0
Bizi Instagram'da Takip Et

Sinema, kendi tarihi içerisinde zaman zaman değişik formlarda karşımıza çıkmıştır. Özellikle 2000’lerden sonra hayatımıza giren akış platformları da sinemanın son dönem formlarından biridir. Başta Netflix olmak üzere Disney+, MUBI ve Prime Video gibi pek çok akış platformu sinemayı değiştirmiş ve sinema seyircisine pek çok yeni alışkanlık kazandırmıştır. Ancak bu değişim sadece sinemada değil doğal olarak oyuncu ve yönetmenlerde de görülmüştür. Özellikle Hollywood söz konusu olduğunda yaptığı filmlerle Netflix’e en hızlı ayak uyduran yönetmen de David Fincher olmuştur. Sinemanın dev isimlerinin bile zaman içerisinde akış platformlarına dizi ve filmler üretmesi günümüzde iyiden iyiye normalleşti. Bu normalleşme içerisine Zero Day dizisi ile Robert de Niro da girdi.

Zero Day konusu itibarıyla hem politik hem de bir dedektiflik hikâyesi. 6 bölümden oluşan dizinin senarist grubu Eric Newman, Noah Oppenheim ve Michael Schmidt gibi isimlerden oluşuyor. Yönetmenliğini ise Lesli Linka Glatter’ın yaptığı dizinin yapımcısı ise oldukça fazla. Dizinin yönetmeni, senaristleri ve başrolünün yer aldığı yapımcı ordusunda başka isimler de var. Yani Zero Day her şeyiyle ortak bir aklın ürünü.

Bu inceleme yazısı Zero Day dizisi hakkında spoiler içerebilir.

Zero Day 2025 Netflix Dizi İncelemesi Arakat Mag Robert De Niro Jesse Plemons Lizzy Caplan Connie Britton Joan Allen Matthew Modine Angela Bassett Eric Newman

Politik Film ve Dizilerden Bir Tutam

Zero Day’in incelemesine geçmeden önce sinema tarihindeki politik film ve diziler hakkında söylemem gereken bazı şeyler var. Bu şekilde Zero Day’i anlamanın daha kolay olacağını düşünüyorum.

Sinema, doğduğu günden itibaren toplumsal olayları ve siyasi meseleleri yansıtan güçlü bir sanat dalı olmuştur. Politik filmler ve diziler, belirli bir ideolojiyi savunmak, eleştirmek ya da tarihi olaylara ışık tutmak amacıyla üretilmiştir. Bu yapımlar 1925 yapımı Potemkin Zırhlısı filminden ya da 1927 yapımı Metropolis filminden itibaren ele alınabilir. Yani bu türün örnekleri oldukça eskidir. Zaten sinemanın ilk yıllarını düşünecek olursak sinema kendisi bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Bu açıdan politik filmlerin tarihi oldukça eskidir.

Zaman içerisinde Hollywood’un sinemayı endüstrileştirmesi ve seri bir şekilde film üretmesi politik filmlerin de elini güçlendirmiştir. Sinema, bu yıllarda All the President’s Men (1976) ya da JFK (1991) gibi filmleri çıkarmıştır. 2000’li yıllara geldiğimizde de bu konuları kapsayan filmler düzenli olarak üretilmiştir.

Dizilere bakacak olursak konusu itibarıyla Zero Day’e olan benzerliğiyle House of Cards (2013-2018) var. Bu da yine Amerika siyasetine derinlemesine bakan 6 sezonluk bir dizi. Bu yazıda adını anmadan geçemeyeceğim bir dizi de yine Netflix yapımı American Primeval (2025) dizisi. Bu dizi güncel Amerika siyaseti değil de biraz daha Amerika tarihini konu alan bir dizi. Bu diziyi öne çıkarmamın sebebi ise dizinin yapımcısının aynı zamanda Zero Day’in de yapımcısı olan Eric Newman olması. Yani Netflix’in periyodik olarak belirli isimlere bu tip diziler çıkarttığını iyi anlamamız gerekiyor.

