0

İlk filmi geçtiğimiz sene yayınlanan Rebel Moon serisinin ikinci filmi The Scargiver geçtiğimiz aylarda Netflix’deki yerini aldı. Filmin yönetmenliğini ve görüntü yönetmenliğini yapan Zack Snyder aynı zamanda Rebel Moon Part 2: The Scargiver‘ın senaristlerinden biri. Filmin başrolünde ise ilkinde olduğu gibi Sofia Boutella, Michiel Huisman ve Ed Skrein gibi isimler yer alıyor. Maalesef karşımızda Snyder’ın kariyerinin en kötü filmi yer alıyor. Bunu Snyder’ın en son çektiği bütün filmlerde kullanmamız biraz üzücü.

İlk filmde Kora’nın (Sofia Boutella) köyünü, kötü imparatorluktan korumak için için evrendeki asileri toplamasını izlemiştik. Snyder’ın bir Star Wars filmi projesi olarak başlayan Rebel Moon, zaman içinde tamamen kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir projeye dönüştü. Durmaya çalışan diyorum çünkü pek de duramıyor. İlk filmin sonunda Kora’nın öldürdüğü zannettiği General Atticus Noble, Darth Vader tarzı medikal işlemlerden geçerek hayata dönüyor. Köye saldırmak için gelen general ve askerlerine karşı koymak için Kora ve arkadaşlarının bütün köyü eğitmesini izliyoruz. Aslında tüm filmimiz bundan ibaret. General ile askerlerinin köye gelmesi ve Kora’nın köylüleri eğitmesi ile generale karşı savaşması.

Daha Kötü

İlk filme ilişkin yazımızda bahsettiğimiz üzere Rebel Moon: A Child of Fire gayet kötü bir filmdi. The Scargiver ise ilk filmden de kötü olmayı başarmış. İlk filmde neyin ne olduğunu bilmediğimiz için filmin gizemi seyirciye bir umut verebiliyordu. Bu filmde ise Zack Snyder’ı ezberleyen seyircinin filmden tek beklentisi iyi çekilmiş savaş sahneleridir. Fakat filmde o da mevcut değil.

Filmimizin ilk yarım saati çiftçilerin köy hayatından enstantaneler içeriyor. Sürekli birilerinin yavaş çekimde buğday biçtiğini ve tarla tapan işleri yaptığını görüyoruz. Snyder’ın yavaş çekim işleri çok eleştirilse de ben hep Snyder’ın tarzını seven taraftaydım. Fakat yönetmenin önceki işlerinde ağır çekim hep özel sahnelerde kullanılırdı. 300 filminin meşhur, Kral Leonidas’ın Pers elçisini çukura attığı sahne, Wathcmen’deki Comedian’ın vefat ettiği sahne gibi ağır çekimler hep aksiyonun olduğunu, birilerinin öldüğü yada yaralandığı sahnelerde kullanılır. Bunun en güzel örneği sinema tarihinin en iyi açılış sahnelerinden olan Watchmen’in açılış jeneriği. Bob Dylan’ın şarkısı eşliğinde tamamen ağır çekimde 3-4’lık açılış jeneriğinde Watchmen dünyasının bütün geçmişini öğreniyoruz. Fakat Rebel Moon’da köylülerin buğday tarlasını ağır çekimde görmenin ne havalı bir tarafı ne de hikâyeye bir katkısı var. Ve Snyder bunu bu filmde çok yapıyor.

