2024’ün Playstation tarafında en çok beklenen oyunu Rise of the Ronin oyunseverler ile buluştu. Daha önce Nioh serisiyle tanıdığımız Team Ninja tarafından geliştirilen Rise of the Ronin, feodal Japonya’da at koşturduğumuz bir açık dünya/rol yapma oyunu. Oyunu değerli okurlarımız için inceledik, keyifli okumalar.
Ubisoft’un On Yıldır Yapamadıkları
Oyunun giriş sinematiği, açılışta anlatılan hikaye ve sinematik sunumu çok şık. Team Ninja oyunun henüz başında, hikaye odaklı ilerleyeceğinin sinyalini veriyor. Firma Nioh, Woo Long gibi oyunların ardından ilk kez hikaye anlatımını odak haline getirdiler. Dolayısıyla tüketici oyuna az da olsa önyargıyla yaklaşıyor. Hiç telaş etmeyin. Rise of the Ronin, Ubisoft‘un Assassin’s Creed serisindeki çoğu oyundan pek çok konuda daha başarılı. Açık dünya/rol yapma oyunlarından aşina olduğumuz formülleri güzel bir şekilde işlemişler. Yeni başlayanlara vereceğim tek tavsiye; oyun başlangıcında zorluk seçenekleri geldiğinde eğer firmanın daha önceki oyunlarından birini bile bitirmediyseniz hiç düşünmeden kolayı seçin. Bu oyunun kolay modu piyasadaki çoğu açık dünya oyununun normal zorluk seviyesiyle aynı.
Açık dünya elementleri tek tek değerlendirildiğinde gayet iyi iş çıkarmışlar. Ulaşım, binek seçenekleri çok çeşitli olmasa da keyifli ve oynanışı kolaylaştıran cinsten. Ek olarak yetenek ağacı çeşitliliği geniş olmasa da karakter gelişimi devamlı ve oyuncuyu azmettiriyor. Kombat çeşitli oyunlardan esintilere sahip. Ghost of Tsushima, Woo Long ve Nioh‘dan hibrit bir oynanış sunmuşlar. Ayrıca silah çeşitliliği de evlere şenlik, oyun devamlı yeni bir ekipman ile ödüllendiriyor. Bir açık dünya/rol yapma oyunundan beklenilen her şeyi, üst düzey olmasa da başarılı bir şekilde karşılıyor.
2016’nın En İddialı Oyunu
Oyunun görselliği iyi değil. Elden Ring gibi aynı anda üç platforma çıkmış olsa bu kadar acımasız eleştirmem. Ancak Rise of the Ronin yalnızca Playstation 5 için geliştirilmiş bir oyun, bu görsellik kabul edilemez. Kaplama kalitesi on yıl önceki oyunlara denk. Yansımalar, ışıklandırmalar iyi fakat doku kalitesi, surat animasyonları, su kalitesi çağın gerisinde. Kapalı alanlar, kısıtlı bölgelerde geçen bir iki spesifik görev dışında görsel açıdan tatmin olamadım.
Tüm bu saydıklarıma rağmen oyun kendini aralıksız saatlerce oynatacak şekilde tasarlanmış. Bugün PS oyunları iki bin liraya yakın fiyatlara satın alınırken, görsellik konusunda insanlar daha acımasız eleştiriler yapabiliyorlar. Fakat oyunun yeniden oynanılabilirliğini; içerik, görev dizaynı, oynanışta çeşitlilik gibi başlıkların etkilediğini atlıyorlar. Lies of P kalitesinde bir görsellik elbette beklemiyordum fakat Elden Ring‘den eski gözükmesi beni biraz üzdü.
Sırt Sırta, Durdurulamayan Bir Güç
Anlatıcının sözleriyle;
“Üç yüz yıl önce Japonya, Tokugava Şogunluğu’nun hükümdarlığında birleşmişti. Bu ada ülkesi, kapılarını dünyaya kapatmış ve bir süreliğine refaha ermişti. Ancak bu zahiri sükunet, yaklaşan fırtınayı gizliyordu. Daimyo denen derebeyleri, sıkı bir denetime tabiydiler. Görünürde sadıklardı ama hoşnutsuzluk alevleri hiddetleniyor, devasa bir yangın körükleniyordu.
Kurosu Dağlarının içlerinde, isyan hazırlığında gizlice silahlar dövdüler. Fakat bu plandan haberi olan Şogun’un kuvvetleri, korkunç ve kanlı bir yanıt verdi. Kurosu’da dövülen bir başka silahı, Saklı Yalım adı verilen savaşçıları hesaba katmadılar. Hiç kimse, aldatmaca ve kılıç kullanımında pek maharetli olan bu isimsiz suikastçıların eline su dökemez. Yalım İkizi denen çiftler, Yalımdöven adlı ustanın himayesinde becerilerini keskinleştirirlerdi. Yalım İkizleri’nin mukadderatı ebediyen ortaktır.”
Hikayemiz, Şogun’un adamları tarafından köyleri yıkılmış iki gencin, Yalımdöven tarafından kurtarılıp, Yalım İkizi olmalarıyla başlıyor. Başlangıç sinematiğinin ardından karakter özelleştirme ekranı geliyor. İki karakteri de gönlümüzce tasarlayıp, içlerinden birini seçip oynamaya başlıyoruz. Bize verilen ilk görevin peşine kardeşimiz ile yollarımız ayrılıyor, eğitim aldığımız kampa saldırılıyor, kısacası darmadağın oluyoruz. Tüm bunların peşine karakterimiz kardeşini bulmak için yola koyuluyor.
19. yüzyıl Japonya’sından önemli tarihi anlara tanık olup, tarihi karakterler ile tanışıyoruz. Bu serüvende, Emperyalist güçler karşısında verilen mücadele ile Şogun yandaşları arasındaki çatışmanın tam ortasında kalıyoruz. Assassin’s Creed serisinin yapmaya çalıştığı ama beceremediği çoğu şeyi Rise of the Ronin halletmiş. Eklemek ile uğraşmayıp, geliştirmeye zahmet bile etmedikleri pek çok şeyi de üstüne eklemiş. Oyunun geniş açık dünyası, ana hikayesi ve keyifli yan görev serileriyle bir dolu içerik sundu.
Kısacası oyunun bir an önce PC oyuncuları ile de buluşmasını dilerim. Team Ninja’nın bugüne dek geliştirdiği en kaliteli oyun. 2024’ün en iyisi değil belki ama en iddialı işlerden biri.
Mehmet Tezcan’ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Twitter, Instagram, Discord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.
[…] Rise of the Ronin: Antiemperyalist Ninjalar […]
[…] Rise of the Ronin: Antiemperyalist Ninjalar […]