0

Secret Level duyurulduğu ilk andan beri merakla beklediğim bir yapımdı. Love, Death & Robots‘ın yapımcılarının elinden çıktığını öğrenince dizi için ümidim daha da artmıştı. Her ne kadar ilk sezonundaki kalitelerini koruyamamış olsalar da, özgünlüklerinden dolayı her zaman seveceğim bir yapım olacak LD&R.

Prime Video oyun içeriklerine oldukça fazla yatırım yapmaya başladı. Yakuza, God of War, Mass Effect gibi oldukça önemli oyunlar hakkında içerikler yapılıyor ve yapıldı. Secret Level ise bünyesinde çok fazla oyunu barındıran, her bölümü birbirinden farklı bir antoloji serisi. 10 Aralık itibarı ile Prime Video’da ilk 8 bölümü de yayınlandı. Ben de merakla beklediğim bu yapımın her bölümünü spoilerlı bir şekilde ayrı ayrı sizler için inceleyeceğim. Hazırsanız başlayalım.

Secret Level Dizi İncelemesi Arakat Mag Dungeons & Dragons: The Queen's Cradle

Öncelikle şunu belirteyim D&D evrenine inanılmaz derecede hakim değilim. O yüzden eksik veya yanlış bir bilgi verirsem kusuruma bakmayın. İkonik masaüstü rol yapma oyunu Dungeons & Dragons bölümü ile diziye başlıyoruz. Kötü bir lanetin etkisinde kalan Solon isimli karakteri ve onu kurtarmaya çalışan bir grubu anlatıyor hikaye. Bu maceracı grup Solon’u D&D evreninin en tehlikeli varlıklarından birisi olan Tiamat’ın etkisinden kurtarmaya çalışıyor. Buna bir altın ejderha olan Oriel de yardım etmeye çalışıyor. Ancak Tiamatın varlığı, dışarıda bir Lich ile yaşanan savaş derken olaylar iyice karışır. Tiamat, Altın Ejderler tarafından sevilmez. Altın Ejderlerin lideri Bahamut, Tiamat’ın aslında kardeşidir bu da Oriel’e ekstra bir düşmanlık beslenmesine sebebiyet verir. Bölüm sırasında Altın Ejderler’in ne kadar güçlü olduğunu görürken, aynı zamanda Tiamat’ın da ne kadar tehlikeli bir yaratık olduğunu anlayabiliyoruz.

Klasik D&D göndermeleri de bulunmakta bölüm içerisinde. Her biri birbirinden farklı ırk ve yetenektedir. Bunlar tatlı dokunuşlardı. Bölümün tüm duygusal yükünü de Solon ve Mora çekiyor. Solon’un bütün bölüm boyunca acı çektiğini zaten görüyoruz. Mora, Solon’a bundan daha fazlası olabileceğini, kendi geçmişinden örnekler vererek anlatmaya çalışıyor. Solon, Oriel’e giderlerse Tiamat’ın ortaya çıkacağını biliyor ama bir türlü söyleyemiyor. Burada da her seçimin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Eğer Solon’u orada bıraksalardı ne Tiamat ortaya çıkardı, ne de ekip zorlu bir savaş vermek zorunda kalırdı.

Bölümü fena bulmadım açıkcası. Bunun en büyük sebebi de bölümün adeta koşuyormuşçasına anlatılmasıydı. Sanat tasarımı olarak oldukça beğendim bölümü. Yakın plan çekimlerinde yer yer gerçeğe çok yakın hissettirdi. Geniş planlı manzaralar da şahane görünüyordu. Kamera kullanımına ise bayıldım. Özellikle savaş sahnelerinde sanki savaşın içerisindeymiş gibi dinamik bir kamera kullanımı vardı. Bu oldukça hoşuma gitti. Genel olarak fena olmayan bir bölümdü.

