Rings of the Power’ı sizler gibi bende büyük bir merakla bekledim. Evet, haberler ve ilk fragmandan sonra tüm ümidimi yitirmiştim fakat yine de hikayenin, Tolkien ile eşleşen kısımları ile güzel vakit geçirebileceğimi düşündüm. Ne yalan söyleyeyim, birkaç aydır bu diziye hazırlanıyorum. Kitapları, makaleleri ve Youtube videolarını hatim ettim. O heyecanla ilk iki bölüm için tam tamın 2.500 kelimelik bir analiz yazdım. Dile kolay, 2.500! Lakin bu yazım o kadar uzun olmayacak. Çünkü üçücü bölümde şunu anladım ki, bu dizi uzun yazmaya değecek bir dizi değil. Önceki yazımda, diziye saldırmadan, evrenin doğruları ve yanlışlarını karşılaştırarak bilgilendirme amaçlı yazılar yazmak istediğimi söylemiştim. Lakin üçüncü bölüm itibariyle farkettim ki karşılaştırmalı bir yazı yazılabilecek bir dizi bile değil izlediğimiz. Canon dediğimiz o şey dizide resmen yok. Şurada şöyle olmalıydı, burası aslında böyleydi diyecek bir benzerlik dahi yok ortada. O sebeple bölümü kısaca özetleyip, 1-2 bilgi verip ciddi şikayetlerimden bahsetmek istiyorum. Dediğim gibi, ümidim hiç yoktu lakin bir evrenin böylesine kepaze edileceğini de hiç düşünmemiştim.
İlk 2 Bölüm Analizi
Her Daim Asabi
Dizinin Galadriel etrafında döneceğini öğrendiğimizde hepimiz şaşırmıştık. Galadriel, evrenin önemli bir parçası ama hiçbir zaman ana karakteri olmadı. Yapımcılar, birazdan kendilerine çok kötü cümleler kuracağım, demiş ki bir Galadriel’i öne çıkaralım ve kadın gücü temalı bir proje yapalım. Olur, yapabilirsiniz. Galadriel’i doğru irdelediğiniz ve iyi anlattığınız sürece neden olmasın? İlk hatayı Galadriel’i savaşçı yapmakla yaptılar. Eline kılıç alınca güçlü karakter olabileceğini düşünen yapımcılar ulu varlığı zırhlara büründürdüler. Hadi bunu da kabul edelim, farklı bir bakış açısı diyerek geçelim. Galadriel’in hal ve tavırları nedir öyle? Ergen bir liseli gibi herkese sürekli atarlanan, kızan, yüzündeki nefret ifadesi hiç eksilmeyen irrite edici bir görünümü var. İlk 2 bölüm tamam dedik ama bu bölüm antipati seviyesini farklı bir noktaya taşıdı resmen. Bütün okyanusu yüzebileceğini düşünen Galdriel’in Halbrand’dan sonra uyanması ise son paragrafta anlatacaklarımın özeti gibi. Bunu ilk not olarak düşelim.
Morffyd Clark için üzülüyorum. Geleceği parlak bir aktris ve bu proje onun kariyerini zedeleyebilir. Saint Maud, sevdiğim bir film değildir ama filmi yazdığım eleştirimde Morffyd Clark’ın öne çıktığını gönül rahatlığıyla söylemiştim. Lakin bu projedeki irite edici karakter yapısı ile şuan maalesef yapımcıların kurbanı olma yolunda.
Mordor’un İşareti
Fragmanlarda sıklıkla gördüğümüz Sauron’un işaretini ilk 2 bölümde de bol bol gördük. Üçüncü bölümde bu işaretin ne olduğunu öğrendik. Birçok kişi zaten tahmin etmişti. İşaret meğersem Mordor’u simgeliyormuş. Hikaye şu ki, Melkor, eğer birgün düşerse diye backup plan yapmış. Ki bu da oldukça gülünç bir fikir. Melkor’un yenileceğini düşünerek plan yapması. Sauron da bu planın uygulayıcısı; orkların anlaması için Mordor’u simgeleyen işaretini her yere bırakıyormuş ki orklar anlayıp orada buluşsunlar. Lakin komiktir, o bölgede birçok köy yakılmış, ağaçlar sökülüp otobana çevrilmiş ama orada nöbet tutan Elflerin hiçbiri hiçbir şey farketmemiş.
Şimdi dizi diyor ki, yarım akıllı köleler olan orklar bu işareti görüp Sauron’un ne demek istediğini anlıyor ama 1000 yaşındaki “ben neler neler gördüm” diyen Galadriel ne olduğunu anlayamıyor? Bunu da not edelim.
Numenor’a Merhaba
Çok çılgın bir Hollywood ve blockbuster hayranı olarak “görüntüler” hiçbir zaman umurumda değil dersem gülünç duracak ama değil. Bir filmdeki ya da dizideki “şahane” görseller beni hiçbir zaman etkilemez. Eğer o şahane görseller, doğru bir hikaye ve matematik ile bezenmediyse, ne yapayım ben şahane görüntüleri? Ben film izlemek istiyorum, belgesel değil. Blockbuster filmleri seviyorum çünkü ellerindeki şahane görüntüleri yeterli hikaye ve başarılı aksiyon ile süslemeyi başarıyorlar. Patlamış mısırımı zevkle yiyip salondan ayrılıyorum. O sebeple Numenor’un tasarımı ya da geniş plan çekimleri, birçoklarınıza nazaran beni hiç etkilemedi. Ki Numenor’u Numenor yapan görüntüsü değil, varlığıdır.
Numenor’un Miriel tarafından yönetildiğini görmemle beraber düşüncemde ne kadar haklı çıktığımı bir kere daha gördüm. Ar-Pharazon’u bir konsey üyesine çeviren yapımcılar, aslında hiç kraliçe olmamış ve tahtı Pharazon tarafından gasp edilen Miriel’i ön plana çıkarmışlar. Daha da kötüsü, kendilerinin uydurduğu “Numenor’a Gelecek Elf” kehaneti ile Numenor’un bilinen tarihini resmen yerle bir etmişler. Halbrand’ın Numenor’u bilmiyor olması, Numenor’un kolonileşmediğinin de göstergesi. Yani Orta Dünyaya yerleşmemişler ki bu da hikayeye tamamen aykırı.
İleriki bölümlerde belki Pharazon, Miriel’in tahtına konmaya çalışacaktır. Normalde Pharazon, Miriel’i zorla kendisi ile evlendirip tahtın başına geçiyordu. Fakat bize gösterilen Miriel dik duran, güçlü, kendisine pek bir şey olmayacakmış gibi gözüken bir kadın. Canon da yerle bir edildiği için Numenor’da yaşanacakları tahmin etmek imkansız.
Andunie’nin Sakinleri
Numenor, Pharazon’un tahta çıktığı zamanlarda tamamen rayından çıkmış, Valar’dan uzaklaşmış bir yerdi. Elendil ve çocukları da Numenor’un batısındaki Andunie şehrinde yaşıyorlardı. Numenor, Valar’a inananlar ve krala inananlar olarak 2’ye ayrılmıştı. Olaylar ilerleyince Isildur canı pahasına öne atılacak ve Nimloth yakılmadan önce bir meyvesini koparacaktı. Sonra da kıyamet gelmeden önce Elendil ve oğulları Orta Dünya’ya yelken açacaktı.
Dizideki Numenor’da Elflere karşı bir antipati olsa da ortada Numenor’u 2’ye ayıracak ne bir yozlaşmışlık var ne de bir kutuplaşma var. O sebeple Numenor’un neye göre çöküşe doğru ilerleyeceğini henüz çözebilmiş değilim. Zaten Elf düşmanlığının Elros’tan sonra başladığını dile getirmeleri ile Numenor tarihini tümüyle çöpe atmış oldular. Birkaç dakika içerisinde hem Numenor’un Elfler ile iletişim kurduğunu hem de Elros’tan sonra Elflere nefret beslemeye başladığını söyleyerek de tüy diktiler.
İkincisi, Isildur karakteri Erasmus’a gidecek genç ünversite öğrencisi gibi. Bu karakterin Nimloth için hayatını feda edip sonra Gondor krallığını kurmasını beklemek şuan epey bir gülünç. Bir diğer enteresan olay ise, Elendil’e bir kız çocuğu eklemişler. Böyle bir eklemenin sebebi olması gerekir. Acaba Anarion’u aradan çıkarıp kız kardeşi mi öne koyacaklar?
Elf Dışında Her Şey
Hepinizden özür diliyorum ama Arondir dahil dizideki kimse Elf’e benzemiyor. Kısa saç tercihinin de etkisi olmakla beraber tipoloji gerçekten çok zayıf. Herkes High School Musical’dan çıkma bir görüntüye sahip. Lütfen Peter Jackson üçlemesindeki şu Galadriel ve Celeborn’un gelişine ve onlara bakan bir grup masumun suratına tekrar bakalım. Numenor, Valar’a isyan ettiğinde Eru onlara açık açık bir şekilde “ben bu dünyayı Elflere yarattım” diyor. Bu onların dünyası. Geri kalan herkes misafir. Böylesine özel bir varlığın insanlardan farksız olması ya da tasarlanması yine son paragrafta bahsedeceğimle alakalı. Bunu da not edelim.
Galadriel’in Halbrand’tan kısa olmasına girmiyorum. Çünkü Halbrand da Numenorlular ile aynı boyda. Yani diziyi tasarlayanlar, elfleri anlamamakla beraber sivri kulak dışındaki tüm fiziksel dengelerini de anlamamış belli ki. Numenor’a gelen Galadriel’in Elf olduğunu ancak kulağını görünce anlayabiliyorlar. Bu, bahsettiğim fiziksel dengeyi anlamamanın imzası gibi.
Aksiyondaki Amatörlük
Warg’un CGI tasarımının kötülüğü, boğazı kesilen elfin berbat kesik makyajı, etkileyicilikten uzak dövüş sahneleri. Hele ki Galadriel’in at üzerinde slow-motion ile dört nala gittiği sahne, hem inanılmaz derecede cringe idi hem de teknik anlamda kötü bir sahneydi. Milyar dolarlık bir projenin slow-motion çekimlerinde shutter ve blur problemi yaşıyor olması rezillik değil de nedir?
Aksiyon bölümünde ucuz film klişelerini kullanmış olmaları da bir milyarlık bir dizi için ayrıca üzücü. Arondir’in çukurdan çıkarken elf arkadaşını sırtı dönük görmesi, ona seslenmesi ve fakat döndüğünde kendisine ok saplanmış olduğunu görmemiz, böylesine “büyük” bir proje için gerçekten ucuz bir hareket.
Buraya ayrı bir not düşmek isterim. Orkların, güneşi görünce vampir gibi yandığına dair bir bilgi yok. Orklar güneşi sevmiyorlar o kesin. Fakat bu psikolojik bir etki. Tolkien de zaten güneşi gördüklerinde salaklaşıyorlar diyerek konuya açıklık getirmişti.
Hobbitler ve Komiklikler
Hobit karakterleri Yüzüklerin Efendisi serisinin neşe kaynağı idi. Karakterlerindeki maceracı tavır ve vurdumduymazlık bazı gülünç işlere imza atmalarına sebep oluyordu. İlk 2 bölümde de hobitlerin maceracı tavrı yine vurgulandı ki beğediğimi söylemiştim. Lakin bu bölümde bu tavrın cılkını çıkartmışlar. Günümüz dandik komedi filmlerindeki arkadaşı için güvenliği oyalayan kişi sahnesini uygulamış olmaları, yapımcıların ve yazarların diziye gerekten 2022 kafasında baktığının kanıtı niteliğinde.
Bir önceki bölümde Harfootlar kimseyi arkada bırakmaz deyip sonrasında ana karakterlerimizin arkada bırakılmış olması da yine ve yeniden “hikaye ilerlesin” diye alınmış klişe bir karar. Hobbitlerin bölümü ile alakalı söyleyebileceğim son şey, sanırım Misty Mountains’a doğru gidiyor olmaları ki ilk yazımda da bundan bahsetmiştim.
Kültürün Ölmesi
Öncelikle şurada anlaşalım. Hiçbir karakterin teninin rengi ya da etnik kökeni ile bir sorunum yok. Arondir’den şikayetçiyim. Lakin Arondir’i bir çinli ya da yeşil bir uzaylı oynasa da şikayetçi olacaktım. Çünkü elf denen varlığın tanımı belli. Lakin birçokları gibi benim de keskin çizgilerim yok. Madem yaptınız, bir açıklama getirin. Mesela House of the Dragon’da Velaryon ailesi siyahi. Kitapta, Velaryon ailesinin siyahi olduğuna ya da olmadığına dair bir bilgi yok. Lakin geldikleri yerdeki herkesin beyaz olmasından ötürü onları da beyaz kabul ediyoruz. Fakat George R.R. Martin, Velaryon’ları siyahi yapmayı düşündüğünü sonradan vazgeçtiğini söylüyor. Yapımcılar da güzel fikir, sen yapmadın madem biz yapalım deyip siyah tene dönüyorlar. Ki siyah ten dizide karakterlerin “piç” diye adlandırdığımız çocuklarını da tespit etmek adına özellikle kullanılacak. Yani özetle, HotD yapımcıları, bir amaç doğrultusunda ten rengi değişikliğine gitmişler.
Lakin ben hala Arondir’in neye dayanarak siyahi olduğunu çözebilmiş değilim. Bir açıklama bekliyorum ama gelecek gibi değil. Aynı şey Disa için de geçerli. Bari deyin ki, Disa, soyadları harici haklarında hiçbir şey bilmediğimiz 4 cüce klanından biri, onlardan biri de siyah tenli. O zaman deriz ki en azından mantıklı bir açıklaması var. Fakat dizi, tepeden inme kararları ile 10 bin yıllık Arda tarihine 2022’nin dertlerini karıştırmış ve bununla gurur duyuyor.
Yukarıda bahsettiğim notları da burada toparlayalım. Galadriel’in nefret ve irite edici tasviri, Elflerin Elf dışında her şeye benzemesi, benim gibi aklı selim birini bile komplo teorilerine itiyor. Sanki Amazon, bir milyar doları güzel bir dizi yapmaya değil de var olan kültürü mahvetmeye harcamış gibi. Pürü pak beyaz Elfler öyle kötü görünüyor ki bir öç alma hissiyatı uyanıyor bende. Ne Elfler bu kadar aciz, ne Galadriel böyle ekşi biri. Cüceler ve insanlar sorunsuz tasarlanırken evrenin ana karakterleri Elfler resmen mahvedilmiş.
Benim artık anladığım, dizi sıradaki bölümlerde canondan tamamen ayrılacak. Karşılaştırmalı yazı dahi yazamayacağız. Karakterlerin kötü tasarlanışı, fiziksel dengelerin doğru hesaplanmamış olması, klişe kullanımı ve hikayeden uzaklaşmanın da tek sorumlusu Patrick McKay ve John D. Payne. Maalesef Amazon, bir milyar doları 2 amatör ve bence kötü niyetli yapımcıya vermiş. Bu 2 amatör yapımcı da ama bilerek ama bilmeyerek, kült bir eseri günümüz insanına kötületiyor. İlk yazımda da söyledim, dizinin adını silip başkabir şey yazdığınızda bile izlenebilecek gibi değil. En fazla Wheel of Time olbilir. Ama işte ne yapalım. Aylarca üzerine çalıştık diye izlemeye devam edeceğim.
Son olarak, dizinin ileriki bölümlerde akıl ve mantık sınırlarını daha da zorlayacağını düşünüyorum. Ten rengi tarışmaları yerini zamanla yerini orijinal hikayenin işlenmemesine bırakmıştı. Lakin insanlar artık hepsini geçti, hikayedeki saçmalıkları konuşur oldu. Dizi bu temposuna böyle devam ederse, ikinci sezonu göremez gibi geliyor bana. Amazon’un yeniden bir milyar dolar harcamak isteyeceğini sanmıyorum ki ikinci sezonun daha pahalı olması gerekir. Gidişat o ki, dizi ilk sezonunda fena şekilde patlayacak.
Yorumlar