Tolkien, yaşadığı sevgili ülkesi İngiltere’nin bir fantastik tarihi olmamasından ötürü rahatsızdı. Bu sebeple de kendine ve tabii ki ülkesine koca bir kültür yaratmak istedi. Onun yazdığı Hobbit ve The Lord of the Rings kitapları, çıktığı ilk günden beri bir efsane haline geldi. 1978 yılında kitabın bir animasyon uyarlaması yapıldığında gereken etkiyi yaratamamıştı. Ta ki Peter Jackson, 1999’da çılgın bir üçleme çekene kadar. Peter Jackson’ın çektiği seri, bugün The Lord of the Rings ile alakalı bildiğimiz her şeyi kafamızda oturtan bir milat taşı oldu. Elflerin tasarımı, Sauron’un görüntüsü, Orta Dünya’nın dizaynı ve daha birçok şey Peter Jackson ve ekibi sayesinde aklımıza yerleşti.
İlk 2 Bölüm Analizi
Üçüncü Bölüm Analizi
Dördüncü Bölüm Analizi
Beşinci Bölüm Analizi
Altıncı Bölüm Analizi
Yedinci Bölüm Analizi
O günlerde, Peter Jackson’ın yaptığı filmleri eleştiren Tolkien House’un bugün Amazon’un dizisi hakkında neler düşündüğünü gerçekten çok merak ediyorum açıkçası. The Rings of Power, Tolkien külliyatına zarar vermek adına bilerek yapılmış, Jackson’ın oluşturduğu tüm temellere zarar verme amacında art niyetli bir yapım. Ama sanırım Tolkien House aldığı 200 küsür milyon dolardan ötürü yaşanan hiçbir şeye sesini çıkaramıyor. İronik kısım ise bugün Amazon onlara 200 milyon dolar verebiliyorsa, bunun sebebi 2000’de eleştirdikleri Peter Jackson’dır. Peter Jackson sayesinde “alabildikleri” parayla da 8 bölüm boyunca aşağılandılar. Gel de gülme.
Bazı yorumlar görüyorum, adı Lord of the Rings olduğu için dizinin bitmesi onları üzüyormuş. Bu dizinin Tolkien ile hiçbir alakası yok. Çok şükür bitti ve bu zulümden kurtulduk. Daha önceki yazılarımda da dedim, bu zulme katlandım çünkü bazı şeyleri aşağılamazsak devamı gelir. Bu dizi, aşağılanmayı sonuna kadar hakeden bir hilkat garibesidir.
4Chan’in sızdırdığı senaryonun birebir çıktığını görmüş olduk. Halbrand, Sauron çıktı. Meteor Adam’ı herkes Gandalf sanmış lakin kendisi dizinin uydurduğu yeni bir Istari. Harfoot’lar gerçekten de sadece komedi unsuru olarak zaman kapladılar. Koca bir sezonun amacı Numenor ordusunun gelip ufacık bir köyü kurtarmasıydı. 4Chan’deki senaryoyu ilk okuduğumda kabullenemedim çünkü koca bir külliyatın böylesine dar bir bakışa sıkışmış olabileceğine inanamamıştım. Lakin daha dizinin yapım sürecinde yapılan açıklamalardan anlamalıydık ki, J.D. Payne ve Patrick McKay’in el atacağı herhangi bir işten kalite çıkması mümkün değil. Bağnaz bakış açılarından, yalanla yürüttükleri kampanyalarından, gerçekleri bir türlü kabul etmek istemeyen itici tavırlarından bu dizinin batacağı baştan belliydi.
