By Bütün karakterler aynı hikaye çizgisinde birleştikçe ve dizi iyice manasını kaybettikçe yazılacak şeyler de azalıyor. Sanırım en kısa yazım olacak. O sebeple gözüme çarpan dizi dışında bazı şeylerden de bahsetmek istiyorum. Bu bölüm bana kesinlikle diziye yeteri kadar para harcanmadığını kanıtladı. Amatör bir iş derken de aşağılamak adına söylemiyorum. Dizi, gerçekten de 2 amatörün elinde perişan oluyor. Üçüncü bölümde yazdığımı yenileyerek konu başlıklarıma geçiyorum: Bu dizide oynayan herkes ileride pişman olduğunu açıklayacak.
İlk 2 Bölüm Analizi
Üçüncü Bölüm Analizi
Dördüncü Bölüm Analizi
Beşinci Bölüm Analizi
Cringefest Savaşları
Sonunda Orta Dünya’ya doğru yola çıkan Numenor ordusu, nasıl olduysa Southlands’de orkların istila ettiği köyü GPS varmış gibi bulu verdi. Geçen bölüm gösterilen kulenin mesaj vermek için kullanılacağını düşünmüştüm lakin kulemiz Jenga’dan betermiş, bir ipini kesince yıkılıyormuş. Ateş yakarak mesaj verilse, Numenor ordusu bunu görüp gelse yine bir nebze mantıklı olacaktı. Numenor ordusu sahnesinin 2 saçma yanı daha var ki birazdan bahsedeceğim başlıkta detaylarına değineceğim. Numenor ordusu dört nala koşarak nereye koşuyordu? Köylüler gece kapışırken nasıl oluyor da Numenor ordusu gün doğumunda at sürüyordu? Daha da komiği, savaşın olduğu köy daha doğuda. Yani güneş orada erken doğmalı.
Savaş sahnelerinden zevk aldığımı söyleyemem çünkü sahneler cringefest’e dönünce zevk alınmıyor. Bir bölümde 3 defa aynı sahneyi yapmazsın mesela. Büyük ork, Arondir’i tam öldürecekken o orkun öleceğini ve bunun Bronwyn’in elinden olacağını tahmin edemeyen var mıydı? Amerikalıların bir karakter öleceği zaman kamerayı koydukları sabit bir açı vardır. Bu açıyı gördüğünüz anda arkadan birinin kılıç saplayacağını anlarsınız. Çok uzak bir örnek vericem ama Game of Thrones sekizince sezon üçüncü bölümde Eddi, Sam’in üzerine çıkmış olan Ak Yürüyenleri öldürüp onu kurtarıyor. Sonra kamera tam da bahsettiğim bu pozisyonu alıyor. Eddi orada ölüyor ama ben, o ölmeden öleceğini sırf bu kamera açısı yüzünden anladım.
Hadi bu klişeyi yaptın. Arondir’i Bronwyn kurtardı tamam da bu sahnenin aynısı bölümde 2 defa daha oldu. 2 bölüm önce de Arondir, Theo’yu aynı bu şekilde kurtardı. Yani teknik olarak “ölüm kalım” anlarının neredeyse hepsinde aynı klişeyi uygulamışlar. Her savaşta, biri arkadan gelip birini sürekli kurtarıyor.
Galadriel’in cringe at üstü hareketlerine girmiyorum bile. Çıkamayız çünkü. Köylülerin kendi arkadaşlarıyla dövüştüğü noktada ben de ters köşe oldum. Güzel bir fikirdi. Lakin sonrasındaki işleyiş o kadar kötü ki güzelim plan mahvoluyor. Buradaki ana problem de orklara insani duygular yüklemiş olmaları. Her şeyin altındaki sorunlardan biri de bu.
Vatandaşlık Talep Eden Ork
Orklar, evin içine dalıp tam Bronwyn’i öldürecekken Adar’ın emriyle duruyor ve içeridekileri rehin alıyorlar. Bakın bu rehin alma işleri ucuz film dizi işidir. Ork dediğimiz varlığın zombiden pek de bir farkı yoktur. Saf kötüdür, akılsızdır, ölüm makinesidir. O eve giren orklar kimseyi rehin almaz, herkesi öldürürdü. Lakin dizi, özellikle Adar üzerinden orkları insanlaştırıyor.
Adar’ın orklara yaptığı konuşma, Galadriel ile yaptığı konuşma gösteriyor ki orklar vatandaşlık istiyor. Hayır, bu açıdan baktığımızda elfler ve özellikle Galadriel bir soykırımcıya dönüşüyor. Gel de gülme.
Adar’ın da dördüncü bölümde yazdığım gibi ilk Elflerden olduğu yani Galadriel’den bile eski olduğu ortaya çıktı. Yakında çevresindeki orkların yaratıcısının da o olduğunu öğreneceğiz gibi.
Fışkiye Patlaması
Waldreg, meşhur kılıcı anahtar deliğine sokup çevirince baraj kapıları açıldı ve sular Hüküm Dağı içerisine dökülerek patlama yapmasına sebep oldu. Mordor’un nasıl oluştuğunu görmek adına güzel bir bölümdü. Şimdi o bölge tamamen karanlığa gömülecek. Aynı Melkor’un birinci çağda yaptığı gibi. Lakin bu güzelim fikri bile çocuksu senaryoları ile mahvetmişler.
Bir kere o anahtar niye var orada? Burası Indiana Jones evreni mi? Melkor ya da herhangi biri neden ileride kullanırız diye gizli oyunlar yapıyor? Melkor ya da Sauron, kötülük yapmaya imkanı varsa ve o an yapabiliyorlarsa hemen yaparlar. Dağı patlatma fikrini ileriki zamana atmak tam bir saçmalık.