Zero Day 2025 Netflix Dizi İncelemesi Arakat Mag Robert De Niro Jesse Plemons Lizzy Caplan Connie Britton Joan Allen Matthew Modine Angela Bassett Eric Newman

Yenilikçi Konu, Geleneksel Sözler

Zero Day’in henüz ilk sekansında karşımıza çıkan George Mullen (Robert de Niro) karakterinin eski bir Amerika başkanı olduğunu anlıyoruz. Yanına gelen kadın kendisinin biyografisini yazmak istiyor. Mullen ise bunu istemiyor. Çünkü hayatını kendisi yazmaya çalışıyor. Yani aslında Mullen oldukça yaşlanmış ve anılarını yazarak otobiyografik bir kitap çıkarmaya çalışan birisi.

Mullen’in masasının üzerinde Vietnam Savaşı’ndan kalma bir fotoğrafı vardır. Bu fotoğrafın çerçevesi kırılacak ve bu kırılma daha sonra Mullen’ın zihninde sürekli tekrar eden “Bambi’yi kim öldürdü?” yankısına sebep olacaktır. Mullen’in masası onun geçmişine dair çokça iz taşımaktadır ve biz bunu ilerleyen sahnelerde zaman zaman görürüz.

Dizinin asıl konusu ABD genelinde binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan bir siber saldırı ve sonrasında yaşananlardır. Sadece 1 dakika gibi kısa bir zamanda bir siber saldırı gerçekleşir ve sonucunda binlerce insan ölür. Akıllara ilk gelen şüpheli ise elbette Rusya’dır. Bu konuyu açıklığa kavuşturması için de kahramanımız eski ABD başkanı George Mullen görevlendirilir. Hükümet tarafından bir komisyon kurulur ve bu komisyona “Zero Day” ismi verilir. Siber saldırının gerçekleştiği güne “sıfır gün” denilmesi muhtemelen hiç böyle bir günün yaşanmadığına inanmak için olsa gerektir. Ancak burada benim aklıma teknolojinin “0” ve “1” rakamlarıyla özdeşleşmiş olması da geliyor. Sonuçta teknolojik açıdan tüm kodlar “0” ve “1” rakamlarıyla yazılıyor. Hatta ölüm ve yaşamı da bu iki rakamla özetleyebiliriz. Ölüm ve yaşam, “0” ve “1”.

George Mullen neredeyse tüm halk tarafından sevilen ve saygı duyulan bir politikacı. İlkelerine bağlı ve vatansever birisi. Onun bu göreve getirilmesi halkın güvenini kazanmak için önemli bir tercih. Özellikle hem sokakta hem de kapalı kapılar arkasında karmaşaları çözebilecek iradesinin olması seyirciyi etkiliyor. Örneğin dizinin ilk bölümlerinde sokakta çıkan bir kargaşaya girip bağırarak konuşması ve insanları sakinleştirmesi önemli. Özetle Mullen herkes tarafından kabul görmüş ve idealize edilebilecek bir karakter. Elbette geçmişte böyle bir karakter yok. Mullen her şeyiyle hayali bir karakter. Üstelik bu hayali olma durumu sadece dizi için değil Amerika siyaseti için de geçerli!

Mullen’in yardımcısı rolünde Roger Carlson (Jesse Plemons) var. Carlson Mullen’in neredeyse eli ayağı. Özellikle Mullen’in kasasıyla ve özel defteriyle o ilgileniyor. Bu özel defter oldukça önemli. Hatta bir ara bu defterde Mullen’e ait olmayan bir cümle var: “Bambi’yi kim öldürdü?”

Dizide mevcut Amerika başkanı Mitchell, (Angella Bassett) Mullen ile sürekli irtibat halinde. Onun tecrübesinden yararlanmak istiyor ama bazen de onun “eski kafalı” olduğunu düşünüyor. Mitchell artık bazı şeylerin Mullen’in zamanında olduğu gibi olmadığını söylüyor.

2025 Netflix Dizi İncelemesi Arakat Mag Robert De Niro Jesse Plemons Lizzy Caplan Connie Britton Joan Allen Matthew Modine Angela Bassett Eric Newman

Geliştirilebilmesi Mümkün Konular

Dizide iyi yapılabilecekken çok da iyi yapılamayan şeyler de var. Bunlardan biri de Mullen’in özel hayatıyla yapılabilecek bazı hamleler. Örneğin Mullen’in kızı Alexandre Mullen’in (Lizzy Caplan) muhalif bir politikacı olması. Ya da zaman zaman hortlayan ve kulağında yankılanan “Bambi’yi kim vurdu?” sorusu. Bu konular üzerinde çok daha detaylı durularak “özel hayat – profesyonel hayat” çatışmasını izleyebilirdik. İzlemedik değil, elbette bunu da izledik ama diziye yeteri kadar katkı verdiğini söylemem zor.

