By Geçtiğimiz günlerde Amazon Prime’da yayınlanan G20, yönetmenliğini Patricia Riggen’ın yaptığı, başrollerde ise Viola Davis ile Antony Starr’ın paylaştığı bir aksiyon filmi. Güney Afrika’da dünyanın en büyük 20 ekonomisinin toplandığı G20 zirvesinde, bir terörist olan Rutledge’ın (Antony Starr) önderliğindeki örgüt, baskın yaparak dünyanın en etkili liderlerini esir alır. Amerikan Başkanı olan Danielle Sutton (Viola Davis) ise hem ailesini hem de diğer başkanları teröristlerin elinden kurtarmaya çalışacaktır.
Bir filmi iyi ya da kötü yapan çok fazla unsur var. G20 için büyük büyük laflar etmeye gerek yok maalesef. G20, Hollywood’da çok fazla örneği olsa da kötü film olma başarısında son zamanların en iyilerinden. Filmin aksiyonundan, senaryosuna kadar elle tutulur hiçbir iyi yanı yok. Özellikle kötü olsun diye çekilmiş bir film var karşımızda neredeyse.
Amerikan Başkanı Dahil Herkese Haber Verin
Filmimizin ana konusu; eski bir savaş muhabiri olan Başkan Sutton’ın teröristlere karşı mücadelesini aslında. Tek mekân olmasa da sadece bir otelde geçen bir aksiyon filmi. Benzer temalara sahip çok fazla film izledik aslında. Die Hard, John Wick, Air Force One, Olympus Has Fallen… Kimileri aksiyon sinemasında bir çağ açıp kapatırken kimileri de çerezlik film olarak tarihte yerini aldı. G20 ise her şeyden biraz alıp karışık kuruyemiş gibi olsa da sonuç olarak ortada sadece tuzlu yer fıstığı kalan bir film gibi.
Film ilk kısımlarında, özel koruma Manny Ruiz’in himayesinde Amerikan Başkanı, İngiltere Başbakanı ve diğer birkaç başkanın teröristlerden kaçmasını izliyoruz. Buraya kadar filmi sineye çekebiliyoruz. Fakat ne zamanki Amerikan Başkanı üzerine kevlar üniforma geçirip elinde bir makineli tüfekle terörist avlamaya başlıyor o zaman gözünüzü devirmeye başlıyorsunuz.
Çoğu Hollywood aksiyon filminin inandırıcı olduğu söylemek mümkün değil. Ben büyük bir John Wick hayranı olsam da, filmin inandırıcı olduğunu iddia edemem. Ama eski bir suikastçının, kafayı kırıp bir film boyunca 100 adamı öldürmesi film mantığı içinde size inandırıcı geliyor. Özellikle başrol Keanu Reeves olunca ve tabii ki aksiyon sahneleri de çok iyi çekilmiş ise. Fakat G20 filmi kendi içerisindeki film mantığı ile de asla örtüşmüyor. Bunun üzerine birde tek aksiyon sahnesinde yüzlerce kesme gördüğünüzde ortada zevk alacak bir aksiyon da kalmıyor.
Trump Yerine Harris Başkan Olsaydı?
Viola Davis’in, çok iyi bir oyuncu olduğu yönünde kimsenin tereddüdü yok. Fakat bir aksiyon filminin başrolü olabilir mi, belki ilerde mümkün ama bu filmde olamadığı kesin. Amerika Birleşik Devletleri yeni bir seçimi geçtiğimiz aylarda geride bıraktı. Sürpriz bir biçimde Biden’ın yerine geçen Kamala Harris, başkanlığı Donald Trump’a kaybetti. Bu filmin de bir Kamala Harris güzellemesi olduğunu söylemek mümkün. Özellikle seçimin ertesinde çıktığı da göz önüne alındığında. Sinemada çok fazla Amerikan Başkanı görmüş olsak da daha önce siyahi ve kadın bir başkan görmemiştik. Filmde aynı zamanda, Hillary Clinton’a benzeyen bir Maliye Bakanı olması da enteresan.
Amazon’un The Boys dizisinin yıldızı Antony Starr ise kötü adam olan Rutledge olarak karşımızda. Açıkçası üzerine konuşulacak çok fazla da bir şey yok. Yazar ve yönetmen Starr’a bir karakter yaratması için fırsat vermemiş. Starr’ın yetenekli bir aktör olduğu malum ama Homelander üzerine fena yapışacak gibi. Bu filmde de kibirli ve sinirini sürekli tutan gergin adam olarak karşımızda. Ezcümle, G20’yi izleyerek hayatınıza bir şey katamazsınız ama bazı şeyleri kaybedeceğiniz kesin.
Batuhan Oğuz’un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar