By Ninja Theory‘nin popüler oyunu Hellblade‘in devam oyunu 21 Mayıs itibariyle çıkışını gerçekleştirdi. İlk oyundan tam 7 sene sonra çıkan Senua’s Saga: Hellblade II, birkaç problemine rağmen muazzam grafiklerinin yanı sıra Melina Juergens‘i bir kez daha Senua rolünde görmek beklentileri kesinlikle karşılıyor.
Senua’nın Oyun Dünyasındaki Yeri
İlk Hellblade oyununun akılda kalıcı özellikleri diye bir sıralama yapsak, şüphesiz ilk iki sıraya atmosfer ve gerginlik özellikleri gelecektir. Henüz daha yapım aşamalarında, oyunun yapımcıları Senua karakterini oluştururken Wellcome isimli vakıf ile ortak çalışarak gerçek psikoz hastalarından görüş almakla kalmadı, aynı zamanda uzman sinirbilimciler ile çalışarak onların deneyimlerinden yararlandılar.
Çıkışından birkaç sene sonra, Florida Üniversitesi tarafından “Akıl Hastalıkları’nın Tedavisinde Oyunların Rolü” adlı çalışmada örnek oyun olarak Hellblade seçildi. Senua’s Saga: Hellblade oyunculara sadece psikoz hastalığını tanıtmakla kalmayıp aynı zamanda psikoz hastalarının yalnız olmadığını da hatırlattı. Oyunun ve hikayenin yaratıcısı Tameem Antoniades bu konu hakkında şunları söylüyor: “Akıl hastalıkları bu gezegende yaşadığımızdan beri bizimle, peki neden? Evrim bu zayıflığı neden gen havuzumuzdan silemedi? İlerleyebilmemiz için farklı gören, farklı düşünen insanlara ihtiyacımız var.” Hellblade ve Senua, belirli noktalardan bir oyun olmanın ötesine geçip toplumsal bir mesajı güçlü bir şekilde iletiyor.
Hikaye ve Grafikler
Senua’nın ilk oyundaki Hel topraklarına yaptığı yolculuktan sonra yuvasına dönmesiyle birlikte hayatı boyunca peşini asla bırakmayan ölüm, yine kendisinin etrafında dönmeye başlıyor. Viking savaşçılarının halkını katletmesinin ardından, Senua’yı tekrar intikam ateşiyle yollarda buluyoruz. Senua’s Saga: Hellblade II, hikaye anlatımında ilk oyundaki gibi düz bir anlatı stilini tercih ediyor. Yaptığımız seçimleri geriye dönüp değiştiremediğimiz için kritik anlarda doğru kararları vermek gerekiyor.
İlk oyunda yaratılan atmosfer ve grafiklere hayran kalmıştım. Senua’s Saga: Hellblade II‘ye geldiğimizde ise tekrara düşerler mi diye endişelerim olmasına rağmen, Ninja Theory muazzam bir iş çıkartmış. Unreal Engine 5‘in sınırlarını sonuna kadar zorlayan oyun, en azından kendi deneyimimde hiçbir performans ve optimizasyon sıkıntısına izin vermiyor. Son dönemlerde çıkan oyunlarda gördüğümüz kadarıyla deyim yerindeyse sütten ağzı yanan kedi gibi sık sık karşımıza çıkan teknik problemlerin hiçbirini barındırmayan yapım şirketini tebrik etmek gerekiyor.
Melina Juergens‘e değinmeden olmaz. İlk oyunun ardından Senua performansıyla birlikte Bafta ve Game Awards olmak üzere ödülleri toplayan oyuncumuz, sektöre bu açıdan çağ atlatmıştı. Psikolojik açıdan tamamen kırılmış bir karakteri tıpkı ilk oyunda olduğu gibi büyük bir ustalıkla canlandırmış. Bu oyunda ise gerek kendini gerek karakterini bir üst noktaya çıkarmayı başarmış. Senua’nın yaşadığı bütün duygusal krizler, bizlere geçiyor. Ve tamamen kendisinin üzerine kurulan bu oyunu rahatlıkla taşıyor.
Oynanış ve Atmosfer
Senua’s Saga: Hellblade II‘nin teknik kalitesinin seviyesinde olmayan oynanış mekanikleri ilk oyundaki gibi deneyimi geriye çekiyor. İlk oyunda üzerine en çok eleştiriyi aldığı nokta olan gameplay ne yazık ki yine tatmin edici değil. Aslında her noktada üzerine çıkmayı başarsa da düşman çeşitliliği dışında ilk oyunun diğer noktalardaki seviyesine çıkmayı başaramıyor. Senua’s Saga: Hellblade‘in temelini oluşturan bulmaca mantığı belirli bir noktadan sonra giderek tekrara düşmeye başlıyordu. Buna kıyasla kolaydan zora doğru giden bulmaca seviyesi çok farklı olmasa da daha da çeşitlendirilmiş durumda.
Hellblade‘in alametifarikalarından biri olan atmosfer ve ses konusu yine kusursuz bir biçimde sunuluyor. Kullanılan soluk renkler ile oluşturulan kasvetli, oyuncuyu zaman zaman geren belirli sahnelerde kullanılan ışıklar ve manzaralar sanat tarafının ne kadar iyi çalıştığını tekrar kanıtlıyor. Özellikle yaratılan kasvetli havanın getirdiği gerilimle birlikte müziklerin sahneleri daha da yükseltmesi her an diken üzerinde tutuyor. Bu da bizim oyundan kopmamızı engelliyor. Senua’nın kendi kafasında duyduğu ve çevreden gelen sesler ise oyunun ötesinde sizi asla yalnız olmadığınız hissine sokuyor. Ve karakterimizin zihninin ne kadar karmaşık ve tahmin edilemez olduğunu da gösteriyor. Bunların yanında, Senua’nın kafasında ürettiği seslerin bir noktadan sonra giderek artması, bazı noktalarda Senua’s Saga: Hellblade II‘yi zorlaştırıyor.
Son Sözler
Yedi yıllık bekleyişin ardından çıkışını gerçekleştiren Hellblade II, ilk günden itibaren XBOX Game Pass Kütüphanesi‘nde yerini aldı. Atmosfer ve hikaye anlatımı odaklı oyunları sevenler için bulunmaz bir nimet olan Hellblade II, ne yazık ki oyuncu kitlesinin tamamına hitap etme konusunda zorluk yaşayabilir.
Öte yandan benim gibi oynanışın önüne hikaye anlatımı ve karakter psikolojisini koyanlar için üzerine bir de nefis atmosferi birleşince beklentileri tamamen karşılıyor. Game Awards ve Bafta‘da en iyi oyun olmasa bile, sanat ve teknik açılarda olan kategorilerin çoğunda aday olması büyük bir ihtimal. Melina Juergens ise Senua’yla bir kez daha en iyi performans ödülünü alma konusunda favori konumda bulunuyor.
Ali Can Bartu Sakarya‘nın tüm yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Twitter, Instagram, Discord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar