Film EleştirisiSinema

Mavi Elmas Peşinde: Siberia

0

Anlaşılan o ki Keanu Reeves, John Wick serisi sonrası ruslarla iyice haşır neşir olmuş. Bir taraftan da telafuzu kötü olsa da Rusça öğrenmiş. Ruslara da bir ilgisi oluşmuş olacak ki Rusya ve Ruslarla çalışmaya başlamış. Tamamı Rusya’da geçen İngiliz ve Rus ortak yapımı Siberia, Keanu Reeves’i çok farklı bir rolde gördüğümüz, girişi ile kandıran sonu ile ağzı açık bırakan, hem iyi hem kötü diyebileceğimiz bir film olmuş. Belli ki filmi Keanu Reeves’e özel yapmışlar. Filmin başında yapımcı ve dağıtımcı dahil toplam 9 firma görüyoruz. Yıllardır film izlerim, bir filmde bu kadar firma toplandığını ilk defa görüyorum.

Konuya biraz değinecek olursak… Keanu Reeves, Amerika’dan Rusya’daki St. Petersburg’a gizli bir elmas anlaşması için gelir fakat satacağı elmasları getirecek eleman ortadan kaybolduğu için iş onun üzerine kalır. Çok tehlikeli bir mafya ile anlaşmak üzere olan Lucas Hill 2 gün mühlet ister ve kaybolan arkadaşını bulmak için yola çıkar. Biz kendisini zorlu, çetrefilli ve bol dövüşlü bir yolculuğa çıkacağını zannederken Lucas gittiği yerde bir kadına aşık olur ve ajanlığı bırakmayı bile düşünür. PLOT TWİST-THE END… Ama anlaştığı mafyanın hayatına mal olacağını bildiği için sevdiği Rus kadın ve elmaslar arasında gidip gelmeye başlar.

Filme John Wick vari aksiyon izleyeceğiz diye başladım fakat tüm aksiyon Lucas ile Katya arasında oldu. Bu da yukarıda bahsettiğim, Keanu Reeves’i ilk defa farklı bir şekilde gördüğümüz kısım. Yine karakteristik, güçlü bir hava yansıtmasına rağmen bu sefer dövüşemeyen, yıkık ve aşık bir adamı canlandırıyor. Harika da yapıyor. Keanu Reeves hangi filmde oynarsa oynasın izleyecek biri olarak gene takdir edilesi bir işe imza attığını söyleyebilirim.

Bu sene vizyona giren Red Sparrow vari aksiyonun değil matematiğin ön planda olduğu film dediğim gibi aksiyon filmi gibi başlamasına rağmen ilerledikçe ağırlaşan bir yapıya sahip. Ortalarına doğru da sıkıcı olmaya başlayan film son 20 dakkasında -en azında benim için- ilgi çekici hale geliyor. Aslında oldukça tutarlı ve yerinde bir film olmasına karşın Keanu Reeves efektinten ötürü filmin klasik Hollywood filmi gibi olacağı yanılgısı oluşuyor.

Yönetmenliğini Matthew Ross’un yaptığı film oldukça düzenli ve kaliteli bir çalışma. Keanu Reeves’in Rusçası filmin tek kötü yanı. Filmde gerçekten Rusların oynaması da akıcılığı arttırmış. Reeves’in aşık olduğu kadını canlandıran Ana Ularu da hayatının rolünü oynamış diyebiliriz. Ekstra bilgi: Filmde yer alan Pavel karakterini canlandıran Rafael Petardi’nin en kısa zamanda Narcos ekibine katılması gerektiğini düşünüyorum.

Rusların oldukça iyi iş çıkardığı filmin tek dezavantajı başlangıçta verdiği havanın ileride bozulması. Aksiyon gibi başlamasına karşın oldukça ağır ve kararında bir film olan Siberia, her izleyici kitlesini tatmin edecek türden bir film değil. Beklentiler ve oluşturulan beklenti büyük ihtimal seyircinin filmden hoşnutsuz ayrılmasına sebep olabilir lakin son 20 dakka için bile filme gitmeye değer diye düşünüyorum. Rus mafyası ile uğraşmak zor, isteklerini karşılamak ise daha zor.

6

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

İyi Vatandaşların Gecesi: The Purge

Previous article

The Assassination of Gianni Versace: American Crime Story

Next article

You may also like

Comments

Leave a reply