By Son yılların en tartışmalı konularından biri, popüler ifadeyle “toksik ilişkiler”. Bu konu, şüphesiz sinemayı da etkileyen meselelerden biri. Esasen yedinci sanatın eskiden beri ele aldığı konulardan biri olsa da, son yıllarda işlenme miktarında dikkat çeken bir artış yaşandığı benim kişisel gözlemim. Toksik ilişkiler üzerine olan bu filmlerin aşk filmlerinden ayrılan yanı, ilişkinin duygu yoğunluğundan ziyade kendisine odaklanması diyebilirim. Yani bu filmler, ilişki denilen zor şeyi sadece bir gönül işi olmaktan çıkarıp mantık meselesi olarak da inceleyen eserler.
Bu yıl izlediğim yapımlar içerisinde The Materialists filminden sonra bu konuya eğilen ikinci film All of You oldu. Filmin yönetmenliğini daha önce çektiği dizi bölümlerinden hatırladığımız William Bridges yapıyor. Senaryoyu ise Bridges ile birlikte filmin başrollerinden biri olan Bredd Goldstein yazmış. Dünya prömiyerini 2024’ün Eylül ayında Toronto Film Festivali’nde yapan film, eleştirmenlerin ve seyircilerin beğenisini kazanmıştı.
All of You ilk başta romantik bir dram olarak karşımıza çıksa da, hemen başında tartışmaya açtığı “ruh eşini bulma testi” fikri onu benzerlerinden biraz ayırıyor. Bu özelliğinin yanı sıra, hikaye boyunca yaşanan birçok kırılma noktası da filmi çözümlemesi uzun ve zor bir hale getiriyor.
Klişe Görünen Konu İyi İşlenirse
All of You minik bir bilim kurgu oyunuyla hikayesine başlar. Hikaye, muhtemelen yakın bir gelecekte geçmektedir. İnsanların hayatlarını değiştiren bir bilimsel test geliştirilmiştir. Bu test, kişinin “ruh eşini” kesin olarak belirleyebilmektedir. Böylece insanlar artık kiminle evleneceklerine, kimin yanında mutlu olacaklarına dair şüphe taşımamaktadır.
Hikâye, üniversiteden beri yakın arkadaş olan Simon (Brett Goldstein) ve Laura (Imogen Poots) etrafında şekillenir. Simon, yıllardır Laura’ya karşı hisler beslese de bunları açıkça dile getiremez. Laura ise hayatında bir adım atmak ister ve testi yaptırır. Filmin bu bölümünde Simon’un Laura’ya karşı hisler beslediğini onun kaygılarından sezebiliriz. Sık sık Laura’ya bu testin arkadaşlıklarını bitireceğini söyler. Tüm bunlara rağmen, Laura’nın bu testi yaptırması için gerekli olan parayı Simon karşılar.
Test sonucunda Laura’nın ruh eşinin Lukas (Steven Cree) adında bir adam olduğu ortaya çıkar. Laura, teste güvenerek Lukas ile tanışır, sohbet eder ve hatta hayatını kurar. Onunla evlenir, hatta bir çocuk sahibi olur. Tüm bunlar olurken Simon’la olan bağı tamamen kopmaz. İkili, yıllar boyunca tekrar tekrar karşılaşır. Filmin bu bölümünde tam anlamıyla olmasa da, hikayedeki benzerliğin bana bir başka Celine Song filmi olan Past Lives‘ı anımsattığını söylemem gerek.
Film boyunca bu üçlünün, hatta daha sonra Simon ile bir ilişki yaşayacak olan Andrea’nın da (Zawe Ashton) aralarına katılmasıyla dörtlünün ilişkilerini izleriz. Zaman zaman Simon ve Laura’nın tekrar bir araya geldiği ve arkadaşlığın ötesinde bir ilişki kurduklarını görürüz. Tüm bu olanların filmde zaman atlamalarıyla kurulması kaçınılmaz. Ancak bunu yaparken “iki yıl sonra”, “bir yıl önce” gibi bilgilerden yoksun yapması, açıkçası enteresan bir tercih. Yönetmenin tam olarak ne düşünerek bunu yaptığını kestirmek zor; ancak seyirci açısından bu zaman kırılmalarını tespit etmek biraz zaman alabiliyor. Bu da bir seyir zorluğu ortaya çıkarıyor.
İlişkiler Test Edilebilir mi?
