0

Murilo Hauser ve Heitor Lorega‘nın Marcelo Rubens Paiva‘nın 2015 yılında yayımlanan Ainda Estou Aqui isimli anı kitabından senaryolaştırdığı I’m Still Here bizleri 1971 yılına götürüyor. Gerçek bir hayat hikâyesini beyaz perdeye taşıyan film, Brezilya devlet başkanı João Goulart‘ın 1964 yılında askeri darbeyle devrilmesinden sonraki dönemde bir ailenin başına gelenlere odaklanıyor.

Bu yazı I’m Still Here hakkında spoiler içerebilir.

Mutlu Aile Tablosunda İlk Sarsıntı

Rio de Janerio’da bir grup çocuk ve gencin aileleriyle sahilde vakit geçirdiği bir yaz gününde başlayan I’m Still Here, oldukça renkli ve nostaljik bir atmosfere sahip. Gençlerin plajda voleybol oynadığı kareye sahipsiz bir köpeğin eklenişi insanın yüzündeki gülümsemenin istemsiz nedeni aynı zamanda. Daha sonra Paiva ailesinin en küçük çocuğu olduğunu öğreneceğimiz Marcelo (Guilherme Silveira), plajda bulduğu köpeği eve getiriyor. Böylece aileye dair ilk izlenim oluşuyor. Baba Rubens Paiva (Selton Mello) ile anne Eunice Paiva (Fernanda Torres) köpeğin eve alınıp alınmaması noktasında son derece medeni ve modern davranıyor. Beş çocukları olmasına rağmen, ilişkileri son derece göz alıcı görünüyor. En azından izleyiciye yansıtılan bu.

Çok geçmeden renkli Rio de Janerio tasviri bozuluyor. Ailenin büyük kızı Vera’nın (Valentina Herszage) arkadaşlarıyla dışarı çıktığı bir gece maruz kaldığı arama, yaratılan izlenime ilk darbesini vururken atmosfer de hızla değişiyor. Gücünü bulduğu her fırsatta ve biçimde halka dayatan diktatörlük rejimi, çok geçmeden ailenin diğer üyelerini de hedef alıyor. Askeri diktatörlük yetkilileri eskiden Brezilya İşçi Partisi kongre üyesi olan Rubens Paiva’yı almaya geldiğinde mutlu aile tablosunda ilk sarsıntı meydana geliyor. Eunice Paiva olanlar karşısında soğukkanlılığını korumayı başarıyor.

Çocuklarının bu olayın yaşandığı sırada evde olmaması ise talihinin kıyağı. Özellikle de Vera’nın yakın zamanda eğitimi için tanıdıkları bir çiftle birlikte Londra’ya gittiği düşünüldüğünde. Eunice’in tedirginliği, ifadesi aldıktan sonra serbest bırakılacağı söylenen eşi eve dönmedikçe artıyor. Çocuklarına söylediği babalarının iş gezisine gittiği, yakında döneceği yalanı ise giderek inanması zor hâle geliyor.

Herkesin Suçlandığı Yerde Güvenden Söz Edilemez

Dahası Rubens Paiva eve dönemediği gibi, diktatörlük yetkilileri Eunice ile kızı Eliana’yı (Luiza Kosovski) da sorguya götürüyor. Kafalarına siyah poşet geçirilen karakterler nerede olduklarını bilmiyor. Farklı yerlere götürüldükleri için başlarına neler geldiğini aynı anda takip etmek de mümkün olmuyor. Kameranın yaşadıklarına odaklanmayı seçtiği kişi, Fernanda Torres’in muhteşem oyunculuğu sayesinde bir an bile yaşadığı korkunun yoğunluğuna ilişkin şüphe uyandırmayan Eunice Paiva.

Sorgu sırasında önüne konulan fotoğraf albümü askeri diktatörlük yönetiminin bakış açısına dair birçok şeyi açıklığa kavuşturuyor. Zira albümde kızının öğretmeninden kocasına, kızından kendisine kadar yakından tanıdığı pek çok insanın fotoğrafı var. Böylece herkesin aynı anda suçlandığı bir yerde kimseye güvenilemeyeceği gerçeği ve askeri diktatörlüğün zehirli köklerini tam da bu güvensizlik üzerine inşa ettiği ortaya çıkıyor. Ayrıca tarihin kara lekesi sayılan diktatörlük dönemlerinde yaşanan, sayısını asla tam olarak bilemeyeceğimiz gözaltı, tutuklama, işkence ve kaybetmelerin nasıl meşru kılındığının cevabı da burada yatıyor: Kuşkusuz biçimde herkes suçluysa kimse kimseyi savunabilecek kadar masum değildir. Suçlu olduğunun ortaya çıkmaması için sessiz kal!

