0
8
product-image

Cronos: The New Dawn

Cronos: The New Dawn; survival horror türüne hasret kalanların yardımına koşan oldukça güzel bir oyun. Anlattığı hikaye ile pek ön plana çıkmıyor, fakat yarattığı atmosfer ve sunduğu oynanış açısından oldukça keyifli bir deneyim vadediyor.

Hayatta kalma-korku türündeki başarılı oyunların sayısı günümüzde epey bir azaldı. Bloober Team ise geçen sene çıkardığı başarılı Silent Hill 2 remake‘i ile bir nebze de olsa türe olan açlığımızı gidermişti. Aslında Bloober Team, Layers of Fear projelerini saymazsak pek de başarılı bir stüdyo sayılmazdı. Fakat Silent Hill 2 ile kendilerine olan güveni tazelediler. Ama şunu da unutmamak lazım: Orijinal Silent Hill 2 halihazırda çok başarılı bir oyun. Çoğu otorite tarafından tarihin en iyi oyunlarından birisi olarak gösterilen bir oyunun remake’ini yapmak, esere sadık kalındığı sürece pek zor olmasa gerek. Cronos: The New Dawn ise orijinal bir yapım olarak Bloober‘ın yeni sınavı olacaktı.

Açıkçası, oyunu ilk gördüğüm andan beri merakla bekleyen bir oyuncu olarak kafamın içerisinde her zaman şu soru bulundu: Bu kadar küçük bir stüdyo, Silent Hill 2‘nin üzerinden 1 sene bile geçmeden kendi IP‘lerini nasıl yapmıştı? Her çıkan videoda bunu düşünerek heyecanımı temkinli bir şekilde kontrol etmeye çalıştım ve kendilerine teşekkür ederim ki heyecanım boşa çıkmadı. Şimdi de beğendiğim ve beğenmediğim yönleri ile Cronos: The New Dawn‘ı sizlere anlatacağım.

Cronos The New Dawn Oyun İnceleme Arakat Mag 2025 Bloober Team

Post-Apokaliptik Bir Polonya

Cronos: The New Dawn, insanlığın yok olduğu alternatif bir zamanda Polonya’da geçiyor. Yaşanan bir pandemi sonrasında dünyanın neredeyse tamamı yıkıma sürüklenmiş durumda. İnsanlar, survival horror türünde görmeye alıştığımız formda yaratıklara dönüşmüş durumda ve Polonya sokaklarında başıboş geziyorlar. “Kolektif” adlı bir oluşum da “Gezgin” adı verilen insanları buraya yollayıp, onları geçmiş ve gelecek arasında seyahat ettirerek dünyayı kurtarmayı amaçlıyor. Karakterimiz de bu Gezginlerden biri. Bir Gezgin öldükten sonra yerine yenisi yollanıyor. O zamana kadar görevde olan Gezginlerin yazdıklarından ve notlarından hareketle dünya yapısını çözümlüyor, yolumuzu buluyoruz. Notlar ve ses kayıtları ile dünyanın nasıl bu hale geldiğini öğrenmek ise oldukça keyifli.

Oyunun hikaye anlatma şekli aslında biraz ilginç. Oyun, evreni zaten biliyormuşuz gibi davranarak direkt olarak hikayeye dalıyor. Zaman içerisinde çeşitli notlar ve diyaloglar ile neyin nasıl olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlıyorsunuz. Oyun Türkçe olduğundan dolayı, notları okuyarak evren hakkında daha fazla bilgiye kolayca ulaşabilirsiniz. Notları okumadan geçerseniz çoğu şey havada kalabilir.

Hikayeyi baltalayan en önemli şeylerden biri de karakterimizi hiç görmüyor oluşumuz. Yüzünü görmediğimiz ve ismini sadece Gezgin olarak bildiğimiz karakterimiz ile bağ kurmak biraz zor. Karakter odaklı bir hikaye arayanlar için bu durum biraz hayal kırıklığı olabilir. Fakat oyunun sonlarına doğru biraz daha karakter odaklı bir hikayeye kayıldığını söyleyebilirim. Öte yandan, oyunun inanılmaz bir senaryosu olduğunu söylemek zor. Ama Cronos: The New Dawn‘ın yapmak istediği asıl şeyin bu olmadığı belli.

