0

1995 yılında, dört yaşındaki Kevin, altı yaşındaki kız kardeşi Kaylee’nin uyurgezerlik nöbeti olduğunu söylediği bir olayda kendini yaralar. Kevin hastaneye götürülüp getirildikten sonra kardeşler gece yarısı uyanırlar. Uyandıklarında babalarının ortadan kaybolduğunu ve evlerindeki pencerelerin, kapıların ve diğer nesnelerin yavaş yavaş yok olduğunu fark etmeye başlarlar. Küçük kardeşler evde karanlıkta dolaştıkça bir kabusun içine çekilirler.

Yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Kyle Edward Ball‘un yaptığı Kanada yapımı bağımsız korku filmi Skinamarink çıktığı andan itibaren dünya çapında ses getirmeyi başardı. Kendine has tarzıyla deneysel korku filmi olarak adlandırılan bu film bazıları tarafından nefret edilesi veya dayanılmaz bazıları tarafından ise şimdiye kadar ki en korkunç filmlerden birisi olarak nitelendirilmektedir. Prömiyerini 26. Fantasia Film Festivali‘nde gerçekleştirilen film, fragmanı ve kısa kesitleri TikTok, Instagram, Twitter vb. sosyal medya platformlarında bir hayli dikkat çekti. Ancak alışılmışın dışındaki görsel anlatımı tanıtımlardan sonra izleyen pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebiliriz.

Boğucu Atmosfer Ön Planda

Skinamarink, giriş-gelişme-sonuç bölümlerine sahip olan net bir hikaye akışına sahip olmayıp rahatsız edici atmosfere ve ana odaklanılıyor. Filmin tamamı karanlıkta, loş ışıklandırılmış odalarda geçtiği ve film boyunca çocuklar kadraj dışında bırakılarak izleyiciye evin köşeleri, duvarları, koridorları gibi çeşitli kısımları gösterildiği için hikayenin ve olayların anlamlandırılması bir noktadan itibaren izleyiciye bırakılıyor.

İki küçük çocuğun karanlık bir evde terk edilmiş olmalarının korkunçluğundan yola çıkılan filmde başlarda yalnızca iki küçük çocuğun yalnızlık ve karanlık korkusu anlatılıyor gibi gözükse de ilerleyen dakikalarda evde hiçbir şeyin yolunda olmadığı anlaşılıyor. Evdeki eşyalar, kapılar, pencereler kayboluyor ve kötücül bir varlık çocuklara seslenmeye başlıyor. Doğaüstü ögelerle sürreal ögelerin iç içe geçtiği film rahatsızlık noktasında izleyicinin sınırlarını zorluyor. Tabii bu etkiyi tam olarak yakalamak için filmin sessiz ve karanlık bir ortamda izlenmesi büyük bir önem arz ediyor.

Skinamarink

Uzun Süresinin Kurbanı Oluyor

Deneysel yönünü bir kenara bıraktığımızda Skinamarink, karakterler tarafından kullanılan bir kamera ile çekilmiş olmasından dolayı bir found footage (buluntu) film örneği olarak karşımıza çıkıyor. Ancak insanları kadraja almadan yalnızca eşyalara, evin köşelerine ve kenarlarına yer vermesiyle diğer bütün found footage filmlerden sıyrılarak özgünlüğünü ortaya koyuyor.

Konusu, atmosferi ve çekim tercihlerindeki bu özgünlüğü ile dikkat çekip etkili olmayı başarıyor ancak genel itibariyle süresinin kurbanı oluyor. Found footage filmleri takip edenlerin bildiği üzere genellikle 1-1 saat 20 dakika gibi süreler tercih edilir. Tamamen Zoom üzerinden gerçekleşen 2020 yapımı Host gibi başı orijinal işlerde bu süre 50 dakikaya kadar inmektedir. Skinamarink ise 1 saat 40 dakikalık ortalamanın üstündeki süresiyle pek çok izleyici için bitirilemez bir hale geliyor. Filmin boğucu ve garip atmosferi her ne kadar özgün bulunup sevilmiş olsa da bir süre sonra bunaltıyor ve dayanılmaz bir hale geliyor. Özellikle net bir hikaye anlatımı da olmadığı için oldukça küçük bir kitleyi yakaladığı bir durum ortaya çıkıyor.

Ses Tasarımının Getirdiği Korku

Filmin özgün çekim tercihinden dolayı oyunculuk performanslarının değerlendirilebilmesi pek mümkün gözükmüyor. Ancak çocukların duyduğumuz seslerine bakacak olursak, oldukça gerçekçi bir performans sergiledikleri söylenebilir. Çocukların masumiyeti ve korkuları izleyicilere başarıyla aktarılıyor. Tekniği ve sinematografisi yönünden de yine deneysel dili sebebiyle iyi ya da kötü yorum yapılamaz hale geliyor. Filmde daha sonra kurguda yapıldığı anlaşılan eski kamera efekti, ışık ve ses kullanımı, atmosferi büyük oranda yaratıyor ve destekliyor. Özellikle ses tasarımı filmin önemli bir kısmını oluşturuyor. Çocukların, eşyaların sesleri ve doğaüstü varlığın sesi tekinsiz çekimlerle birlikte korkuyu meydana getiriyor. Eşyaların ters gözüktüğü veya tavanda asılı durduğu sahnelerde ise basit ama etkili pratik efektler kullanılıyor.

Skinamarink, boğucu ve kabus vari atmosferiyle ve deneysel çekim tercihleriyle özgün ve rahatsız edici bir found footage korku filmi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak uzun süresi nedeniyle ne yazık ki potansiyelini kullanamıyor. Her şeye rağmen tanıtımları ve özgünlüğü sayesinde dünya çapında adını duyurmayı ve 15.000 dolarlık küçük bütçesiyle 2.000.000 doları geçen bir hasılat elde etmeyi başarıyor. Film ülkemizde herhangi bir platformda yer almıyor ancak globalde Shudder platformunda bulunuyor.

Buğra Mert Alkayalar‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi TwitterInstagramDiscord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Thanksgiving: Vahşice, Acımasızca ve Zekice

Leave the World Behind: Kıyamet Ortası Bir Gerilim

Dogman: Köpeklerden Kanun Kaçakları Yaratmak

Previous article

Yılbaşında İzleyebileceğiniz 6 Film!

Next article

You may also like

Comments

Comments are closed.