Tüm hikayesini çarpık ve belirsiz ilişkiler üzerine kuran filmde ilişkileri analiz edip bir sonuca varmak zor. Öyle ki, karakterler de zaten bazı olaylar karşısında kimin suçlu kimin masum olduğunu bilemiyor. Dolayısıyla All of You’nun kalbinde, ruh eşi testinin sunduğu “kesin doğruluk” ile karakterlerin duygusal karmaşıklıkları arasındaki gerilim yatıyor. Simon ve Laura’nın ilişkisinin bu açıdan filmin merkezini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Simon’un yıllarca dile getiremediği duygular, bana kalırsa onun pasifliğini ve hayatın akışı karşısındaki çaresizliğini simgeliyor. Laura’nın ruh eşi testine yönelmesi, aslında Simon’un sessizliğine bir cevap gibi. Çünkü Simon adım atmadıkça, Laura kesinlik sunan “bilime” teslim oluyor diyebilirim.
Laura ile Lukas’ın evliliği ise, testin getirdiği “doğru kişi” fikrinin garanti ettiği düzeni temsil ediyor. İlişkileri güvenli ve sağlam bir zemine oturmuştur ama bu düzenin içinde “tutkudan çok rasyonellik” vardır. Lukas, sevgi dolu ama ölçülü bir karakterdir. Onun Laura ile bağı, daha çok uyumluluk ve paylaşım üzerine kuruludur. Bu da Laura’nın Simon ile yaşadığı yoğun duygusal yakınlığın karşısında eksik kalır. Simon ile Laura arasındaki bağ ise hiçbir zaman tamamen kopmaz. Zaman atlamalarıyla ilerleyen hikâyede, onların yıllar sonra bile birbirlerine dönüp bakabilmeleri “ruh eşi” kavramını sorgulatır.
Tüm bunların ışığında film, üçlü bir ilişki dinamiği kurar. Simon, duygularını ifade edemeyen ama kalbini susturamayan bir figürdür. Laura ise bilimsel bir testin sunduğu kesinliğe güvenip seçim yapan, fakat geçmişin gölgesinden çıkamayan bir karaktere dönüşür. Lukas ise testin işaret ettiği doğru eş olmasına rağmen bu yoğun duygusal bağın dışında kalır. O, bu ilişki karmaşasında sadece daha çok güven ve düzenin temsilcisi olabilecek biridir.
Her ne kadar bu üç karakteri formülize etmeye çalışsam da, bu dinamiklerin tastamam bir kesinlik sunmadığını söylemem gerek. Zaten her şey bu kadar net olabilse, karakterlerin içinde bulunduğu tartışmalar açığa çıkmazdı.
İyi Oyunculuklar Filmi Sırtlıyor
All of You’yu Toronto Film Festivali sürecindeki seyirci ve eleştirmenler kadar beğendiğimi söylemem mümkün değil. Ancak yine de filmin belli bir seviyenin üzerinde olduğunu da görmezden gelemem. Bunu da herhalde en çok özenli oyunculuklarıyla başarıyor. Özellikle Imogen Poots, Laura karakterine hem kırılganlık hem de kararlılık katıyor. Brett Goldstein ise Simon’un içsel çatışmasını sade ama etkili bir şekilde yansıtıyor. Lukas rolündeki Steven Cree daha arka planda kalsa da, hikâyede “doğru ama eksik kalan eş” figürünü başarılı bir biçimde somutlaştırıyor.
Bu iyi oyunculuklara rağmen filmin eksik -ve tam olsa çok daha iyi performansların ortaya çıkacağı- yanları da yok değil. Örneğin, ruh eşi testinin bilim kurgu potansiyeli tam olarak derinleştirilmiyor. Film, daha çok geleneksel romantik dram kalıplarında kalmayı tercih ediyor. Ayrıca final, bazı seyirciler için fazla açık uçlu veya etkisiz gelebilir. Yine de bu tercihler, filmin odaklandığı “insan duygularının karmaşası” temasını ön plana çıkardığı için pek bir şey diyemiyorum.
Sonuç olarak All of You, büyük sürprizler vadetmeyen ama samimiyeti ve duygusal yoğunluğu yüksek bir film. Özellikle aşkın matematikle ölçülüp ölçülemeyeceğini sorgulayan yapısıyla düşündürücü bir yapısı var. Romantik dram sevenlerin beğeneceğini düşündüğüm iyi bir yapım.
Can Ahmet Çelik‘ın diğer yazılarına bakmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, X ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
Yorumlar