0

Batman bende ve eminim çoğu kişide yeri ayrı olan bir karakterdir. Onu bu kadar sevmemizi sağlayan ve diğer süper kahramanlardan ayıran birçok sebep var. Karmaşık ve derin karakteri, travmatik geçmişi, zekası, karanlık atmosferli Gotham Şehri’nde geçen hikayeleri, ilginç ve ikonik düşmanları, dedektiflik yetenekleri, kendi adalet anlayışı ve en önemlisi sıradan bir insan olması. Batman: The Animated Series, bu saydığım maddeleri çok iyi bir şekilde ekrana taşımıştır. Çoğu çocuğun da Batman’i sevmesini sağlayan en büyük eserdir.

Yıllar sonra Batman: The Animated Series‘in yönetmeni Bruce Timm‘in Batman: Caped Crusader isimli yeni bir animasyon yapacağını duyunca çok heyecanlanmıştım. İlk başta HBO MAX’de yayınlanması planlanan animasyon serisi, devamında iptal edildi. En sonunda da Prime Video’da yayınlandı. Bruce Timm, Matt Reeves ve J. J. Abrams imzalı kara şövalye hikayesine gelin beraber bakalım.

Batman: Caped Crusader

Yeni Ses ve Yeni Bir Seri

Bana göre günümüzde bir Batman hikayesi yazmak oldukça zor bir iş. 80 yıldır var olan bir karakterden bahsediyoruz ve neredeyse her hali anlatıldı. Yukarıda da bahsettiğim gibi “İşte gerçek Batman bu” dedirten ve çok sevilen bir uyarlama Batman: The Animated Series. Peki Bruce Timm yeni eserinde ustalık eserini gölgesinde mi takip ediyor yoksa yeni bir baş yapıt çıkarmanın peşinde mi?

Bunun cevabı kısmen evet kısmen de hayır. Anlatılan Batman ve Bruce Wayne hikayeleri farklı olduğundan direkt olarak gölgesinde kalma durumu olduğu söylenemez. Ama Batman: The Animated Series‘in her bölümde farklı düşmanlarla mücadele ederken arkada da karakterlerin gelişimine şahit olmak dizinin en iyi yönlerinden birisiydi. Her ne kadar 10 bölümünü izlemiş olsak da Batman: Caped Crusader‘da aynı formülle ilerliyor. Muhtemelen ilerleyen sezonlarda bu sezonda inşa edilen şeylerin üzerine koyacaklardır.

Çok sevdiğimiz rahmetli Kevin Conroy‘un üzücü vefatının ardından Bruce Timm‘in başında olduğu bir Batman animasyonu izliyor olmak biraz buruk hissettiriyor. Tamamen Batman ile özdeşleşmiş bir sesi artık duyamayacak olmak gerçekten üzücü ancak bu animasyonda Batman’i seslendiren Hamish Linklater Conroy kadar olmasa da oldukça iyi iş çıkarmış. Yalnız Linklater değil dizideki seslendirmeler de oldukça başarılı.

Batman: Caped Crusader

1940’larda Gotham Sokaklarında Bir Yarasa

Batman: Caped Crusader, daha jenerikte tonunu çok net belli ediyor aslında. Noir eser oluşturma konusunda ustalaşan çizgi roman yazarı Ed Brubaker, dizinin yazarlarını yönetiyor. Ki bu durum yaratılan atmosfere net bir şekilde yansıyor. Yaratılan hava olarak Caped Crusader‘i baya başarılı bulduğumu söylemeliyim bu noktada. Çünkü bu sadece Gotham tasarımıyla sınırlı kalmıyor. Kostümlerden, karakterlerin yaşam tarzlarına kadar her şey yılına ve atmosfere çok iyi hizmet ediyor.

Batman: Caped Crusader, Batman: Year One hikayesi gibi değil. Batman’in nispeten çömezlikten çıkmış ama şehirde hala bir efsane olarak gezdiği bir dönemde geçiyor. Jim Gordon’la bile tanışmıyor daha kendisi. Hikaye Batman’in ortaya çıkışına dair herhangi bir şey de sunmuyor. Artık hepimizin ezbere bildiği bir hikayeyi tekrar tekrar anlatmaya da gerek yok açıkçası. 

