0

Tadı damağımızda kalan bir Game of Thrones sezonu daha sona erdi. Hem de bu sefer 3 bölüm eksik bir şekilde. 3 haftalık eksikliği şimdi ne kapayacak gerçekten merak ediyorum. Her şeyin iyice sonuca yaklaştığı, artık neyin olacağını anladığımız harika bir sezonu geride bıraktık. Her yazımda belirttiğim gibi tam bir kurgu harikası bir sezon oldu. Işınlanma gibi sıkıntıları geride bırakırsak görmek için can attığımız birçok şeyin gerçekleştiği ve tadı damağımızda kalan birçok sahneye gözlerimizle şahit olduğumuz, unutulmayacak bir sezondu. Bundan sonra elimizde sadece 6 bölüm kaldı ve bu 6 bölüme ne zaman kavuşacağımızı bilmiyoruz. Çünkü 2018 olma ihtimali de var 2019 olma ihtimali de. Bir buçuk saat bol efektli filmlerin 6 ayda çekildiğini düşünürsek tamamen ölülerden oluşan 6 bölümlük bir diziyi 2018’E yetiştirebileceklerini sanmıyorum, üzgünüm. Umarım Jon’un esas adının Aegon olduğunu unutmayacak kadar çok bekletmezler bizi.

Sezon başında konular bol bol bölünmüştü ama son 2 bölümde artık her şey birleşti. Birkaç sezondur acaba yan yana gelse ne olur dediğimiz bütün karakterler sonunda tek bir alanda toplanmayı başardı. Buradaki en ironik şey ise şu: Jon, yıllardır Lena Headey yani Cersei ile aynı seti paylaşıyor ama 7 yıl sonra ilk defa karşılıklı oynadılar. Bu onlara nasıl bir heyecan verdiyse bize de verdi. Tormund ve Beric yoktu ama olsun. Yine de hepsini tek bir alanda görmek gerçekten güzeldi. Normalde Game of Thrones, sezon finali öncesindeki bölümü daha iyi yapar. Bu sene de aynısı yapmışlar diyebiliriz. Fakat ben sırf toplanma sebepli bu sefer finali en iyisi seçmek istiyorum. Hepsinin ağaçalar arasında beraber yürüdüğü sahne film olsa oturur saatlerce izlerim.

Kısa analizime Winterfell ile başlamak istiyorum çünkü orada oldukça ilginç bir durum var. Kuzey Kore gibiler. Westeros’ta kıyamet kopuyor ama koskoca Winterfell Arya-Sansa-Littlefinger arasındaki taht oyunlarından ibaret. Dünyadan haberleri yok. Ejderler, zombiler falan? Yok mu? Peki… Sansa salak dedik dedik kendisi de bu bölüm salak olduğunu kabul etti. Ama en azından öğreniyor. Littlefinger kesin Sansa’nın kanına girdi derken Arya’nın yargılanacağını sandığımız sahnede harika bir fake yedik. Littlefinger’ın gözleri öyle bir açıldı ki o sahneyi geri sarıp sarıp 3-5 defa izledim. Karakteri canlandıran Aidan Gillen harika bir oyuncu. Diğer filmlerinde de harika olduğunu kanıtlıyor. 5 dakkada öyle bir rolden role girdi ki hayranlıkla ama bir o kadar acıyarak ve bir o kadar da zevk alarak izledim. Önce “whatsapp var mı özelden konuşalım” dedi, olmayınca gider yaptı askerlerine basalım gidelim dedi, o da olmayınca yalvarmaya başladı. Resmen her şeyi denedi. Onun bu şahane çırpınışına Arya ise resmen duygusuzca cevap verdi. Herhangi birini öldürür gibi tık diye aldı boynunu. Bu sahnede büyük ihtimal dünyanın koca bir bölümü aynı anda oh çekmiştir.

King’s Landing’de ise durumlar karışık. Khaleesi, resmen şov yaparak bütün ordusu ile geldi. Bu ordunun burada olması içerideki birçok karakteri de rahatlattı aslında. Jon ve tayfası Dragon Pitt’e giderken gerçekten gurur duyarak izledim. Severek izlediğimiz bütün karakterler tek bir karedeydi. Fakat arenaya vardıklarında yoksa demedim değil? Cersei’nin orada olmayışı acaba tuzak mı dedirtti. Belki de tuzaktı. Fakat bunu Khaleesi -bizce- ejderhaları ile gelerek bozdu. Gösteriş meraklısı sarışın gene şovunu yaparak geldi.

Ekibin Cersei’yi ikna etme çabası pek etkili olmadı. Çünkü Cersei’nin gözü dönmüş artık. Geçen bölümde de belirttiğim gibi, aklını kaybetmiş artık. Tek derdi düşmanlarını ezmek. Bir imkanı varsa ki onu da öğrendik, her şeyi deneyecek. Ejderhalar bile onu yerinden kaldırmadı. Jamie’nin ise suratı hemen korku ile doldu. Çünkü Cersei koltuğunda otururken Jamie savaş alanında olanları gördü ve olabilecekleri biliyor. Tabii Cersei’nin karizma wight’i görünce iptal oldu. Ölüm, gerçekti. Hepsinin karşısındaydı. Bu sahne bunun gibi sahneler bu senenin en sevdiğim sahneleri. Acaba ne olacak sorularına resmen cevap aldık. Fakat Cersei’yi hiçbir şekilde ikna edemediler. Ölüm bile onu etkilemeye yetmedi. Dediğim gibi, Cersei tek bir umudu varsa bile ona tutunur.