Dizinin belki de en klişe yanı ise Mullen’in çizdiği “vatansever” profil. Amerika’nın başına bir bela geliyor ve ilk sorumlu olarak Rusya ilan ediliyor. Bunu çözmek için tecrübeli birisi görevlendiriliyor ve bu görevli sürekli Amerika politikalarını olumlayan sözler söylüyor. Bunu son derece klişe ve hatta abartılı buluyorum. Siyasetin “biz” kavramını oluşturabilmek için bir “öteki” yaratmasını anlayabiliyorum. Yine de bunun bu şekilde yapılmaması gerektiğini de düşünüyorum. Nitekim zaman içerisinde sorumlunun Rusya olmadığını da anlıyoruz zaten.

Dizinin karikatürize bir şekilde işlenmiş olsa da iyi yanları da yok değil. Bunlardan biri de medyanın kullanılma şekli. Dizide medya kullanılarak siber saldırıyı “Hasatçılar” olarak isimlendirilen sol radikal bir grubun yapmış olabileceği düşündürülür. Sonuçta özellikle günümüz dünyasında insanlar “gerçekler” değil “algılar” aracılığıyla yönetilmektedir. Bu konuda da karşımıza televizyoncu Even Green (Dan Stevens) çıkıyor.

Dizinin finaline geldiğimizde ise George Mullen bir konuşma yapar. Bu konuşmada bir anda kahramanlaşarak her şeyi ifşa etmeyi tercih eder. Politikanın gerektirdiği hileleri bir tarafa bırakır ve daha önceden hazırlanmış metni prompterdan okumayı keser. Sözlerine doğaçlama devam eder ve kahramanlaşır. Bu kahramanlaşma hali dizinin başından itibaren özdeşlik kurulan karakterle özdeşleşme konusunda seyirciyi zirveye çıkarır.

Artık Mullen eski hayatına döner ve sabah koşularına devam eder. Günlük rutinlerini aksatmadan yaşar. Çalışma masasına geldiğinde yazdığı otobiyografiyi şömineye atar ve yanışını izler. Burada seyirci olarak bir politikacının kendini ne kadar eleştirerek yazabileceğini sorgularız. Çünkü Mullen muhtemelen siyasi hayatı boyunca son yaptığı özeleştiriyi yapamamış ve cesareti gösterememişti. Dolayısıyla onun yapabileceği en iyi şey o kitap dosyasını ateşe atmak ve biyografisini başkalarının yazmasına izin vermek olacaktır.

Zero Day 2025 Netflix Dizi İncelemesi Arakat Mag Robert De Niro Jesse Plemons Lizzy Caplan Connie Britton Joan Allen Matthew Modine Angela Bassett Eric Newman

Suya Sabuna Dokunmadan

İzlediğim dizi ve filmler hakkında büyük sözler söylemeyi tercih etmem. Zero Day için büyük bir söz söyleyip sonra çok da onu kastetmediğimi anlatacağım. Aslında bu dizi “politik görünen ama daha çok apolitik tavırlarda bulunan” bir dizi. Elbette apolitik olamaz. Ancak ele aldığı konuları ele alış biçimi son derece yüzeysel ve köşesiz. Örneğin mevcut ABD başkanı Mitchell siyahi bir kadın. Yani Barrack Obama’dan sonra bir ABD başkanı var dizide. Üstelik bir de kadın. Dizi alttan alta Amerika’nın da ne kadar “politik doğrucu” tavırlar içinde olduğunu gösteriyor. Ne kadar modern bir ülke olduğunu söylemek için siyahi ve kadın bir ABD başkanı tercih edilmiş.

Bana göre bir başka önemli problem de George Mullen’in çok idealize edilmiş bir başkan olması. Her kim olursa olsun hiçbir politikacının bu kadar idealize edildiği ve kahramanlaştığı bir evren ben düşünemiyorum. Dizideki temel problemlerden biri de işte bu. Mullen harika bir başkandı ve “ötekilerin” yaptığı saldırıları hep korudu. Bunlar düşünülünce dizinin hiç suya sabuna dokunmadan, “tehlikeli” olabilecek söylemlerde bulunmadan final yaptığını söyleyebilirim.

