By 
Predator: Badlands
Predator: Badlands, zayıf görülen genç bir Yautja’nın kendi gücünü keşfetme, klanına ve kendine karşı verdiği mücadeleyi epik bir aksiyon ve görsel şölenle anlatıyor.
Farklı dönemlerdeyiz. ”Sinema öldü.” safsatası her dönem duyduğumuz bir şey ama sinema ölmüyor, sürekli dönüşüm geçiriyor. Kabul ediyorum, Marvel yarattığı evren yapısıyla Hollywood’u kökten değiştirdi. Ve bu süreçte her stüdyo bir şekilde kendi evrenini kurmaya, eski franchiselarını canlandırmaya, bir başka şirketi satın alıp gücüne güç katmaya başladı. Yıllar önce, sanırım 2016 gibi, bir haber düştü piyasaya. Disney, 20th Century Fox’u satın almak için görüşmelerde bulunuyordu. Bu içinde Alien, Predator, Avatar, Planet of the Apes gibi bir sürü özel franchise‘ı kapsayan bir alışverişti. Buraya başka örnekler de ekleyebiliriz lakin konumuz haklarının artık sahibi olan Disney ve Predator üzerine. Disney, 20th Century Fox’u aldığında hepsini canlandıracağından artık emindik. Ama en kaliteli işleri de Alien ve Predator tarafında çıkaracaklarını henüz bilmiyorduk. 7 Kasım’dan itibaren Predator: Badlands sinemalardaki yerini alacak ama öncesinde biraz da bu tarafta nasıl kaliteli işlerle karşı karşıyayız, biraz açayım.
Dan Trachtenberg, 2022 yılında bir Predator filmi olan Prey ile giriş yaptı buraya. Prey, HULU’nun o güne kadarki en başarılı filmiydi ve bana kalırsa hala daha öyle. Uzun bir süre sonra geri dönen bir karakterin yeniden böyle bir ses getirmesi harika bir olaydı. Prey, her anlamda güzel bir Predator filmiydi, Trachtenberg rüştünü ilk taşta ispatlamıştı. Hayranlar, o adamın bu adam olduğunu söylemeye başlamıştı.
Bu yazı Predator: Badlands filmi hakkında spoiler içerebilir.
Zayıflık Göstermek Yasak
Farklı farklı külliyatlara sahip eserlerde sınırların genişletilmesi ve yeni keşifler sağlanması çok önemli. Dan Trachtenberg, Prey ile serinin kökenlerine geri dönerken, Killer of Killers ile de yeni karakterlerle tanıştığımız ve teker teker avlandığımız o Predator hikayesini ikiye katlamıştı. Bir film içerisinde toplamda 4 film vardı ve finali bizi çok farklı bir yere götürüyordu. Bu avcıyı 1987’den bu yana neredeyse hep aynı şekilde izledik ama bunun artık değişmesi gerekiyordu. Külliyat içerisinde de çizgi romanlarla birlikte büyük bir potansiyel vardı. Trachtenberg, bize asla birbirinin aynısı Predator filmleri izletmeyeceğinin izlenimini veriyordu.
Predator: Badlands, görkemli bir şekilde açılıyor. Sinemada ilk kez Yautja Ana Gezegeni’ni görerek başlıyoruz filme. Ana karakterimiz Dek, ilk avına çıkmamış ve yetişkinliğe adımını atmamış bir Yautja’dır. Klanlarının da en zayıfı, en kötüsü olarak görülmektedir. Kanunlara göre zayıf olanlar, kanayan parmak gibi kesilip atılmalıdır. Dek, babası tarafından güçsüz görülmektedir. Ve abisine de babası tarafından ”Zayıf olanı öldür.” emri verilmiştir. Hikayenin temeli de bunun üzerine kurulmuştur.
Trachtenberg, ”Böyle Predator mü olur?” gibi aldığı eleştirilere rağmen herkesi haksız çıkarıyor. Böyle Yautja da olur, böyle Predator filmi de. Abisi Kwei, kardeşini öldüremez. Babası bunun hesabını sormaya geldiğinde de Kwei, kardeşi Dek’in ne kadar zayıf bir Yautja olursa olsun bir av için hakkı olduğunu söyler. Bu sebeple babasına karşı gelir, kardeşini en büyük avı için kollar ve gereğini yapar. Abisi, Dek’in gözleri önünde babası tarafından infaz edilmiştir. Dek, hem abisinin onurunu kurtarmalı hem kendisini kanıtlamalı hem de intikamını almalıdır.
Yola Çık ve Sadece En Güçlü Avını Ara
Dek artık yolculuğuna başlamıştır. Ve gözüne babası tarafından bile korkuyla yaklaşılan Kalisk’i kestirmiştir. Kalisk’i avlamaya giden bütün Yautjalar başarısız olmuş ve ölmüştür. Üstelik bulunduğu Genna da ölümcül yaratıklarla dolu tehlikeli bir gezegendir. Geçtiğimiz haftalarda sona eren Alien: Earth‘te de gördüğümüz gibi bu tarafta da olabildiğince yaratıcı ve tehlikeli canlılar tasarlandığını belirtebiliriz. Üstelik Alien‘dan çok iyi bildiğimiz Weyland-Yutani Corporation da gezegende aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor. Herhangi bir insanın hayatta kalamayacağı bu gezegen için sentetiklerden oluşan bir koloni gönderdiklerini görüyoruz.
