0
Bizi Instagram'da Takip Et

Disney, 1812 yılında Grimm Kardeşler tarafından kaleme alınan ve kuşaktan kuşağa aktarılan meşhur Pamuk Prenses hikâyesini yeniden beyaz perdeye taşıyor. Aynı zamanda 1937 yapımı Snow White and Seven Dwarfs filminin yeniden yapımı olan Snow White, pek çok tartışmayı da peşinden getiriyor. İlk defa 2016 yılında yapılacağı duyurulan filmi 500 Days of Summer, The Amazing Spider-Man serisi gibi filmleriyle tanınan Marc Webb yönetiyor. Ayrıca kamuoyunda canlı çekim olması başta olmak üzere, masalda yapılan değişiklikler, oyuncu seçimleri ve oyuncuların yaptıkları açıklamalarla yer alıyor.

Snow White 2025 Film İncelemesi Arakat Mag Rachael Zegler Gal Gadot

Politik Olan Anlatıya Girince

Pamuk Prenses, nam-ı diğer Snow White (Emilia Fauche), babasının yönettiği ülkeye liderlik vasıflarıyla kuşatılmış biri olarak doğuyor. Çocukluğu boyunca adil, herkesin neşe ve mutluluk içinde yaşadığı ülkesi, annesinin hastalığı ve ölümüyle değişiyor. Krallığa dışarıdan gelen güzel bir kadının (Gal Gadot) babasında bıraktığı etki, kısa süre sonra evlenmeleriyle sonuçlanıyor. Üvey annesi olan kraliçe, kralı ve orduyu sınır bölgesindeki savaşa gönderip tahta kuruluyor. Ülkenin tüm zenginliğini ele geçirirken halkın eski güzel günleri unutmasına ve umutsuzluğu kabullenmesine neden oluyor. Pamuk Prenses (Rachel Zegler) büyüyüp kraliçe tarafından sarayın hizmetçisi haline getirilirken halk da yoksulluktan kırılıyor.

Snow White, yeniden ekrana taşınırken masalda yapılan pek çok değişiklikten de bahsediliyor. Özellikle de karakterlerde. Grimm Kardeşler‘in orijinal hikâyesindeki prens, krala sadık, ormanda yaşayan haydut Jonathan’a (Andrew Burnap) evriliyor. Avcı’nın (Ansu Kabia) kraliçenin emri üzerine, Pamuk Prenses’i ormana götürmesi ve onu öldüremeyeceğine karar verip serbest bırakması, bilindik anlatıyla paralellik taşıyor. Yedi cüce anlatıdaki varlığını korurken karakterlerinde meydana gelen farklılıklar da gözden kaçmıyor. Kraliçe’nin cadı kılığına girip Pamuk Prenses’e kıpkırmızı bir elma uzatması ve zehirlenen prensesi, prensin, yani Jonathan’ın öpücüğünün kurtarması masala sadık kalınan kısımlar arasında. Ancak kraliçenin gücünü güzellik ve ülkenin kaynaklarından alan zalim bir yönetici olması zamanın ruhuna uyulduğunu gösteriyor. Kraliçe ile prenses arasında olanlar tekil bir mesele olmaktan çıkıp her şeyin, masallarda bile, politik olduğunu hatırlatıyor. Bu da klasik haline gelen öyküleri ya da masalları yeniden yorumlarken ona ne kattığımız ya da ondan ne çaldığımızın çağımıza dair neler söylediği sorusunu ortaya çıkarıyor.

Snow White 2025 Film İncelemesi Arakat Mag Rachael Zegler Gal Gadot

Masallara Neden İhtiyacımız Var?