Secret Level Dizi İncelemesi Arakat Mag Sifu: It Takes A Life

Sifu: It Takes A Life

Sifu fragmanlardan sonra en çok beklentimin olduğu bölümdü. Oyununu da çok sevdiğimden dolayı özel bir beklentim vardı bununla ilgili. Hem oyunda hem de dizide işlenen genel hikaye aynı. Babasını öldüren çeteye karşı intikam alma arzusu. Bol aksiyonlu ve oldukça kanlı bir bölüm olmuş bu bölüm.

Bölümün ana kötüsü Sean, aslında ana oyunda dövüştüğümüz bosslardan sadece bir tanesi. Dizide ana kötü gibi anlatılmış ki kısa bir bölüm için makul bir tercih bu. Kendisi aynı zamanda karakterimizin babasının bir öğrencisiydi ve ona ihanet eden 5 öğrenciden biriydi. Ki kendisi zaten karakterimizin babasının boynunu kırarak öldürüyor. 

Oyunlarda kullanılan temel mantıklardan birisi nedir? Öldükten sonra yeniden doğmaktır. Sifu‘da bu olay bir mekaniğe yediriliyor ve karakterimiz öldükten sonra her dirilişinde yaşlanıyor. Bu da dümdüz bir dirilmeden daha çok ödenmesi gereken bir bedel gibi oluyor. Oyunda bu tılsım kendisine babasından kalan bir eşyadır bu arada. Dizide de aynı mantık işlenmiş ve çok da güzel olmuş. Özellikle bölümdeki dövüş sekansları gerçekten çok iyi idi. Her John Wick filminde bir kulüpte yaşanan büyük kavga havasını hissettirdi. Karakterimiz yaşlana yaşlana herkesi döverek ilerliyor ve en sonunda Sean’a ulaşıyor. Aralarındaki dövüş gösterilmese de karakterimizin daha da yaşlandığını görüyoruz. Oyunda dövüştüğümüz bosslara merhamet etme seçeneğimiz oluyor ki tüm ana bosslara bunu uygularsak oyunun gerçek sonuna ulaşabiliyoruz. Dizide Sean ile arasında ne geçti bilemiyoruz. Oldukça beğendiğim bu bölümde kafamızda şu soru işaretini bırakarak bitiyor. İntikam almak için tüm ömrünü heba etmeye değer mi?

Secret Level Dizi İncelemesi Arakat Mag New World: The Once And Future King

New World: The Once And Future King

Amazon Games tarafından geliştirilen MMORPG türündeki New World: Aeternum, bölümün kaynak materyali. Arnold Schwarzenegger’in canlandırdığı Aelstrom isimli deli bir adamın kral olma mücadelesini kara mizah tarzında izliyoruz. Yeniden dirilme konsepti burada da güzel kullanılıyor. Aeternum kıyılarındaki insanlar ölseler veya bir uzuvları kopsa bile hiçbir şey yaşanmamış gibi geri geliyorlar. Kendini beğenmiş Aelstrom da bu adanın kralı olmak için Kral Zimah’a (Gabriel Luna) meydan okuyor. Ama yani kendisi durmadan dayak yiyor ya da düello hariç yaptığı her şeyi de kaybediyor.

New World evreninde bir yozlaşma durumu da var. Antik uygarlığın bir deneyi sonucu ortaya çıkan bu yozlaşma durumu insanların en kötü özelliklerini ortaya çıkarabiliyor. Aelstrom’un bu durumu yaşadığını açık bir şekilde bölüm içerisinde görebiliyoruz. Kibri ve hırsı onu yozlaştırıp, silah ve zırhlarla kuşandırıyor onu.

Komedi tarafı daha ağır basan bölümün sonunda hikaye tonu değişip dramatik bir tona geçiyor. Kullandığı güç de, hırsı da hiçbir işe yaramıyor ve sonunda yine de kaybediyor. Aelstrom’un yardımcısı Scaevola onun ayaklarının daha yere basması için bölüm başından beri mücadele verse de kendisi pek umursamıyor. Ki kral unvanını kendisinin hak ederek değil de çevresindekilerinin yardımıyla kazandığını öğrenince ciddi bir karakter gelişimi yaşanıyor. Hırsı uğruna bölümün sonunda kaybettiği yoldaşını da çok asil bir hareket ile tekrar kazanıyor. Belki de bölümün ismindeki “Future King” ibaresi tam olarak bu hareketinden sonra söylenebilecek bir şeydir.