I'm Still Here Film İncelemesi Arakat Mag

Tek Başına Verilen Zor Kararlar

Eunice, eşinin yokluğunda kendisi ve çocukları için hayata devam etmek zorunda. Bunu yapabilecek güçlü bir karakteri olsa da sistemsel bazı sorunlar yoluna taş koyuyor. Eşinin imzası olmadan bankadan para çekemiyor örneğin. Var olan hayat standartlarından vazgeçmeye, evdeki yardımcısını işten çıkarmaya, hatta anne babasının olduğu şehre, onların yakınındaki daha küçük bir eve taşınmaya karar veriyor.

Bir yandan da hayatındaki kırılıma eşinin nerede olduğunu öğrenmek için başlattığı hukuki mücadeleye devam ederek direniyor. Eşini gözaltındayken gören birinin peşine düşmesi de bu yüzden. Bütün bunlar olurken Vera, orada neler olduğunu sorduğu bir mektup yazıyor. Londra’daki gazeteler babası ve diğer siyasilerin gözaltında olduğunu yazdığı için olanlardan haberdar. Oysa annesi diğer çocuklarından mektupta yazanları saklamaya çalışıyor, Vera’nın yazdıklarını değiştirerek okuyor. Eliana daha sonra mektubu okuyup annesine hesap sorduğunda çatışma kaçınılmaz oluyor.

I'm Still Here Film İncelemesi Arakat Mag

Adaletin Yerini Bulmasından Doğan Zafer

Rubens Paiva gözaltında kaybedilen milyonlarca insandan farklı değil aslında. Tek şansı onun unutulmasını engellemeye kararlı ailesi. I’m Still Here’ın son bir saatinde zaman atlamaları kullanılarak bu durum açıkça gösteriliyor. Ailenin en küçük fertlerinin bile birer yetişkine dönüştüğü, giderek günümüze yaklaşan sahnelerde ailenin politik zaferi görülüyor. Aile, güncel hükûmetin Rubens’in askeri diktatörlük döneminde gözaltında kaybedildiğini kabul ettiği belgeyi almaya gidiyor.

Yine de babasız büyüyen Paivalar’ın yaşadığı yoksunluk ya da Eunice’in yıllar boyu verdiği mücadelenin neden olduğu yorgunluk bir anda ortadan kalkmıyor. Yüzlerinde yerini geç bulan adaletin ve ortadan kaldırılan haksızlığın rahatlaması varsa da hüzünle sevinç iç içe. Tıpkı 1970li yılların basık atmosferinde bir gazetecinin Eunice ile yaptığı röportajla birlikte basılacak fotoğrafın acıklı olmasını beklerken aile fertlerinin yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle kadraja bakması gibi.

I'm Still Here Film İncelemesi Arakat Mag

Akılda Kalıcı Sahneler, İsabetli Seçimler

Walter Salles’in yönettiği I’m Still Here, 1970’li yıllarda Güney Amerika’daki neredeyse her ülkenin başına gelen askeri diktatörlük yönetiminden nasibini alan Brezilya’dan bir aile hikâyesini izleyiciyle buluşturuyor. Öznel olanın evrensel olanla iç içe geçtiği bu tarihsel dram, Paiva ailesinin hikâyesini sinema seyircisini düşünmeye davet eden bir sadelikle aktarıyor. Haftalar geçse de izleyicinin zihnine kazınan sahneler olacağını düşündüğüm I’m Still Here, sinematografisinden oyunculuklarına kadar pek çok konudaki isabetli seçimiyle hatırlanacak şüphesiz.

81. Venedik Film Festivali’ndeki dört adaylığından üçünü ödüle dönüştüren I’m Still Here, senaristlerinin ve yönetmeninin hak ettiği ödüllere kavuşmasını sağladı. Fernanda Torres ise Amerikan-Kanada Eleştirmenlerin Seçimi Derneği’nin (CCA) verdiği “Kadın Oyuncu Ödülü”nü aldı. Ödül sezonunda Torres’in ismini daha fazla duyacağımızı umuyorum.

Burcu Demirer‘in diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

We Live In Time: Aşk, Kayıp ve Hayatın Geçiciliği

The Substance: Bir Body-Horror Mucizesi

Burcu Demirer
27 yaşında, İstanbul'da yaşıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Halkla İlişkiler ve Karşılaştırmalı Edebiyat okudu. Metin yazarı olarak çalışıyor. Edebiyat, sinema ve tiyatro aracılığıyla yarınki yüzünü keşfediyor.

    We Live In Time: Aşk, Kayıp ve Hayatın Geçiciliği

    önceki yazı

    Sing Sing: Sanat Aracılığıyla Rehabilitasyon

    sonraki yazı

    Yorumlar

    Yorumlar kapatıldı.

    Bunlar da ilginizi çekebilir