Masallar çoğunlukla çocukları hedef alan anlatılar olmakla birlikte, özellikle de ebeveyn olmayı seçmiş yetişkinlerin de hayatında yer kaplıyor. Ne zaman, nerede, kimin anlattığını hatırlayamadığımız fakat hafızamızda yer ettiği yadsınamaz bu anlatılar, hayal gücümüzü ilk harekete geçiren, yaratıcılığımızı ilk besleyenler oluyor. Bu sayede kötülüğün karşısında iyiliğin kazanacağı; ahlak, adalet, cesaret gibi değerlere sahip olanların er ya da geç güçlükleri yeneceği mesajı veriliyor. En azından yaygın olarak bilinen masallar bu büyülü nitelikleri taşıyor. Bununla beraber, Grimm Kardeşler‘in derlediği pek çok masalın sandığımızdan daha acımasız olduğu da söyleniyor. Yedi cücenin Pamuk Prenses’e tecavüz ettiğini bir çocuğa anlatmak, ister istemez masalların var oluş amacına ters düşüyor. Bu yüzden de masalların keskin, zalim tarafları törpülenerek gerçek dünyanın acımasızlığı siliniyor. Konuşan aynalar, masalda anlatıldığı biçimiyle cüceler ve bir öpücükle hayata dönen prensesler de gerçek hayatta bulunmuyor zaten. Ama tam da bu yüzden onlara ihtiyaç duyuyoruz. Gerçekliği masallarda yeniyor, iyiler kazandıkça katarsis yaşıyoruz.

Snow White’ın yapım süreci boyunca çok konuşulmasının nedenleri arasında oyuncuların Latin kökenli olması da yer alıyor. Masalda “kar kadar beyaz tenli” olduğundan söz edilen prensesin Latin kökenli bir oyuncu tarafından canlandırılması, kimi insanların masalın anlatısını bozduğu gerekçesiyle filmi eleştirmesine neden oldu. Oysa prensesin ülke karlar altındayken doğduğu söyleniyor filmde. Rachel Zegler, bu ifadenin masalın varyasyonlarından birinde geçtiğini, dolayısıyla orijinal masaldan sapılmadığını belirtiyor. Bana kalırsa masalların yeniden yapımlarında bu tarz değişikliklerin olması, masalların ruhuyla örtüşüyor. Beyaz egemen bir dünyada yaşadığımız ve ırkçılığın sürekli vites artırdığı göz önünde bulundurulunca Latin kökenli bir oyuncunun ana karakteri canlandırması, masallarda bunun da mümkün olduğunu hatırlatıyor. Gerçeklikte sağlanamayan eşitlik Snow White’ın dünyasında kendine yer buluyor ve önemli olanın ten rengi olmadığını hatırlatıyor.

Pamuk Prenses 2025 Film İncelemesi Arakat Mag Rachael Zegler Gal Gadot

Görsel Dünyası Müzikal Yanından Daha İyi

Yeni Snow White, uyarlandığı 1937 yapımında olduğu gibi yine müzikal olarak beyaz perdeye taşınıyor. Müzikallerin izleyiciyi kendine çeken büyülü bir yanı olduğu şüphesiz. Bununla beraber sevmeyen izleyicilerin sayısı da az değil. Bana kalırsa bunun en büyük gerekçesi, sıradan bir cümlenin bir anda solo bir performansa dönüşerek cringe olabilmesi. Akıştan kopulup söylenen sözün müzikal bir tını içermeye başlaması ancak iyi yapıldığında hayranlık uyandırıyor. Snow White’ta ise diyalogların ritim kazanan cümlelerle kesilmesi başta şaşırtıyor. Zira çocukken uykudan önce dinlediğimiz anlatı, bu sayede uzadıkça uzuyor. Başka bir açıdan da ruh kazanıyor. Anlatı açısından ise karakter gelişimine hizmet ediyor.

Özellikle Snow White’ın “Waiting On A Wish” şarkısını söylerken kapıldığı güçlü ruh hali, izleyicinin sonunu bildiği masala mesafelenip umutlu hissetmesini sağlıyor. Pamuk Prenses’in cücelere birlikte yaşamayı ve iş bölümünü anlattığı şarkı da dikkat çekiyor. Onları bir araya getiren Pamuk Prenses ve söyledikleri “Whistle While You Work” parçası oluyor. Bu şarkının neşeli ritmi, görsel dünyayla destekleniyor. Müziğe eşlik eden dans, filmdeki en iyi performanslardan biri haline geliyor.

