0

Erşan Kuneri 2022’nin en çok tartışılan yapımıydı. Hatta bugüne dek Netflix Türkiye’nin en çok tartışılan işiydi desek abartmış olmayız. Başarısız süper kahraman aksiyonları, akla gelen vasat twistlerin üzerine yazılan sekiz saatlik hikayeler, amcası yapımcı olan şımarık zengin çocuklarının torpilli romantik komedileri varken en çok Erşan Kuneri‘yi tartıştılar. Ben o dönem haksızlık edildiğini düşündüm. Kuneri’nin ilk sezonu, dijitaldeki yerli içerikler arasında kesinlikle üst sıralarda benim için. Unutmayın ki Cem Yılmaz dizi/filmleri Tarkan şarkılarına benzer. Tekrar tekrar izledikçe güzelleşir, her seferinde bambaşka bir fotoğrafla güldürür.Erşan Kuneri 2. Sezon İncelemesi Arakat Mag

Bana Hitap Ettiğine Eminim

Cem Yılmaz’ın da bu konuda verdiği tepkiler en az izleyici kadar tuhaf. Bugüne dek yaptığın her eseri deneyimlemiş ve beğenmiş insanlara “Demek ki sana hitap etmiyor.” demek de bir acayip. Bu film ya da dizi bir Cem Yılmaz komedisi mi? Evet. E bugüne kadar çeşit çeşit Cem Yılmaz komedisi izlemiş bir insana hitap etmiyorsa kime ediyor bu? Bu arada bu yanıtı Karakomik Filmler için verdi diyebilirsiniz. Unutmayalım ki izleyiciler bu iki filmin yalnızca ‘Komik’ olan kısımlarını eleştirdi. Kısacası Cem Yılmaz’ın ustalık dönemi Kanuni’nin yaşlılık devrine döndü. Herkes huzursuz, üreten ayrı tüketen ayrı şikayetçi. Bir yandan günümüzde komedyenlik belediye tarafından dağıtılmışçasına, kabak tadı veriyor. Öte yandan 2000ler’in  komikleri artık eski tadı vermiyorlar.

“Gülmeye bu kadar ihtiyacımız varken.” gibi klişelere girmeyeceğim kesinlikle. İnsanın gülümsemeye ihtiyaç duymadığı dönem mi olur? Toplumca hakkını verebildiğimiz çok az şey var ve biri komedi. Ne olursa olsun gülmeyi ve güldürmeyi başaran insanlarız. Bu yüzden bu kolda başarısız olmak ziyadesiyle canımı sıkıyor. Önceki sezonu beğenen bir izleyici olarak ikinci sezonu izledim. Bu sezonun senaryosu; önceki sezonun hatta tüm Cem Yılmaz işlerinin, prodüksiyonun, oyuncu kadrosunun, esere dair her türlü başlığın gerisinde. Ve bu başlıklarda Erşan Kuneri ne kadar güçlü olsa da senaryoyu sırtlayamamışlar. Kadroda gelen gideni aratmış. İlk sezonun bölüm isimleri, bu sezonun bazı bölümlerinden daha komik. Gelin hep birlikte detaylı bir şekilde inceleyelim.

Erşan Kuneri 2. Sezon İncelemesi Arakat Mag

Ben Erşan’ı Çözemedim

Erşan Kuneri karakterini iki sezondur çözemedim. Bu adam Yeşilçam erotizminden esinlenerek yazılan, karizmatik Aydemir Akbaş mı? 20. yüzyılın pire gibi çalışan sinemacılarından biri mi? Sanatı kabul görsün isteyen ama pornocu sıfatı üzerine yapışan biri mi? Eğer böyleyse neden filmlerinde bu denli cinsellik var? Erotik film sektörüne bir eleştiriyse neden hikayenin parçası olan kadınlar daima bir erkek tarafından sahipleniliyor? Eğer güçlü kadın anlatılmak isteniyorsa, bu erkeğin kadına değil de kadının erkeğe tecavüz ettiğini göstererek mi anlatılmalı? Ya da neden “Sekreteri ile sevişen çayını kendi doldurur.” gibi tonlarca şaka barındırıyor?

Erşan aşık mı olmak istiyor, o zaman neden Seyyal ile başlayan tatlı sert cinsellik, Feride ile masum bir aşka, daha sonra Alev ile dansa veriliyor? Erşan romantik mi yoksa akılcı mı? Karakterin ses tonu bile bölümden bölüme değişkenlik gösteriyor. Bir bölümde Pek Yakında Zafer, bir bölümde Gora Erşan ötekinde Arif v 216 Erşan gibi konuşuyor. Bu sorulara ikinci sezonda yenileri ekleniyor. Her halinden eşcinsel olduğu anlaşılan, hatta ve hatta yanında oturan kadınla ilişkisi olduğu bariz olan bir kadınla bile sevişmek isteyen bir erkek üzerinden neyi, nereye kadar eleştirebilirsin? Kürk alana kadar sorun yaratan kadın karakter yazıp; cinselliği, kadına yüklenen rolü farklı anlatacağını iddia etmek bana absürt geliyor.