Secret Level Dizi İncelemesi Arakat Mag Unreal Tournament: Xan

Unreal Tournament: Xan

Unreal Tournament normalde birinci şahıs bir nişancı oyunu. Ancak izlediğimiz bu bölümde daha derin bir anlatım tercih edilmiş. Ezilen bir robot olan Xan, çalıştığı yerde arkadaşlarının zorbalanmasını kaldıramaz ve insanlara karşı bir ayaklanma başlatır. Fakat bu ayaklanma robotlar için pek iyi olmaz. Liandri Corporation tarafından düzenlenen bir turnuvada yarışmak zorunda bırakılırlar. 

O dönemde insan ırkı büyük bir savaş da vermektedir. Bu savaşın da en büyük para kaynağı madencilik. Ki robotlarımız da burada çalışıyor zaten. En büyük para kaynağı da olsa oldukça kötü şartlar altında çalışıyor insanlar. Bu da oldukça fazla gerginliğin ve şiddetin ortaya çıkmasına neden oluyor. İşte bu noktada da Liandri Corp. Unreal Tournament’i başlatıyor. Şirket, bir nevi gladyatör dövüşleri düzenliyor burada. Xan ve onun yanındaki robotlar karşılarına çıkan ekipleri teker teker alt ederek hem saygınlık kazanıyorlar hem de intikam arzularını tatmin ediyorlar. Xan bölümde tam olarak bir oyuncu gibi. Yanında ona bağlı botlar da bulunuyor. Aynı zamanda oyundan da aşina olduğumuz bir sürü silah ve easter egg‘ler de bulunuyor. “First Blood”, “Headshot” gibi ikonikleşmiş ses efektlerini bölüm sırasında duyabiliyoruz. Bunlar çok tatlı göndermeler olmuş.

Bu bölüm de, güzel aksiyon sahnelerini izlettikten sonra sonunda derinleşiyor. Xan, teker teker tüm rakiplerini yeniyor. Sonrasında da arenayı kontrol eden yapay zekayı alt ediyor. Bu da Xan’in arenada tam potansiyeline ulaşmasını sağlıyor. Aslında bu ezilen bir halkın isyan hikayesi gibi. Aynı zamanda robotların ve yapay zekanın gelecek adına tehlikesini de vurgular nitelikte. Shoter türüyle meşhur olmuş Unreal Tournament için oldukça güzel bir hikayeli bölümdü.

Secret Level Dizi İncelemesi Arakat Mag Warhammer 40,000: And They Shall Know No Fear

Warhammer 40,000: And They Shall Know No Fear

Bu bölüm sanırım 8 bölüm içerisindeki en iyisi. Warhammer evrenine tüm detaylarıyla hakim olmasam da oldukça beğendiğim bir bölüm oldu. Uzunluk olarak da yeterli hissettiren, aceleye gelmeyen bir düzene sahip olması beğenmemi sağladı. Warhammer evreni gerçekten çok derin bir evren. Henry Cavill‘ın da yapımcılığını üstlendiği Amazon yapımı bir Warhammer dizisinin de çekileceğini biliyoruz.

Yıllar önce Metaurus, seriden de aşina olduğumuz Titus’u seçmiştir. Ekibimiz bir gezegene inip oradaki çeşitli düşmanları alt ederler. Buradaki savaş sekansları oldukça güzel görünüyordu. Sonrasında da bir yarığa doğru yol almaya başlarlar. Yarıkta onları alt ettikleri düşmanlardan da daha büyük bir tehlike bekliyordur. Zamanı durdurma gücüne sahip bir yaratık, tüm ekibi tek tek öldürmeye başlar. Fakat birisi yaptığı büyüye karşı koyup onu öldürmeyi başarır. O kişi Titus’un ta kendisidir. Bu da Metaurus’un yıllar önce doğru bir seçim yapıp Titus’u boş yere almadığını gösteriyor.

