0

1989 yapımı orjinal Road House filmini tarif etmek gerekirse, “O kadar kötü ki çok iyi.” tanımı yapılabilir. Guilty pleasure filmler arasında akla ilk gelenlerden biridir. Muazzam şarkılar, son derece çekici kadınlar ve erkekler, iyi aksiyon sahneleri, Patrick Swayze ve Sam Elliott‘ın kusursuz karizması derken yıllar geçtikçe klasik haline gelen bir filmden bahsediyoruz. Haliyle tekrar tekrar izlenen bir klasiğin de büyük hayran kitlesi olur. 35 yılın ardından gelen yeniden çevrim ise orjinalden çok daha farklı. Bu kez hikayenin dramatik dozu azaltılıyor, aksiyon dozu ise tavan yapıyor. Doug Liman‘ın Road House için getirdiği yeni soluk orjinal filmin hayranlarına göre olmayabilir ama karşılaştırma yapmadan izlenirse tadını çıkarabilirler. Çünkü gerçekten fazlasıyla eğlenceli.

Road House Film İncelemesi Arakat Mag

Kafadan Kontak Bir Tek Tabanca

Orjinal filmde James Dalton (Patrick Swayze) karate bilen ve aynı zamanda felsefe alanında doktora yapmış ilginç bir karakterdi. Aynı zamanda kendisi güvenlik görevlisi olarak da uzmanlaşmış ve nam salmış birisidir. Kendisinin, her gece terör estirilen bir barın güvenlik görevlisi olarak tutulması konu alınmış ve orayı temizleyip sakin bir yere çevirmesi anlatılmıştı. Tabi bunun yanında romantizm, geçmiş hesaplaşmalar ve dramatik anlar bolca vardı. Aynı zamanda beklenenden çok daha erotik bir filmdi.

Bu kez karşımızda farklı bir Dalton (Jake Gyllenhaal) var, haliyle çok farklı da bir film var. Erotizm yok, romantizm çok az, drama ise hikayenin içerisinde neredeyse hiç yer edinmiyor. Yeni Dalton eski ve gizemli bir UFC dövüşçüsü. Kendisinin geçmişi ile ilgili detaylar çok az ve bilinen birkaç özelliğinden biri öfke kontrolünün olmaması. Kariyerini bitiren durum ise bu öfkeden kaynaklı. Bu Dalton, yüzü gülen ama içerisinde bir canavar besleyen, sadece geçinecek kadar para peşinde olan, kafadan kontak bir tek tabanca.

Road House Film İncelemesi Arakat Mag

Aptalca Ama Bir O Kadar da Havalı

Bu filmi orjinalinden ayıran en önemli nokta aptallığı değil, kabul etmek gerekirse iki film de fazlasıyla aptalca. Ama iki filmi de böylesine eğlenceli yapan da bu aptallığın sınırsız oluşu. Yeni filmi bir tık ön plana çıkaran ise bu kez aksiyon bir yerden sonra çok daha heyecanlı ve zevkli oluşu. Özellikle ikinci yarıdan sonra birbirinden havalı aksiyon sahneleri ve dövüş sekansları ile baş başa kalıyoruz.

Muhtemelen çoğu insan Knox karakterini cringe bulacak. Çünkü onu canlandıran Conor McGregor‘dan hoşnut olmayan çok fazla insan var. Fakat sevenleri benim kadar harika vakit geçirecektir. Dürüst olmak gerekirse, benim için filmi sürükleyici kılan en önemli etmenlerden biri o oldu. McGregor bir bakıma kendisini oynuyor fakat bunu kusursuz yapıyor. Ne kadar eğlendiğini her saniye anlayabiliyorsunuz. Öyle ki hikaye içerisindeki asıl kötü adamı gölgesi altına alıyor. Jake Gyllenhaal ile birlikte parıldıyor ve bizlere birbirinden zevkli dövüş sekansları izletiyorlar.

Road House Film İncelemesi Arakat Mag

Kamera Hareketleri Filme Kademe Atlatarak Keyifli Deneyim Sunuyor

Filmde hikayesel anlamda derinlikli bir olay örgüsü yok. Tahmin edilebilir senaryonun, tahmin edilebilir klişeleri ile bitiyor. Fakat bunda takılacak ya da sorun edecek bir durum yok. Çünkü filmden beklenen de derinlikli bir öykü değildi. Yeni Road House‘u, orijinalden farklı kılabilecek ve onu iyi gösterebilecek ne olabilirdi? Asıl soru buydu. O soru işe karşılığını buluyor. Çünkü filmin en havalı kısımlarından biri kamera hareketleri. Kavga gürültünün koptuğu anlarda kamera hareketleri, kullanılan lensler ve sahne geçişleri, yeni Road House‘a stil katıyor.

Bazı insanlar, “Senaryo stilden önce gelir.” diye düşünebilir. Son derece de olağan. Fakat yeni Road House‘u bir adım önde tutan da teknik açıdan keyifli bir deneyim sunması. Orjinalinde en önemli sorun, filmin ilk yarısı ne kadar zevkli ise ikinci yarının banallaşmasıydı. Yeni filmde ise tempo yavaş gibi gözükürken izleyici kendini bir anda aksiyonun ortasında buluyor. Finale giden yolda olay örgüsünün zorlama dramalar ile dolmaması en önemli artısı.

The Bourne Identity, Mr. & Mrs. Smith, Jumper ve Live Die Repeat: Edge of Tomorrow gibi filmlerle kendini defalarca kanıtlamış olan Doug Liman, son iki filmi Locked Down ve Chaos Walking ile hayal kırıklığına uğratmıştı. Liman, bu kez biraz olsun eski formuna dönüyor. E tabi bunda görüntü yönetmeni Henry Braham ile olan iş birliğinin etkisi var demek yalan olmaz. Kısacası Road House yeniden çevriminin seyir zevkine diyecek yok. Mantığı kapatın, iyi şarkılar ve saf aksiyon için arkanıza yaslanın, keyfinize bakın.

Ferit Doğan‘ın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Spaceman: Paylaşılamayan Yalnızlığın Aydınlanması

Dune: Part 2: Trajedi, Kehanet ve Başyapıt

 

6.5

Ferit Doğan
Yüksek Lisans öğrencisi (Radyo, Televizyon ve Sinema). Film eleştirmeni. Senaryo yazarı. Yönetmen.

House of the Dragon: İkinci Sezondan Ne Bekliyoruz?

Previous article

Rise of the Ronin: Antiemperyalist Ninjalar

Next article

You may also like

Comments

Comments are closed.