0
Bizi Instagram'da Takip Et

The Boys dördüncü sezonunu da geride bıraktık. Özellikle üçüncü sezonun ardından başlayacak yepyeni Vought düzeninin inşası, adeta olacakların fragmanı niteliğindeydi. Saflar artık belli, herkes elindeki en güçlü kartı oynadı ve bizim çocuklar kaybettiler. Sonunda Homelander bütün gücü eline alarak her baskıcı iktidar gibi devletleşti. Hem de başarısız bir suikast girişimi sonucunda. Gidişat farklı olsa da sonuç değişmedi, “Make America Super again!” diyenler kazandılar.

Yazarlardan tutun yapımcılara, The Boys ekibinde yer alan herkesi cesaretinden dolayı kutlamak lazım. Ortaya çıkardıkları esere ve cesaretlerine hayran kalmamak mümkün değil. İnsanların kafalarına bizon boynuzu takıp parlamento bastığı bir ülkede bu tarz bir işe imza atmak gerçekten yürek ister. Teşekkürlerimizi ilettiğimize göre, gelin hep birlikte sezon finalini değerlendirelim.

The Boys Arakatmag 4. Sezon 8. Bölüm İncelemesi

Mavi ve Siyah’ın Savaşı

Öncelikle The Boys, sık rastlanan cinsten bir dizi değil. Böylesine özgün ve başarılı bir dizinin sonuna yaklaşıyor olmak gerçekten çok üzücü. Üçüncü sezonun sonunda içine düştüğümüz keşmekeşten kurtulduk. Hararet yavaşça düşerken, herkes cebindeki kozları tek tek oynadı. Genelde kontrolleri Homelander’ın elinde olan Vought tarafı, Sage’in sayesinde günün galibi oldu. Butcher ile kan ve vahşet dolu planlar yapan Boys ise merhamet yolunu seçip kaybetti. Üstelik yakalanıp, esir düştüler. Artık sadece sonuca odaklı, finale doğru uygun adım yürür haldeyiz. Tadında bırakacaklarını düşünerek bir, en fazla iki sezon daha izleyeceğimizi tahmin ediyorum.

Homelander, kötü olan her şeyin tek vücutta toplanmış haliyken, kaybedişiyle hikayenin sonlanmaması eşyanın tabiatına aykırı olur. Bu denli güçlendikten sonra da bir karakterin başına gelebilecek az şey kalıyor. Homelander yükseldikçe aşağıda kalanlar daha da küçülüyor. Sonunda, tanrı olduğuna yönelik hiç şüphesi kalmadığında kendisine güzel bir mağlubiyet yazacaklardır. Belki de yazmazlar. Neticede The Boys bu, sağı solu belli olmaz.

William Butcher öldü. O tanıdığımız, sevdiğimiz Butch abimiz artık yok. Giderken yanında Mallory, Neuman ve Neuman’ın kızını da götürdü. Butcher’ın örneği olmayan bir karakter gelişimi var. Adam yazılabilecek en klişe yöntemle iyi ve kötü arasında kaldı. Önceki bölüm incelemelerinde de söylediğim gibi sağ omuz ve sol omuz meleği meselesi çok lüzumsuz bir tercihti. Sonrasında beklenen üzere iyi olanı seçti. Ardından bu bölümde, Hughie’yi arayıp son sözlerini de söyledi. Fakat olaylar beklediğimiz gibi ilerlemedi.

The Boys evreninde bir silah gözüktüyse patlar elbette, Butcher’ın içindeki canavarın ortaya çıkacağı belliydi. Ben yalnızca bu kadar güzel yedireceklerini tahmin etmemiştim. Bir adam düşünün, kendi içinde iyi ve kötü olanı ölçüp tartarak iyi yolda ilerlemeye karar veriyor. Ardından içindeki kötü buna müsaade etmeyip adeta dalga geçe geçe adamı ele geçiriyor. Klişeler ile şaşırtmak, gerçekten büyük başarı.

Beşinci Sezonun Fragmanı

The Boys‘un toplamda verdiği en büyük mesaj bu sezonun finaliyle netleşti. Herkesin derdi, tüm sıkıntılar bir şekilde su üstüne çıktı. Diğer bir deyişle kapalı kapı kalmadı. Şu anda kahramanlarımız en dibi gördüler, ele geçirildiler ve akıbetleri meçhul. Bununla beraber Vought dünyanın tepesine oturdu. Homelander ve Sage memleketi ele geçirdi. Elini kolunu sallayarak gezen iki kişi kaldı; Starlight ve Butcher. Belli ki birini ekibi kurtarırken ötekini de sağda solda Homelander’ı darlarken izleyeceğiz.

Önümüzdeki sezon bu yazar ekibinin elinden çıkacak bir “Adolf Homelander ve Sister Goebbels” işbirliği izleyecek olmak heyecan verici. Modern Amerika’da Homelander gibi salak ve güçlü birinin Nazi rejimi parodisini yazmak da her kula nasip olmaz. The Boys üretmesi ayrı tüketmesi ayrı eğlenceli bir marka. Son anda gördüğümüz Soldier Boy meselesine gelecek olursak, sığınak mı tehdit mi bilemiyorum. Dört sezon The Boys izlemiş bir okura Homelander’ın karakter analizini baştan yapmanın bir anlamı yok. Hepimiz bu şahsın öz babasını yok edemeyecek kadar ezilmiş olduğunu biliyoruz. Belki Stormfront ile olduğu gibi ara ara Soldier Boy’un yanına gidip dertleşir. Belki bir delilik yapıp babasını uyandırır fakat bu kadar aptal değildir diye düşünüyorum.

Velhasıl yine hüsran ve hasret dolu günler bizleri bekliyor. Bir sonraki sezona kadar boynumuz bükük bekleyeceğiz. Özellikle de ipler kopmuş, ekip dağılmışken bir sonraki adımda bizi neler bekliyor çok merak ediyorum. Süper polisler ülkenin dört bir yanında insan avına çıkmışken, Starlight ve yeni süper kötümüz Butcher neler yapacak? Ryan paşa paşa babasına mı dönecek yoksa duyduklarını sindiremeyip kendi yolunu mu çizecek? Penis ile vurulup bayıltılan MM’in, sonunda dili çözülen Kimiko’nun akıbetleri ne olacak? Hep birlikte bekleyip göreceğiz. Önümüzdeki sezon görüşmek dileğiyle…

Mehmet Tezcan’ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Twitter, Instagram, Discord ve Letterboxd aracılığıyla takip edebilirsiniz.

The Boys: 4. Sezon 7. Bölüm İncelemesi

House of the Dragon 2. Sezon: Beşinci Bölüm İncelemesi

Mehmet Tezcan
Arakat Mag'in sesi ve yazarı.

    Horizon: An American Saga Chapter 1: Bir Destan Denemesi

    önceki yazı

    Lady in the Lake: 1. ve 2. Bölüm İncelemesi

    sonraki yazı

    Yorumlar

    Yorumlar kapatıldı.

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    daha fazla Prime Video