Bu bölümde önemli olan ve bence -gelecek sezon çıkacak konu- Tyrion ile ne konuştukları? Tyrion ne dedi de ikna etti. Ya da ikna ettiğini mi sandık? Tyrion Cersei’nin planlarını biliyor mu? Çünkü Tyrion’un bölümün sonunda attığı bakışa hiçbir anlam veremedim. “Aşk” ise dizinin en saçma olayı olur. Ama tehlikeli bir bakışsa ki olabilir, Tyrion Khaleesi’nin kehanetindeki son ihanet mi?

Cersei oldukça zeki biri. Essos’taki yardımı Euron’u kullanarak getirtecek ve ne olursa olsun savaşı kazanmaya çalışacak. Ama Jamie buna rağmen kazanamayacağını biliyor. Tabii kime anlatıyor. Bu onların -sonunda- gerçekten yollarını ayırmasına sebep oldu. Cersei, savaşı görmediği için kazanacağına inanıyor fakat Jamie körü körüne inanmak istemiyor. Ve en sonunda ayrılarak çok ama çok büyük bir hareket yaptı. Onun ayrılması demek Cersei’nin ihanetini anlatması demek. Keza onun ayrılışı ile King’s Landing’e kış geldi. Boş sokak kareleri gerçekten de harikaydı, 7 sezonda neler oldu neler bitti buralarda, en sonunda kış geldi.

Jon ve Khaleesi mutlu mesut geri döndü ve planlarını yapmaya başladı. Bunlardan ilki Khaleesi’yi Winterfell’e götürüp orda onu tanıtmak oldu. Bu yolculukları ise sonunda onların -beklediğimiz gibi- sevişmesi ile sonuçlandı. Fakat sevişme sahnesinin gösterildiği sahne çok daha büyük bir önem taşıyor. Sam, Bran’ın yanına gelerek uzun süredir bildiğimiz ama birisinin ağzından duymayı istediğimiz şeylerin söylenmesini sağladı. Bran’ın da “her şeyi biliyom” triplerinin rafa kalktığını gördük, her şeyi bilmiyormuş. Bran’ın anlatımı ile Rhaegar ve Lyanna’nın oğlunun Jon olduğunu ve esas adının Aegon olduğunu resmen öğrendik. Biz biliyorduk zaten de darısı Jon’un başına. Burada Rhaegar’ı görmek açıkçası beni mutlu etti. Umarım 2020 gibi gelecek olan Spin-Off Targeryan ailesi ve Mad King ile alakalı olur da hikaye hakkında her şeyi detaylı bir şekilde izleriz.

Winterfell saçma sapan işlerle uğraşırken King’s Landing birleşme ile uğraşıyordu. Westeros oldukça yoğun günler geçirirken Night King de anlaşılan ejderhası ile antremanlar yapmış. Beş bin yıllık duvar, 5 dakikada yıkıldı gitti. Yemek gibi. 1 saatte yapar, emek verirsiniz ve 5 dakikada yersiniz. Night King hiç acımadı ve duvarı resmen yıkarak ölüleri kuzeye sokmayı başardı. Burada herkes şunu soracak: Hani duvar büyülüydü? Hatırlarsanız ölüler 3 gözlü kuzgun’un mağarasına girince patlıyordu fakat Night King, Bran’a rüyasında dokununca büyü bozulmuştu. Bran büyük ihtimal duvarın da büyüsünü bozdu ve ölüler geçmesine sebep oldu.

Bol diyaloğun olduğu, yolların ayrıldığı, birleştiği, çok önemli bir karakterin tahtalı köye gittiği bölümde Night King de 7 sezondur yapmak istediğini yaptı. Bundan sonrası artık soğuk savaş. Ölüler yakın olduğu için ilk olarak Winterfell’e uğrayacak. 6 bölümü kalan dizinin bundan sonra tek konusu ölüler ve insanlar olacak. Taht oyunları Littlefinger’ın ölmesi ile bitti. Artık sadece ölüm kalım mücadelesi var. Bir ya da iki sene sonra izleyeceğimiz sezon büyük ihtimal bize Azor Ahai’yi de verecek. Vermezse bu savaşın nasıl kazanılacağını gerçekten merak ediyorum. Teoriler var ama bundan sonra artık hiçbir şey tahmin edilemez durumda. Bekleyip göreceğiz.

Good bye my old friend, Game of Thrones.

Valerii Ege Deshevykh
Ukrainian Creative Director | Motion Picture Writer | Horror Freak

Seni Buldum: Annabelle: Creation

Previous article

Gelecekten Babama: Frequency

Next article

Yorumlar

Yorumlar kapatıldı.

You may also like