And They Shall Know No Fear

Bu cümle Marineler için oldukça önemli bir cümle. Bölüme ismini veren bu cümle evrenin de en ikonik cümlelerinden de birisi. Titus, bölümün başında gördüğümüz halinden arınır ve korkusuz bir savaşçı olur. Warhammer bölümü 8 bölümünü izlediğimiz bu antoloji serisinin en özen gösterilmiş, en detaylı ve en güzel görselliğine sahip bölümü. Evrene biraz daha hakim olsam alacağım zevkin çok daha fazla olacağına eminim. Çünkü evreni seven herkesin bu bölüm hakkında çok olumlu yorumlar yaptığını da gördüm.

Pac-Man: Circle Bölüm İncelemesi Arakat Mag

Pac-Man: Circle

Bu sanırım dizi içerisindeki en ilginç bölümdü. Pac-Man dediğimiz oyun dümdüz yemleri yemekten ibaret olup bir yandan da hayaletlerden kaçan sıradan bir şey aslında. Fakat bu dizide anlatılan Pac-Man hikayesi oyuna bakış açımızı değiştirecek cinsten. Çünkü düşününce Pac-Man için dizi bölümü çekmeye değer mi gibi düşünülebilir. Ki ben de düşünmüştüm bunu. Ancak vahşet dolu, karanlık ve korkunç bir evren sunarak bunu anlatmayı tercih ediyor Secret Level.

Bölümün başında karakterimiz bir kapsülden çıktıktan sonra onu bir küre karşılıyor ve bütün bölüm boyunca söylediği o repliği ilk kez söylüyor. Ye ya da yen. Karakterimiz çeşitli düşmanlar ile savaşarak onları öldürüyor ve yemeye başlıyor. Yanında gezen küre de her seferinde bu lafı ona hatırlatıyor. Biz ise bölümün sonuna kadar bu karakterin aslında Pac-Man’in kendisi olduğunu sadece onu bir insan formunda gördüğümüzü düşünüyoruz. Ancak son sahnede işlerin rengi ciddi şekilde değişiyor.

Karakterimiz labirentin çıkışına geliyor ve son bir düşmanla dövüşmesi gerekiyor. Ancak düşman ondan çok daha güçlü durumdadır. Tam karakterimiz çaresizlik içerisindeyken, yanında gezen kürenin Pac-Man formunu aldığını ve aslında orijinal Pac-Man’in kendisi olduğunu görüyoruz. Bu adamı kullanarak hayaletleri öldürmeyi ve labirentten kaçmayı planlayan Pac-Man, adamın içerisine girip Blinky’i öldürür. Fakat adam Pac-Man’i içerisinden tutup çıkararak onun nihai amacına ulaşmasını engeller. Kurtulması gereken aslında o kapsülden çıkan adam değil, Pac-Man’in ta kendisidir. Bölümün sonunda ise bu kapsüllerden bir sürü olduğunu ve bunun aslında bir döngü olduğunu görüyoruz. Aynı Love, Death & Robots‘daki Aquilla Rift bölümündeki gibi.

Crossfire: Good Conflict Bölüm İncelemesi Arakat Mag

Crossfire: Good Conflict

Secret Level‘ın 7. bölümü 2007 yapımı Crossfire isimli oyuna odaklanıyor. 16 kişilik ekiplerin birbirleriyle ortak çalıştığı ve diğer ekiplerle savaştığı bir oyun Crossfire. Dizide de iki asker grubu arasındaki çatışmayı anlatıyor zaten. Bu bölüm bence dizinin en zayıfıydı. “Gerçek kötü kim?” sorusunu sorarak iki grup arasındaki çatışmaya değiniyor.

