Jon S. Baird’in yönettiği Everything Going to Be Great, gerçeklerden yarı bilinçli biçimde kopuk yaşayan Smart ailesine odaklanıyor. P.S. I Love You (2007) ve I, Tonya (2017) gibi filmlerin senaristi olarak tanıdığımız Steven Rogers’ın kaleme aldığı film, komedi ile dramı bir araya getiriyor. Karakterler kendilerini keşfederken onlara yüklenen stereotiplerden sıyrılmaya ve toplumsal yargılara meydan okumaya çalışıyor. Allison Janney ve Bryan Cranston gibi yetenekli ve tanınmış oyunculara, Benjamin Evan Ainsworth ve Jack Champion gibi genç ve kariyerinin başındaki oyuncular eşlik ediyor.
Smart ailesinin sıra dışılığı, büyük ölçüde Buddy Smart’tan (Bryan Cranston) kaynaklanıyor. İlk sahnede müdürün, Buddy’i oğlu Les’in (Benjamin Evan Ainsworth) derste söyledikleriyle ilgili olarak okula çağırdığı görülüyor. Buddy, oğlunun vajinalardan korkmasını anlayabildiğini söylediğinde ise karakterin alışılagelenden farklı yaklaşımı dikkat çekiyor. Çünkü karakter, hayata son derece mizahi bir açıdan bakıyor. Les, konu tiyatro olduğunda onunla aynı arzuları paylaşıyor. Buddy’nin işinin tiyatro olması, ailesinin bugününü ve geleceğini belirliyor. Bu yüzden de tutkulu olduğu işi yapabilmek için eşinin ve çocuklarının hayatını değiştiren kararlar veriyor. Özellikle de taşınmak söz konusu olduğunda. Göçebeliği andıran hayatları sirki de çağrıştırıyor. Eşi Macy’nin (Allison Janney) ayakları yere çok daha sağlam basıyor. Yine de Buddy’e aşık olmasına neden olan deliliğe eğilimli bir yanı olduğu da gözden kaçmıyor. Bununla birlikte Les’in ağabeyi Derrick (Jack Champion), tiyatro ve taşınmayla ilgili ailenin diğer fertlerinden farklı düşünüyor. Ergenliğinin ortasında bir genç olarak yalnızca futbolu ve kızları önemsiyor. Sürekli taşınmak onda bıkkınlık yaratıyor.

