Tek boynuzlu atlardan söz edildiğinde onların saflık, masumiyet ve mucizelerin sembolü olan görkemli yaratıklar olduğunu düşünürüz. Alex Scharfman‘ın ilk yönetmenlik tecrübesi olan A24 imzalı 2025 yapımı Death of a Unicorn, tarihsel göndermeleri de senaryoya dahil ederek bir tür mitolojik canavar imgesi yaratmayı başarıyor. Paul Rudd ve Jenna Ortega, filmde baba-kız olan Elliot ve Ridley’i canlandırıyor.
Death of a Unicorn, avukat baba Elliot’un kızı ile birlikte milyarder ilaç firması sahiplerine ait ormandaki Leopold malikanesine yaptıkları yolculukla başlıyor. Yolda tek boynuzlu bir ata çarpan Elliot ve Ridley, bu durum karşısında verdikleri tepki ve davranışlarla birbirlerine zıt düşmeye başlıyor. Kaza sonrası baba-kız arasında film boyunca süregelen çatışmalar; gergin aile ilişkileri, hırs ve açgözlülük üzerine düşündürücü bir hiciv atmosferi sunuyor.

Seçkinler Üzerine Sert Bir Hiciv
Elliot’un işvereni olan ilaç firmasının sahibi Leopoldlar, tek boynuzun mucizevi özelliklerini fark ederek korkunç eylemler gerçekleştiriyor. Başlangıçta Elliot’un işe alınma sürecindeki “erdem ve karakter” değerlendirmesini yapan aile, tek boynuzlu atın iyileştirici güçlerini öğrendiklerinde ahlaki kaygılarını kaybediyor. Öyle ki, Leopold ailesinin diğer üyeleri Shepard Leopold (Will Poulter) ve Belinda Leopold (Téa Leoni); ölen atın etini ızgara yapmayı, boynuzunu toz haline getirip uyarıcı madde gibi çekmeyi ve hayvan üzerinden kazanacakları milyarları hesaplamaktan geri durmuyorlar. Filmin merkezindeki bu ahlaki ikiyüzlülük, kara komedi ile birleşerek başarılı oyuncu performanslarıyla dikkat çekiyor.
Yönetmenin ilk uzun metraj filmi olan Death of a Unicorn, üç farklı aile ilişkisine odaklanıyor: Elliot ve Ridley’in anne figürünün kaybıyla bozulduğunu anladığımız baba-kız ilişkisi, Leopold ailesinin kendi içinde bitmek bilmeyen açgözlülük yarışı ve ölen tek boynuzlu atın ebeveynlerinin intikam güdüsüyle oluşturduğu tahribat.

Kanlı Bir Kedi-Fare Oyunu
Ölen tek boynuzlu attan yararlanma isteğiyle tutulan doktor ve yardımcılarının baba unicorn tarafından öldürülmesi, kanlı sahnelerin açılışını yapıyor. Ridley’in Orta Çağ halı resimlerinden elde ettiği bilgilerle örtüşen infaz biçimleri, filme tarihsel bir boyut kazandırıyor. Üstelik Ridley’in kaza esnasında tek boynuzlu at ile kurduğu kozmik bağ, film boyunca kendini belli ediyor. Leopold malikanesinde bir bir avlanan insanlar, Jurassic Park ve Jaws filmlerini akıllara getiriyor.
Kedi-fare oyununun sonlarında milyarder veliaht Shepard Leopold (Will Poulter), Ridley’in tek boynuzlu atlarla kurduğu kozmik bağ aracılığıyla onları tuzağa düşürmeyi denese de, acı bir son onu bekliyor. Kusurlu bir karakteri mizahla harmanlayarak sunan Will Poulter, gerçekten iyi bir iş çıkararak Warfare ve The Maze Runner gibi yapımlardaki alışılmış rollerinin dışında da başarılı olduğunu kanıtlamış.

Masal Diyarının Modern ve Özgün Tasviri
Sonuç olarak, Death of a Unicorn tek boynuzlu atların akıllarda kalan imgelerine kara mizah katarak tezat oluşturmayı çok iyi başarıyor. Ana karakterlerin geçmiş yaşantılarına dair bilgi verilmemesi, filmdeki ilişkileri biraz yüzeyselleştirse de özellikle Jenna Ortega, Paul Rudd ve Will Poulter’ın güçlü performansları filmin duygusal dayanağını oluşturuyor.
Tek boynuzlu atların görsel tasarımları ve bilgisayar efektleri biraz hayal kırıklığı yaratsa da, bu film bizi hayal gücünün sınırlarını aşmaya davet ediyor. Kanlı, vahşi ve kara komedi ağırlıklı bu büyülü masal, farklı türlerin hayranlarını ortak paydada buluşturabilecek beklenmedik bir deneyim.
Fatma Kıpçak‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, X ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.




















Yorumlar