2025 Netflix Dizi İncelemesi Arakat Mag Robert De Niro Jesse Plemons Lizzy Caplan Connie Britton Joan Allen Matthew Modine Angela Bassett Eric Newman

İyi Oyuncu Kadrosu ile Basit Roller

Dizinin iyi bir oyuncu kadrosundan oluştuğunu yazının henüz başında söylemiştim. En başta Robert de Niro gibi bir sinema devi bu dizide rol alıyor. Bu açıdan da dizi önemli bir hale geliyor. Robert de Niro elbette iyi bir iş kotarıyor ancak tam bir de Niro oyunculuğu olduğunu söyleyemem. Yani izlerken iyi bir oyunculuk çıkardığını söylemek elbette mümkün ama Robert de Niro gibi bir oyuncunun çok altında bir performans olduğunu da söylemem gerek. Sanki de Niro 81 yaşına gelmişken bir mini dizide de oynamamış olmamak için bu rolü kabul etmiş gibi. Yine de 81 yaşındaki bir oyuncu için iyi bir performans diyebilirim.

Bir diğer önemli oyuncu ise Jesse Plemons. Benim son yıllarda denk geldiğim en iyi ”yardımcı oyuncu” Plemons. Evet yardımcı oyuncu diyorum çünkü yer aldığı neredeyse her filmde yardımcı oyuncu olarak görev aldı. Benim için özellikle Civil War (2024) ve The Power of The Dog (2021) filmlerinde ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu gösteren birisiydi. Bu açıdan hep kendisi üzerine kurulu bir filmde oynamasını istediğim de bir oyuncuydu. Tam olarak öyle olmasa da en azından başrollerden biri olarak Kind of Kindness’da (2024) aldı. Burada da belki de filmin en iyi oyuncusu olarak öne çıkmıştı. Jesse Plemons bu dizide de oldukça uzun bir süre rol almış ve bunu oldukça iyi yapmış bir isim. Özellikle Mulner karakterinin hemen yanı başında olması onu uzun süre izlememizi sağlıyor. Bu da seyirci açısından oldukça keyif veren bir durum.

Bu iki oyuncu dışında Lizzy Caplan, Connie Britton, Joan Allen ve Matthew Modine gibi isimler öne çıkıyor. Bu oyuncuların da kendilerine düşen görevi en iyi şekilde yaptıklarını söyleyebilirim. Zero Day genel olarak oyunculuklar açısından iyi bir film diyebilirim.

2025 Netflix Dizi İncelemesi Arakat Mag Robert De Niro Jesse Plemons Lizzy Caplan Connie Britton Joan Allen Matthew Modine Angela Bassett Eric Newman

Bir House of Cards Asla Değil

Zero Day’in bir mini dizi olması hemen her şeyiyle derli toplu bir dizi yapmış. Konusu ve konusunu işleyişi diziyi dört başı mamur bir hale getirmiş. Bu açıdan kısa sürede izlenip keyif alınacak bir iş. Ancak hem bugün hem de gelecekte iyi diziler arasında anılabileceğini sanmıyorum.

Netflix yapımı politik diziler düşünüldüğünde House of Cards hemen öne çıkar. Hakkıdır da çünkü oldukça iyi bir yapımdır. Zero Day ise asla House of Cards’ın olduğu listelere girebilecek bir dizi değil. Üstelik House of Cards kadar siyasete dair söyleyecek sözü de yok.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen Zero Day kısa bir zaman diliminde kısmen iyi bir dizi izlemek isteyenlere rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir dizi.


Can Ahmet Çelik‘ın diğer yazılarına bakmak için buraya tıklayınız.

Daha fazlası için bizi Youtube, Twitter ve Instagram aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Severance 2. Sezon: 1. 2. & 3. ve 4. Bölüm İncelemesi

American Primeval: Kanlı Amerika Tarihine “Mini” Bakış

 

Can Ahmet Çelik
Selçuk Üniversitesinde Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitede aynı bölümde yüksek lisans yapıyor. Fransız sinemasına ilgili. Düzenli olarak okuyor, izliyor ve yazıyor.

Love Me: Yüzeysel Bir Aşk Hikayesi

önceki yazı

Grand Theft Hamlet: Kaotik Bir Shakespeare Uyarlaması

sonraki yazı

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

Bunlar da ilginizi çekebilir

daha fazla Netflix