Nitekim tüm bunlar lafügüzaf. Erşan Kuneri’nin ikinci sezonu komik değil. Aslında en önemli sorun bu. Metin cinsiyetçi olsun, feminist olsun, ne olduğu belli olmasın hepsini bir kenara bıraktım. Dizi oyuna zaten bir sıfır geride başlıyor. Bakın Yaprak Sarma ve Şekerpare bölümlerini seyretmektense yüksek sesle Kuru Murat ya da Faqbadî demek insanı daha çok güldürüyor. Kadronun kalitesi diziyi A noktasından B noktasına taşıyor ama sürtünmesiz ortamda.

Güldürürken Kara Kara Düşündürdü

Şimdi önce şuna karar vermek lazım. Erşan Kuneri dizisi bir eleştiri mi yoksa övgü mü? Irishman gibi yaşlı Erşan’ın ağzından dinliyoruz biz bu hikayeyi. Peki Erşan abimiz değeri bilinmemiş bir sanatçı mı? Yoksa çok kötü filmler yapan beceriksiz biri mi? Bölümlerin ilk yarısı, Erşan filmleri planlarken diyoruz ki “Ya bu adamın bu filmi tutsun.”. İkinci yarıda filmi bir izliyoruz, “Bu adamın setlere beş yüz metreden fazla yaklaşması yasaklansın.” diyoruz.  Vermek istediği mesaj şu mu, “Ne olursa olsun kıymet bilmek gerek.”. E keşke altın varaklı bir ömürle değil de gariban bir sinemacıyla anlatsaydınız Cem Bey. Belki karakterle empati kurabilirdik. Eğer burada mesaj insanların refaha değil alkışa ihtiyaç duyduğunu göstermekse de, refah dolu bir ömürde alkışı arzulayan insanı anlatmak mı mesele? Yoksa onca yokluk içinde hala beğeni arzulayan birini mi?  Arada kalmışlık, tüm dizinin iki kelimeyse özeti bu. Ne yardan geçiyor ne serden.

Denklemden Zafer Algöz, Çağlar Çorumlu ve çok az ekran süresi olsa da Celal Kadri Kınoğlu çıktığı anda, dizi bir işkence yöntemine dönüşüyor. İzlemesi güç, müzikal kısımlar sebepsiz, hikaye yüzeysel, şakalar sığ, kurgu vasattan hallice. Üzücü olan; o kadar çok emek harcanmış, ifa edilirken o kadar severek çalışılmış ki insan eleştirirken üzülüyor. Ezgi Mola ve Uraz Kaygılaroğlu’nun yeri o kadar belli ki, yeni gelen altı isim bu boşluğu dolduramıyor. Dakikalarca süren kahkahasızlık Zafer Algöz’den aniden gelen bir hakaretle bozuluyor. Çok komik anlar da var elbette ama Cem Yılmaz çıtası yüksek bir komedyen. Yani bizleri her an güldürmekten yoruldu mu bilmiyorum ama bu tempoya alışık değiliz bundan eminim.

Erşan Kuneri 2. Sezon İncelemesi Arakat MagSonuç Olarak

Taxi Driver şakasına ağız dolusu güldüm. Zaten Kötü Yol bölümü baştan sona komikti.  Kabare bölümleri çok başarılıydı. Aslında düşününce yazarda da çok suç yok. Sanırım iş Cem Yılmaz’ın diye, metni çok kırpmamışlar. Türkiye’de böyle bir sorun var bilirsiniz. Dünyanın genelinde filmlerden ve dizilerden çok sahne kesiliyor diye şikayet edilir. Burada yazara ayıp olur, sanatçıyı üzmeyelim diye sahne çıkarılmaz. Halbuki Erşan Kuneri‘nin ikinci sezonunun bir kısmını çıkarıp atsak ne hoş olurdu. Şu anda dizinin komedisini ve temposunu övüyor olurdum muhtemelen. Bence Yılmaz bir sonraki işinde bu olayı yayıncı kuruluşa bırakmadan, bir senaryo doktoruyla çalışmalı. Ve elbette artık müzik meselesinde dengeli olması lazım. AROG’da Nil Karaibrahimgil’in dereden köye gelesiye söylediği şarkı yeterli. Fazlası olunca gitarı ateşe fırlatan Arif’e dönüşüyoruz. Hayır bir film çek ve “bu müzikaldir.” de, biz de izlemeyelim herkes rahat etsin.

Kısacası Erşan Kuneri karakterinin yazımı, bölüm süreleri ve anlatılan hikayeler gibi pek çok tercih kusurlu ya da eksikti. Ve ne yazdık ki buna rağmen hala Netflix’teki en az başarısız işlerden biri. Havasından mıdır suyundan mıdır anlamadım bu platforma düzgün içerik yapamıyoruz biz. Erşan Kuneri ikinci sezon bitikten sonra “biraz gülelim” dedim ve ilk sezonu izledim. Oradan Pek Yakında’ya, oradan Yahşi Batı’ya, Gora’ya kadar gittim. Rica ediyorum bize bunu bir daha yapmayın Cem Bey, lütfen toparlanın ve çatlatana kadar güldürün bizi.


Mehmet Tezcan’ın diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Smile 2: Gülümsemenin Korkutucu Bulaşıcılığı

The Brutalist: Bir Dahinin Cehennemi

Mehmet Tezcan
Arakat Mag'in sesi ve yazarı.

    Smile 2: Gülümsemenin Korkutucu Bulaşıcılığı

    önceki yazı

    The Apprentice: Trump’ın Yükselişi

    sonraki yazı

    Yorumlar

    Yorumlar kapatıldı.

    Bunlar da ilginizi çekebilir