0

Michel Gondry‘nin yönetmenliğini yaptığı son filmi The Book of Solutions (2023) yönetmene dair pek çok ize yer veren otobiyografik bir senaryoya sahip. Pop müzikten çok etkilenen bir ailede büyümüş olması, Paris’te grafik becerilerini geliştirebileceği bir sanat okulunda okuması ve orada tanıştığı arkadaşlarıyla Oui-Oui adında bir pop-rock grubu kurması bağlamında bu filmde de kendine dair bir çok ize rastlamamıza olanak tanımış. Son filminin ardından 8 senelik uzun bir ara vermesininin nedenine dair bizlere endişe verici ancak tatmin edici cevaplar veriyor bu filmle.

Sınırlar Varken Yaratabilmek Mümkün mü?

Senaryosuna son derece güvenen ve bir başyapıt niteliği taşıyabileceğine inandığı ”Herkes, Herkes” projesini yetersiz bulan yapımcıya karşın, sabit diskleri çalıp güneyde filmi tamamlamaya çalışan bir yönetmen olan March’ı konu ediniyor The Book of Solutions. Yenilgiyi ve filminin eksikliğini kabul etmeyen March ve ekip arkadaşlarının, güneydeki bir evde yaşayan March’ın teyzesinin sıcak ve kuşatıcı evine kaçmasıyla aksiyon başlar. March oradaki evde yaratıcılığını tekrardan keşfedeceğine inanır.

Filminin son haline bakmaktan sürekli kaçınan March tüm yaratıcı ve sıra dışı fikirlerinin hepsini üstlenmekten kaynaklanan kafa karışıklığı ve yorgunluğu tüm ekibe paylaştırmaktan hiç çekinmez. Onları da bu karmaşanın içine sürükler. Zaman algılarını ve mantık sınırlarını zorlar. Marc bu yaratıcılık deliliğini yaşadığı anların birinde ansızın bir kişisel gelişim rehberi niteliğinde, tuhaf mantralar ve semboller içeren bir defter tutmaya karar veriyor: Çözümler Kitabı.

Gondry‘nin March’ın eseriyle benzerlikler taşıyan Mood Indigo‘nun ve post prodüksiyonundaki aksamalar nedeniyle ortak bir paydada birleşen durum bizlere doğrudan bir ilham kaynağı olarak kullanıldığına işaret ediyor. Bu özelliğiyle filmin tamamı biz seyircilere yönetmene dair bir şeyler anlatıyor. İnatçı, idare etmesi güç ve bipolar bir yönetmene dair bir hikaye. Köyün belediye başkanı olmak, virane bir evi yeniden inşa etmek, kurgu otobüsü yapmak ve bir orkestrayı yönetmek gibi hızla uçuşan istekler arasında gerçeklikten sürekli kaçan bir yönetmeni izliyoruz. Hayalperest dünyasına ve filmografisine sadık kalan Gondry biz seyircileri bir kez daha hayaller, çılgınlıklar ve icatlarla dolu bir serüvene sürüklüyor.

Cesur Bir Otobiyografi

Filmde kasıtlı mı yoksa bir çatlak olarak mı değerlendireceğimizi bilmediğimiz bir sorun bulunuyor. March ve yaşadığı süreç bir daire gibi kendini sürekli tekrar eden, başı ve sonunu tahmin edebileceğimiz detayları içeriyor. March’ın tepkileri ve tercihleri her ne kadar sıra dışı olsa da senaryo ilerleyen dakikalarda dramatik dönüm noktalarını tahmin edebileceğimiz bir düzlemde ilerliyor. March’ın bir şeyler icat etmesi, insanlara bağırması sonrasında da onlardan özür dilemesi gibi tipik tekrarların sırasına bir süre sonra izleyici olarak kolaylıkla aşina oluyoruz. Michel Gondry, film üretim aşamasında meydana gelen krizleri ve kişilerin üzerinde yarattığı tahribatı gösterme konusunda son derece cömert davranıyor. Film boyunca ve hassaten filmin sonunda yakın çevresi ve ekibinin kendisine vermiş olduğu desteğe duygusal bir minnettarlık duygusuyla teşekkürlerini sunuyor.

March dünyadaki tüm meselelerin basit ve simgesel mantralarla çözülebileceğine inanıyor. Michel Gondry‘nin absürtlüklerle dolu sinir bozucu ancak sevimli dünyasını şekillendiren bir ön kabul bu aynı zamanda. Yönetmen için hayat, var olan imkanlarla inşa ettiğimiz ve güzelleştirmeye çalıştığımız bir serüven. Yaptığı iş, sanatı ve fikirlerinin iyiliği konusunda kendinden o kadar emin ki önüne çıkan her engelin sınırlarını zorluyor hatta yer yer megaloman sayılabilecek davranışlarda bulunabiliyor. Tüm bu megalomanlığa rağmen çektiği filminin son halini izleme girişimleri her seferinde hüsranla sonuçlanıyor. Sonuçtan duyacağı hayal kırıklığı ihtimali ve proje ilerledikçe kendini ele geçiren sıkılmışlık duygusu arasında gidip geliyor.

The Book of Solutions

Gülümsemenize Olanak Tanıyan Bir Absürtlük

March’ın bu sınırları zorlayan sanatsal hamleleri bir noktaya kadar bizleri de bezdirse de ilerleyen süreçte yeteneğine hayran kalmaktan başka bir çare bırakmıyor. Filmi için tamamen doğaçlama ve sezgisel yollarla ürettiği müziği dinlediğimizde ise yönetmen Michel Gondry‘nin yaratıcılığa ve her daim hareket halinde olmaya saygı duruşunda bulunan övgülerine tanık oluyoruz. Yönetmenin filminde kendine dair kırılganlıkları, düşüşleri ve özeleştirisini bu denli ayan beyan işlemesi de takdire şayan bir durum.

Pierre Niney‘in performansı, karakterin sevimli sinir bozuculuklarını iyi yakalamış. Belli bir süreye kadar öne çıkan bir yardımcı oyuncu göremesek de ilerleyen zamanlarda yönetmenin etrafında dönen yaratıcı fikirlerin getirdiği karmaşa, March’ın ışığını parlatıyor. The Book of Solutions, Michel Gondry‘nin diğer filmlerine kıyasla görselliğin ve yaratıcılığın daha sade kullanıldığı bir film olmuş. Elbette bu genellemeden pek çok sahne sıyrılabilir örneğin son sahne izleyicilerde heyecan uyandıracak düzeyde keyifli tasarlanmıştı.

The Book of Solutions, seyirciyi gülmekten yerlere yatıracak düzeyde bir komedi olmasa da uzunca bir süre gülümsemenize olanak tanıyan bir absürtlüğe sahip. Otobiyografik bir dram-komedi olmasından beklendiğinin aksine nostaljik bir sanat tasarımından kaçınılmış, yersiz romantizm öğelerine de neredeyse hiç başvurulmamış.

Elif Yetim’in diğer yazılarına bakmak için buraya tıklayınız.

Bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Toz Olup Giden Yıllar: Strange Way of Life

Yağmur Kötülerin de Üzerine Yağar: Killers of the Flower Moon

Toz Olup Giden Yıllar: Strange Way of Life

Previous article

Hiçbir Yer Güvenli Değil: Vincent Must Die

Next article

You may also like

Comments

Comments are closed.