0

Filmi eleştirmeye geçmeden önce başlık hakkında kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

Geçtiğimiz yılların sonlarına doğru Spider-Man: Into the Spider-Verse vizyona girmiş ve fikrimce bu zamana kadar yapılan en iyi Spider-Man filmi olmuştu. Gerek karakterlerin yansıtılması, gerek senaryonun ilmik ilmik işletilmesi, müziklerinden efektlerine kadar harika bir proje ortaya konulmuştu. Filmin detaylı incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.

Bu Zamana Kadar Yapılmış En İyi Spider-Man Filmi: Spider-Man Into the Spider-Verse

2019 yılının resmi manada yarısını geride bıraktığımız bu zamanlarda, herkesin gözleri Marvel’a çevrilmiş durumda olacaktı tabii ki. Endgame sonrasında hype olan seyirciler biraz durulsa da, Sinematik Evren’in geleceği hakkında kafalarda oluşan soru işaretleri bizleri bir sonraki filmi merakla bekler hale getirmişti. Kastettiğim bir sonraki film tabii ki Spider-Man: Far From Home!

Tom Holland’ın performansı haricinde başarısız bulduğum Homecoming faciasından sonra, mükemmel bir şekilde toparlayan serinin ikinci filmi, 5 Temmuz Cuma günü seyircisi ile beyaz perdede buluştu. Böyle parça parça film hakkında bilgi vermemin sebebini şimdiden söyleyeyim, okurlar olarak sizler gidişat hakkında biraz fikir sahibi olun: <strong>FİLM BOMBA!</strong>

Gelin spoiler vermeden filmin konusuna birazcık değinelim. Tom Holland’ın hayat verdiği başrol karakterimiz Peter Parker, kankası Ned ve platonik sevdiceği MJ ile birlikte sınıfça bir Avrupa turuna katılırlar. Bu tur esnasında MJ’e olan hislerini açıkça belli etme planları yapan Parker’ın hevesi, Nick Fury tarafından kursağında bırakılacaktır. Dünya’nın sayılı noktalarına dört element temelli yaratıklar tarafından düzenlenen saldırıları durdurmak adına Quentin Beck, nam-ı diğer Mysterio ile ortaklaşa çalışmak durumunda kalan ekibimiz, yeni takım arkadaşlarına karşı adeta at gözlüğü takıp öyle yaklaşmaktadırlar.

Mysterio karakterini ilk olarak çocukluğumda epey şahit olduğum FoxKids kanalında yayınlanan Spider-Man çizgi filminde görmüştüm. Adeta başka gezegenlerde gibi hissettiren illüzyonlarının yanı sıra, Spider-Man’i alt etmek için kullandığı görsel yanıltma bazlı teknikleri bir hayli etkileyiciydi. Daha sonralarında çizgi romanlara ve video oyunlarına konu olan karakterimiz Mysterio’nun günümüzdeki son durağı ise beyaz perde oldu. Karaktere hayat verecek aktör konusunda çok başarılı seçim yapıldığını düşünüyorum. Usta aktör Jake Gyllenhaal ciddi manada harika bir performans ortaya koymuş.

Filme gelecek olursak, ben Homecoming adlı enkazdan dolayı biraz ön yargıyla yaklaşmıştım açıkçası. Gereğinden fazla çocuksu gösterilmeye çalışan, bayık esprilerle donatılmış bir film bekliyorken, salondan ayrıldığımda hiç tahmin etmediğim hisler ile karşı karşıya kalmıştım. Bu film ne güzel bir film, bu filmde oynayan oyuncular ne güzel oyuncular, bu filmde yer alan CGI sahneleri ne güzel sahnelerdir? Ciddi manada inanamadım; yani her şey nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Tadımızı kaçıracak birkaç sahne dışında harika bir proje ortaya konulmui; film bittikten sonra ayağa kalkıp alkışlamak istedim.

Genel anlamda sektörde filmin pek beğenilmediğini duysam da, ben filmin en eğlenceli ve izlemesi en keyifli Spider-Man filmi olduğunu düşünüyorum. Filmi ilerleyiş ve sahip olduğu tempo perspektiflerinden incelediğimizde, filmin adeta bir roller-coaster edasıyla seyircisini heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Bu denli bir etkinin yaratılmasında Jake Gyllenhaal ve ortaya koyduğu performansın epey bir rol sahibi olduğunu söyleyebilirim.

Filmin farklı ülkelerde ve bir sürü farklı şehirde geçmesi kültürel bağlamda inanılmaz esprilerin ortaya çıkmasına sebep olmuş. Bunun yanı sıra renkli görüntüler ve stereotipik kavramlar da filmin tatlı sayılan başka yönleri arasında yer alıyor.

Kısaca özetlemek gerekirse, ortaya harika bir film çıkarmışlar. Salondan çıktıktan sonra yanımdaki arkadaşıma söylediğim ilk şey “<em>aradan zaman geçse de, biraz unutsam, sonra tekrar izlesem bu filmi</em>” oldu. Eşinizi, dostunuzu, arkadaşınızı alın kimse gelmiyorsa tek başınıza gidin ama gidin bu filme. İlk filmden dolayı kırgın olanlar da gitsin. Andrew Garfield faciasını atlatamayanlar da gitsin. Kolay kolay böyle övmem, dikkate alın!

Filmin sonunda iki adet after-credits sahnesi bulunuyor, onları da kaçırmayın! Film hakkında benzer veya farklı düşüncelere sahipseniz ve bu fikirleri kapıştırmak istiyorsanız, sizleri yorumlar kısmında bekliyor olacağım. Okuduğunuz için teşekkürler!

9

Dünyanın En Güçlüsü: One-Punch Man

Previous article

Los Angele’s Aşk Mektubu: Once Upon a Time… In Hollywood

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like