By Oldukça kanlı ve kışkırtıcı korku filmleriyle kendinden söz ettirmeyi başaran Eli Roth, bu kez bir slasher ile geri döndü. Kara Cuma olarak adlandırılan alışveriş çılgınlığında yaşanan bir trajediyi ve ilham olarak Şükran Günü’nü seçen gizemli bir katilin intikam peşinde koşma öyküsünü merkeze alan Thanksgiving, Massachusetts’te yaşanan terörü gözler önüne seriyor. Eli Roth ise elini her zamanki gibi korkak alıştırmadan, izlemesi çok keyifli bir modern slasher yaratıyor.
Bir Modern Slasher’dan Beklenebilecek Her Şey Var
Robert Rodriguez ve Quentin Tarantino‘nun ortaklaşa yaptığı bir double feature çılgınlığı olan, içerisinde Planet Terror ve Death Proof barındıran Grindhouse (2007) filminde aslında gerçek olmayan fakat bu projeye özel yapılmış sahte fragmanlar da yer alıyordu. Robert Rodriguez “Machete” ile, Edgar Wright “Don’t” ile, Rob Zombie “Werewolf Women of the S.S.” ile, Eli Roth ise “Thanksgiving” ile bu sahte fragmanlar arasında yer alıyordu.
Hatta o dönem Grindhouse‘a özel sahte fragman yarışması da yapılmış, yarışmaya katılan amatör film yapımcılarından Jason Eisener‘ın “Hobo With a Shotgun” fragmanı yarışmayı kazanmıştı. Ardından 2011 yılında bu projeyi uzun metraj ile hayata geçirmeyi başarmıştı. Ondan bir yıl öncesinde de, Robert Rodriguez, Grindhouse için hazırladığı Machete‘yi uzun metraja dökmüştü. Diğer sahte fragmanlar ise üzerinde geçen onca zamana rağmen hayata geçirilmemişti, ta ki Eli Roth‘un projesine kadar. Roth, yıllar sonra bu sahte fragmanı aldı ve başarıyla uyarlayarak, bir modern slasher’dan beklenebilecek her şeyi verdi.
Thanksgiving‘in 2007 yılında yayınlanan sahte fragmanı:
Thanksgiving, eğer slasher türüne aşinaysanız size memnun edecektir. Özellikle günümüzde korku sineması slasher adına 70 veya 80’ler kadar orjinal filmler üretmiyorken, bu filmi o açlığı mükemmel kapatıyor. Öyle ki devam filmi de onaylanmışken, önümüzdeki yıllarda seriye dönüşecek bir çılgınlık yaratılabilir. Hikayenin ulaşabileceği noktalar ve değişkenliklere bağlı olarak, filmlerin ne kadar olumlu yönde ilerleyeceği belli olmaz fakat iyi olmasını temenni ediyorum.
Tabaklarınızı İyice Sıyırın, Geriye Kırıntı Bile Kalmayacak!
Eğer bir Eli Roth filmi izliyorsanız, tahmin etmekte zorlanmayacağınız ilk şey “kan gövdeyi götürüyor” olacaktır. Roth, Thanksgiving ile de bunu muazzam biçimde yerine getiriyor. Slasher filmler genellikle birbirinden rahatsız edici ölümlere gebedir, hatta bazıları biraz absürttür. Thanksgiving hem izleyiciyi rahatsız edecek kadar iyi ölüm sahneleri sunuyor, hem de bazı absürt ölüm sahneleri ile türe karşı olan görevini yerine getiriyor.
Filmde karakterlerin çoğu onları umursamamızdan uzak olsa da, bence bu durum filmi olumsuz anlamda etkilemiyor. Slasher filmler her zaman ikonik bir kötü adama olduğu kadar, ikonik kahramanlara da gebe olabiliyor. Bunu tek filmde yaratmak da oldukça zordur ama Roth zaten böyle bir düşünceyi pek sıkıntı etmişe benzemiyor. O yüzden eğer kötü adamın motivasyonu kadar, filmdeki diğer karakterlere de odaklanırsanız bakış açınıza göre bunu bir eksiklik olarak görebilmeniz mümkün. Çünkü söylediğim gibi, onları umursamamızdan uzak oldukları aşikar. Ama senaryo içerisinde gelişen olaylara ve karakterlerin genel yapılarına bakıldığında bu gerçekten bir eksiklik mi? Bence değil. Ne de olsa onlardan geriye kırıntı kalmayacak.
Günümüz Alışveriş Çılgınlığına ve Toplumuna Zekice Yaklaşım
Filmde Kara Cuma sırasında yaşananlar merkeze alınırken, indirim ve alışveriş açlığının toplum üzerinde yarattığı kötü itibar mükemmel kullanılıyor. Her yıl televizyonlarda veya gazetelerde gördüğümüz “indirim izdihamı” en az birkaç kez karşımıza çıkıyor. O sırada yaşananlar ise insanlığın en dipte olduğu noktalardan biri olarak değerlendirilebilir. Roth kendi slasher efsanesini yaratırken, bunu sadece alışveriş açlığını ustaca kullanmakla ve motivasyonu buradan almakla kalmıyor, aynı zamanda bu duruma seyirci kalınmasını da zekice ele alıyor.
Günümüz sosyal medyasının insanların asıl kimliğini ortaya çıkarmak gibi iyi yönleri olduğu biliyoruz. Sosyal medya artık ünlü olmanın, tanınmanın anahtarı olduğu kadar, kullanıcılarda yaratabildiği tahribat da gözler önüne seriliyor. Roth film içerisinde bu gibi durumları bir “boomer” olarak değil, hiç de yabancısı olmadığımız toplum yapısından intikam alarak yapıyor.
Çürüyen Toplum Masada, Afiyet Olsun
Roth‘un gelecek yıllara damga vuracak yeni bir slasher efsanesi yaratma yolunda attığı ilk adım başarılı. Filmin şüphelileri fazla, merak unsuru çokça, tahmin edilebilir değil, karakterleri itici ve katili ise gerçek bir vahşi. Senaryoya yaydığı eleştirel dili ve motivasyonu kaybetmediği sürece klasikleşecek bir serinin bizi beklediğini rahatlıkla dile getirebilirim.
Türe hakim olan veya olmayan herkesin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm Thanksgiving için sadece tek bir önerim var: mideniz hassassa ya da kolay etkileniyorsanız, özellikle filmin son yarım saatini izlememenizi tavsiye ederim. Geri kalanlar ve meraklılar için ise afiyet olsun!
Ferit Doğan‘ın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Daha fazlası için bizi Twitter, Instagram, Discord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Comments