Şirketin uzay madenciliği, tersine mühendislik gibi faaliyetlerinin dışında galaksilerden farklı türlerde yaratık örnekleri elde edip biyolojik silahlar üretme gibi bir girişimi var. Genna da bunun için en doğru tercihlerden birisi. Trachtenberg‘e, ”Herhangi bir Alien vs. Predator filmi görecek miyiz?” diye sorulduğundaysa ”O evrenden bir şeyi alıp buraya getirmek.” fikrinin daha havalı olduğunu belirtiyor. İzlediğinizde bu fikre kesinlikle katılıyorsunuz. Eninde sonunda bir Yautja ile Xenomorph‘u kanon evrenlerinde karşı karşıya görecek ve bunun için de sinemada olacağız ama şimdiden belirtelim: Predator: Badlands o film değil.
Dek, Genna’ya düşer düşmez bir bir tuzakların içerisinde bulmaya başlıyor kendisini. Trachtenberg‘in onu en zayıf Yautja konumuna düşürüp hayatının en zorlu yolculuğuna çıkarması bir kendini bulma girişimidir. Karakter, gelişimini tamamlamalıdır. Avcıyken av olmalıdır. En zorlu yollardan geçmelidir. Ve Dek film içerisinde de bunu kendi tercih eder. Bu girişim Predator: Badlands‘in dinamik yapısını kurmakta en büyük görevi görür. Öyle ki video oyunlarından da aşina olduğumuz gibi aşama aşama ilerleyen bir aksiyonun içerisinde buluruz kendimizi. En zorlu olana gitmek için hazır olmayı bekle. Ama belki de en zor olan beklediğin değil, hiç beklemediğindir. Belki de kalıplarının dışına çıkmaktır.
O Senin Ganimetin Olacak
Predator: Badlands, bu sene görüp görebileceğimiz en aksiyon dolu film olabilir. Temposu bir an bile düşmüyor. Görsel efektleri, tehlikeli yaratıkları derken izleyici olarak biz de bir avmış gibi hissediyoruz. Hikayenin altındaki dramatik yapı ve kendini bulma yolculuğu da harika bir şekilde işliyor ama bu kendini bulma yolculuğu, sadece bununla sınırlı kalmıyor. Dek, bu yolda sadece kendini değil, kendi klanını ya da ailesini bulacaktır. Ve ötekileştirilip zayıf görülen bir Yautja olarak ganimeti de bu olacaktır.
Bakın, bu kurgusal bir tür. Ve onu sadece 5-6 tane film ve çizgi romanlarda görüyoruz. Karakterin hikayesi, önceki paragraflarımda yazdığım gibiyse, onun bir motivasyonu vardır. Sadece güçlü olan değil, zayıf olan da bir şekilde hayatta kalabilmeli, kendini ispatlayabilmelidir. İşte bu yüzden Dek, diğer Predator filmlerindeki gibi bir Yautja değildir. Üstelik burada baştan sona iyi inşa edilmiş bir Yautja diliyle birlikte, bir Yautja‘nın gözünden izliyoruz filmi. Her şey tıkır tıkır işliyor.
Dan Trachtenberg, baştan sona temelleri sağlam bir hikaye kuruyor. Dek, avına saygı duymayı, olduğu kişiyi kabullenmeyi, klanından dışlanan bir Yautja olarak da kendi ailesini bulabileceğini öğreniyor. Evet film 13 yaş ve üzeri, kan yok. Eksiklerinden birisi de bu. Samurai Jackvari bir yapı da var işin içerisinde. Jack de robot veya yaratık keser asla insan öldürmezdi. Bu noktada fazla güvenli bir bölgedeyiz ama hikayenin, gezegenin ve içerisinde bulunan durumlar sebebiyle tek bir insan bile yok filmde. Asla kan göremeyiz. Ancak yeşil Yautja kanı. Predator: Badlands, ne olursa olsun isteyen herkesin ganimet bulabileceği bir film. Predator puristlerinin de, genel izleyici kitlesinin de, aksiyon-korku sevenlerin de…
Katillerin Katili Ol
”Yola çık ve en güçlü avını ara. O senin ganimetin olacak. Katillerin katili ol.”
Yautja Codex 0522/74
Trachtenberg, geçtiğimiz aylarda yayınlanan Predator: Killer of Killers‘ı bu sözlerle açar. Yönettiği 3. Predator filmi olan Badlands‘i de bu kelimelerin dizilişi gibi kurgular. Her filminde birbirleriyle bağlantı kurabileceği fikri bile beni heyecanlandırmaya yetiyor açıkçası. Üstelik bu sadece Predator ile değil, Alien ile de bağlantılı. Filmin müziklerini besteleyen Sarah Schachner, ortaya epik bir iş çıkarıyor. Çorak topraklarda yaşayan farklı bir kültürün müziğiyle iç içe gibiyiz ve bu durum Hans Zimmer‘ın Dune ile yaptığı şeye de baya yakın.
Elle Fanning, canlandırdığı Weyland Yutani sentetikleri Thia ve Tessa ile harika bir performans sergilerken, Dek’i canlandıran Dimitrius Schuster-Koloamatangi zayıf ve ötekileştirilmiş Yautja‘nın duygularını bize direkt olarak geçiriyor. Avatar‘daki Na’vi dilini tasarlayan Paul Frommer aracılığıyla film ekibine giriş yapan ve Yautja dilini tasarlayan Britton Watkins de harika bir işe imza atıyor. Üstelik Dek’i canlandıran Koloamantagi de bu dili öğreniyor. Predator: Badlands tutku dolu bir ekip işi anlayacağınız üzere.
Sözün özü Dan Trachtenberg, Prey ile giriş yaptığı Predator evrenindeki 3. filmi Predator: Badlands ile vizyonunu bir kez daha kanıtlıyor. Yönetmen baştan sona aksiyon dolu, temelleri ve hikaye kurgusu sağlam, evrenin sınırlarını genişleten bir işe imza atıyor. Predator: Badlands, şimdi sinemalarda. Sakın kaçırmayın.
Umut Tiryaki‘nin diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar