Craftsman kelimesi birçok anlama gelebilir. Var olan herhangibir materyal ile ortaya bir ürün çıkarmaya Craftsman denir. Yani, zanaatkarlık. Craftsmanship, Arda’nın belki de en önemli meskleklerinden biri çünkü Materyalist bir dünyada kimsede olmayan bir nesne üretebilmek demek, otomatik olarak toplumun genelinden ayrılmanız demektir. Sizi farklı yapan şey de tarih kitaplarına adınızı yazdıracaktır.
Aşağıda bahsedeceğim bütün isimler, evrenin en önemli zanaatkarları ve namları, ürettikleri nesneler sayesinde çağlar boyunca dilden dile dolaşmıştır. Fakat benim bu yazıyı seçmemin ana sebebi, aşağıdaki isimlerin ürettikleri o meşhur nesnelerin, direkt ya da dolaylı olarak izlediğimiz dizide yer alıyor olması ya da bir şekilde diziye etki edecek olması. O sebeple size bu zanaatkarlardan ve ürettikleri nesnelerden kısaca bahsetmek istiyorum.
Aulë
Üretmekten, demircilikten ve zanaatkarlıktan bahsedeceksek ilk olarak konuşmamız gereken kişi tabii ki Vala Aule’dir. Arda’ya gelen 14 Vala’dan biri olan Aule, bir ustaydı ve Arda’da yaşanacak birçok problemin de istemeden esin kaynağıydı. Aule, Melkor’a demirciliği öğreten kişidir. Melkor kıskançlığına rağmen ondan çok şey öğrenmiş, kendi birikimlerini ve karanlık vizyonunu katarak ileride onlara karşı kullanmıştır. Ha keza Feanor da Aule’den çok şey öğrenmiştir. O da öğrendiklerini geliştirip ileride birinci çağı birbirine katacak Silmaril’leri yapmıştı.
Lakin Aule’yi diğerlerinden ayıran bir özelliği var. Aule, cücelerin yaratıcısıdır. Babası Eru’nun izinden gitmek ve onun gibi olmak isteyen Aule, herkesten gizli cüceleri yaratır. Fakat onun yarattığı “şeylerin” canı yoktu. Aule can veremezdi. Eru dışında kimsenin yaratmaya hakkı yoktu. Fakat olan olmuştu. Aule’nin yaptığı Eru’nun kulağına gitti. Ona neden yaptığını soran Eru ardından bütün cücelere can verdi. Ama onları saklamasını, zamanı gelince uyanacaklarını söyledi. Fakat özellikle belirtti, senin çocukların ile benim çocuklarımın yeri ayrı. Burası benim çocuklarımın dünyası, gerisi misafir dedi. Böylece Elflerden sonra cüceler de Arda’daki yerini almış, uyanacakları günü beklemeye başlamıştı.
Feanor
Noldor’un hırçın, asi ve yetenekli zanaatkarı Feanor. Onu diğerlerinden ayıran birçok özelliği vardı. Fakat en önemlisi, işçilikteki yeteneğiydi. Çünkü işçilikteki bu yeteneği onun başına bir sürü iş açacaktı. Sadece onun da değil, bütün Elf halklarını ve orta dünyayı birbirine karıştıracaktı.
Denilene göre Feanor, Galadriel’in saçlarını görünce büyülenir ve ondan bir tel vermesini ister. Lakin Galadriel bunu reddeder. Ondan etkilenen Feanor, Aman’ı aydınlatan ağaçların ışığını 3 kristalin içine yerleştirir. Bu kristal taşlara da Silmaril der. Feanor’un yarattığı bu taşlar, ileride bir çağ boyunca sürecek acı savaşın sebebi olur. Melkor, yıllar sonra Ungoliant ile Aman’a gelecek, Valinor’u ağaçlarını öldürdükten sonra Fermanos’a gidip önce Feanor’un babası Finwe’yi öldürecek sonra da Silmaril’leri alıp kaçacaktı. Babasını ölü bulan ve Silmaril’lerin çalındığını gören Feanor da Melkor’a yeni ismi olan Morgoth ismini takıp bütün Noldor’u peşinden Orta Dünyaya götürecekti. Bugün ikinci çağda var olan ve karşılaşacağımız neredeyse bütün Elfler aslında Feanor veya Fingolfin’in peşinden gelen Elflerdir.
Feanor aynı zamanda 7 Palantiri’nin de yaratıcısı olabilir. Valinor’un ağaçları döneminde Noldor tarafından yapıldığı bilinen Palantiri’yi yapabilecek kapasiteye sahip tek kişi Feanor olduğu için onun yaptığı düşünülür. Feanor’un Palantir’lerinden birini de dizide gördük.
Telchar
Birinci çağda Mavi Dağlar civarında 2 cüce şehri vardı: Nogrod ve Belegost. Bu iki şehrin cüceleri, birinci çağın en önemli eserlerinin de mimarlarıydılar. Doriath’ın kralı Thingol için Menegroth’u inşa eden de bu cücelerdi. Belegost Elfleri aynı zamanda kral Azaghal’ın mihferini yapan da halktı. O mihfer sonra Turin’e kadar ulaşacaktı.
Lakin Nogrod elflerinin çağa etkisi daha büyüktür. Noldor cüceleri sadece Menegroth’u değil aynı zamanda Finrod’un şehri olan Norgothrond’un da mimarıydılar. Finrod, onları Aman’dan getirdiği mücevherler ile ödüllendirince cüceler karşılık olarak ileride Doriath’ın düşmesinin sebebi olacak olan kolye Nauglamir’i verir.