Alakalı: Silmarillion’dakİ Önemlİ Kadın Karakterler
Yine daha önce yazdığım gibi bu diziye bir milyar dolar harcanmış olması imkansız. Evet, dizinin görsellerinde gerçekten hiçbir sıkıntı yok. Hele ki final bölümünde cadılarla Meteor Adam’ın kapışmasını çok beğendiğimi söylemem gerek. Evet, cadı kısmında evrene ait olmayan bazı elementler olsa da bölümün aksiyonu iyiydi. Dizi, görsel tasarımda ve bazı aksiyon sahnelerinde fena değildi. Sahnelerin içine herhangi bir ideoloji girmediği zaman dizi kaliteli olmaya yaklaştı. Mesela kameranın 180 derece dönüp Sauron ve Galadriel’i yan yana göstermesi de şahaneydi. Fakat detaylarda hoş gözüken bu dizinin bütünde rezalet bir iş olduğu gerçeği değişmiyor. Toplamda 30 kişilik bir kadrosu olması, bir elin parmağını geçmeyen mekanda döndüğü ve böylesine az uğraşılmış bir projenin dar bir fikir üzerine kurulması gerçekten üzücü. Biraz da acınası.
Dizi boyunca Elfleri aşağılamak üzerine kurulu bir düzen var. Galadriel, berbat bir karakter üstüne soykırımcı olarak tanıtıldı. Elrond, yalancı ve herkesin sürekli şamar oğlanına çevirdiği biri olarak gösterildi. Gil-Galad çıkarcı bir kral oldu. Celebrimbor, alışımın ne olduğunu bilmeyen “usta” bir zanaatkar olarak gösterildi. Dizide var olan neredeyse tüm Elfler vasatı aşamayacak derecede kötüydü. Ve ilk bölümden beri tekrarladığım gibi bu, bilerek yapılmış bir ajandaydı.
Alakalı: Silmarillion: Evrenin En İyİ Zanaatkarları
Öğrendik ki Amazon, bütün referansları satın alamamış. Bu sebeple de birçok kişiyi ve hikayeyi anlatamayacaklarını biliyorduk. Lakin eldeki metaryelin de yeterli olduğunu gördük. Sıfırdan hikayeye girişmeye hiç ihtiyaç yoktu. Zaten yazamayacakları da belliydi. Misal dizi boyunca Annatar’ı bekledik lakin eklerde Annatar yok;o sebeple de Halbrand karakterini yarattılar. Fakat hikayeyi Sauron ile Sauron’u aramak üzerine kurmuş olmaları tam bir aptallık.
Sözün özü… Yine ve yeniden görüyoruz ki, ideolojik bakış açısıyla yapılan hiçbir proje hayatta kalamıyor. Amaç, sanat yapmak değil de mesaj vermek olunca ortaya çıkan şey saf bir icraat olmuyor. Olmadığı için de göze batıyor, seyirciyi rahatsız ediyor. Hele ki bunu neredeyse 100 yıllık bir efsaneye uyguladığınızda alacağınız tepki şaşırtıcı olmuyor. Fakat şunu da belirtmem gerek. Bu gözler, ideolojik temeller üzerine kurulu birçok film dizi izledi. Çoğu, mantelite olarak ya da görsel anlamda sıkıntılı işlerdi. Truva’nın yeniden uyarlamasında Archilles karakterinin siyahi olması sadece “ideolojik” bir sorundu. Fakat dizinin kendisi o kadar da kötü değildi. Lakin The Rings of Power, sadece ideolojik olarak değil teknik olarak da bir fecaat. Uzun yıllardır, böylesine ciddi paralar harcanan amatör bir iş izlememiştim. Sadece son bölümdeki elma sahnesi bile dizinin tüm altyapısını özetliyor. Meteor Adam, elmayı düşürüyor ve elma, ulaşılamayacak kadar uzak bir noktaya düşüyor. Neden? Çünkü bütün dizi, “ben böyle istedim” denerek tasarlanmış. Evrenin bütün realitesi çöpe atılmış. Evrenin gerçeklerini gözetmeksizin iş yapınca da, zihniyet fakirliğinden, ortaya çıkan amatör bir garabet oluyor.
Üzülerek söylüyorum, Amazon gibi devasa bir para kaynağı olmasa, bu dizi ikinci sezonu göremezdi. Kimsenin de izlediği yok zaten. Lakin görünen o ki, Amazon bir başka milyar doları daha çöpe atarak ikinci sezon yapma peşinde. 2024’de çıkacak yeni sezonu umuyorum yine House of the Dragon ile çakıştırmazlar. İnsanlara AB test yaptırdıkları için de Amazon’a ayrıca teşekkür ediyorum.
Yorumlar