Her hafta tekrarladığım gibi, The Rings of Power, üzerine uzun uzun yazılacak bir dizi değil. Tolkien ile alakası olmaması bir yana dizi o kadar sıkıcı ki üzerine dolu dolu konuşacak bir şey de vermiyor. Çoğunluğu doldurma sahnelerden oluşan bölümlerin nereye doğru gittiğini de beşinci bölüm itibariyle -maalesef- anladık. Koskoca sezonun kulede mahsur kalmış Bronwyn’in köylülerini kurtarmak üzerine kurulu olması gerçekten üzücü. Her bölüm itibariyle dizinin Moria’nın en derinlerine doğru gittiğini görmek beni fevkaladesi ile üzüyor ama yapacak bir şey yok. Olan olmuş.
İlk 2 Bölüm Analizi
Üçüncü Bölüm Analizi
Dördüncü Bölüm Analizi
Konuşmayı Sökmek
Kimimizin Gandalf, kimizin ise Sauron olduğunu düşündüğümüz meteor adam görünüşe göre konuşmayı sökmüş. Harfootlar ona konuşmayı öğretmişler. Fakat öğrenemediği bir şey varsa o da güçlerini kullanmak. Meteor Adam, kendisine doğru gelen üç kurta karşı çok başarılı bir alan skill’i atarak gücünün etkisini hepimize gösterdi. Gel gelelim bunu yaptıktan sonra kendini yaraladı.
Suda, yaralanmış kolunu iyileştirmeye çalışırken yine güçlerine hakim olamaz ve suyu buza dönüştürmeye başlar. O sırada yanında olan küçük kızımız da omzuna dokunmak yerine buzlanan yere dokunmayı tercih ederek büyünün etkisini hisseder. Sonra da gördüğü onca şeye rağmen korkup kaçar. Neden? Çünkü ilk defa iğrenin ucu kendisine değmiş ve zarar görmüştür.
Meteor adamın kim olacağını belki bu sezon öğreniriz ama bu bölümün şimdilik hiçbir yere bağlanmayacağı çok net belli oldu.
Sonunda
İkinci bölümde Numenor’a varan Galadriel sonunda öyle ya da böyle Numenorluları ikna etti ve sokaktan topladıkları gençlerle dolu üç gemi, evet duydunuz, üç gemi ile Orta Dünya’ya doğru yola çıktı. Görülen o ki, Numenor’dan yola çıkan gemiler, işaret kulesini yakacak olan Arondir ve Bronwyn’in yanına gidecek. Gelecek bölüm büyük ihtimal -sonunda- savaş göreceğiz.
Numenor bölümlerinin en saçma kısmı, oluşturulan “karanlık yakında” tedirginliğinin altını dolduracak bir şey olmaması. Adar ve yanındaki 30 orkun koca bir gerilime sebep olması gerçekten anlamsız. Ama napalım. Küçüçük gemilere 300 kişiyi sığdıran yapımcılar varken bunları da dert etmemek gerek.
Numenor bölümünün tek güzel yanı, sonunda Pharazon’un niyetini öğrenmiş olmamız. Pharazon, ikinci bölümde şikayet ettiğim konuya doğru ilerleyen bir plan yapmış. Normalde, Numenor çoktan Orta Dünya’nın birçok yerini köleleştirmiş, emperyal gücünü herkese hissettirmiş olmalıydı. Dizi, bu kısmı ileri atmış. Pharazon’un tahtı alışını ve Numenor’un Orta Dünya’ya bela oluşunu sanırım ileriki sezonlara bırakmışlar.
Bu bölümün en cringe kısmı ise Galadriel’in sokak dövüşüydü. Koskoca Numenor’un çoluk çocuğu savaş göndermesini geçtim, antremanları pazarda yapıyor olmaları gerçekten saçmaydı.
Son olarak eklemem gereken, anlaşılan Elendil’in oğlu Anarion’u hiç görmeyeceğiz. Isildur ile beraber senaristler tarafından eklenen kız kardeş diziyi öyle ya da böyle götürecekler. Kızın tam olarak amacını henüz anlamadım ama sanki aileyi ikiye bölüp Elflere inanan ve inanmayan olarak bir çatışma doğurmak istiyorlar gibi.