Filmin en büyük sıkıntılarından birisi seyircisini evrene ve hikâyeye bağlayamaması. Snyder 10.000 yıllık bir evren kurduğunu, 4 adet filmin de yolda olduğunu söylüyor. Sinemada bir evren kurmak kolay bir iş değil. DC’nin bunu yapamadığını gördük. (Teşekkürler Snyder) Bunu başarabilen Star Wars ve Marvel gibi seriler ise öncelikli olarak ilk filmlerde kendi hikayesini kurup, arka planda evrene ilişkin küçük detaylar barındırdığını görüyoruz. Yani ilk şartımız filmin kendi küçük hikayesinin iyi olması gerektiği. Fakat Rebel Moon’un kendi hikayesi çok zayıf. 40 adet köylünün koca bir imparatorluğa karşı savaşması asla inandırıcı değil. İmparatorluğun 40 adet köylü tarafından imal edilen buğdaya muhtaç olması ise akıl tutulması tarzı bir durum. Seyirci olarak 1 dk bile bu hikâyeye inanmıyorsunuz. Bir önceki filmde General Noble’ın gemisi ile bir gezgeni yok ettiğini görmüştük. Bu filmde ise Noble bir gezegendeki küçük bir köye saldıramıyor. Neden çünkü buğdaya zarar gelmemesi lazım. Koskoca bir imparatorluğun küçük bir köydeki buğdaya muhtaç olması yani Snyder niye bizi üzüyorsun. Köyde altın çıksa, değerli maden çıksa daha inandırıcı olurdu ama buğday mı gerçekten. Ve neden 1 saat boyunca Çiftçi TV izler gibi buğday hasadı izliyoruz gerçekten bilmiyorum.

Ne Kadar Büyük Evren Kurarsan Kur

Rebel Moon Part 2: The Scargiver o kadar zayıf ve yavaş başlıyor ki filmin aksiyon sahneleri geldiğinde artık filmden tamamen kopmuş ve ümidiniz kesilmiş oluyor. Star Wars ve Marvel evrenine bakarsak dönüp dolaşıp Skywalker ve Iron Man’e geldiklerini görüyoruz. Demek ki ne kadar büyük evren kurarsan kur kimde 25. filmde tanıttığın Captain Marvel’i değil ilk filmdeki Iron Man’ı merak ediyor seyirci. O zaman bu filmdeki Kora ve General Noble karatelerinin (ve diğer küçük karakterlerin) ilgi çekici olması gerekiyor. Kora’nın hikâyesi fena olmasa da seyirciye iyi aktarılamadığını düşünüyorum. Noble ise iki filmlik bir serinin kötü karakteri olamayacak kadar zayıf bir villain. Belki de Ed Skrein’in kötü bir oyuncu olmasından kaynaklı olabilir. Kendisini oynadığı hiçbir filmde beğenemedim.

Filmin diğer yan karakterleri ise bahsetmeye değmeyecek kadar klişe ve zayıflar. Tarak, Titus ve Nemesis’in hikayelerini bu filmde görsek bile ilgimizi çekmiyor. Snyder, Guardians of Galaxy tarzı bir ekip kurmaya çalışsa da bunu hiç başaramıyor. İki önceki filmi Army of Dead bu konuda çok daha iyiydi. Bunda oyuncu tercihlerinin büyük etkisi olduğunu kanaatindeyim. Filmin en ilginç yanı ise, çok az gördüğümüz ve neden gördüğümüzün belli olmadığı Jimmy karakteri. Antony Hopkins tarafından oynanan Jimmy robotu ilk filmin 30 dk’sının başrolü iken filmin sonuna kadar bir daha görememiştik. Akıllarda Snyder’ın Jimmy’i ikinci filme sakladığı ihtimali oluşmuştu. Çünkü Jimmy, hikayesi ilgi çekici tek karakterdi açıkçası. Fakat bu filmde de Jimmy’e hiç değinilmemiş. Neden yönetmen böyle bir yola girdi anlamak mümkün değil.

Snyder ile İlgili Konuşmak Daha Doğru

Snyder’ın alametifarikası ise özellikle Batman v Superman: Dawn of Justice’den beri filmlerin hikayesi zayıf olsa da görsellik konusunda sektörün en iyilerinden olmasıydı. Batman v Supermen hala çok sevilmeyen bir film olsa da görsellik konusunda kimsenin bir derdi olmadığı kanaatindeyim. Fakat Rebel Moon, ikinci filmi ile bu konuda da sınıfta kalıyor. İlk film bir nebze daha iyiyken ikinci film ise bu konuda Snyder’ın en kötü filmi.

