By Cousins Beach’e Geri Dönüş
Prime Video’nun 2022 yılında başlayan dizisi The Summer I Turned Pretty, 14 Temmuz itibari ile 2. sezonuyla ekranlara geri döndü. Yaz dizileri seven biri olarak son dönemde pek alternatifleriyle karşılaşmadığımız için, bu yapım bana ilaç gibi gelmişti. Dizide çalan Taylor Swift şarkıları, Cousins Beach’deki mekanlar ve dizinin pastel tonlardaki sahil kasabası atmosferi size güzel zaman geçireceğinizi hissettiriyor. Bazen köşenize çekilip, hayatın karmaşasından kaçmak istediğiniz anlarda eliniz bazı yapımlara gider ya bu dizi de onlardan biri. Senaryo açısından mükemmel olmasa da size sıcacık hissettiren bir yanı var. Fakat ikinci sezonu için benzer enerji ve sıcaklığa sahip diyemeyeceğim. Daha çok renklerin griye döndüğü, mevsimlerin değiştiği buruk bir sezon olmuş. Ancak bu hüznün bile hayatın içinden oluşunun kalbimde bir yeri var.
New York Times Bestseller yazarı Jenny Han’ın kitap üçlemesinden uyarlanan dizi zaten kitapları okuyan kitle tarafından biliniyordu. Prime Video’da yayınlanmasıyla platformun en çok izlenen içeriklerinden biri haline geldi. İkinci sezonun haftalık olarak yayınlanmasıyla sevenlerinin cuma akşamlarını iple çekmesine sebep oldu. İkinci sezon ise geçtiğimiz haftalarda 8. bölümüyle sonlandı.
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Değil
Genel olarak dizinin konusundan bahsedecek olursak, Laurel (Jackie Chung) ve Susannah (Rachel Blanchard) çok yakın iki arkadaşlar. Her sene yazı, Cousins Beach’teki evde çocuklarıyla beraber geçirirler. Laurel’ın çocukları Belly ve Steven, Susannah’ın çocukları Jeremiah ve Conrad da her yazı beraber geçirdiğinden artık çok yakın arkadaş olmuşlardır. Belly ise çocukluğundan beri Conrad’dan hoşlansa da kendini onunla beraber olacak kadar yeterli hissetmez ve hislerini uzun bir süre bastırır. Belly’nin 16. yaşına gireceği yaz geldiğinde ise her şey değişir. O artık güzelleşmiştir, eskisi gibi değildir ve diğerlerinin ilgisini çekmeye başlar.
İlk sezon genel olarak Cousins’daki hayata ve gençlerin ilişkilerine odaklanıyor. Fakat sezon sonuna doğru Susannah’ın kanser olduğunu herkesin öğrenmesiyle işler değişir. Belly’nin Conrad ve Jeremiah ile olan ilişkisi ise her şeyi daha da karmaşık hale getirir.
İkinci sezon ise Susannah’ın ölümünden sonra bunun diğerlerini nasıl etkilediği ve hayatlarında neler olduğunu konu alıyor. Bu süreçte Belly ve Conrad sevgili olsa da ilişkileri bir noktada biter. Her yılı beraber geçiren arkadaşlar artık birbirleriyle konuşmaz olmuşlardır. Cousins’daki evin satılacak olması da onları bir şekilde bu sorunu çözmek için bir araya getirir.
Team Conrad mı Team Jeremiah mı?
Bu sezon ile beraber gençlerin hayatı umursamadan yaşadıkları o yazın geride kaldığını ve hayatın acı taraflarıyla yüzleşmeye başladıklarını görüyoruz. Dostluklar eskisi gibi değil, eskiden sevdikleri insan artık orada yok ve onlar için değerli olan evi de kaybetmenin ucundalar. Bir yandan da Conrad, Jeremiah ve Belly arasında çözülmesi gereken büyük bir problem var ve Belly’nin bir seçim yapması gerekiyor.
Bu aşk üçgeni fark ettiğim kadarıyla izleyen herkesi ikiye böldü; Team Conrad ve Team Jeremiah. Benim tarafım; Team Jeremiah. Dengesizlik insanı yoruyor ve kimsenin psikolojik sorunları yüzünden değersiz hissetmek zorunda değiliz kızlar. Belly de bir noktada bunu fark ediyor. Conrad biraz terapi desteği ile bazı şeylerin üstesinden gelebilirsin. Özünde iyisin ama maalesef içinde hissettiğin sevgiyi göstermediğinde karşındaki bilemez. Ağla şimdi sonsuza kadar diyorum ve Can Bonomo’nun şarkısını sana ithaf ediyorum.
Oyunculuklara baktığımda, ilk oyunculuk deneyimi olmasına rağmen Lola Tung’u (Belly) izlerken keyif aldım. Conrad karakterinin de ne kadar seçimlerini sorgulasak da onu anlamamız açısından Christopher Briney güzel bir iş çıkarmış. Diğer oyunculuklar da dizinin bu arkadaşlık temasını ön plana çıkarabilmesine yardımcı olmuş.
2. Sezonun Eksi Yanları
İkinci sezonun değineceğim eksi yanları da var. Genel olarak bu sezon biraz ayakları yere basmıyor. Konu çok hızlı işleniyor ve karakterlerin hislerinin derinliklerine inmemize de pek izin verilmiyor. Susannah’ın ölümü ve sonrasında olanlar başlı başına önemli detaylar. Bunların flashbackler ile yansıtılması yeterli gelmiyor. İkinci sezon genel olarak kısa bir zaman dilimini konu aldığından, sezon bittiğinde “Ee bu kadar mıydı?” demeden edemiyorsunuz.
Ne kadar eksik yanları da olsa The Summer I Turned Pretty mükemmellik vadetmiyor. Büyümenin sancılarıyla boğuşan birkaç gencin küçük bir hikayesi. İlk aşklar, kayıplar, arkadaşlık ilişkileri, aileyle yaşanan sorunlar… Bir şekilde size dokunan yerleri olacak ve sizi zihninizde kendi anılarınıza doğru bir yolculuğa çıkaracaktır.
Dizinin üçüncü sezonunun da geleceği kesinleşti sayılır. Amazon ve MGM Studios Başkanı Vernon Sanders bu konuyla ilgili şöyle diyor:
Genç ve çeşitlilik içeren bir izleyici kitlesine sahip olan bu sıcak ve samimi dizi, müşteri tabanımızın genişliğini de gösteriyor. Jenny Han son derece yetenekli bir yazar, hayranları da hikayenin üçüncü bölümünü heyecanla bekliyor. Biz de dizinin bir yaz daha devam edeceği haberini paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
Esma Şahintürk Günel’in diğer yazılarına bakmak için buraya tıklayınız.
İlk Kalp Kırıklığı Büyümekmiş: You Are So Not Invited to My Bat Mitzvah
Comments