Crossfire bölümü Black List isimli grubun tanıtımıyla başlıyor. Grubun amacı müşteriyi güvenli bir şekilde taşımak. Fakat buna engel olmaya çalışan Global Risk isimli bir başka grup da var. Black List grubunun aynı zamanda müşterinin güvenilir olup olmadığıyla ilgili de soru işaretleri var. Bu da işleri onlar için oldukça zorlaştırıyor. Global Risk, Black List’in yerini tespit ettikten sonra çatışmalar başlıyor ve bölümün aksiyon dozu artıyor. Tespit edildikten sonra da ekip takip edilememek için zeki bir şekilde müşteriyi ve çantayı ayırıyor. Bu da onlara vakit kazandırıyor. Devamında ise kovalamaca sekansları ve çeşitli çatışmalar ile bölüm sonlanıyor aslında.

Şu ana kadar her bölümün sonunda aslında ton değişip verilmek istenen mesaj net bir şekilde verildi. Bu bölümde de “Bizler kötü adamlar değiliz” sözü oldukça fazla söylendi. Hatta son sahnelerde de buna uygun bir sahne yaşandı. Ancak bana duygusal olarak da motivasyon olarak da bölüm sırasında herhangi bir şey geçmedi. Bu da bölümün en eksik yanlarından birisi bence.

Secret Level Dizi İncelemesi Arakat Mag Armored Core: Asset Management

Armored Core: Asset Management

Gelelim Keanu Reeves‘in başrolünde bulunduğu 8. bölümümüze. Çok sevdiğimiz FromSoftware‘in oyun serisi Armored Core‘dan esinleniyor bölüm. Keanu bir pilotu canlandırıyor. İnsanlar tarafından dışlanan bir karakter ama o büyük mech‘leri kullanmaktan oldukça zevk alan birisi.

Bölüm boyunca karakterimize eşlik eden bir ses de var. Ona rehberlik edip savaş sırasında veya normal durumlarda ona yardımcı oluyor. Aslında bu Cyberpunk‘taki Johnny Silverhand gibi düşünülebilir. Sadece bölüm içerisinde karakterimiz onu görmüyor, sesini duyabiliyor. Pilot bir görev alıyor bir fabrikaya gitmesi isteniyor. Bu fabrikada yaşanan savaşlar sonrasında da pilot, kendi geçmişi hakkında bazı bilgilere sahip oluyor. Bu sanırım serinin son oyununda ilk defa değinilen bir şeydi.

Bu bölüm de zayıf bölümlerden birisiydi bence. Keanu Reeves‘i oynatmanın pek artısını kullanamamışlar. Armored Core‘un sadece son oyununa az da olsa hakim olduğumdan da olabilir, ancak ben çok keyif almadım bölümden.


Son 2 bölüm dizinin en zayıf bölümleriydi bana göre. Onun dışında Warhammer ve Unreal Tournament bölümlerini oldukça sevdim. Her bölümde animasyonlar inanılmaz derecede iyi. Özellikle bazı bölümlerdeki kamera kullanımlarını da çok beğendim. Bazı bölümlerin biraz daha uzun olmasını isterdim. Tadı damağımda kaldı diyebilirim.

Genel olarak da Love, Death & Robots ile benzer bir formül uygulanıyor Secret Level‘da. Bölüm başında olayla genel bir girizgah yapıp, sonunda da verilmek istenen mesaj ile bölümler noktalanıyor. İnanılmaz güçlü alt metinler aramaya, ya da inanılmaz güzel yazılmış diyaloglar beklemeye gerek yok. Kendinizi bu güzel animasyon dünyasına bırakın ve tadını çıkarın. Haftaya yayınlanacak 7 bölümün incelemesine dek görüşmek üzere.


Poyraz Akyol‘un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

The War of the Rohirrim: Kendi Kendisinin Parodisi

Metaphor: ReFantazio: Bir Ütopya Arayışı

Poyraz Akyol
Poyraz Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi. Film ve dizi izlemek onun en büyük tutkusu, oyun oynamak ise en büyük keyif kaynağı.

The War of the Rohirrim: Kendi Kendisinin Parodisi

önceki yazı

Kraven the Hunter: Vasat Ama Eğlenceli

sonraki yazı

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

Bunlar da ilginizi çekebilir