Tiyatronun Gerçekliğe Yansıması
Gündelik yaşamda hepimiz zaman zaman performans sergileriz. Bunu çoğu zaman kabul görmek ve sevilmek için yaparız. Bu eyleme duyduğumuz arzunun yoğunluğu belirleyicidir. Kim olduğumuz ile kim olmak istediğimiz arasındaki mesafe açıldıkça performans sergileme ihtimalimiz artar. Ayrıca performatif eğilimler, cinsiyet kimliğiyle yakından ilişkilidir. Les gibi insanların olduğu kişiyi canlandırma, kendi olmayı bir performansa dönüştürme isteğinin nedeni bu olabilir. Les, Buddy’nin aksine sergilediği performansları kimliğinin parçası haline getiriyor. Oysa Les, vajinalardan korktuğunu söylediğinde ya da kadınlara ilgi duymadığı ima edildiğinde heteroseksüel gibi davranmaya çalışıyor. Kabul göreceğine inandığı versiyonu canlandırırkenki performansı, kendi olduğu versiyonundan ayrışıyor. Çocukluğundan itibaren birçok müzikal izlemesine ve her birini ezbere bilmesine rağmen, babası oyun seçmelerinde ona şans vermiyor. Oysa tiyatroya özel bir ilgisi olmayan Derrick, babasının yönettiği oyunlarda defalarca kez yer alıyor. Hatta başta oyun gibi gelse de sonra oyunculuktan bıkıyor. Sahnede olmak, biri için ödül olacakken diğeri için bir tür ceza haline geliyor.
Ne olursa olsun Les’in pes etmeye niyeti yok. Bunun en büyük kanıtı, sabote etmek pahasına da olsa oyunlara dahil olmanın bir yolunu bulması. Sahneye istediği yerden dalarak esasında ona kapalı olan kapıları zorluyor. Ne var ki, karakterin inancı Everything’s Going to Be Great’i komediden drama çeviren dönüm noktasıyla sarsılıyor. Ailenin yaşadığı kayıp, onları başka bir yaşama savururken bu defa Macy’nin hikâyesi odağa yerleşiyor. Zira, karşılarında artık tiyatro sahnesinin ötesindeki bir gerçek duruyor. Performansı bir kenara bırakıp kendilerini keşfetmek, hayatlarının yönünü belirlemek zorundalar.
Mücadele Yeni Başlıyor
Dönüm noktası, ailedeki herkesin hayatını değiştiriyor. İlk değişiklik yeniden taşınmaları oluyor. Macy, çocuklarıyla birlikte yıllardır konuşmadığı abisinin yanına gidiyor. Bu sayede geçmişten bugüne nelerin değiştiği görünür oluyor. İzleyici, Macy’i Buddy’nin gölgesinde kalmış sıkıcı, ciddi bir muhasebeci olarak görmeyi bırakıp deli ve cesur tarafının geçmişteki izlerini takip ediyor. Bu durum, bir nevi ebeveynlerimizin nasıl gençler olduklarını öğrenip onlara sempatiyle yaklaşmamıza benziyor. Nitekim Les ile Derrick, Macy’nin ebeveynliğini de yapmak zorunda kalıyor.
Annelerine mücadele ruhunu kazandıracak en büyük adım, bir sene önce kargolanıp bugün geldiğini söyledikleri bir paket oluyor. Paketten çıkan İncil, Tanrı’yla arasını düzeltmesini sağlıyor. Macy’nin mücadeleci ruhu, inancını onarmasıyla yerine geliyor. Böylece çeşitli eşiklerden geçme cesareti buluyor. Bununla beraber Derrick, çok önemsediği cinselliğin o kadar da matah bir şey olmadığını acı bir deneyimle fark ediyor. Les ise kibirli duruşunu yaşadığı yeni deneyimlere rağmen sürdürüyor ve bir şekilde büyüyor. Bu sırada ona hayali arkadaşları, yani geçmişte tiyatro sahnesinde yer almış meşhur sanatçılar eşlik ediyor.

Farklılıktan Doğan Sıradanlık
Everything’s Going to Be Great’in afişinde görülen renkler, Wes Anderson filmlerini hatırlatarak merak uyandırıyor. Bu benzerlik, karakterlere de kenarından köşesinden yansıyor. İzlerken Moonrise Kingdom (2012) ve The Royal Tenenbaums (2001) akla geliyor. Bu filmlere benzerliğinin ilham seviyesinde olduğunu söyleyebilirim. Tenenbaums ailesinin tuhaflığı düşünüldüğünde, Smartlar’ın çok daha sakin ve kendi hallerinde olduğunu söylemek mümkün. Hayatlarının belirleyici unsuru kaybolduğunda bile bir arada kalmayı başarmaları dokunaklı. Artık onları bir arada tutan tutkal eksik olsa da…
Everything’s Going to Be Great, isminin barındırdığı umudu giderek artan dozda yansıtıyor. Bunu sağlayan etmen çoğu zaman müzik oluyor. Müzikallerden yapılan alıntılar ve eski zamanları hatırlatan şarkılara sahip soundtrack, renklerin hissettirdiği nostaljiyi tamamlıyor. Ne var ki, film bittiğinde buna benzer çok fazla film izlediğimi fark ettim. Seleflerinden farklı olma çabası, karakterlerin sıradanlaşmasına neden olmuş. Filmin tüm çabasına rağmen temposu düşük, merak uyandırma becerisi ise zayıftı. Oyunculuklar, müzikler ve görsel dünyası iyi olmakla birlikte Everything’s Going to Be Great bana kalırsa zayıf bir filmdi.
Burcu Demirer‘in diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, X ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
I Know What You Did Last Summer: Taklitçi Bir Nostalji Sömürüsü





















Yorumlar