Vancouver Film Festival, Santa Barbara Film Festival ve Adana Altın Koza Film Festivali gibi önemli film festivallerinde gösterime girmiş olan 2024 yapımı yerli dram filmi Hakkı, 27 Haziran 2025 tarihinde MUBI platformunda yerini alıyor. Altın Koza’dan Film-Yön En İyi Yönetmen Ödülü ve Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyunu Ödülü ile dönen filmin yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Hikmet Kerem Özcan üstleniyor. Özcan‘ın ilk uzun metrajı olan Hakkı, dram ağırlıklı olmasının yanında kara mizah ve gerilim türleri arasında da gidip gelen bir hikaye sunuyor.
Hakkı, küçük bir Ege kasabasında yaşayan ve turistlere hediyelik eşya satarak geçinen birisidir. İki çocuk babası olan Hakkı’nın sakin ve geçim sıkıntılı yaşamı, bir gün bahçesinde bulduğu tarihi eser ile alt üst olmaya başlar. Paranın getirdiği güç arzusu ve doyumsuzluk Hakkı’yı değiştirecek ve ailesinin parçalanmasına sebep olacaktır.
Yerli Dramda Farklı Bir Hikaye
Hakkı, birbirinin benzerleri arasında sıkışmış olan yerli dram filmlerinden farklı hikayesiyle sıyrılmayı başarıyor. Bir tarihi eserin bulunmasıyla dağılan ve daha fazlasını isteyen bir adamın hikayesini anlatan film, dramasının yanı sıra sunduğu psikolojik gerilim ve karakter portresiyle öne çıkıyor. Ailesini geçindirmeye çalışan naif bir adam olan Hakkı’nın tarihi eseri bulmasının ardından yaşadığı çaresizlik ve hızla gelişen doyumsuzluk etkili bir biçimde yansıtılıyor.
Hikayesinin dışında doğal karakterleri ve sorunsuz diyalogları da filmi güçlü kılıyor. Fakat en büyük ve belki de tek sorun filmin süresi için uzun kalan senaryosu gibi gözüküyor. Bir buçuk saatlik ortalama süresine rağmen hikayede bir şeyler eksik kalıyor. Yan hikaye anlatımlarını tercih etmeyen film sanki bir kısa film senaryosundan uzatılmış gibi hissettiriyor. Fikrin ve atmosferin potansiyeli kaçırılıyor.
Performansların ve Sinematografinin Gücü
Hakkı‘nın orijinal hikayesini oyuncu performansları ve sinematografisi destekleyip güçlendiriyor. Hakkı’yı canlandıran Bülent Emin Yarar karakterinin hakkını tam olarak veriyor. Karakterin çaresizliği, saflığı ve karanlık yola sürüklenerek dağılışı, etkileyici bir biçimde gözler önüne seriliyor. Filmin bir diğer etkileyici performansı ise Erhan karakteriyle Özgür Emre Yıldırım‘a ait oluyor. Özgür Emre Yıldırım bir kez daha komedi dışındaki bir filmde kabiliyetini ortaya koyuyor, karakterini Hakkı kadar gerçek hissettiriyor. Filmdeki diğer performanslar da iyi bir biçimde hikayeye hizmet ediyor, tip haline gelmiyorlar.
Burak Baybars‘ın görüntü yönetmenliğini gerçekleştirdiği filmin sinematografisi ortalamanın üstüne çıkan görselleriyle filmi yukarıya taşıyor. Kurduğu dünya, dramın yanında gerilimi de hissettiriyor. Hatta yer yer bir korku-gerilim filminin atmosferini de yarattığı söylenebilir. Teknik yönden tek handikapıysa yerli filmlerde hala tam olarak çözülemeyen diyalog sesleri gibi gözüküyor. Atmosfer ve diğer ortam seslerinde bir problem olmamasına rağmen bazı sahnelerde diyaloglar boğuk kalıyor, anlaşılması güçleşiyor.
Sonuç olarak, Hakkı, yerli dram sinemasına farklı bir soluk getiren, türler arasında dolaşan bir yerli film olarak MUBI‘de yerini alıyor. Psikolojik gerilime dayalı karakter derinliği, güçlü oyuncu performansları ve özenli sinematografisiyle dikkat çeken yapım, özellikle Bülent Emin Yarar’ın performansıyla akılda kalıcı bir portre çiziyor. Her ne kadar hikayesinin potansiyelini senaryosunda tam anlamıyla kullanamaması ve temposundaki bazı aksaklıklar filmi sınırlandırsa da, Hakkı, farklı hikayesiyle yönetmeni Hikmet Kerem Özcan’ın ilk filmi olarak öne çıkıyor.
Buğra Mert Alkayalar‘ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Daha fazlası için bizi Youtube, X ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.
 
                                                
                     By
By 



















Yorumlar