Bruce klasik olarak yine yalnız. Ailesinin trajik ölümünden sonra kötülüğü bitirmeye yemin etmiş bir kahraman. Her ne kadar fazla değinilmiyor olsa da kendisi ailesinin ölümünü tam olarak atlatabilmiş değil. Dizi bunu bir bölümde çok net göze sokuyor. Bunlar bildiğimiz klasik yönleri. Ancak Batman: Caped Crusader‘ın en farklı yaptığı şey Bruce’un karakteri. Kendisi inanılmaz soğuk ve herkese karşı çok mesafeli. Öyle ki şu ana kadar gördüğümüz işlerinde diğer insanlara karşı mesafeli olsa bile Alfred ile hep çok yakın olmuştur. Fakat burda Alfred’le bile ilişkileri soğuk. Aralarında daha çok bir işveren ve çalışan ilişkileri var. Muhtemelen ilerleyen sezonlarda bu ikilinin ilişkisi üzerine daha çok durulup güzel bir dinamik işlenecektir.

Batman: Caped Crusader

Arkada Dönen Entrikalar

Tabi bir süper kahraman işinde en önemli olay, karakterimizin kötüleri pataklamasıdır genel olarak. Ancak anlatılan bir Batman hikayesi ise Gotham’ın yozlaşmasını iyi aktarmak gerekir. Batman meşhur kötüleriyle savaş verirken arkada Jim Gordon, Barbara Gordon ve dedektif Renée Montoya yozlaşmış düzen ile uğraşıyor. Harvey Bullock, Arnold Flass ve Rupert Thorne’un genel olarak hüküm sürdüğü Gotham, belki de sezondaki en büyük karakter gelişiminin yaşanmasını sağlıyor. Harvey Dent’in başkanlık seçiminde geriye düşmesi sonucu Thorne’dan yardım istemesi onun Two-Face’e olan yolculuğu için önemli oluyor.

Batman: Caped Crusader‘ın kötüleri kullanışı, diziyi en ilginç yapan unsurlardan birisi. Genel olarak kıyıda köşede kalmış kötüleri görüyoruz dizide. Hatta bambaşka ve çok iyi yorumlarıyla görüyoruz. Özellikle …And Be a Villain bölümündeki Clayface hikayesine bayıldım. İlginç bir Harley Quinn yorumu, bildiğimiz baştan çıkarıcı Selina Kyle ve kadın Penguin ile dizi bildiğimiz kötüleri de ekrana sunuyor.

Batman: Caped Crusader

Sonuç

Biraz evrene giriş sezonu olduğundan dolayı karakterlerimizin iç dünyasına fazla girmemiş olmamızı kabul edebilirim. Ki sezon içinde de bazı karakterlere ufak da olsa gelişim yaşatıldı. Ancak sonraki sezonlarda bu durumun artmasını bekliyorum. Çünkü bu sezonun en eksik kaldığı yerlerden birisi burası.

Batman: The Animated Series‘in çok büyük bir fanı olduğumdan dolayı Batman: Caped Crusader için her ne kadar heyecanlı olsam da çekincelerim vardı. Tekrardan aynı güzellikte bir eser çıkarma kaygısı yönetmen ve yazarları baskı altına alıp hataya sürükleyebilirdi. Fakat izlediğimiz kadarıyla sağlam bir temel inşa edebilmiş, tertemiz bir Batman işi var elimizde. Aynı seviyede mi değil mi gibi konuşmaları yapmak için çok erken şu anda ancak seviye olarak aynı olmasa bile çok yakınında olacağını düşünüyorum dizi bittiğinde. Tabi bu söylediklerim dizide radikal değişiklikler yapılmazsa geçerli. Eğer Batman’i gerçekten seviyorsanız bence bu işi kaçırmayın. 25 dakikalık 10 bölümden oluşan dizi su gibi akıp bitiveriyor. Umarım kısa süre içerisinde sonraki sezonlarda görüşürüz.

Poyraz Akyol‘un diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Trap: Pop Konserinde Seri Katil Avı

Deadpool & Wolverine: Marvel’ın En İyi Multiverse Filmi

Poyraz Akyol
Poyraz Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi. Film ve dizi izlemek onun en büyük tutkusu, oyun oynamak ise en büyük keyif kaynağı.

Trap: Pop Konserinde Seri Katil Avı

Previous article

House of the Dragon: İkinci Sezon Finali İncelemesi

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like

More in Prime Video