Cronos The New Dawn Oyun İnceleme Arakat Mag 2025 Bloober Team

Diken Üstünde Tutan Müthiş Atmosfer

Cronos: The New Dawn, atmosfer yaratma konusunda gerçekten üst düzey bir oyun. Silent Hill 2‘de de bunu oldukça iyi kotarmışlardı. Fakat bilmediğimiz ve yepyeni bir evrende bile oldukça başarılı bir atmosfer oluşturmayı başarmışlar.

Bloober, oyuncuyu sürekli diken üstünde tutuyor ve durmadan geriyor. Resident Evil ve Dead Space arasında yakalanmaya çalışılan ton, oldukça başarılı bir şekilde aktarılmış. Oyun son derece rahatsız edici, gergin ve korkutucu. Ayrıca evrendeki yalnızlık hissi de gerginliği katbekat artırıyor.

Sovyet dönemindeki Polonya’da geçen ana hikaye haricinde notlar ile de çok fazla şey öğreniyoruz. Bu kısımlar, evrenin gerçekçiliğini yansıtmak açısından bence oldukça önemli. Duvarda bulduğumuz yazılar ve duyduğumuz ses kayıtları, oyuncuyu gerçek bir evrendeymiş gibi hissettiriyor. Klasik korku oyunu mekanları tabii ki bu oyunda da var. Mezarlık, hastane, terk edilmiş büyük binalar… Özellikle hastane bölümü gerçekten güzel ve aynı zamanda oldukça zor.

Oyun İnceleme Arakat Mag 2025 Bloober Team

Mekanikler ve Çeşitlilik

Yazının başında da belirttiğim gibi, survival horror türündeki kaliteli oyunların sayısı artık epey bir az. Cronos: The New Dawn, bu dönemde adeta bir ilaç gibi geliyor. Oyun, silahlı çatışma konusunda benzersiz bir şey sunmuyor belki; ama son derece ilginç mekaniklere sahip. Öncelikle karakterimizin sınırlı bir envanteri var. Bu durum, oyuncuyu oldukça zor durumda bırakıyor. Gireceğiniz çatışmalarda yanınızda bulundurmak istediğiniz şeyleri iyi seçmeniz lazım. Örneğin envanterinizi mermi ile doldurursanız, karşınıza çıkan değerli bir eşyayı alıp devamında ondan para kazanamazsınız. Ama bunu düşünüp mermi almazsanız da o zaman çatışmalarda zorlanabilirsiniz. Oyuncunun bu dengeyi dikkatlice ayarlaması gerekiyor.

Düşman tipleri, zaten Dead Space‘den görmeye alışık olduğumuz türden yaratıklar. İnanılmaz bir özellikleri yok. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir mekanik bulunuyor. Silahınız veya yumruğunuz ile öldürdüğünüz düşmanları yakmazsanız, diğer düşmanlar onları yiyerek güçlenebiliyor. Bu durumda yakıcınızı kullanmanız gereken zamanı doğru ve iyi ayarlamanız gerekiyor. Ayrıca silahlarınızın bekleyerek onları şarj edebildiğiniz özel birer modu bulunuyor. Bu şarj etme olayı tamamen bir risk, çünkü siz şarj ederken düşman size vurabilir. Düşman vuruşları da inanılmaz derecede ölümcül. Karakteriniz 3-4 darbede ölebiliyor ve oyunun bir zorluk seçeneği bulunmuyor. Bu tarz zorluklar, oyuncunun bu dünyada daha da tekinsiz hissetmesini sağlıyor.