Kraliçe’yi oynayan Gal Gadot’un filmdeki müzikal performansı oldukça az. Böyle olması belki de daha iyi. Zira giyim tarzından uzun tırnaklarına, ses tonundan meşhur aynasıyla iletişimine kadar her şey oldukça yüzeysel. Klasik kötü stereotipinin izleyiciye söyleyebileceği yeni sözü yok. Masalda değişiklik yapılırken kötü kraliçe görmezden gelinmiş sanki. Yalnızca Pamuk Prenses’in kraliçenin iktidarına dair politik çıkarımları onu ilginç kılıyor. Oysa tek başına düşünüldüğünde en fazla gerçek dünyanın diktatörleri kadar merak uyandırıyor. Aynaya sürekli olarak “Mirror, mirror, who is the fairest one of all?” (“Ayna ayna, söyle bana. Var mı benden daha güzeli bu dünyada?”) diye soran kraliçenin “All is Fair” parçasından keyif alabilmek ise zor. Ormanın büyülü atmosferinin karşısında duran kraliçenin karalar bürümüş sarayı ile yoksul halk, masalların “ya siyahtır ya beyaz” anlayışını destekliyor. Bu nedenlerle filmin görsel dünyasını müzikal performanslarından daha etkileyici bulduğumu söyleyebilirim.

Snow White 2025 Film İncelemesi Arakat Mag Rachael Zegler Gal Gadot

Tartışmalı Yapım, Zıt Görüşlü Oyuncular

Snow White, yapım süresi yıllara yayılan ve süreçte tartışmalı kararlar alan pek çok filmin kaderini paylaşıyor. Bunlardan biraz bahsetmek gerekirse öncelikli olarak Rachel Zegler ile Gal Gadot’un farklı siyasi görüşlerden olmaları geliyor. Basına yaptıkları açıklamalarda Zegler’in İsrail-Filistin savaşında Filistin’i desteklediği, Gadot’un ise İsrail’den yana olduğu görülüyor. Ayrıca Zegler’in yaptığı Trump karşıtı açıklamaların ardından özür dilediği de biliniyor. Zegler’in yeni Snow White’ta 1937 yapımından çok daha güçlü bir prenses inşa edildiğini söylemesi de dikkat çekiyor. Filme yönelen eleştirilerden bazıları, yapımın bir pazarlama makinesi olduğunu söylüyor. Filmin yeni bir uyarlamasını gereksiz bulanlar da var. Yedi cücenin computer-genareted images (CGI) teknolojisiyle yapılmasının, cücelere ilişkin stereotipleri yeniden ürettiğini söyleyen yorumlar da mevcut. Bütün bu tartışmaların yapılması ve farklı görüşlerin görünür olması çok güzel. Ancak bu durum, Snow White’ı kendi başına değerlendirmek isteyen benim gibi izleyicilerin önüne engel olarak çıkıyor.

Senaryoyu kaleme alan Erin Cressida Wilson’ın Snow White‘ta feminist, ayakları yere basan bir prenses ortaya koyduğu görülüyor. İsyan eden, mücadeleye girişen ve kötüyü yenmek için ayrıştırılan bütün grupların bir araya gelmesi gerektiğini savunan bu prensesin günümüzden ilhamla yaratıldığı anlaşılıyor. Masal, iyilerin kazandığı kötülerin kaybettiği standart aksından saparak çok daha fazla şey söylüyor. Günümüzün dünyasını hissettiriyor. Ancak masalların amacını genişleten, yer yer de saptıran bir masal uyarlamasına artık masal demek ne kadar doğru olur, bu konuda şüphelerim var. Yine de metinsel anlamda bana söylediklerinden rahatsız olmadığımı söyleyebilirim. Bununla beraber, görsel dünyasını kayda değer, müzikal yanını ise zayıf buldum. Emin olduğum tek şeyse Snow White’ı izlerken geçirdiğim zamandan yetişkin olduğum için keyif aldığım. Zira pek çok coğrafyanın çocuk yaştaki izleyicisinin bu politik bilince sahip olması gerektiğinden emin değilim.


Burcu Demirer‘in diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Borderline: Cilalı Ancak Vasat

Hepsini Alaşağı Et: İrlanda Taşrasında Kan ve İntikam

Burcu Demirer
27 yaşında, İstanbul'da yaşıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Halkla İlişkiler ve Karşılaştırmalı Edebiyat okudu. Yayıncılık dünyasında kendine yer edinmeye çalışıyor. Edebiyat, sinema ve tiyatro aracılığıyla yarınki yüzünü keşfediyor.

    44. İstanbul Film Festivali: Kaçırılmaması Gereken 20 Film Önerisi

    önceki yazı

    Severance 2. Sezon: Ayrışmanın Ötesinde Bir Bilinç Savaşı

    sonraki yazı

    Yorumlar

    Yorumlar kapatıldı.

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    daha fazla Disney+