan rüya, sessizlik, uykusuzluk gibi ögeleri birer karakter haline getirerek sıcakkanlı bir anlatım uyguluyor. Hayatımızın bir parçası olan durumların ve ögelerin üç boyutlu karakterlere bürünmeleri ise direkt olarak Pixar‘ın Inside Out (2015) adlı animasyonunu akıllara getiriyor.

Filmde, karanlıktan korkmanın bilimsel açıklamasından, ölüm ile var olmama düşüncesinin felsefi çıkmazına kadar pek çok konu iyi bir biçimde senaryoya yediriliyor. Bundan dolayı da eğlenceli bir animasyon olmasının yanı sıra öğretici ve düşündürücü bir çalışma olma niteliği de taşıyor. Felsefi ve soyut düşüncelerin senaryodaki yeri Charlie Kaufman‘ın imzası niteliğinde oluyor. Bütün bunlara rağmen senaryosu bir noktada nitelik ve sürükleyicilik yönlerinden ortalamanın üstüne çıkmayı başaramıyor. Bir buçuk saatlik süresine rağmen yer yer izleyiciyi yakalayamıyor. Ancak tabii ki hitap ettiği küçük yaştaki kitlede durum daha farklı olabilir. İçeriği nedeniyle kıymetli bir duruma geliyor.

Basit Ancak Tatmin Edici Bir Görsel Dünya

Görsel yönden tatmin edici olan Orion and the Dark‘da Pixar animasyonlarında veya Dreamworks‘ün How to Train Your Dragon, Kung Fu Panda animasyonlarında olduğu gibi detay ve gerçekçilik bulunmuyor ancak öyle bir kaygı da yaşamıyor. Buna rağmen bazı sahnelerde ciddi anlamda bir sığ alan derinliği kullanımı oluyor ve filme live action filmlerde olduğu gibi sinematik bir nitelik kazandırıyor. Daha sade ve stop motion tarzındaki karakter yaratım kalıplarından ilerleyen animasyonun görsel dünyası, hikayesi ve atmosferi ile uyum sağlıyor.

Orion and the Dark, genel izleyici kitlesi için ortalamanın üstüne çıkamayacak bir animasyon olurken, görsel dünyası ve karanlık korkusuyla birlikte içerdiği felsefi konularla çocuklar için eğlendirirken öğreten ve düşündüren bir animasyon olarak karşımıza çıkıyor. Direkt Netflix‘e eklenen animasyonun beyaz perdede kısa da olsa bir yolculuğu olmaması ise üzüyor.

Buğra Mert Alkayalar‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Ölüm, Yaşam ve Değişim: The Boy and the Heron

Nimona: Farklılıkları Kabul Etmek

6

Maestro: Bir Başka Oscar-Bait Vakası Mı?

Previous article

Dune Hanedanlık Serisi: Harkonnen Hanedanlığı

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply