Son yıllarda MCU’nun neredeyse her sene bir film çıkarmasıyla DC epey bir geride kalmıştı. Nolan’ın Batman’inden sonra Marvel gibi bütün kahramanları tek bir filmde toplamak için yola çıkan DC, sırasıyla bütün kahramanları – yeniden- beyaz perdeye getirme kararı aldı. Bu serinin açılışını da kısmen Man of Steel yani Superman ile yaptık. Batman v Superman ile devam eden DC sinema dünyası maalesef filmin istenilen seviyeye çıkamaması ile duraksadı, eleştirilere maruz kaldı. Bunun üstüne Suicide Squad rezilliği ile iyice battılar. Bu batışlarındaki en büyük etken Marvelvari kareografik dövüşler ve bitmek bilmeyen esprilerdi.
Fakat DC, Batman v Superman ile gelecek 2 projenin müjdesini vererek hepimizi umutlandırdı. Birincisi: Lynda Carter sonrası ilk defa bir Wonder Woman ile karşılaşacak olmamız ve Justice League. Justice League’den ne kadar ümitsiz olsam da Gal Gadot’un muhteşem bir şekilde canlandırdığı Wonder Woman, DC adına tek ümidimdi. Kötü bir film olsaydı fazlasıyla üzülecektim ama gelin görün ki son zamanlarda izlediğim en harika filmlerden biri çıktı.
Kısaca konusuna değinelim… Batman v Superman’de ortaya çıkan Wonder Woman fotoğrafının gerçek hikayesine odaklandığımız filmde Wonder Woman’ın kendi cennetinden ayrılıp I. Dünya Savaşı’na katılmasını izliyoruz. Amazonların yaşamını sürdürdüğü herkesten gizli cennetlerine -tesadüfen- giriş yapan Steve Trevor arkasında koca bir Alman ordusunu da peşinden sürükler. Böylece dış dünyada bir savaş olduğunu öğrenen Amazon’lar karar almak zorunda kalırlar. Fakat inanmadıkları için karışmamayı tercih ederler. Kraliçenin kızı Diana ise Steve’e inandığı için savaşa gitmek ister. Mitolojiye göre: Zeus’un oğlu Ares, bütün savaşların sebebidir. Ares ölürse, insanlar onun etkisinden çıkar ve savaş biter. Böylece Steve, Almanların hazırlamakta olduğu ölümcül bir silahı durdurmak için; Diana ise Ares’i bulup savaşı bitirmek için cepheye doğru belki de geri dönüşü olmayacak bir yolculuğa çıkar.
Uzun süredir beklediğim, fazlasıyla umutlu olduğum ve Gal Gadot’un Batman v Superman’deki o muhteşem girişine hayran kaldığım için objektif yorum yapmakta zorlanacağım fakat Wonder Woman, birkaç kurgusal sıkıntı hariç 10 numara film olmuş. Yönetmen Patty Jenkins; Kathryn Bigelow harici neredeyse hiçbir kadının blockbuster film çekemediği bir Hollywood dünyasında harika bir işe imza atmış ve her zaman tekrarladığım bir gerçeği gözümüze sokmuş: Ayrımcılık yapmazlarsa, kadınlar harika işlere imza atabilirler. Bazı sahnelerdeki keskin ve kopuk plan geçişlerini ve kimi yerlerdeki 80’lerden kalma hero jump klişesi hariç Patty Jenkins muazzam bir yönetmenlik yapmış.
DC’nin diğer filmlerine nazaran hikaye çok başarılı ve kendi içinde mantıklı bir şekilde ilerliyor. Özellikle Wonder Woman’ı nasıl cepheye götüreceklerini merak ediyordum. Bu, belki de filmin kırılma anı olacaktı fakat diğer filmlerde olduğu gibi ucuz bir tercih yapmayarak konuyu harika bir şekilde bağlamışlar. Dediğim gibi; DC, son zamanlarda hikayeyi oturtmakta ve Nolan’dan sonra bir daha karşılaşamadığımız “karanlık” tema oluşturmada sıkıntı çekiyordu. Wonder Woman ise savaşın çirkin yüzünü başarılı bir şekilde yansıtarak uzun süredir beklediğimiz o gerçekçiliği geri getirmiş. Aynı zamanda “espri” düzeyini alt seviyede tutarak filmi aşağı çekmemiş. Keza dönem filmi olduğu için pastoral renk tercihleri de görsel açıdan iyi bir tercih olmuş. Özlenilen, uzun süredir filmlerde göremediğimiz Steam-Punk vari detaylar da filme eklenerek de (Londra sahneleri) enfes bir görsellik oluşturulmuş.
DC, Marvel’dan farklı olarak kötü adamlarını saklayarak sinemaya fragman izleyip gelenleri ters köşe yapıyor. Batman v Superman’de Doomsday, Suicide Squad’da ise Enchantress ile, haklarını vermem gerek, film içinde iyi ters köşeler yaptılar. Aynı taktiği Justice League’de de yaparak esas kötü adamı göstermediler. Wonder Woman da aynı şekilde esas kötüyü göstermiyor ve film içinde sağlam bir ters köşe yapıyor.
Özellikle çekimlerin bir bölümünde hamile olan Gal Gadot harika bir oyunculuk sergilemiş. Wonder Woman karakterini canlandırmak için biçilmiş kaftan Gal Gadot, en başta şehir içindeki sahnelerde resmen döktürmüş. Savaş sahnelerinde de harika bir iş çıkaran oyuncuyu anlaşılan o ki daha çok göreceğiz çünkü Wonder Woman serisinin 3’leme olması planlanıyor. Keza Justice League ve olası Solo Batman filmlerinde de bol bol karşımıza çıkması muhtemel.
Sözün özü… Wonder Woman, harika bir hikayeyi başarılı oyunculuk ve üst düzey savaş sahneleri ile süsleyerek sunan 2017’nin -en azından bence- en başarılı filmlerinden biri olmuş. Hele ki Diana’nın Alman cephesine tek başına daldığı sekans son zamanlarda yapılmış en harika işlerden biriydi. Başarısız hikayeleri ve Marvel özentisi çekimlerle esprileri yüzünden geri planda kalan DC, Wonder Woman ile uzun süre sonra evet olmuş diyebileceğimiz bir film çıkarmış. Logan gibi harika bir filmin yayınlandığı senede Wonder Woman, ilaç gibi gelmiş, beklentilerimiz sonunda karşılandığı için mutlu etmiştir. Kesinlikle kaçırmayın derim.
Yorumlar