Filmden çok Snyder ile ilgili konuşmak daha ilgi çekici olabilir. Açıkçası iki Rebel Moon filmini hiç sevmesem de Zack Snyder benin en sevdiğim 5 yönetmenden biri olabilir. Son çektiği Zack Snyders Justice League’de Jared Leto’nun Joker’ini 4-5 dk geri getirmişti bir rüya seansında. Suicide Squad filminde Leto ne kadar kötü bir Joker ise 4 dk’lık sekansta bir o kadar iyiydi. Özellikler tarz olarak, daha önce hiç görmediğimiz çok farklı ve yaratıcı bir Joker’di. Bu tarz küçük anlar yönetmenin bazı konularda ne kadar yetenekli ve maharetli olduğunu bize gösteriyor aslında. Ama Snyder’ın problemi galiba ona hayır diyen olmaması. Rebel Moon’un taslak olarak dahi iyi bir hikâye olmadığı apaçık ortada iken buradan bir evren çıkarmaya çalışmak boşa emek ve zaman kaybından başka bir şey değil. Yönetmen çektiği her filmde kredisini azaltıyor. Ve Rebel Moon filmleri ile, tartışmalı yönetmenden kimsenin umursamadığı yönetmene doğru adım adım gidiyor. Açıkçası tartışmalı yönetmen olmak kimsenin umursamadığı yönetmek olmaktan kat kat iyidir.

Kendi Kendinin Parodisine Dönüşmek

Snyder’ın bir problemi ise kendi kendinin bir parodisine dönüşmesi oldu. Sucker Punch için yeni bir kurgu yapmak istemesi, Rebel Moon’un Barbie’den daha fazla izlendiğini düşünmesi gibi şeyler sanki Snyder kendini biraz kaybetti havası oluşturuyor. Rebel Moon’un +18 versiyonlarını da yayınlayacağını söylemesi de bir o kadar komik. Sürekli ödevinin kötü olması için bahane arayan çocuk gibi. ‘’Bu filme +30 dk ekleyince o zaman görün bir de bu filmin kanlı sahneleri var, birde siz onu görün.’’ sürekli bu düşüncede. İlk çıkardığı versiyonun bile arkasında durmakta çok zorlanıyor artık. Justice League’de  yaptığı yüz yılda bir olacak bir olaydı. Başka hiçbir yönetmene bu şansın verilmemesi lazım. Bazen geçmişi geçmişte bırakıp ileriye odaklanmak lazım. Snyder’a bu şans verildikten sonra, koca koca yönetmenler her gün twitterdan kendi filmleri için kampanya yapmaya başladı. Snyder bile iki cümlesinden birinde eski filmlerine ekleme yapmak istediğini belirtiyor. Olan oldu, yeni filmlere yeni düşüncelere bakılması gerekiyor.

Ezcümle Rebel Moon Part 2: The Scargiver uzak durulması gereken bir film. Yönetmenin iyi hiçbir özelliğini taşımayan kötü bütün özelliklerini ise en yüksek dereceden sahip bir film. Bu filmi izlemek yerine Snyder’ın Vero hesabına göz atmanızı tavsiye edebilirim. Fotoğrafçılığı, yönetmenliğinden daha iyi bir seviyede şu an. Yönetmenin eski güzel günlerine dönmesi umuduyla…

Batuhan Oğuz’un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Rebel Moon: A Child of Fire: Bir Star Wars Parodisi

Dune: Part 2: Trajedi, Kehanet ve Başyapıt

Batuhan Oğuz

İstanbul Uluslararası Film Festivali Günlükleri: 6. Gün

Previous article

İstanbul Uluslararası Film Festivali Günlükleri: 7. Gün

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like