0

Günümüz sinemasının en eşsiz isimlerden biri James Wan‘dır. Yönetmen koltuğunda oturduğunda gelecek film için herkes sabırsızlanır ve genellikle herkes de memnun kalır. Ancak James Wan yapımcı koltuğuna oturduğunda işler pek yürümüyor. Yapımcılığını üstlendiği filmler genellikle başarısız oluyor. Ancak M3GAN sonunda bu talihsizliği bozan bir film olmuş. Burada Akela Cooper da tebrik edilmelidir. İkili, hatırlanacak yeni bir korku ikonu yaratmış. M3GAN, yaratılan beklentileri karşılamasa da, en azından kendi adıma konuşmam gerekirse, sinemadan oldukça memnun ayrıldığımı söylemeliyim. Neden beklentilerimin karşılanmadığını kısaca açıklayayım.

Filmin Konusu

Öncelikle konudan bahsedelim… Oyuncakların çocukların arkadaşı olarak üretildiği bir dünyada, Gemma (Allison Williams) büyük bir proje peşindedir. Ancak tamamlamak için gereken ilhamı bulamaz. Ta ki kız kardeşi bir trafik kazasına karışana kadar. Ölen kız kardeşinin kızına yanin yeğeninin yeni koruyucusu olan Gemma, Cady’nin (Violet McGraw) beklentilerini karşılamak için tamamen geleceği değiştirecek bir oyuncak geliştirir: Model 3 Generative Android, ya da kısaca M3GAN. Ancak sürekli kendini geliştiren yapay zeka tabanlı bir robota sahip olmak gelecekte ne gibi sonuçlar doğurabilir?

M3GAN, Bağlanma Kuramı’ndan ilham alarak distopik bir evren inşa eden başarılı bir film. Ailesini kaybeden bir yetim çocuğunun ilk karşılaşacağı ve yakınlaşacağı kişiye bağlanacağı gerçeği güçlü bir silah olarak kullanılıyor. Kariyerine takıntılı, sosyal olarak zayıf bir kadın olan Gemma’nın evine gelen yeğenine bakmak yerine yeğenine bakacak bir robot geliştirmesi için kendini motive eder. Ancak geliştirdiği robot gelecekte büyük bir tehlike haline gelir. Ancak bu tehlike yeni değildir. Yapay zekanın kendini geliştirmesi ve sorun yaratmasını birçok kere izledik. Terminator, Ex Machina, Battlestar Galactica. M3GAN, aslında klişe bir fikri yenilikçi ve biraz eğlenceli bir şekilde sunarak planladığını başarıyla gerçekleştiriyor.

“Sınırsız potansiyele sahip bir robota daha fazla tanık olmak ve felsefesini görmek isterdim.”

Film, fikri ve hikayesi açısından tatmin edici olsa da bazı sorunları var. Bence M3GAN hakkında yeterince bilgi sahibi değiliz. Sınırsız potansiyele sahip bir robota daha fazla tanık olmak ve felsefesini görmek isterdim. Akela Cooper filmin R Rated olmaktan son anda döndüğünü söylüyor. Bunu ciddi bir kayıp olarak görüyorum. Olası bir ikinci filmde M3GAN’ın vahşi tarafını nasıl ele alacaklarını merak ediyorum. M3GAN’ı geri getirdiklerinde karaktere de daha çok odaklanabilmelerini umuyorum.

Her zamanki gibi, olası bir bebek katil filmi her zaman Chucky ile karşılaştırılır. M3GAN, Chucky’ye en yakın katil bebek karakteri olarak kabul edilebilir. Her daim gerçeği arkada saklayan sahte gülümsemesi, öldürmekten zevk alması ve “nankör kadın” diyerek bağırması, onu gümüş perdenin deli bebek karakterine oldukça yakın kılıyor. Benzer şekilde, M3GAN’ın Chucky’nin acımasız inatçılığına sahip olduğunu görüyoruz. Özellikle filmim son bölümlerinde, onun durdurulamaz inatçılığını net bir şekilde görüyoruz.

Özetlemek gerekirse, M3GAN, hikayesini ele alma şekli, karakteri tanıtma ve tüm düğümleri çözme konusunda çok başarılı bir film. Akela Cooper ve James Wan‘ın imzasını attığı ve muhtemelen sakız gibi uzayacak yeni bir ekran ikonu yarattılar. Küçük bir kız için dizayn edilmiş klasik bir yapay zeka hikayesinin tehlikeye dönüşmesini anlatan film, Allison Williams ve Violet McGraw‘ın güzel oyunculuğuyla keyifli bir gösteriye dönüşüyor. Ancak bence film, M3GAN’ı yeterince tanıtmıyor. Hatta filmin reklam kampanyalarında onu tanıtma yöntemlerinin filmle bir alakası yok. Dans sahnesi, belki de filmin en tuhaf sahnesiydi. Aslında, yönetmen Gerard Johnstone da filmde kendini yeterince gösteremiyor. Kamerayı olayların dışında tutuyor ve yalnızca M3GAN’ın uzaktan takip ediyor. Bu, filmin olumsuz yönlerinden biri. Ancak izlemesi keyifli bir proje. Önemli olan da bu değil mi?

Daha önceki yazılarımıza bakmak için tıklayın.

Krater: Kendi Kaderinin Efendisi Ol

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

No Hard Feelings 23 Haziran’da Sinemalarda!

Previous article

Klasik Hikayeye Ürkütücü Bir Bakış: The Boogeyman

Next article

You may also like

Comments

Comments are closed.