Artık Kimsen Yanındayız
Yiyeceklerini unutup kaçan Bronwyn’in şapşal halkı, Bronwyn’in yaptığı akıllara ziyan balkon konuşması ile ikiye bölündü. Bronwyn, onlara arkada durun savaşalım dese de halkın yarısı, aynı bizim düşündüğümüz gibi düşünüp “sen kimsin de arkanda duralım” dedi ve onun arkasında durmaktansa kapılarına gelen her kimse onun tarafını seçmeyi tercih etti.
Waldreg, ilk bölümden beri tanıdığımız kasap, insanları peşine taktı ve kuleden ayrıldılar. Waldreg’e göre gelen Sauron’du. Bu bizim için de salında bir merak konusuydu. Adar acaba Sauron mu? Bu bölümde cevabı aldık. Adar, Sauron olmamakla beraber görünüşe göre Sauron’dan da pek hazzetmiyor. Geçen bölüm yazımda Adar’ın ilk Elflerden olma ihtimali var demiştim. Görünen o ki oraya doğru gidiyoruz. Adar’ın kökeni çok daha eskilere dayanacak gibi. Kendisi belki orkların ilk üreticisi olmayabilir. Hala bana en mantıklısı olarak gelse de kendisi Cuiviénen gölü çevresinde uyanıp kaçırılan ve dönüştürülmeye çalışılan ilk Elflerden olabilir.
Bu bölümde göze çapran son şey, Theo’nun elindeki kılıcın bir anahtar görevi görme ihtimali. Bu anahtarın ise tam olarak neyi açacağı şuan meçhul. Kılıç, belki de bir ork dönüştürme aracı olabilir. Belki işte o zaman orkların az olması mantıklı bir şekilde açıklanabilir. Bu kılıç tam olarak neyse, bu sezon öğreneceğimiz kesin.
Ölüyoruz Anlasana
Dizinin en akarı kokarı olmayan bölüm Durin ile Elrond’un bölümleriydi. Çünkü sevimlilerdi. Lakin bu kısım da diğerlerinin saçmalıklarına erişmeyi başardı. Gil-Galad ile Elrond arasında geçen “uydurulmuş” hikayeyi kim akıl ettiyse, evrene uygun bir şey çıkarmaya çalışırken aşırı saçmalamış. Dizinin zaten en büyük problemi, çok Amerikan ve günümüz olması. Bu bölümde açıklanan gerçekler o kadar komik ki izlerken diziyi durdurup gülmem gerekti.
Öncikle Mithril’in neden önemli olduğunu öğrendik. Meğersem, vakti zamanında içinde Silmaril olan bir ağacı Balrog’dan koruyan bir Elf, Balrog ile dövüşürken ağaça yıldırım çarpmış ve Silmaril’in ışığı Moria’nın tiplerine kadar inip Mithril’e dönüşmüş. Baştan aşağı saçmalık. Silmaril’in ağaçta ne işi var? Balrog neden Silmaril peşinde? Yıldırım çarpınca Silmaril’e ne olmuş? Mithril olmuş işte niye kurcalıyorsam.
Gil-Galad, Mithril’i istiyor çünkü meğersem Elfler ölüyormuş. Neymiş, ışıkları azalıyormuş, gölgelere dönüşeceklermiş. Şu fikri gerçekten kim bulduysa tebrik ediyorum. Saçmalama konusunda madalya verilmeli. Dizi, ölümsüz olan Elfleri küçük düşürmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ne demiştim, bu dizi Tolkien efsanesine zarar vermek için uydurulmuş bir kepazeliktir. Bu bölüm ortaya attıkları saçmalık ile pastanın üstüne çileği koydular.
Şimdi akıllarda soru, Mithril’i ne yapacaklar da Elflerin ömürleri uzayacak? Durin şimdi gidip babasına durumu anlatacak. Babasının tepkisi ne olacak gelecek bölümü merak konusu.
Yorumlar