Önemli stratejilerden bahsedecek olursak, çevredeki patlayıcıları durmadan kontrol ederek oynamanızda fayda var. Ayrıca mermilerinizi tasarruflu kullanmalısınız. Bir de oyunu en zor yapan unsurlardan biri, kayıt noktaları arasındaki mesafe. Bu mesafe bazen oldukça uzayabiliyor ve siz bu sırada tüm kaynaklarınızı tüketebiliyorsunuz. Tabii düşmanları bir şekilde öldürmeyi başarıp çeşitli kaynaklar edinerek eşya craft edebilirsiniz. Bu gergin atmosfer, zorlu mekanikler ile birleşince kaçınılmaz bir korku deneyimi oluşuyor.

Cronos The New Dawn Oyun İnceleme Arakat Mag 2025 Bloober Team

Teknik Olarak Biraz Sıkıntılı

Teknik tarafta ise ses tasarımı açısından Silent Hill 2‘deki başarı neredeyse korunmuş. Ortamın atmosferini destekleyen ve sizi geren oldukça kaliteli bir ses dizaynına imza atılmış. Oyunun müziklerini Dying Light oyunundan bildiğimiz Arkadiusz Reikowski yapıyor. Açıkçası, Cronos: The New Dawn‘ın inanılmaz iyi müzikleri olduğunu söyleyemem. En azından aklımda kalan bir parça olmadı. Zaten genel olarak bilim kurgu havasını hissettiren alışıldık synthler kullanılmış.

Şimdi gelelim en sıkıntılı tarafa. Malumunuz, Unreal Engine 5 ile geliştirilen oyunların kronik sorunu optimizasyon. Cronos: The New Dawn özelinde sorun yaşayanlar kadar yaşamayanlar da gördüm, fakat ben kendi deneyimlerimden bahsedeceğim. Kaplamaların yüklenmemesi, ciddi FPS düşüşleri ve kapsamlı olmayan bir grafik ayarlama sekmesi, oyunun en büyük eksileri. DLSS performans modunda bile oyundan istediğim performansı alamadım. İşin konsol tarafının daha optimize olduğunu düşünüyorum. Ama umarım yakın zamanda optimizasyon ile ilgili bir güncelleme getirirler.

Oyun İnceleme Arakat Mag 2025 Bloober Team

Son Sözler

Eğrisiyle doğrusuyla bu yazıda Cronos: The New Dawn‘ı ele aldım. Bloober Team‘in tamamen kendi yarattığı bir markanın altından başarı ile kalkması, artık korku türünde oyun geliştiren önemli bir stüdyo olacaklarını gösteriyor. Başarıları zaten ortada olacak ki, Silent Hill 1 remake projesine başladılar bile. Artık güvenilir bir stüdyo olduklarından dolayı, birinci oyun için biraz inisiyatif alıp kendi eklemelerini de umarım yaparlar.

Cronos: The New Dawn, survival horror türüne hasret kalanların yardımına koşan oldukça güzel bir oyun. Anlattığı hikaye ile pek ön plana çıkmıyor, fakat yarattığı atmosfer ve sunduğu oynanış açısından oldukça keyifli bir deneyim vadediyor. Özellikle bilim kurgu ve korkunun son zamanlarda bu kadar kaliteli bir şekilde birleştiğine tanık olmamıştık. Umarım sonraki oyunları da bu seviyede kaliteli olur ve bu tarz özgün işler görmeye devam ederiz.


Poyraz Akyol‘un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Elden Ring Nightreign: Yenilikçi Soulslike Deneyimi

Dune: Awakening: Başka Bir Evrende MMORPG Deneyimi

Poyraz Akyol
Poyraz Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi. Film ve dizi izlemek onun en büyük tutkusu, oyun oynamak ise en büyük keyif kaynağı.

Toronto Film Festivali: 1. Gün | No Other Choice, Sirât & It Was Just an Accident

önceki yazı

Kong: Survivor Instinct PlayStation 5 İçin Fiziksel Olarak Satışta

sonraki yazı

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

Bunlar da ilginizi çekebilir

daha fazla Oyun İnceleme