Telchar, Nogrod cücelerinden biriydi. Arda’nın en yetenekli işçilerinden sayılırdı. İki meşhur keskin silahın yaratıcısıydı: Angrist ve Narsil. Angrist, Beren’in Melkor’un tacından Silmaril’leri sökerken kullandığı bıçaktı. Bıçak o kadar keskindi ki, Beren ikinci Silmaril’i çıkarmaya çalışırken kırılmış ve seken parçası Melkor’un yanağını kesmişti.
Narsil ise Yüzüklerin Efendisi’nde karşılaştığımız, hepinizin bildiği Aragorn’a Kralın Dönüşü’nde verilen kılıç. Sauron’un yüzüğünü elinden ayırmayı başaran o meşhur kılıç. Narsil, Telchar tarafından birinci çağda dövüldü ve ardından elden ele gezerek en sonunda Aragorn’a kadar geldi. Orijinalde Narsil, Numenor’un en batısındaki Andunie’de yer alıyor lakin dizide kılıç ile Miriel’in kulesinde karşılaştık.
Celebrimbor
Amazon’un soru işaretleri taşıyan dizisinde Charles Edwards tarafından canlandırılan Celebrimbor, aşina olduğumuz Yüzüklerin Efendisi hikayesinin yaratıcısı diyebiliriz. Filmin başında Galadriel’in o tenha sesinde anlattığı yüzüklerin dövülmesi hikayesindeki baş kahraman işte bu adam; Celebrimbor. Fakat o da her usta gibi başka bir ustadan öğrendiklerine kendi vizyonunu katan isimlerden biri. Onun ustası da, aslında usta da demeyelim, tüyolarını veren kişi: Sauron.
Fakat Celebrimbor onun Sauron olduğunu bilmiyordu. Sauron, Elfleri devirmek için Annatar formuyla Eriador’a gelmiş, güzel hediyeler dağıtarak herkesin kalbini çalmaya çalışıyordu. Fakat Celebrimbor’un kalbini çalamamıştı. Ona güvenmiyordu çünkü. Güvenmemekte de haklıydı. Lakin bilgiye olan açlığına da karşı koyamıyordu. Hele ki bir Noldor Elfi olduğunu düşünürsek, Annatar’ın ona göstereceklerine hayır diyememişti.
Böylece Celebrimbor, ileride koca bir efsaneye dönüşecek, Orta Dünya’nın karışmasını sağlayacak, cüceleri daha da aç gözlü hale getirecek, insanları ise kölelere dönüştürecek yüzükleri dövmeye başladı. Zaten dizinin ana hikayesi, yüzüklerin dövülmesi. Bu sebeple de o sırada toprakların en yetenekli ustası Celebrimbor’a da bol bol konuk olacağız.
Sauron
Sauron’u biz hep orta dünyanın karanlık lordu olarak bilsek de aslında o da çok yetenekli bir ustaydı. Hikayenin tek yüzük kısmını ne kadar sevsek de bu yüzüğü dövebilecek yeteneğe sahip olduğunu hep atlıyoruz. O da Vala Aule’nin öğrencilerinden biriydi ve bir diğer ustası olan Melkor’a benzer bir tekniği vardı. Ürettiği şeyleri sırasıyla saymamız mümkün değil. Mesela elf ve insanların ordusunu dağıtmak için kullandığı gürz Grond aslında Melkor’a aittir. Karıştırmamak adına eklemek istedim. Lakin biliyoruz ki Sauron, evrenin en önemli demircilerinden biriydi. Öyle ki, bütün yüzüklere hükmedecek, onu takanları yozlaştıracak güce sahip bir yüzük dövmeyi başarmıştı.
Eöl
Elfleri sevmeyen bir elf idi Eöl. Dark Elf diyorlardı ona. Doriath’da yaşadığı günlerden bıkmış, oradan ayrılıp ışığın yere dahi ulaşamadığı Nan Elmoth ormanına yerleşmişti. Kral Thingol’ün izniyle de oranın beyi haline gelmişti. Fakat her şeyin bir karşılığı vardı. Eöl, Galvorn adı verilen parlak kara bir metali, diğer değişle bir meteoroidi işlemeyi başarmıştı. Nogrod ve Belegost cücelerini tanıdığı için onlardan çok şey öğrenmişti. Bu kara metalden 2 kılıç yaptı. Birinin adı Anglachel idi; diğerinin adı ise Anguirel idi. Anglachel’i, teşekkür ve ödeşme adına kral Thingol’e verdi. Anglachel, sonrasında adı Guthrang olacak, kaderi bir şekilde Turin ile birleşecek ve en sonunda birinci çağa damgasını vurmuş ejderhaların babası Glaurung’un ölümüne sebep olacaktı. Anguirel ise sonrasında Eöl’ün oğlu Maeglin tarafından çalınmıştı. Dizide gördüğümüz, kırık ve kanla tamamlanan kara kılıcın Eöl’e bağlanacak bir tarafı var mı tabii ki bilmiyoruz. Çok uzak bir tahmin olduğunu söyleyebilirim. Lakin her şeyin birbirine iyice karıştığı bir dizide siyah bir kılıç getirmek şaşırtıcı olmayacaktır.
Yorumlar