Patlama güzel evet, beğendim. Galadriel’in çaresizce duruşunu da sevdim. Zaten ne yapabilirsin ki? Ama keşke bunu bambaşka bir şekilde kurgulasalardı. Şu ana kadar Silmarillion’un epikliğine en yakışan bölüm burasıydı.
Fışkiye Patlaması derken de hani Amerikan sokaklarında kırmızı itfaye fışkiyeleri olur. Filmlerde falan bazen patlarlar, havalı olur. Heh işte dizide de tam olarak bunu yapmışlar.
Para Nerede?
Diziye bir milyar dolar harcandığı iddia ediliyor. Lakin diziyi izlerken buna inanmak pek de mümkün değil. Çünkü dizi, çok dar bir alanda çok az bir oyuncu kadrosu ile dönüyor. Ve bu da benim sorgulamama sebep oluyor. Dizide gördüğümüz yer sayısı hep aynı. O kadar az set var ki, resmen koskoca Southlands’i kule köy arasında geçirdik. Savaşı bile ne hikmetse köyde yaptık.
Şöyle bir bakınca: Lindon’daki Ağaç, Celebrimbor’un Evi, Khazad-Dum Genel, Durin’in Evi, Cüce Kralın Odası, Southlands Köyü, Southlands Kulesi, Numenor sarayı ve sokakları. Bu kadar. Birkaç ormanda geçen sahne dışında dizide resmen set yok. Öbür tarafta House of the Dragon’a bakıyorum. Harenhall var, Storm’s End var, King’s Landing var, Driftmark var, Stepstones var, Dragonstone var. Bu yerlerin iç detaylarına girmiyorum bile. Her mekanda bir sürü farklı set var. Gel gelelim bütçesi ise The Rings of Power’ın neredeyse yarısı.
Haliyle de sorguluyorum, siz parayı nereye harcadınız? Tamamını görselliğe harcamış olma ihtimalleri var. Lakin ben artık paranın çoğunun PR’a harcandığını düşünüyorum. Twitter’da 3 takipisi ile izlediği her yeni bölümE en iyisi diyen sahte ve paralı hesaplar yüzünden Twitter’ı kullanamaz oldum çünkü. Koskoca siteler bile diziyi aklamak için uyduruk makaleler yazıyorlar. Onu da yapamıyorlar çünkü durumun farkındalar.
Bana soracak olursanız, bu dizi, Amazon’a atılmış çok ciddi bir kazıktır. Ve bu kazık da 2 amatör ve art niyetli yapımcının eseridir.
Çocuk Senaryosu
Dizideki senaryoyu yeni mezun bir senariste yazdırsanız, bu kadar kötü olmazdı. O kadar çok klişe sahnesi var ki artık odaklanmakta zorlanıyorum. Üstüne senaryodaki boşluklar da rahatsız edici. Ve bunların çoğu bilerek yapılmış şeyler. Yani dizi, izleyin ve sorgulamayın diye neredeyse her bölüm yineliyor.
Birkaç örnek sayalım mesela. Köylülerin yemekleri yok ama demir dövecek imkanları var çok şükür. Kulenin tek bir okla yıkılması. Duvarları olan kule yerine köyde savaşmayı terih etmeleri. Atların gündüz koşarken köyde gece olması. Savaş biter bitmez koca bir masa kurup yemek yemeleri. Orkların evleri yakmak yerine koçbaşı kullanması. Galadriel, Adar’ı kovalarken nasıl olduysa Halbrand’ın karşılarına çıkması.
Anladığım kadarıyla senaristler şöyle yapmış: Ellerindeki materyellerde sevdikleri kısımları not etmişler. Filmlerde iyi olduğunu düşündükleri kısımları not etmişler ve mantık gözetmeden hepsini bir şekilde göstermeye çalışıyorlar. Koçbaşı neden var? Çünkü İki Kule’de vardı. Arondir neden sürekli uçup kaçıyor? Çünkü Legolas da öyle yapıyordu.
Maalesef tüm diziyi, belirledikleri birkaç noktayı yapabilmek üzerine kurmuşlar. Hüküm Dağı patlasın. Nasıl? Önemli değil. Yeter ki patlasın. Numenor ordusunu dört nala koşarken görelim. Nereye koşuyorlar? Önemli değil. Yeter ki görelim. Büyük ork Arondir’i öldürmek yerine sürekli fırlatsın. Neden? Önemli değil. Yeter ki dövüş sürsün.
Son Söz…
Dizinin ikinci sezonunun çekimleri başlıyor deniyor ama inanmakta zorlanıyorum. Çünkü bu diziyi kimsenin izlemediğine ve ciddiye almadığına eminim. Sosyal medyadaki paralı troller hariç bu diziyi beğenmek için de gerçekten zevklerinizin düşük olması gerekiyor diye düşünüyorum.
Dördüncü bölüm yazmıştım ve demiştim ki, bu dizinin konusu ne? Beşinci bölümde de dizinin Numenor ordusunun köylüleri kurtarması üzerine olduğunu anladık. Lakin şimdi yine ortada kaldık. İki bölüm daha var ve aranızda sıradaki bölümlerde neler olacağını, ne anlatılabileceğini tahmin edebilen var mı? Ben edemiyorum. Çünkü dizi hiçbir yere gitmiyor. Tamamen “tepeden inme” fikirlerle ilerleyen, olsun diye olmuş bir milyar dolarlık fiyasko bu.
Diyeceksiniz ki neden hala yazıyorsun zahmet ediyorsun. İşim bu benim. Yazmak. İyi de olsa kötü de olsa yazacağım. İyiye iyi der, kötüye kötü derim, sebeplerini dizerim.
Comments